Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Rachel Summer Bilson

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Rachel Summer Bilson
Muggle
Rachel Summer Bilson


Kadın
Mesaj Sayısı : 501
Yaş : 30
Nerden? : Los Angeles
Rp Sevgilim : ♥Adam Seth Armstrong♥
Savaş Tarafım : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Yaşım(Rp\'de) : 20
Asam : KéDî PéNÇéSî
Kan Saflığı : Safkan!
En Belirgin Özelliği : Sert Çıkışları
Ruh haliniz : Rachel Summer Bilson Boupi31rp5of8
Kayıt tarihi : 28/06/08

Kişi sayfası
Büyü Gücü Büyü Gücü:
Rachel Summer Bilson Imgleft50/100Rachel Summer Bilson Emptybarbleue  (50/100)
Rp Gücü:
Rachel Summer Bilson Left_bar_bleue100/100Rachel Summer Bilson Empty_bar_bleue  (100/100)

Rachel Summer Bilson Empty
MesajKonu: Rachel Summer Bilson   Rachel Summer Bilson Icon_minitimeC.tesi Ağus. 02, 2008 5:50 pm

Ad & Soyad : Rachel Summer Bilson
Okul (Mezun) :
Ravenclaw

Rp Konusu (Başlığı) : Pollyanna
Örnek RP :

~~ YATAKHANEDE ~~


" Yatakhane yanıyor kaçınn! Hadi kalkın hemen çıkın buradan! "

Anahi neler olduğunu anlarmışcasına etrafında kileri yargılıyordu. Herkes bir otarafa bir bu tarafa koşarken o yavaşça üstünde ki polyester geceliği elleriyle önüne toplamış, anlamsızca yürüyordu. İnsanları izlemek ya da kaçmak gibi bir eylemi yoktu bu halde. Sadece karşısında ki 5 tane siyah insana bakıyordu. Gözlerinden sanki alev fışkırıyordu hepsinin. Öyle korkunçlardı ki korkmaması mümkün olmazdı kimsenin. Tam karşısında duruyordu hepsi. Anahi'ye baktıklarını biliyordu. Ama neden kimse onları görmüyordu. Sadece Anahi mi görüyordu? Onlarla arasında 5 metrelik mesafe vardı ve biraz daha yaklaşırsa kötü şeyler olabilirdi. Ama o inadına yaklaşıyordu. Nedenini de çözebilmiş değildi üstelik...

En önde duran hepsinden daha büyüktü. Daha kalıplı ve uzundu. Öyle karanlıktı ki yüzünü görmek için bir fenere ihtiyacı vardı. Hala herkes kaçışıyordu. Sadece sahnede o siyah adamlar ve Anahi vardı. Ama bu kimsenin umrunda değildi. Anahi adama yaklaşmıştı gereğinden fazla. Yarım metre mesafeden birbirlerine bakıyorlardı. Hiç birinin yüzünde mana yok gibiydi. Anahi ateş saçan gözlerinden başka bir şey de görmüyordu zaten... Siyah cüppeleri onları daha da çözülmez yapıyordu. Her yer birden kararmıştı şimdi. O kadar karanlıktı ki karşısında ateş saçan iki çift gözden başka bir şey görünmüyordu. Aklına tehlikeli bir şey gelmişti. Tepki vermediğini anlayınca başında ki lanet cüppe şapkasını çıkarabilirdi. Elini başına götürdü ve açmaya çalışırken birden onun kolunu kavradı ateş gözlü adam. Ayın ışığı vurmuştu yüzüne. Ama hala bir belirti yoktu. Anahi'ye bakarak :

" Çok merak iyi değildir... Kalk artık! "

demişti ve bu rüyasında duyduğu son sözler olmuştu Anahi'nin. Birden yatağından sıçrayıp etrafına bakındı. Yanında ki bir arkadaşı sürekli kolunu dürtüyordu. Kalkmasını söylüyordu. Anahi bir an bilincini kaybetmişti. Ama sonunda kendine gelmişti. Nefes nefese kalmıştı. Arkadaşına tiz bir sesle geleceğini söyleyip başından atmıştı. Ama hala rüyanın etkisindeydi ve o kadar kalın bir sesti ki bu ateş gözlünün sesi, Anahi'nin zihninden ömür boyu çıkmayacaktı...

Yatağıda terden sırıksıklam olmuştu... Daha fazla hasta olmak istemiyordu. Buda nerden çıkmıştı? Başı ağrımaya başlamıştı ve kendini halsiz hissediyordu. Buraya bir türlü alışamamıştı. Ama nasılsa diğer büyükler gibi yakında alışacaktı. Hep umutlu biri olmuştu Anahi. Her zaman elindekilerle yetinmeyi bilmiş, hiç bir zaman umudunu kaybetmemişti. Çünkü o biliyordu ki, bir insan umudunu kaybederse inancıda beraberinde giderdi... Bu sözü ona büyükbabası ölmeden söylemişti. Anahi'nin hayatında ki en acı ölümdü bu. İlk defa bir yakınını kaybetmişti. Üstelik henüz 8 yaşındaydı...

Aklından kötü anılar geçerken o kendini nasıl geldiğini bile bilmediği yerde, lavaboda aynanın karşısında bulmuştu. Kendine şöyle bir bakınca düşündü. Bu sadece bir rüyaydı. Hepte öyle kalacaktı. Aldırış etmeyip yüzünü yıkadı. Tekrar aynada ki yansımasına baktı ve gülümseyerek giyinmeye gitti. Saçlarını açarak dalgalı bir görünüm verdi. Her zaman tapıyordu saçlarına. Görünümüne çok önem veren biri olarak üstüne titriyordu ve çok fazla bakım yapıyordu. Bakımsız erkek ya da kızlardan hoşlanmazdı. Her zaman öğüt verirdi ama pek fazla dinlenmezdi. En azından erkekler tarafından... Ama bu onun umrunda değildi. Sadece öneride bulnuyordu. Zira ondan daha güzel görünen birini çekemezdi...

Koridorlarda sakin adımlarla yürürken bir an izlendiği hissine kapılmıştı. Ama arkasını döndüğünde onu izleyen biri olmadığını anlamıştı. Umursamayarak yoluna devam etti ve rüyadan sonra biraz hava almanın iyi geleceğini düşündü. Göl Kenarına yavaç adımlarla yürüdü...

~~ GÖL KENARI ~~



Göle geldiğinde sıkıca tuttuğu kitapları çimenin üstüne bıraktı ve ellerini başının üstüne koyup şöyle bir nefes aldı. Hava bugün çok güzeldi. Gerçekten ona huzur verebilecek kadar güzeldi... Aslında o her şeyden bir mutluluk çıkaran biriydi ama, her neyse... Gülümseyerek etrafın bakındı. Daha sonra kitaplarını koyduğu yerin yanına oturdu ve dersten önce güzel bir havayla kendini temizledi. İçinde ki bütün negatif enerjiler bu güzel manzara karşısında yok oluyordu. Her zaman buraya gelse hiç bir derdi kalmazdı aslında. Ama pekte derdi yoktu. Yeni aldığı kremin işe yaramamasından başka...

Burada tek olmadığını öğrenmesi geç olmamıştı. Onun canayakın olması arkadaş edinmesini de kolaylaştırmıştı. Hemde böyle büyük bir okulda bir arkadaşının olması büyük mutluluktu. Neden her şeyden mutluluk çıkarıyordu acaba? Bu huyunu kimden almıştı ki? Annesi, hayır... O bazı şeyleri çok kafasına takan biriydi. Her zaman Anahi ona teselli verirdi. Ne dayanışmaydı ama... Babası, kesinlikle hayır. O mutluluğu kötü şeylerde arıyordu. -Ki Anahi buna mutluluk demiyordu da... Büyük ihtimal babannesi ve büyükbabasından almıştı bu özelliğini.

" Ne kadar güzel bir gün... Acaba annemler ne yapıyordur... "

Ailesine çok düşkündü Anahi ve onlardan söz konusu açıldığında hiç duramıyordu. Sürekli bahsediyordu onlardan. Ailesine değer vermeyen insanlardan da hiç hoşlanmazdı... Ne olursa olsun onlarla bağının asla kopmayacağını biliyordu. Ailesini bugünde andıktan sonra derse geçebileceğini düşünüp kitaplarını eskisi gibi göğsüne koyup sıkmıştı Anahi. Daha sonra çiçeklerin arasından geçerek Hogwarts koridorlarına doğru ilerlemişti.

~~ KORİDORLAR & İKSİR DERSLİĞİ ~~




Koridorlardan şarkı söylerek geçiyordu. Hiç bir şeyin moralini bozmasına izin vermiyordu. Herkese örnek oluyordu bu sayede. Ne olursa olsun hep gülümsüyordu inadına. Aklı biraz fazla havada olsada o kötü eleştirilere sadece gülüyordu. Ama aklının bir köşesinde duruyordu. Eğer gerçekten düzeltmesi gereken bir yönü eleştirilmişse bunun üzerine işe koyuluyordu... Koridorlarda ki öğürencilerin ona garip garip bakmasına karşılık o sürekli selam veriyordu. Sesi koridorlarda çok güzel yankılanıyordu. Çok güzel bir sese sahipti. Her zaman çok sevilirdi söylediği şarkılar. Güzel bir hava katmıştı Hogwarts'a bugün...

" Es tan magico como todo paso,
Nuestro amor.
Nuestro dulce amor,
Es tan facil que ya nada me sorprende,
En nuestro amor,
Este increible amor...
Todo fue como en un sueno,
En nuestro amor todo va sucediendo.
Y es asi!..
Asi es!..
Y no hay nada que hacerle...
Y es asi!..
Asi es!..
Es asi como sucede.
Este amor...
Es tan sencillo que no se como explicar,
Nuestro amor...
"


Koridorlar bu şarkıyla yankılanmıştı bugün. Rahatsız olan biri varsa söylerdi zaten. Ama henüz böyle biri çıkmamıştı. Dersliğin kapısını yavaşça açtığında içeride kavruk tenli ve çok güzel görürünen profesöre gülümsedi ve :

" Sihirli Günler Profesör... Girebilir miyim? "

diyerek izin istedi ve iznini aldıktan sonra ortalardan bir sıraya oturdu. Kitaplarını hemen baş ucuna koyup 2. sınıflar için olan iksiri yazdı. Geç kalmadığını düşünüyordu ama biraz aklmıştı heralde... En azından Profesör kızmamıştı...

" Saç Uzatma İksiri: Saçın uzamasına sebep oluyor.

Malzemeler: Sıçan kuyruğu, Laçan özü, Selamotu, Balkabağı suyu.


Talimatlar: Altını yakmadan önce kazanda laçan özü ile ezilmiş bir adet selamotunu iyice karıştırın. Üzerine kavanozlardaki balkabağı suyundan ilave edin. İçmeyin. Kazanın altını yakarak ağır bir koku yayılana kadar karıştırın ve en son sıçan kuyruğunu koyun. İksir renksiz ve ağır bir kokuya sahip olmalıdır. "


Söylenenleri not aldıktan sonra şöyle bir düşündü ve bu iksirin işe yarayabileceğini düşündü. Ama Malzemelerine baktığında hiç iç açıcı şeyler yoktu doğrusu. Bir an midesi bulanmıştı ama o kendini tutup işe koyuldu... Önce önünde duran iğrendiği şeyleri kazanına koyup talimatları uyguladı. Daha sonra bir daha gözden geçirdi ve son maddeyi de koyup neler olacağına bir baktı...

" Üzgünüm sıçancık, ama kuyruğuna ihtiyacım vardı... "

Profesöründe dediği gibi renksiz ve aır bir kokuya sahip olmuştu bu karışım. Ama saçına uygulayıp uygulamayacağı hakkında kesin bir yargıya varamamıştı. Kendi üstünde denemek istemiyordu. Daha sonra üstüne Anahi Giovanna Puente Portilla yazdı ve profesörün masasına bıraktı. İyi bir iş çıkmasını ümid ediyordu...

~~ KORİDORLAR & BİTKİBİLİM SERALARI ~~



İksir dersinden aynı heyecan ve tempoyla çıkmıştı Anahi. Bugün hiç olmadığı kadar güzel bir gün diye düşünüyordu. Canını sıkabilecek en ufak şeyden bile kaçınıyordu. Neşesinin hiç bozulmamasını ümid ederek koridorlarda aynı sesle dolaşmaya başlamıştı. Yine şarkı söylüyordu. Çok eğlenceli bir şeydi ona göre... Bazı insanlar yüzlerini asıp öylece oturuyorlardı. Onlar yaşlanmadan yaşlanmanın belirtisini göstermiş insanlardı...

Seranın önüne geldiğinde Profesörün içeride olup olmadığını anlamaya çalışıyordu. Ama malesef göremiyordu. Fazla geç kalmadığını düşünerek cesaretini toplayıp içeri girdi Anahi. Profesöre gülümseyerek :

" Şey, İksir Dersinden yeni çıktımda. Sihirli Günler... "

dedi ve nazikliğiyle olumlu yanıt aldı. Profesör'ün önünde güzel ve yeşil bir bitki duruyordu. Acaba bugün kü derste nasıl bir aktivite olacaktı. Başını masaya dayadığı kollarına yaslayıp Profesör'ün bir an önce derse başlamasını bekledi.

Bitkilerle her zaman iyi anlaşmıştı Anahi. Evde odasında bir sürü bitkisi vardı. Camın önüne koyarak onları büyütüyordu. Kısaca hayata gülen biriydi ve bunun hiç bitmeyeceğini düşünüyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://karanlik-okul.niceboard.net/
Paul Walker
Admin/Durmstrang Okulu Müdürü/Düello Sanatları Profesörü
Admin/Durmstrang Okulu Müdürü/Düello Sanatları Profesörü
Paul Walker


Erkek
Mesaj Sayısı : 4137
Yaş : 33
Nerden? : Londra
Rp Sevgilim : Keira Knightley
Savaş Tarafım : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Yaşım(Rp\'de) : 25
Asam : Hipogrif Pençesi
Kan Saflığı : Melez
En Belirgin Özelliği : Aşırı İyimserimdir
Ruh haliniz : Rachel Summer Bilson Hnkav01gl2hz9
Kayıt tarihi : 18/04/08

Kişi sayfası
Büyü Gücü Büyü Gücü:
Rachel Summer Bilson Imgleft100/100Rachel Summer Bilson Emptybarbleue  (100/100)
Rp Gücü:
Rachel Summer Bilson Left_bar_bleue100/100Rachel Summer Bilson Empty_bar_bleue  (100/100)

Rachel Summer Bilson Empty
MesajKonu: Geri: Rachel Summer Bilson   Rachel Summer Bilson Icon_minitimeC.tesi Ağus. 02, 2008 6:18 pm

%100



KİLİT
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://sanal-sihir-alemi.yetkin-forum.com
 
Rachel Summer Bilson
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Rachel Viola Black
» Bilson Ailesi
» Rodolphus Bilson
» ~ Rachel C. Barrymore ~

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: |>Kimlik&Karakter :: Kimlik&Karakter :: Rp Gücü Belirleme-
Buraya geçin: