Sıcak Bir Çay İçin

Amy uyandı.Kendini çok enerjik hissettiği için hogsmeade gitti.Uzun bir yürüyüş yaptı.Ama artık susamış ve yorulmuştu.Bu yürüyüşün ardından sabah sabah iyi bir çay gibisi yok diye düşünerek çay dükkanına gitti.Masa ikiyi boş buldu ve oturdu.Sparişini verdikten sonra biraz etrafı inceledi.Burası çok güzel bir dükkandı,etraf sessizdi. Çayı geldi ve onu içmeye koyuldu.Çayı bitmişti. Bir çay sparişi daha verdi ve çayını beklerken kitabını açıp okumaya başladı.Çayı geldi.Kitabını okurken bir yandanda o sıcak çayı yudumlamak çok hoşuna gitti.

Cedric ogünün güneşi ile uyandı.Baktı ki derslerin başlamasına çok var.En iyisi biraz gezineyim diye düşündü.Kimseyi uyandırmamak ama ile sessiz "Silencio" şimdi Cedric'in denemek için çığlık atmasına rağmen bir şey duyulmamıştı.Kapıyı iteledi.Portre birden uyandı.Çok geveze portlerden ikicisiydi.Birincisi Şişman Hanım'dı.Ve birden bağırmaya başladı "Cedric!Cedric!Nereye bakayım.Okuldan kaçacaktın değil mi?Yoksa sevmediğin bir profösörün yemeğine zehir katacaktın değil mi?Yoksa bir öğretmenin stoğundan çalacaktın değil mi?" ve böyle devam etti.Cedric bunu dinlememek için kendinde kullandığı büyüyü kulllandı.Birden portrenin sesi soluğu kesildi.Bir kat aşağı inince "Finite Incantatem" dedi.Büyü bozuldu.Portre halen konuşuyordu.Dayanamadı hemen yan sınıftaki uçuş şebekesini kullanacaktı.Sınıfa girdi.Izgaranın içine girdi.UçUç tozunu attı ve böğürdü "Hogsmeade" etrafını yeşil ışık sardı ve dönüyordu.Bir Hogmeade'yi bacadan gördü oraya uzandı birden kendini o bacada hissetti.Hemen karşısında çay dükkanı vardı.İçeri girdi.İçeride Amy ve bir kaç kişiden başka kimse yoktu.Ama o onu görmemiş gibiydi.Sessizce "Precium" bir kıvılcım çıktı.Herkes ona bakayordu.Amy'nin yanına oturdu ve şöyle dedi "Gösterim güzelmiydi?

Amy kitabını kapattı ve cedric'e döndü "Sevdim.Hogwarts nasıl? Yılın bu zamanlarında bu saatte kaçmak zor olmalı.Öyle değilmi.Hele bir ikinci sınıf için... " Çayından bir yudum aldı ve devam etti "Sanırım safkanlığının verdiği bir yetenek.Etraftakiler hala sana bakıyor galiba küçük gösterin baya ilgi çekti.Eee... Söyle bakalım burda ne arıyorsun? Ben küçük bir yürüyüşe çıkmıştım senle karşılaşmam büyük bir tesadüf." gülümsedi ve çayını yudumlamaya devam etti.

Cedric bir çay sipariş etti.Ve konuşmaya devam etti "Aslında daha derslerin başlamasına çok var bende sıkıntıdan buraya geleyim dedim.Zaten 2 saat Geveze Portrenin dırdır'ına takıldım.Ya saçmalayıp durdu.Yok profösör'e zehir koyarsın filan falan.Ya çıldırmak üzereyken geldim buraya. İstediği çay geldi.Çay biraz fazla sıcaktı asasını çıkartı ve sessizce "Glacius" dedi.Çay soğumuştu.Sonra asasını cebine koyarak sordu: "Durmstrang nasıl bir yer?Karanlık ve ürkütücü olduğunu duymuştum doğru mu?

Amy Cedric'in çayına baktı ve konuşmaya başladı."Bence Durmstrang hiçte karanlık değil.Gerçi benim olduğum benim diğer binalarına göre daha karanlık deniliyo ama ben seviyorum.Diğer okullardan tek farkı karanlık sanatlara olan eğtiminin daha ağır olması." Çayının bittiğini farkederek bir çay sparişi daha verdikten sonra "Eeee... Demek portre deliğinde baya oyalandın.Hangi profesörü zehirlicekmişsin merak ettim doğrusu.Ben olsan senden asla böyle bir şey beklemezdim." diyerek gülmeye başladı.Çayı geldi ve Cedric'in cevabını dinliyerek Çayını içmeye başladı

Cedric gülerek "Şu portrelerin zekalarına bayılıyorum.Çok komikler." çayını tattı buz gibi olmuştu.Cedric eline asasını aldı ve sessizce "Isın" dedi.Çay hafif ısındı.Amy'e dönerek sordu "Yani şimdi sen oraların çok karanlık olmadığını söylüyorsun.Amabütün kitaplarda oranın karanlık sanatlara önem verdiği,Karanlık Ormanın diğer adının Ölüm Ormanı olduğunu,Oradaki bütün hayaletlerin kovulduğu yazıyor.Birde Karanlık Salon adı gibi karanlıkmış ve sadece 4-5 meşeale ile aydınlanıp genellikle ışığın tavandaki çakan şimşeklerden alındığı yazıyor.

Amy biraz şaşırarak Cedric'in okulları hakkında bu kadar çok bilgiyi nerden öğrendini merak etti.Ama bu merakını belli etmemeye karar verdi.Cedric'e cevap olarak " Okulum hakkında baya fazla şey okumuşsun. Galiba Durmstrang ile baya yakından ilgileniyorsun. Ama ben bana göre fazla karanlık değil dedim.Ben halamla yaşıyorum ve emin ol onun evide Durmstrang kadar karanlık.Ayrıca karanlık sanatlara önem veriyo buda doğru ama bende karanlık sanatlara büyük önem veririm.Hem sizde karanlık sanatlara karşı savunma dersinde karanlık sanatları öğrenmeniz gerekiyo yoksa neyle karşı karşıya olduğumuzu nerden bilebiliriz.Benim okulum sadece bunu ayrıntılarıyla öğretiyor ve bence bu son derece eğlenceli ve gerekli.Peki ya sen Hogwarts da hangi dersleri görüyorsun?" dedi.Çayından büyük bir yudum aldı.Cedric'e dönerek cevabını beklemeye başladı.

Cedric şöyle cevap verdi: "Ben Düello Sanatları,KSKS,Biçim Değiştirme,Tılsım\Muska,Zihnibend derslerini alıyorum.Burada sen ne dersleri alıyorsun?Birde sen neden halanda kalıyorsun?Burada belki eğlenceli olabilir ama dikkatli ol büyülere kalkan büyüleri kullan en azından yaralanmazsın." Çayını yudumladı ve Amy baktı cevap bekliyordu.

Amy Cedric'e şöyle cevap verdi:"Bende Düello Sanatları,KSKS,Biçim Değiştirme,İksir,Zihnibend derslerini alıyorum.Daha doğrusu almak için önümüzdeki dönemi bekliyorum.Çünkü bu Dönem dersler nerdeyse bitmek üzere ve ben biraz geç geldim. Sen merak etme kalkan büyüleri zaten bir Drumstrang öğrencisi unutmamalı.Halamda kalıyorum çünkü annem öldü ve şey..." Bir an susar ve yere bakarak devam eder "Babamda annemi öldürdüğü için azkabanda" Amy artık gözlerini tamamiyle Cedric den kaçırmaktadır.Çünkü bu durumu cidden üzücüdür.Azı kurur çayından koca bir yudum alır.Gene yere bakmaya başlar.

Cedric üzülerek "Şey özür dilerim seni incitmek istemedim.Nasıl olsa bir Ravenclaw'lı hayatta birini üzmez biliyorsundur.Ya seni incittiysem çok özür dilerim.Aaa saate bak 7:00 olmak üzere neyse ben gideyim." Koşarak ızgaraya gitti UçUç tozunu attı ve "Hogwarts" dedi ve gitti.Hogwarts'a gidince kimseye gözükmeden ortak salona girdi.

Cedric'in arkasından bir süre baka kaldı ve ailesini düşündü.Ne kadar kötü bir kaderdi cidden annesini kendi öz babası öldürmüştü ve de gözleri önünde.Bu berbat bir şeydi bu.Ama nedense artık alışmıştı.Sparişlerinin parasını ödedi çay dükkanından koşarak çıktı.Biraz daha yürümek istedi.Sonra birden aklına geldi.Kitabını çay dükkkanında unutmuştu.Geri döndü.Ordaki garsona masadaki kitapları sordu ve garsonda beklemesini söyleyip içeri gitti.Birkaç dakika sonra elinde Amy'nin kitaplarıyla geri döndü.Amy teşekkür edip çay dükkanını terketti.