Regulus Black

Regulus daha yeni yatmıştı.Aniden uyudu ve rüyaya daldı.Çok yorgun değildi ama hemen uyudu.Rüyasında karanlık bir ormandaydı dayısı ile arkadaşı Sirus' a sesleniyordu bi tepenin üstüne çıkmıştı.Ve bağırarak şunları söylüyordu


-Dayı, Siruuuuuuuuus!

Cevap gelmeyince çok korkmuştu.Etarafı aramaya başladı.Karanlığa gittikçe daha vazla tırsıyor çığlık sesleri daha fazla yükseliyordu.Arkasında bir çıtırtı duyduğunda hemen arkaya baktığında yetişkin bir trol vardı.


Regulus'un asasıda yanındada değildi.Trol elini kocaman açıp havaya kaldırdığında bir çığlık atmıştı.Trol ağzını açıp Regulus'a doğru bağırınca korkusu biraz daha da artmıştı.Trol vurduğunda en az 15 metre uçup bir ağaç gövdesine çarpmıştı.Kemikleri kırılmıştıki inanılmaz bir acı çekmişti.


Omzuna yukardan kırmızı bir damla düşdüğünde hemen omzuna bir baktıki o kırmızı damla kandı.Dayısı ve Sirus ayaklarında bağlanmış hırpalanmış bir şekilde duruyordu. O anda büyük bir sesle haykırdı.


Rüyasından terler içinde uyandı.Uyanır uyanmaz şunları söyledi.

-İyi ki rüyamış!

Bu gördüğü rüyayı hemen yakın arkadaşı Sirus'a anlattı.Sirus ise ona


-Yapma sadece bir rüya bunda ne çıkabilir ki.

-Rüya deyip geçme böyle şeyler olabilir.

Sirus ise alaycı gözlerle bakmıştı.Regulus rüya deyip geçmedi anlamını okudu kitapta aynen şunları okudu


Trol görmek=Trol görmek kötüye işarettir.Rüyada gördüğünüz kişiler büyük teğlike içindedirler.

Kişileri bir yere asılı olareak görmek=Gördüğünüz kişiler çok kötü bir şekilde kattedileceklerdir.

Bunları okuyunca büyük bir korku içine düştü.Günler geçti.Regulus rüyanın gerçek olmadığını görünce emin oldu.Arkadaşının söylediklerini hatırlayınca bu rüyanın sadece görebildiğini gerçek olmadığını anlayınca unutup gitti.



Hoesmeada'ya bir gezi olmuştu.Neşesini hiç bir şey bozamazdı.Rüya bile.
Tabikide buraya arkadaşı ve dayısı ile gidiyordu.Bütün sınıf toplanmıştı.Öğretmenler eşliğinde heryeri geziyor,yemekler tadıyorlardı.


Herkes çok eğleniyordu.Saat 18:37'yi gösterince hemen arabalara binmeye başladılar.Sayışma yapılır ken arkadaşı Sirus yoktu.Öğretmenlerine bunu hemen haber etti.


-Bay Paul arkadaşım Sirus yok heryere baktım ama bulamadım.
-En son nerde gördün onu.
-Balyumruk Şekerci Dükkanında.Galiba yemeye daldı.
-Ozaman dayınla hemen alın gelin ordan.
-Peki efendim.


Dayısıyla koşturarak etraflarına bakmadan gidiyordular.Aniden arkada kara atlı ve kara giysili birisi belirdi.Çok hızlı gidiyordu.Aniden atın toynağı dayısının dizine çarptı.Galiba ayağı burkulmuştu.Hemen oraya uzandı.


Regulus Sirus'u almaya gitti.Dayısı ise orda bekliyecekti.Balyumruk Şekerci Dükkanına girdiğimde yerde yatan sahibi gördü.Sirus tam orda bekliyordu.Arkasında ise dayısına çarpan adam vardı.Adam elini cebine soktu.Aniden bir bıçak çıkarıp Sirus'un boğazını kesmişti.Kanları heryerine hışkırıyordu.Aniden Sirus yere yıkıldı.


Adam pelerini çıkardığında buna inamamıştı.Bu Lord Voldemort'du.Hemen dayısının yanına doğru koştu. Bir baktıki Dayısı yoktu yerini kanlar tutmuştu.Hemen çığlıklar eşliğinde otobüse koştu.


Regulus'u gören öğretmenlere her şeyi anlattı.O yerden hemen gitmiştiler.Oraya hemen Alburd Dambuldore, güçlü sihirbazlar ve öğretmen ler gitmişti.