|
| | Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Finrod Voldemort Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 29 Nerden? : İstanbul/Ümraniye Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn. Yaşım(Rp\'de) : 30 Asam : Anka Dokunuşu Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Savaşçı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 28/06/08
| Konu: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- C.tesi Ağus. 23, 2008 8:18 pm | |
| NOT:Bundan sonra Ignotus Walker'ın yazdığı yazıları burada ben yayınlayacağım.Yani anlıyacağınız ben bir aracıyım.~~XENETORİUM~~ Hikayenin Konusu Hakkında Kısa BilgiHikayemiz Voldemort'un ölümünden 19 yıl sonra başlamaktadır.19 yıldır kayıp olan Alastor Moody'nin cesedi bulunur ve işler karışır.Ardı ardına gelen ölümler Baş Seherbaz Harry,Ron,Ginny ve Hermonie'yi yeni maceralara sürükler.Bu sefer sadece İngiltere değil tüm dünya tehlikededir.Harry ve arkadaşları acaba bu yeni gizemi çözebilecekler mi? Hikayenin Yazımı Hakkında Bilgi25 bölümden oluşacak olan bu hikayede en ufak detaylara bile kendimce çözüm getirmeye çalışacağım.Daha ilk bölümlerden Sirius'un öldüğü kemerin sırrı Dumbledore'un bıraktığı yeni bir gizem ve bir muhbirin idamıyla başlayacak olan hikayemde eskide kalmış karakterler ve olaylar yeniden gündeme gelecek ve karakterlerimiz geçmişlerindeki karanlığı öğrenecekler.Bunun yanında karakterlerimiz zamanda yolculuk ve uluslararası yolculuk gibi seyahatlerde bulunarak hikayeye yeni bir tad getirecekler.Umarım beğenirsiniz
..KARAKTER RESİMLERİ..
Xenetor
Gerard
Takeru Morita
İzel
En son Finrod Voldemort tarafından Paz Ağus. 24, 2008 6:47 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi | |
| | | Finrod Voldemort Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 29 Nerden? : İstanbul/Ümraniye Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn. Yaşım(Rp\'de) : 30 Asam : Anka Dokunuşu Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Savaşçı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 28/06/08
| Konu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- C.tesi Ağus. 23, 2008 8:19 pm | |
| Bölüm-1 Kayıp Ceset
Karanlığın çöktüğü sırada sıra sıra dizili evlerle kaplıydı her zamanki gibi Privet Drıve.Harry ve diğerleri çocukları trene bindirip uğurladıktan sonra buraya gelmişlerdi.Bir iki gün önce gelen mektuba göre Dursley'ler evlerine geri yerleşmek istiyorlardı bunun içinde ev en baştan kontrol edilecekti.Harry için bu eski yere gelmek Voldemort tarafından Harry'nin isteği ile öldürülmeye gitmesi gibiydi.Aynı heyecan ve merak... Ama bu sefer ölümü değil orayı,yıllarının geçtiği evi merak ediyordu.Evet ömrünün ilk 17 yılının yaz tatili orada geçmişti uzun ya da kısa hiç farketmiyordu şuan onun için."10 numara,11 numara ve 12 numara... Burasıydı öyle değil mi Harry?" diye seslendi Ron, Harry bir an gülmekten alı koyamadı kendisini aklına 24 sene önce olan olaylar geliyordu.Nasıl unuturdu ki ikizler ve Ron'un üst katta bulunan odasındaki demir parmaklıkları arabayla kopartıp alışlarını yada eniştesinin havada asılı bir biçimde uçarak bahçeye düşüşünü,Petunia Teyzenin begonyaları,Dudley'in kilime kusuşu ve niceleri bu evin betonları ve tahtaları arasındaydı. "Gelmeyi düşünüyor musun canım yoksa orada mı sabahlayacaksın?" Harry anılar sokağına öylesine dalmıştı ki Ginny ve diğerleri çoktan kapının önünde onu bekliyorlardı."Geliyorum canım" diye seslendi Harry ve evin dar ve küçük patikasını aldı.Bahçedeki begonyalar ve diğer tüm güzel çiçekler 19 yılda çürüyüp gitmişlerdi."Dursley'lerin gelmesine 1 saat var" dedi Hermonie ince sesiyle, Ron'un hemen yanında duruyordu.Ginny ise onların karşılarında ortada ise elinde evin anahtarları ile Harry duruyordu."Asa ile neden açmıyorsun?" Ron meraklı gözlerle Harry'e bakıyordu.Harry her zamankine göre heyecanlıydı şimdi "Eniştem evlerinde sihir istemezdi,eminim şimdi de istemiyordur bu yüzden evlerinin kapısını sihirle açmak biraz haksızlık olurdu ona" Harry'nin kendisi bile ne dediğini anlamamıştı.Anahtarları kapının deliğine soktu ve çevirdi "Tık" kapı ardına kadar serilmişti şimdi.Evin yer döşemeleri üzerinde bir parmaktan fazla toz vardı şimdi."Ben hallederim" Harry bir adım öne çıkıp asasını sallayacaktı ancak Hermonie Ron'un büyü yapmasını engellemişti. "Senin en son temizleme büyüsü yaptığın günü hatırlıyorum Tonks'tan beterdin" Ron arkalarından gelen kıkırdamaları duyabiliyordu.Kesinlikle Harry ve Ginny ona gülüyorlardı. "Bunu burada söylemenin anlamı yoktu Hermonie ve siz de kesin sesinizi lütfen!" dedi Ron azarlayıcı bir ses tonuyla "Kızmana gerek yoktu" dedi Harry ama halâ gülüyordu az da olsa, Ron gözlerini devirdi ve "Ben yaparım güven bana,Akla Pakla!" dedi bir anda tüm tozlar havaya kalktı ve göz gözü görmeyecek şekilde bir duman oluşturdular.Tozların hortum etkisi yaratmasıyla ağlarındaki örümcekler etrafa dağılıyordu.Harry ve Ginny kapıya varma yarışını ilk tamamlayanlar olmuşlardı en son evden çıkan Ron'un yüzü tozdan görünmüyordu Hermonie'nin saçları ise eski rengindeydi ama hepten ölmüş gibi duruyorlardı "Eğer bir daha biz varken temizlik yapmaya kalkarsan seni öldürürüm!" diye bağırıyor bir yandanda öksürüklere karışık küfür ediyordu Harry."Tamam;ben hallederim" Ginny tozların uçuştuğu eve tekrar girdi birkaç saniye içinde Ginny saçları parlak ve canlı bir şekilde yeniden çıkmıştı "Tamamdır" dedi ve Harry'nin koluna girdi beraber eve girdiklerinde Ron kardeşinin yarattığı harikaya gururla bakıyordu,Harry zaten neredeyse hergün tanık oluyodu Hermonie ise biraz şaşkındı "Aferin Ginny!" Ginny birkaç adım birden öne fırlamıştı.Ron ise eli ileri savrulmuş bir şekilde Ginny'e bakıyordu. "Ronald Weasley! Merlinin en sarkık donu adına sen ne yapıyorsun!" "Kusura bakma Ginny,istemeyerek oldu eski günler aklıma geldide!" Ron başını hafif öne eğmişti "Vaktimiz kalmadı 40 dakika sonra buradalar!" dedi Harry ve evin giriş koridorundan hızla ilerleyerek üst kata çıkmak için hamle yaptı "Abi,şuna bak!" Ron o kadar hiddetli bağırmıştı ki Harry'nin boyuna göre kısa kalan kirişe Harry kafasını çarpmıştı "Yine ne var Ronald! Fare mi gördün?" Harry acıyla yara izini sıvazlıyordu.Bir an acaba yara izim mi diye düşünmesine rağmen bu imkansızdı Voldemort gitmişti."Ha-ha-hayır" dedi Hermonie titrek sesiyle o kadar çok titriyordu ki asasıyla aydınlattığı bölgedeki yığın zor görülüyordu.Harry merdivenden inince Ginny ellerini ağzına kapatarak geriye doğru çekildi."İmkansız..." diyerek kafa sallıyordu Ron.Harry,Ginny ve diğerlerinin yanından geçerek gölgedeki yığının yanına geldi asasından çıkan ışık şimdi etrafı net bir şekilde gösteriyordu Harry yutkunamıyordu aklında sürekli yön değiştiren Zihinfend olmadığı halde onu delip geçen bir cisim ve sahibini hatırladı "Deli-Göz...." diyebildi.Artık kelimeler yetersiz kalmıştı.19 yıl önce onun için ölen seherbazın cesedi ilk günü gibi karşısında yatıyordu.Ama nasıl... "Siz-sizce ,na-nasıl buraya geldi ve çü-çürümemiş" Hermonie korkudan Ron'a sarılmıştı ama Ron'da korku konusunda Hermonie'den aşağı değildi Ginny ise sadece Harry'e bakıyordu."İyiki çürümemiş belki anılarıda tazedir" Harry bunları söylediğine inanamıyordu ama bu cesedin buraya nasıl geldiğini öğrenmeliydi."Ben sanırım biliyorum bunun yardımıyla" Hermonie küçük bir taşı işaret ediyordu.Kara cüppeli bir minyatür heykeliydi bu daha çok Harry'e ölüm meleğini anımsatıyodu."O bir ö-ö ölüm meleği" dedi Hermonie titrek bir sesle korkmuşa benziyen bir sesle demek ki Harry yanılmamıştı."Ne işe yarıyor" Ginny de biraz korkmuş gibiydi.Yüzü beyazlamıştı ve turuncu saçlarıyla pekde hoş durmayan bir görüntü oluşturuyordu. "Ölüm meleği minyatürü çağlardır ölenlerin bedenlerini çürümekten korur.Onları elleyemezsiniz bile,ne zamanki taş yok edilir..." "İşte o zaman beden çürümeye başlar ve onu elleyebilirsin" Harry'nin bunu anlaması uzun sürmemişti.Cesedi ellemeye çalışıyordu ama eli belli bir yerden ileriye gitmiyordu.Şu an Harry komik bir şekilde görünmez birşeyi itiyormuş gibiydi."Aynen öyle" dedi Hermonie odaya sessizlik çökmüştü,diğerleri birbirlerine Harry ise Deli-Göz'ün cansız bedenine bakıyordu. "O zaman kıralım Bombarda..." "Hayır!" Hermonie'nin feryadını Ron'un çığlıkları engelliyordu şimdi Ron acı bir şekilde yerde kıvranıyordu heykelin parıltısında Moody'nin yüzü bembeyaz bir şekilde ortaya çıkmıştı "Seni salak o öyle yok edilmez!" Hermonie ağlamayla karışık bir sesle Ron'un yanına çökmüştü."Nasıl yok edilecek söyle o zaman" Harry çok ciddi bir ses tonuna bürünmüştü Ginny ise bir Harry'e bir abisine bakıyordu. Ron ise mosmor kesilmiş yerde acıyla kıvranıyordu."Ben yaparım" dedi Hermonie ve göz yaşlarını silerek taşa asasını tuttu Harry'nin ona müdahele edeceğini farkettiğinde "Geri çekil!" diye bağırdı Harry bir kolun kendisini çektiği hissetmişti "Karanlık Taş,sana bu ölünün bedenini bırakmanı ve sonsuz ateşin içinde yanmanı emrediyorum yok ol!" taş alevler içerisinde yere düşmüştü şimdi Harry bir an Hortkuluklar'ın çıkardığı çığlığı duyduğu yönde bir hisse kapılmıştı. "Potter! Bu kapı niye açık nerdesin kahrolasıca velet? Ayrıca bu kokuda ne iğrenç bir koku var!" Harry hızla saatine baktı vakit gelmişti.Dursley'ler evdeydi.Peki bu manzarayı nasıl açıklayacaktı.Yerde kıvranan morarmış bir büyücü koltuklarında yatan cesed ve yanan pis kokulu bir ölüm meleği minyatürü... Harry'nin kötü bir duruma düştüğünü anlaması için Dumbledore veya Hermonie olması gerekmiyordu şimdi. | |
| | | Finrod Voldemort Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 29 Nerden? : İstanbul/Ümraniye Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn. Yaşım(Rp\'de) : 30 Asam : Anka Dokunuşu Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Savaşçı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 28/06/08
| Konu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- C.tesi Ağus. 23, 2008 8:20 pm | |
| Bölüm-2 İdam ve Kabus
"Po...." Vernon Dudley elinde fenerle en önde belirmişti.Yüzü kireç beyazıydı.Gözleri faltaşı gibi açılmış ve titriyordu."Petunia... Polisi ara!Evimde adam öldürmüşler hem de iki tane! Şey... bir de dezenfektancı çağır,burası koltuk altımdan daha beter kokuyor!" Harry'nin gözü bir an en son bıraktığından daha da çökmüş,daha fazla kır saça sahip olan eniştesinden hemen kapının orda duran teyzesine kaydı.Yaşlılık her ne kadar onun bükülmesine yol açsada hala nefret dolu bir at kafalık hakimdi bedenine "Po-potter bunlar da ne böyle evimizi en son kontrol ettiğimde kapısında morg yazmıyordu" yaşlı ve yorgun sesi her halinden belliydi."Anne,baba!" Harry'nin Koca D'nin sesini tanıması uzun sürmemişti.Siyah bir pardüse giymiş ve saçları hafif uzamıştı.Yeni haliyle Slughorn'u andıran bir fok tiplemesi vardı."Üzgünüm Harry,öyle demelerini engel olamayacak kadar gerideydim" dedi elindeki bavulları işaret ederek."Harry Ron'u St Mungo'ya götürmeliyiz durumu kötüye gidiyor!" Harry Ron'u iki dakika içinde unutuvermişti.Bir anda derin bir uykudan uyanmıştı. "Hermonie,Ginny ile Ron'u götürün,Ginny benim adıma kayıt tuttsunlar ne kadar tutarsa ben öderim ben burayı temizleyip St Mungo'ya gelirim,ama önce Alastor'un cesedini bize götürmeliyim" Ginny tama işaretini verdikten sonra Hermonie ile Ron'u kaldırıp St Mungo'ya cisimlenmeleri çok kısa bir an sürmüştü. "Petunia! Potter eşyalarını burada bırakmış,hey çocuk eşyların çok kötü kokuyor!" Harry eniştesinin 19 yılda ne kadar huysuzlaştığını çok rahat farketmişti.Teyzesi biraz çökmüştü ama bıraktığı gibiydi tek farkı kırışıklıkları artmış ve saçları ağarmıştı."Bizimkiler için üzgünüm Harry, bu arada o cesed nereden çıktı" iri parmağıyla koltukta yatan Moody'i gösteriyordu."O,benim eski bir arkadaşım" dedi Harry Moody'nin nasihatleri hala dün gibi kulağındaydı."Eee Koca D,duyduğuma göre evlenmişsin Mar-Margeretta idi sanırım ismi" Dudley evet anlamında başını sallıyordu ama gözünü de cesetten ayıramıyordu.Harry'nin gözü ise yerde çürümüş olan ölüm meleğindeydi."Çocuk!Evi biz temizleyemeyiz herhalde,işe koyul!" Harry bir an yapması gerekeni hatırladı ve "İşe koyulma zamanı Koca D" diyerek işine koyuldu. Bir saatte tüm ev tertemizdi hatta bazen ona Dudley bile yardım ediyordu,şimdi ise Moody'nin cesedini alıp eve götürmekteydi sıra "Teşekkürler Harry" Harry, teyzesinin dudaklarının kıpırdadığını görmesene buna inanamazdı."Önemli değil,Petunia Teyze..." Harry kanepeden kaldırdığı cesedi evin dışına çıkardıktan sonra yüzünü Dursley'lere döndü hoşçakalın anlamında kafasını hareket ettirdikten sonra kendi etrafında dönerek karanlık ve dar tünele girdi.Gözleri tekrar sokak lambalarının ışığına kavuştuğunda ise saat 12'yi geçmişti. Birkaç dakika içerisinde ise Harry ve normalinden ağır olan Moody'nin cesedi evin önüne gelmişlerdi."Teddy!.." Harry'nin sesi o kadar yüksek çıkıyordu ki evde olan birinin duymaması mümkün bile değildi."Kreacher! Kreacher kapıyı..." kapı ardına kadar serilmişti ama evcini yoktu.Büyük odanın ışıkları yanıyordu ama Teddy yoktu açıkta unutmamışlardı.Moody'i kapının yanına yatırdıktan sonra kapıyı kapattı,asasıyla havada bir şekilde büyük odanın kapısına geldi.Altın kaplamalı eşyaların bulunduğu büyükçe odanın yarısı aydınlık yarısı ise karanlıktı odada kimse yoktu."Evinize hoş geldiniz Mr Potter!" Harry hızla arkasını dönmüş olmasına rağmen asası elinden uçmuştu.İnsan kemiğine benzeyen bir kemikten yapıldığı anlaşılan siyah maskeli biri tam karşısında duruyordu, göz yuvalarının içinde kırmızıyı andıran gözleri vardı ağızının üstünde ise demir parmaklıkları andıran kemikler... Harry bir an havalandığını hissetti asasızdı ve hiçbirşey yapamazdı,evine nasıl girmiş olabilirdi ki... Harry daha dikkatli bakınca adamın elinde asası olmadığını elinde ise siyah bir eldiven takılı olduğunu Harry'i eliyle havada tuttuğunu farketti.Garip adam elini geriye çekip itti ve Harry için o adam çok uzakta kalmıştı."Ahh!" Harry soluk alamıyordu.Duvara yapışmış bir şekilde havada tutuluyordu,maskeli adam ne kadar yaklaşırsa Harry'nin nefes alışverişi o kadar zorlaşıyor başı dönüyordu."Mr Potter, bu gece niyetim sizi öldürmek değil sadece Alastor Moody'nin cesedinden uzak durmanızı istemek için buraya geldim.Hoşçakalın" adam arkasını döner dönmez Harry yere düşmüştü bir anda oksijeni ciğerlerine almanın sebebiyle öksürüyordu. Harry bir an oksijene yeni kavuşmanın etkisiyle hayal gördüğünü sandı ama görmüyordu asası kanepenenin altından yavaşça geliyordu "Alın,Efendi Potter" Harry Kreacer'ın korkudan kanepenin altına saklanmış olduğunu anladı asayı çekti ve "Hey,sen ucube!" maskeli adam hızla arkasını dönmüştü ama pusudaki Harry daha çevik ve hızlı bir hamleyle adamın maskesini çaprazlama bir şekilde yakmıştı."Hayır!" adam büyük bir dehşetle bağırmıştı Harry ikinci hamleyi yapıp adamı etkisiz hale getirmek için hamle yapacaktı ama asası akkor gibi kızarmıştı tutamayacak kadar sıcaktı şimdi hızla elinden attı ve karşısındaki adama baktı yüzünden siyah bir duman fışkırıyordu,Harry hayal gördüğünü sanıyordu ama artan ve tüm vücudunu saran dumanın içinde beyaz birşey can çekişiyordu "ruh" olabilirmiydi.Adamın iki eli yana savrulmuştu ve eldivenleri şişiyordu,yırtılan eldivenlerden fışkıran pençeler ruh emici eline benzer bir el halini almıştı çürümüş bir el sadece kemik ve kararmış et parçası maskenin olduğu yerden garip uzun bir kafa çıkıyordu cüppesinin uçlarında biriken kara duman saçak şeklini almıştı Harry hareket etmek istiyordu ama edemiyordu sanki yere yapışmıştı.Karşısındaki adam tamamiyle gitmiş onun yerine dehşet verici bir şekilde ruh emicilere benzeyen uzun pençe şeklinde çürüyüp kararmış et ve kemikten oluşan bir çift ele sahipti normal insan bedeninin içinden çıkmaya çalışan yaratık ta ise elindeki gibi et ve kemikler mevcuttu."Aaaaaa!" adamın bedeni tamamen dumanın etkisiyle yok olmuştu Harry'nin karşısında kalan ise dumanla kaplı uzun zamandır mezarında yatan bir kadavranın canlanmış versiyonuydu.Gövdesi ve ayakları tamamen kararmış kemikten oluşuyordu,gövdesinde ise kemiklerinin dışında göğsünün içinde bir parça çürümüş et vardı.Salkım saçak bir pelerin ve salkım saçak bir kapişona sahipti karşısındaki yaratık çenesi tamamen çökmüş ve aşağıya çekilmişti insan ağzı yerine yana kıvrılan dudaklar direkman yemek borusuna bağlanıyordu.Karşısındaki yaratık ruh emici değildi ama ondan daha beterdi.Tüm ev buz tutmuşa benziyordu tavandan kar yağmaya başlamıştı."Maskenizi yerine taksam bay yaratık veya şeytan her neyseniz evimden gider misiniz acaba?" Harry çok aptalca bir soru sorduğunun farkındaydı ama başka şansıda yoktu asası hala akkor gibi sıcak ve parlak gözüküyordu hatta o kadar sıcaktı ki bulunduğu yerden buharlar çıkıyordu.Harry bir an kendinden geçtiğini hissetti kafasını yaratığa çevirince aklından tek geçen "Bu bir yaratık değil,bu bir şeytan..." Harry'nin son gördüğü de bu olmuştu.Hızla şeytandan farksız yaratığın kıvrılmış dudaklarına oradanda içine çekildiğini hissetti ve annesinin çığlığı... Ayakları yere basıyordu,bunun anlamı bir yere varmıştı ama nereye..."Potter! Gözlerini aç çabuk,yoksa yaşarken yapamadığımı sen ölünce yaparım ve seni öldürürüm!" Harry sese kulak verip gözlerini açtı "Burası... burası Esrar Dairesi" dedi Harry Sirius'un içine çekildiği kemer karşısında duruyordu.Harry süzülerek ona giderken "Çok cazip,öyle değil mi?" Harry sağ tarafında onunla beraber yol alan Sirius'u farketmişti.19 yıl önce gördüğü gibi ne hayaletti ne insandı genç ve güçlü gözüküyordu."Peh,ölümün neyi cazip,Black!" Harry bir an irkilerek diğer tarafına döndü tıslama şeklinde gelen sesin sahibi eğer yanında durmasaydı bunun o olduğuna inanmazdı "Voldemort" genç ve yakışıklıydı burnunun yerinde olan iki yarık yerine şimdi insan burnu ve insana benzeyen bir yüze sahipti.En az Sirius kadar yakışıklıydı belki de ondan daha yakışıklı "Fazla vaktimiz yok Potter,bazı gerçekleri bilmen gerekir.Seni içine alan yaratık düşündüğün gibi bir şeytandı biz onlara "Xenetor" deriz ama mugglelar karabasan demeyi tercih ederler başka isimlerlede andıkları olur.Onlar insan bedenlerinde yaşayarak güçlenirler ve bir tanesi şuan senin içinde" dedi Riddle Harry'i göstererek,Harry önce kendine sonra kemere baktı.Kemere çok yaklaşmışlardı.Harry gitgide Sirius ve Riddle gibi ne insan ne hayalet oluyordu,ortasında birşeye dönüşüyordu."Her neyse Potter dediğim gibi fazla zaman yok,şimdi kemere gelelim.Kemer ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgi,hatta kapı diyebiliriz.Senin Dumbledore ile 19 yıl önce konuştuğun yer ise ölümle yaşam arasındaki çizgiydi." Harry'e bunlar mantıksız geliyordu.Dumbledore ile konuşmasını Voldemort nasıl bilirdi ayrıca Voldemort niye Harry'e yardım ediyordu."Bunların cevabını veremem Harry ama yaşarsan eğer ölümü değil de yaşamı seçersen bulursun Potter,ayrıca sana yardım etmem dost olduğumuz anlamına gelmez,eğer Xenetor'lar kazanırsa kötülükte iyilikte yok olur ben sadece kötülüğe yardım ediyorum." Voldemort kibirli bir şekilde kafasını çevirmiş diğer tarafa bakıyordu.Harry ona acıyabilirdi mızmız bir bebeğe hatta Mızmız Myrtle'a benziyordu."Vakit yok Harry." Sirius Harry'i kollarından tutup kendine çevirmişti."Yaşamak mı istiyorsun,bize katılmak mı? Kesin bir cevap vermen gerekir tereddütte kalırsan bu şekilde burada kalırsın bedenini o yaratık kullanamaz ama sen bedenine dönemezsin ne ölürsün ne yaşarsın, şimdi cevap ver!" Harry ne cevap vereceğini biliyordu.Dünya'nın kurtuluşu yine kendi ellerindeydi."Yaşamak istiyorum!" Harry ağzından dökülen son harflerle olduğu yerde kaldı.Acaba tereddüt mü etmişti,zihni temiz değil miydi "Hepimiz sana güveniyoruz Harry,bedenine dön ve o yaratığı umudunla,inancınla yok et! ve bu arada Remus ve Tonks,Teddy'e diyorlarki her akşam gece yarılarına kadar mezarlarının başında kalmasın,biraz yanlız kalmak istiyorlarmış ve Alastor'da sana sesleniyor Harry,senden Matthew Bones'u iyi takip etmeni istiyor,işten kaytarıyormuş disiplin herşeymiş!" Sirius bunu söylerken gözlerini yana devirmişti.Şimdi Voldemort'ta Sirius'da kemerin önünde duruyorlardı."Tüm çapulcular ise diyorki;Asanı çapulcu haritasına koy ve "Ikoriamus Muziplik!" de.Bu sayede çapulcu haritasının gizli sırlarını gör.Diğerleri ise oğluna isimlerini verdiğin için çok mutlu Fred..." dedi ve güldü "Fred ise sanırım öbür taraftaki kızlardan birini tavlamaya çalışıyordu en son" dedi ve gülümsedi Voldemort'un aksine "Yeter bu kadar çocuk bence dönsün biz de kemere girelim" dedi Voldemort ve Harry'e el salladı "Hoşçakal Harry Potter! Kötülüğün pardon Dünya'nın umudu sensin" dedi ve gülümsemeye yakın bir ifadeyle Sirius'la beraber kemere girdiler.Kemer bir anda o kadar parlak bir hal almıştı ki Harry içindeki mutlulukla "Yaşamak istiyorum!" dedi, bir anda kemerden müthiş bir ışık patlaması yayıldı ve Harry geriye doğru uçtuğunu hissetti.Çok uzaklarda kemer görünmeyince etraf karardı ve uğultular dindi. Harry uyandığında yerin halâ buz tutmuş olduğunu farketti gözlerini açtığında gözlükleri uzaktaydı.Bulanık bir şekilde üstündeki yaratığı görebiliyordu.Sol elini kaldırdı ve "Xenetor,sana bedenimi bırakmanı ve sonsuz ateşin içinde yanmanı emrediyorum,yok ol!" Harry birazda oılsa Hermonie'den özentilik yapmıştı.Ama işe yarıyordu,korkunç yaratık alevler içinde yanarak yok olmuştu.Zaten Harry'nin son gördüğü alevler içinde yanan Xenetor,son duyduğu ise kafasınnı yere çarpmasıyla çıkan "Pat!" sesiydi.Yine o boşluktaydı. Uyandığının bilincindeydi Harry ama neredeydi."Harry iyi misin?" Harry gözlerini daha net açtığında turuncu parlak saçlarıyla Ginny'nin başında durduğunu gördü.Hafif doğrularak etrafına baktı St Mungo'daydı.Teddy,Kreacher,Hermonie,baş ucundaki Ginny,yanındaki yatakta yatmış bir şekilde Harry'e bakarak sırıtan Ron ve ayakta Dumbledore'un Riddle'ı almaya gittiği zamanki haline aşırı benzeyen ama gözlüklü ve düz bir buruna sahip olan daha genç gözüken garip bir adam... "Harry,onu kim öldürdü?" Ginny dehşet verici bir biçimde Harry'e bakıyordu. "Kimi kim öldürdü Ginny?" "Lucius Malfoy,Harry evde bulduk ve ..." gerisini söyleyemiyordu boğazına bir düğüm takılmıştı sanki "...ve idam edilmiş" Hermonie zor da olsa söyleyebilmişti.Artık Harry büyük bir maceranın içinde olduğunu biliyordu.Hem de Voldemort'tan daha tehlikeli bir macera... | |
| | | Finrod Voldemort Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 29 Nerden? : İstanbul/Ümraniye Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn. Yaşım(Rp\'de) : 30 Asam : Anka Dokunuşu Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Savaşçı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 28/06/08
| Konu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- C.tesi Ağus. 23, 2008 8:21 pm | |
| Bölüm-3 Anı
"Harry Lucius Malfoy nasıl öldü veya onu kim öldürdü?" Hermonie kendini kaçak bir yaratığı ülkeye sokan birini sorguluyomuş gibi hissediyordu ama bu daha ciddiydi. "Bilmiyorum" dedi Harry çaresizce "Harry nasıl bilmezsin senin evinde boğazından iple sallandırılmış bir şekilde duruyordu!"Hermonie olayın vermiş olduğu sinir bozukluğunu o kadar fazla dışa vurmuştu ki Harry bile ne yapacağını şaşırmıştı. "Onun üzerine bu kadar gitmemelisin beş gündür komadaydı Hermonie!" Ron yatağında diklenmiş bir şekilde Hermonie'ye bakıyordu. "Beş gündür komada mıyım ben?"Harry duyduklarına inanamıyordu,sanki Xenetor'la dövüşü 5 dakika önceymiş gibi geliyordu.Harry'nin gözü bir an tam yatağının karşısında duran Dumbledore'dan bozma adama kaymıştı,adam da ona baktığını farketmiş olacak ki; "Merhaba Mr Potter" Harry karşısındaki adamın ismini nereden bildiğini bilmiyordu ama gazeteden veya Dırdırcı'dan öğrenmiş olabileceğini düşündü ki bu adam zaten mor cüppesi ve gözlükleriyle Dırdırcı okuruna yada daha çok Profesör Trelawney'in erkek versiyonuna benziyordu. "Merhaba Bay...Bay... Adınızı ne demiştiniz acaba?" Harry adamın ismini söylemediğini gayet iyi biliyordu ama öğrenmeye çalışmakta yarar vardı. "Adımı söylemedim Mr Potter ve gerekte duymuyorum zaten boşuna öğrenmeye çalışmayın" dedi garip adam kapıdan dışarı bakarak. "Harry bu bay senin Xenetor'lar tarafından saldırıya uğradığını ve seninle bu konuda konuşmak istediğini-" ama Hermonie cümlesini tamamlayamadan garip adam hızla Harry'nin yatağının ucuna ellerini koymuş ve sesini kısarak; "Söylüyorum.Evet Mr Potter,size kim eşlik etti?" o odadaki hiç kimse adamın ne dediğini anlamamıştı ama Harry gayet iyi anlamıştı. "Sirius ve Lord Voldemort..." Harry bu adamla bu konuyu niye konuşmak istediğini bilmiyordu ama konuşmayada çok ihtiyacı vardı. "Harry bu adam neyden bahsediyor,ayrıca Sirius ve Voldemort sana nerede eşlik ettiler daha doğrusu nasıl eşlik ettiler?" Ginny ses tonunu o kadar çok yükseltmişti ki Ginny'nin Harry için endişelendiği çok açıktı."İsterseniz olayları Mr Potter anlatsın" dedi garip adam "Harry sen Deli-Göz'ün bedenini bırakmaya gittiğinde ne oldu?" Harry ilk defa Hermonie'nin bir soruyu bu kadar isteksiz sorduğunu farkediyordu.Ama Harry'nin anlatacakları onu şaşırtacaktı. "Eve gittiğimde büyük odanın ışıkları açıktı,Teddy evde sandım,seslendim ama kimse bakmadı sonra Kreacher'a seslendim oda kapıyı açmadı.Deli-Göz'ün bedenini yere yatırdım ve kapıyı açtım-" "Oraları geçer misiniz Mr Potter,Xenetor'u anlatın"Harry garip adamın niye acele ettiğini bilmiyordu ama hemen bitirmek onunda işine gelirdi ve öyle de yaptı bir iki dakika içerisinde Sirius ve Voldemort'un onu kemere götürüşünü,kemerin aslında ölüm ve yaşam arasındaki kapı olduğunu,Xenetor'u nasıl yok ettiğini (ki bunu anlatırken Hermonie kendi uyguladığı yöntemin kullanılmasından memnuniyet duymuş bir şekilde sırıtıyordu) ve diğerlerinin Harry ile yoladığı mesajları "Şimdi Mrs Weasley inandınız mı?" "B-b-bence Sirius ve Voldemort kısmı rüya"diyebildi Hermonie "O zaman Mr Potter bize bir şov yapsın,Mr Poter lütfen gözlerinizi kapatın ve kemerin içinden Fred Weasley'i çağırdığınızı hayal edin" Harry garip adamın bu sefer saçmaladığına emindi ama yine de içinden gelen dürtülerle dediğini yaptı "Fred!Fred!Fred Weasley!" Harry kemerin önünde kemere doğru bağırıyordubir parıltı ve etraf bembeyazdı... "Hey! En sonunda birini tavlamıştım ki Harry'nin sesiyle irkildim ne oluyor burada!" ses Harry'nin bedeninden çıkıyordu ama Fred'e aitti."F-F-Fred..." diyebildi Ron,Ginny ve Hermonie birbirlerine tutunarak ayakta duruyorlardı. "Hey!Size diyorum merlinin en kirli pijaması adına....Bir dakika bu Harry'nin bedeni mi?" "Evet Harry yada Fred her kimsen" dedi Hermonie.Harry'nin suratını hafif bir sırıtma almıştı ama oradaki herkes bunun Fred tarafından yapıldığını biliyordu. "Umarım Harry seni aldatmıyordur Ginny,tahminimce Harry ile yer değiştirdik o isteyene kadarda gitmeyeceğim ve tavlamaya çalıştığım kız çok güzeldi" "Kapa çeneni Fred! Harry bana ihanet etmez" dedi Ginny saçlarını geriye atarak. "Ben bilmem.Bu arada küçük kız kardeşimin Harry'nin neresine aşık olduğunu merak ederdim şimdi inceleme vaktim olacak sanırım" dedi Fred sırıtarak,Harry'nin giydiği pijamanın düğmelerini açıp kafasını kuma sokan deve kuşu misali Harry'nin vücuduna bakıyordu."Kafanı Harry'min vücudundan çıkar Fred Weasley!"diye bağırdı Ginny,Fred her ne kadar onu dinlemiş gibi gözükse de kafasını çıkardıktan sonra "Gitme vakti,hoşçakalın!" Harry'nin elini kullanan Fred el salladıktan sonra büyük bir beyaz ışık odayı kaplamıştı.Odada Fred'in ve Harry'nin sesi acı bir feryat koyuyordu ve en sonunda ışıkta seslerde durulmuştu. "Eee Mrs Weasley inandınız mı bana?" garip adam haklı çıkmanın verdiği sevinç bir yana paltosunun cebinden çıkardığı küçük bir şişeye bakıyordu ve kendine gelen Harry bunun bir anı şişesi olduğuna emindi. "Tek ihtiyacınız bir düşünseli Mr Potter,ben gitmek zorundayım hoşçakalın!"garip adam bastonunu omzuna vurdu ve saydamlaşarak kayboldu. "Onu nasıl yaptı! O bir cisimlenme değildi Harry" Ron ağzı bir karış açık bir şekilde adamın az önce durduğu yere bakıyodu. "Ronald ağzını kapa yoksa sinek kaçacak" dedi Ginny kıkırdayarak Ron ise ağzını kapatarak Ginny'e bakıyordu. "Çok komik!" dedi Ron kulakları kıpkırmızı bir şekilde
Harry ve Ron ertesi gün hastahaneden taburcu olmuşlardı ama o zamana kadar kimse "şişedeki anı" veya garip adamla ilgili konuşmamıştı. "Eee... Şimdi ne yapacaksın kovboy" dedi Ron "Öncelikle bir düşünseli ve Ginny ile beraber kalacak bir yer bulmalıyım." "Bizimle kalabilirsiniz Harry hem kızımızı görmekte çok hoşumuza gidecektir."Harry sesin geldiği tarafta çarpık gözlükleri,kahverengi turuncu karışımı ceketi ve beyazlamaya başlamış saçları ile bu yüzün bir melek gibi yetiştiğini düşünüyordu. "Baba!" diye haykırarak Mr Weasley'in boynuna atlamıştı Ginny. "Uzun zamandır görüşemiyoduk Ginny,eğer kocanda isterse bizimle Kovuk'ta kalabilirsiniz." Ginny büyük bir istekle Harry'e bakıyordu ve Harry için de şu sıralar Kovuk en mükemmel evdi."Tabi ki Ginny" Harry ve Ginny diğerleriyle vedalaştıktan sonra Kovuk'a Mr Weasley'in uçan arabasıyla gelmişlerdi."Molly sizi gördüğüne çok memnun olacak" dedi Mr Weasley önden giderek mutfak kapısından geçmişti. "Molly bak kimler geldi"Harry koltuğuna oturmuş muggle yöntemleriyle örgü ören Mrs Weasley'in yavaşça arkasına dönüşünü izledi.O yorgun yüz bir anda neşe ve mutluluğa bürünmüştü "Harry,Ginny!" diye haykırdı Mrs Weasley,doğal olarak ilk önce kızına ardındanda Harry'e sarılmıştı. "Harry,oğlum iyi misin?Yemek yapayım mı yada uyumak mı istersin?" "Hayır anne,teşekkür ederim ben gayet iyiyim ancak..." Harry durakladı ve gözlerini Mr Weasley'e çevirdi "Baba,bana düşünseli bulabilir misin?" "Tabi ki Harry,ancak hemen bulamam yarını beklemelisin.Harry olur anlamında başını salladı "Eh,hadi anlatın bakalım neler yaptınız haftalardır görüşemiyoruz?" Ginny ve Mrs Weasley o akşam gece yarısına kadar konuşmuşlardı.Mr Weasley ve Harry ise yemekten sonra Mr Weasley'in muggle motorunu her ne kadar zor olsada tamir etmeye girişmişlerdi,özellikle Mr Weasley'in sihir kullanmak istemeyişi bu işi daha da zorlaştırıyordu ama gece yarısı bu işi bitirmişlerdi."İyi geceler Harry" dedi Mr Weasley kendi odasına girerken Harry ise bir kat yukarıdaki en geniş odada Ginny ile beraber uyuyacaktı günler sonra... Harry yavaşça odalarının kapısın araladı Ginny çoktan uyumuştu.Harry uzun zaman sonra Ginny'e kavuşabileceğini düşünüyordu ama Ginny çoktan uyumuştu.Harry altında shortu kalana kadar üstünü çıkardıktan sonra yatağın kenarına oturmuş dışarı bakıyordu. "Beni özlemedin sanırsam,yoksa Fred'in dediği kıza mı aşık oldun cennette?"Harry Ginny'i uyanık yakalamanın sevinciyle ona doğru yan döndü ve "Kız çok güzeldi aslında ama sen daha güzelsin" dedi Harry ve Ginny'nin dudaklarıyla kendi dudaklarını birleştirdi.Elleriyle bir yandan Ginny'nin saçlarını okşuyor bir yandan Ginny'i öpüyordu.Harry her ne kadar sıcaklasada uzun zamandır hasret çektiği Ginny'le en sonunda uzun bir geceye doğru adım atmışlardı.
"Tak!Tak!Tak!" Harry yavaşça gözlerini açtığında Ginny'nin saçları ve bir eli Harry'nin göğsünde,kafası ise omzunda duruyordu. "Harry uyanık mısın?" Hary kapının önündekinin Mr Weasley olduğunu çok rahat anlamıştı.Ginny'nin elini ve kafasını sakince vücudundan ayırdıktan sonra alnına bir buse kondurdu Harry ve kapının önüne giderek "Bir dakika bekler misin baba?" dedi Harry Ginny'i uyandırmamak için elinden geldiğince sessiz bir şekilde "Tamam oğlum" diye karşılık verdi Mr Weasley.Harry bir dakika içerisinde tişörtünü ve pantolonunu giyip kapının önüne çıplak bir şekilde yatakta yatan Ginny'i göstermeden çıkmıştı. "İstediğin düşünselini buldum oğlum,aşağıda mutfakta ve bence Molly uyanmadan işini bitir" dedi Mr Weasley Harry olur anlamında kafasını salladıktan sonra aşağıdaki cebindeki anıyla beraber mutfağa indi.Gümüşi kap karşısında duruyordu "Teşekkürler baba" dedi ve cebindeki şişedeki sıvıyı kabın içine boşalttıktan sonra asasıyla karıştırdı ve kafasını yavaşça bilmediği bir anıda yolculuk yapacağı kaba soktu.
"Üzgünüm Albus,elimden bu kadarı geldi."Harry'nin bu odaya girdiğinde genellikle oturduğu yerde siyah saçlı,kahverengi gözlü biri oturuyordu.Acayip bir şekilde hayattan bezmiş Lupin'in son görüntülerini anısmatıyordu,genç birine benziyordu ama çökmüştü. "Ben gidiyorum Dumbledore,sana dediğim gibi en kısa zamanda kaçmalısın bence." "Ben hiçbirşeyden kaçmam,ölümden bile..." Dumbledore o aşina bilgelik dolu gülümseyişini gösteriyordu."Bu arada senden birşey daha isteyeceğim gitmeden önce Dursley'leri alıp şu adreste yazan eve yerleştirir misin? "Elbette Dumbledore,bakalım hangi adresmiş? Little Whinging Privet Drive 12 Numara,tamamdır Dumbledore bu büyücü ailesini buraya yerleşmiş bil." adam arkasını dönmüş kapıya gidiyordu ki "Bir isteğim daha var,bu sandığı onlara vereceksin,zamanı geldiğinde "Harry Potter" adlı bir çocuğa verilecek." "Ne!Bu sandığın içindeki şey dünyanın yok edilmesine yol açılabilir ve sen onları basit bir büyücü ailesine mi emanet ediyorsun,ben bu yüzden mi canımı tehlikeye attım.Bu arada ben Dragomir'in oğlunun adını James sanıyordum Harry değil" "Harry,James'in oğlu olacak ama bunlar uzun işler Gerard sen geç kalmıyor musun?" "Doğru söylüyorsun Dumbledore ve tamam kutuyuda onlara emanet eder Harry Potter adlı doğmamış ve belkide doğmasına-" hesaplarmış gibi yaparak"Sence 10 yaşındaki bir çocuğun evlenmesine kaç sene vardır Dumbledore?" Dumbledore yüzünü buruşturmuştu,Harry onun ilk defa bu kadar sinirli gözüktüğünü farketmişti."Geç kalıyorsun Gerard!" Dumbledore sesini aşırı yükselterek bağırmıştı Gerard adlı adama "Tamam,Dumbledore" adam hızla dışarı çıkıp ardından kapıyı çarptı.Zaten Harry ve diğerlerinin son gördüğü de Dumbledore'un koltuğuna yavaşça oturuşuydu...
Harry tekrar ayaklarını yerden kesildiğini hissetti ve tekrar kafsını kaptan çıkardığında Mr Weasley az ilerisinde oturmuş ona bakıyordu. "Sanırım Profesör Dumbledore'un bana açıklaması gereken bazı şeyler var" dedi Harry şaşkın bir şekilde,eğer doğru anladıysa anıya göre Dursleyler bir büyücüydü ve Dumbledore 10 küsür sene öncesinden Harry'nin doğacağını hatta Harry'nin bu sandığa birgün ihtiyacı olacağını biliyordu. "Eğer Dumbledore ile konuşacaksan çatı katındaki gulyabaninin odasına gir,gulyabani gitti ancak orada Dumbledore'un portresi var şimdi ve seni bekliyordu bu sabah..." Harry yine ne türlü bir oyuna sokulmuştu acaba,bunu sadece Profesör Dumbledore açıklayabilirdi. | |
| | | Finrod Voldemort Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 29 Nerden? : İstanbul/Ümraniye Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn. Yaşım(Rp\'de) : 30 Asam : Anka Dokunuşu Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Savaşçı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 28/06/08
| Konu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- C.tesi Ağus. 23, 2008 8:22 pm | |
| Bölüm-4 Sandık ve Katil
"Onunla konuşacak mısın oğlum?" Mr Weasley tek elini Harry'nin omzuna koymuş,çaprazlama bir mesafeden Harry'nin yüzüne bakıyordu.Harry ise sadece olur anlamında başını sallayabildi."Beni izle" dedi Mr Weasley ve merdivenlerden yavaşça çıkmaya koyuldu,Harry'de peşinden... Sadece bir dakika içerisinde gulyabaninin eski odasına gelmişti.Mr Weasley asasıyla tavan arasının kapısını açtığında Harry'e sadece yukarı tırmanmak kalıyordu. "Kapıyı kapatırsan sevinirim baba ve yalnız konuşmak istiyorum" Harry tavan arasından yorgun Mr Weasley'e bakıyordu,eğer ayağı kaysa Mr Weasley'in üstüne bile düşebilirdi.Mr Weasley "tamam" dercesine başını salladıktan sonra Harry yavaşça tavan arasında ilerledi.Eski tavan arasının cam olmayan dibinde Dumbledore onu tualinde bekliyordu. "Bana açıklamanız gereken bazı konular var Profesör Dumbledore"dedi Harry usulca.Mavi gözlü,ak sakallı bilge adam ise gözlüklerini düzeltti ve; "Sana ne açıklamamı istiyorsun Harry?" "Mesela o anıda gördüklerimin doğru olup olmadığını söyleyebilirsiniz yada düşündüklerimin..."Harry sesini biraz sertleştirmişti ama sonuçta Dumbledore'a kızamazdı. "Harry gördüğün ve düşündüğün herşey doğru Vernon Dursley'in babası büyücüydü ve senin alman gereken şey şuan Vernon Dursley'de..."dedi Dumbledore "Peki Vernon Dursley babasının büyücü olduğunu biliyor muydu?Harry belkide en çok bu sorunun cevabını merak ediyordu. "Hayır bilmiyor" dedi Dumbledore.Harry arkasını döndü ve tavan arasından yavaşça çıktı.
"Ne oldu oğlum" Mr Weasley merdiven başına durmuş garip bir şekilde ona bakıyordu "Şimdi anlatamam baba,Dursley'lere gidiyorum bir emaneti alacağım eğer Ginny uyanırsa ben gelmeden ona söylersiniz" Mr Weasley olur tamam anlamında kafasını salladıktan sonra Harry'i bahçeye kadar uğurlamıştı.Harry bahçecücelerinin yanına geldiğinde paltosunu yeni giymişti,arkasını döndü ve Mr Weasley'e hafifçe gülümsedi,karşılığını aldıktan sonra ise oradan cisimlendi. "10...11..."Harry durakladı ve karşısındaki eve baktı "ve 12 numara" dedi mis gibi kokan bahçenin içinden ilerleyerek eniştesinin dönmek istemediği ama dönmek zorunda olduğu evinin kapısına gelmişti "Pat!Pat!Pat!" Harry o kadar hırsla vurmuştu ki kapıya eniştesinin dışarı kadar gelen küfürlerini duyabiliyordu "Patlama geldim!" kapı ardına kadar savrulunca Harry'den epey kısa gözüken eniştesinin yüzünü büyük bir şaşkınlığın yanında nefrette bürümüştü "Ne istiyorsun çocuk!Umarım bir 17 yıl daha Voldemzımbırtı adlı biri yüzünden bizimle yaşamayacaksındır!" dedi Vernon Dursley öfkeyle "Tabi ki hayır!Senin kokuşmuş evinde ifrit bile yaşamaz!" Harry o kadar sinirlenmişti ki amcasını bile öldürebilirdi. "Ne rit?Potter,sen benle dalga mı geçiosun?" "Tabiki de hayır ama senin sandığını istiyorum,şu yıllar önce babandan aldığını"Harry öylesine bir hızla söylemişti ki bu cümleyi karşısındakinin ifadesi bile çok geç değişmişti. "İnanamıyorum,Petunia,polisi ara büyücülerden koruma derneği diye bi dernek varsa orayı ara,büyücüler şimdide mirasımıza göz dikmişler!Hem o sandık açılmıyor bile Potter,niye atmadığımı ben bile bilmiyorum!" "Her zaman yanlış anlarsın dimi,büyücülerin senin eşyana gereksinimleri yok!İsterlerse sizin değersiz paranızdan Little Whinging genişliğinde yapabilirler ayrıca o sandık büyük ihtimal efsunlu sadece ben açabilirim" "Açta görelim ve merak ediyorum o küçük sandıkta buraya dönmeni sağlayan ne olabilir?" Harry sebebini anlatırsa eniştesinin kalp krizinden öleceğini gayet iyi biliyordu.Aslında bu iyi olabilirdi ama şimdilik tercihi değildi. "Dumbledore bana söyledi Harry,işte sandık"Harry eniştesinin arkasından uzanan kırışmış elin tuttuğu sandığa bir de sandığı uzatana baktı,gözleri ona oyun oynuyordu sanki... "Sandığı almayacak mısın Harry?" dedi Petunia Teyze,Harry'nin hiç görmediği merhamet dolu bir ifadeyle "Şey...Tabi ki alacağım,zaten onun için geldim" dedi Harry,teyzesinin elinden sandığı alırken "Yoluna devam et,Harry" dedi Petunia Teyze Harry kafasını "tamam" anlamına gelecek bir şekilde salladıktan sonra teyzesini ve eniştesini başbaşa bırakarak Kovuk'a cisimlendi.
"Harry elinde sandıkla Kovuk'un bahçesine cisimlendiğinde henüz öğlen vaktiydi.Harry elindeki sandığın kilidini açtı,içinde ne olabilirdi ki acaba... "Sadece bir anahtar ve resim albümü!" Harry öyle bir küfür etmişti ki Kovuk'tan bile duyulmuştur diye düşünüyordu. "Bence şimdiden küfür etme,küfürlerini az sonra duyacaklarına sakla!" diye seslendi Ron Kovuk'un kapısından "Yine ne oldu?" dedi Harry büyük odaya girdiklerinde "İşte bu" dedi Hermonie ve gazeteyi Harry'e verdi.Manşette büyük harflerle:POTTER MASUM MU KATİL Mİ? Harry ağza alınmayacak bir küfürle odayı sallamıştı ama yaptığının yanlış olduğunu anlayarak kıpkırmızı bir şekilde kafasını eğmişti. "Di-Diğer 2 manşetide oku" dedi Hermonie.Harry tekrar gazetenin ilk sayfasını kaldırdı:DRAGOMİR POTROVİÇ HARRY POTTER'IN DEDESİ Mİ? ve MUNDUNGUS FLETCHER ADLI KAÇAKÇI DELİ-GÖZ MOODY'NİN GERÇEK KATİLİ Mİ? Harry her iki başlığında neyi kastettiğini pek anlamamıştı. "3 manşetinde yazarı Eileen ve William Georgeviç" dedi Ginny merdivenlerin hemen kenarından "Onlar kim?" Harry bu iki ismide ilk defa duymuştu,halbuki Gelecek Postası'nın tüm yazarlarını tanırdı. "Bunları tanımaman doğal canım,abi ve kız kardeş ikisi de Rusya'dan gelme ve... "Ve üç haberde yalan!" diye tamamladı Harry ama yanlış tamamladığının farkında değildi. "Hayır diyecektim ki üçüde senin hayranların peşini bırakmazlar." dedi Ginny sırıtarak "Ve ne yazıkki Mundungus haberi doğru ilk okuduğun manşette sana dava açılacağını anlatıyo ve o yüzden oda doğru" dedi Hermonie Harry ise o sırada Mrs Weasley'in verdiği kabaksuyunu ağzından püskürterek "Ne dediğinin farkında mısın Hermonie!" dedi Harry morarmayla kızarma arasında bir yüz rengi ile "Evet Harry ve işte mektup da geliyor."Hermonie parmağıyla uzaktaki bir noktayı işaret etti.O siyah nokta hızla yanaştı ve odanın içinde dolandıktan sonra mektubu yere attı ve gitti.Harry mektuba Privet Drive'da ilk dava mektubundaki gibi yanaşmadı çünkü onun bir çığırtkan olduğunu gayet iyi biliyordu ve yanılmamıştıda...
"Sayın Mr Potter Lucius Malfoy'un evinizde muggleların "idam" dediği yöntemle öldürülmüş olmasından ve sizinde 11 seneden fazla süre mugglelarla yaşamanız göz önüne alınarak ayrıca olay yerinde sizin de olmanız gerekçeleriyle 12/12/2016 tarihinde büyüceşura karşısında yargılanmanıza karar verilmiştir. Saygılarla Yasal Yaptırım Dairesi Baş Katibi Grant Mofflin"
"Eee Harry duruşmaya gidecek misin?"dedi Ron sırıtarak "Elbette,yoksa görevimi elimden alırlar ve tutuklama kararı çıkartırlar" dedi Harry titrek bir sesle elindeki gazetenin ilk manşetine gözü takılmıştı. "Hermonie,Dragomir Petroviç kim?" "Ü-Ünlü bir kahin" dedi Hermonie yüzünü iki elinin arasına almıştı.Harry gazeteyi bir kenara koyarak Hermonie'nin önüne eğildi ve; "Daha sorularım bitmedi,Mundungus nasıl Deli-Göz'ün katili oluyor?" "Mundungus'unda,Deli-Göz'ünde anıları incelendi Deli-Göz'ü öldüren Voldemort veya başka birinin laneti değil Mundungus'un lanetiymiş.Mundungus bir kiralık katilmiş." dedi Hermonie son iki kelimeyi zorlanarak söyleyebilmişti.Harry olduğu yerde doğruldu ve masadaki sandığa baktı asasını yavaşiça cebinden çıkardı ve "Reducto!" Harry'nin asasından çıkan büyü sandığı paramparça etmişti.Harry sert adımlarla sandığın yığınlarında kalan küçük resim albümünü ve anahtarı aldı resim albümünü öyle bir hırsla açmıştıki resim albümü yırtılabilirdi ama Harry daha ilk sayfadan gördüğü resim sayesinde dona kalmıştı.Hastahanede gördüğü garip adam,Profesör Dumbledore ve Harry'nin tanımadığı biri...Harry'nin gözüne bir an garip bir yazı ilişmişti.Seslice okudu: "Sağdan sola; Takeru Morita-Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore-Dragomir Potroviç(Potter)" Harry'nin aklındaki son soru işaretide gitmişti,ünlü bir kahinin torunuydu.Harry hızla ikinci sayfayı açtı,karşısına çıkan ilk resimde adı Takeru olan garip adam,babasının Snape'in anısında gördüğü 11 yaşındaki hali,dedesi ve Gerard... Harry bu sefer açıklamayı okumadan hızla diğer sayfalara geçti.Diğer sayfalarda hiç görmediği,ismini duymadığı başka milletlerden insanlar bile vardı(hatta birtanesinin mısırlı olduğundan şüphe ediyordu) "Bu ne böyle en iyiler cd'si gibi" dedi Ron kafası karışmış bir şekilde sandalyeye otururken "Ben ne yapabilirim çocuk bu resimleri koyana söyle sen onları!" Harry'nin elindeki kitap bir anda kapanmış ve havada uçuyordu,sadece bununla kalmamış bir de ağza sahipti. "Hey!Sana diyorum kızıl kafa" resim albümü Ron ile dip dibe gelmişti. "Demek cevap vermiyorsun!" "Ahhh!" Ron sesinin yettiği kadar küfür ediyordu.Kitap ise kahkahalar içinde Harry'nin etrafında uçuyordu."Seni kahrolasıca şerefsiz kitap!Sana burnumu ısırmayı göstereceğim" dedi Ron avına saldırmayı bekleyen aslan misali dikkatle kitabı inceleyerek "Her neyse Mr Potter'a mesajım var,benim Takeru! Şuan bu kitapla trans halindeyim bu yüzden fazla kalamayacağım beni bulursan sevinirim duruşma günü görüşelim.Hoşçakal!" kitabın sonradan eklenen ağız yok olmuştu ve "Pat!" sesi çıkartarak yere düşmüştü.Harry yavaşça kitabı yerden aldı ve masaya koydu. "Onu o gün nasıl bulacaksın?" dedi Ginny,Hermonie'nin Ron'la ilgilenmesinden fırsat bilerek sormuştu. "O beni bulacak" dedi Harry ve tekrar sessizliğe büründü... | |
| | | Finrod Voldemort Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 29 Nerden? : İstanbul/Ümraniye Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn. Yaşım(Rp\'de) : 30 Asam : Anka Dokunuşu Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Savaşçı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 28/06/08
| Konu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- C.tesi Ağus. 23, 2008 8:23 pm | |
| Bölüm-5 Duruşma
Sonraki birkaç gün sadece Harry için değil tüm ev halkı için diken üstünde geçiyordu.Ron garip bir şekilde duruşmadan bir iki gün önce büyü çalışmaya başlamıştı.Her ne kadar açıkta çalışsa da Harry onu bazen Hermonie ile bir süreliğine kalacakları odada büyü yaparken kapı aralığından görüyordu. "Seni suçlu bulamazlar Harry,Kingsley'in getirdiği yeni kararnameye göre Düşünseli'den anılarını incelemek zorundalar." dedi Hermonie tabağındaki keçi böbreğini yerken.Harry her ne kadar Hermonie'ye katılmak istesede davada bulunacak yargıçların ve jürinin neredeyse tamamı Harry ile hayatında en az bir defa tartışmış hatta bazıları istifanın eşiğine gelmişlerdi. "Umbridge,Grant,Jack,Andru ve Peter... İşin gerçekten zor" dedi Ron önündeki pudingten büyük bir kaşık alırken "Eh gitme vakti" dedi Harry ve diğerleriyle beraber ayağa kalktı.Sadece birkaç dakika içerisinde Mrs Weasley hariç tüm ev halkı hazırlanmıştı. "Seninle gelmeyi çok isterdim Harry ama Muriel gelecek ve ne yazık ki onunla ilgilenmek zorundayım." dedi Mrs Weasley.Harry ve diğerlerini kapıya çıkartırken. "Önemli değil,gerçekten anne" dedi Harry ve Mrs Weasley'e sarıldı.Artık hazırdılar ve evden çıktılar.Harry Kovuk'tan çıktığında gözlerine inanamamıştı,devasa bir pankart ve pankartın üzerinde de "Harry'e Tam Destek!" yazıyordu. "Hiç çıkmayacaksın sandık Harry" dedi George.Harry'nin omzuna bir şaplak atarak.Harry evin her iki tarafından çıkan dostlarına baktı.Luna,Neville,Seamus,Dean,Angelina,Hagrid,Cho,Bill,Teddy ve Fleur "Eeeğ...Nasıl issediosun Arry?" diye sordu Fleur her zamanki bozuk aksanıyla. "İyi hissediyorum ama biraz daha burada oyalanırsak gittiğimizde çoktan mahkum edilmiş olacağım" dedi Harry gülümseyerek ve yürümeye başladılar,Harry'nin kaderine doğru. Hava soğuk olmasına rağmen hiç yağmur yoktu,Atriyum tamamiyle boştu Harry ve yandaşları dışında.Asansör Esrar Dairesi'ne ulaştığında artık çok az kalmıştı,dava en büyük mahkeme salonu olan Yüce Salon'da yapılacaktı. "Üzgünüm Harry,bende dava jürisi arasındayım" dedi Hermonie başı eğik bir şekilde,Harry onun her an ağlayabileceğini biliyordu. "Önemli değil Hermonie,senin elinde değildi." dedi Harry ve Hermonie'nin omzundan tuttu.O anlar,o saniyeler paha biçilmez gibiydi.Luna dünya seyahatini yarıda kesip dönmüştü,Neville ve Hagrid Hogwarts'taki işlerini yarım bırakıp gelmişlerdi.Dean Hollanda'dan,Seamus ise Finlandiya'dan gelmişti dava için. "Gitmek zorundayız Mr Potter" dedi iki seherbaz grubun en arkasından,Harry arkasında gözü yaşlı bir Ginny ve üzgün bir kalabalık bırakarak iki seherbazın eşliğinde yavaşça ilerledi onu bekleyene doğru...
"Mahkeme salonunda sessizlik!" dedi Kingsley gür sesiyle.Harry 15 yaşında ruh emiciler yüzünden oturduğu yerde duruyordu.Ancak bu sefer zincirler onu bağlamıştı ve salon geçen seferkinin 50 katı büyüklüğünde olan Yüce Salondu. "Savcı Kingsley Shacklebolt,Savunma..." Kingsley bir an durakladı ve etrafa bakındı.Harry niçin bakındığını biliyordu,Harry'i geçen sefer ki gibi savunacak ak sakallı mavi gözlü bir Dumbledore yoktu. "Harry James Potter!" dedi Harry gür bir sesle,kendi savunması kabul edilecek mi bilmiyordu ama görünüşe göre Kingsley kabul etmişti ki konuşmaya devam etti; "Diğer suçluyu getirin!" dedi Kingsley seherbazlara seslenerek.Seherbazlardan biri kenardaki bir kolu çekti ve Harry'nin tahmin ettiği gibi Ödlek Fletcher tıpkı dördüncü sınıftayken Dumbledore'un Düşünseli'nde gördüğü bir kafesle yukarı yükselmişti. "Mr Potter,Mr Fletcher'ı da siz mi savunacaksınız?" dedi Kingsley koltuğundan "Hayır asla!" dedi Harry bağlandığı koltuktan Mundungus'a pis bir bakış atarak. "Eh,öyleyse başlayalım savunması olmadığı için Mr Fletcher'dan başlamayı tercih ediyorum.Mr Fletcher,veritaserum ve Zihinfend ile yapılmış sorgulamalarda Alastor Moody'i öldüren laneti bilerek ve isteyerek yaptığınız,ayrıca kiralık katil ve zehirleyici olarak da çalıştığınız tespit edilmiştir.İtiraz ediyor musunuz?"dedi Kingsley dik ve heybetli bir pozisyon almıştı. "Yemin ederim isteyerek olmadı,İmperius Laneti'nin etkisi altındaydım!" "Kes sesini Fletcher,sanık yeterli delil sunmamıştır.Mundungus Fletcher için masumdur diyenler" dedi Kingsley ancak Harry'nin beklediği gibi hiçbir el kalkmamıştı. "Pekâla suçludur diyenler" dedi Kingsley ve yavaşça elini kaldırdı.Onunla beraber neredeyse salondaki herkes elini kaldırmıştı. "Yooo!" diye bağırdı Mundungus,ama artık onun için çok geçti.Kingsley kafasını hafifçe öne eğdi ve kafes Mundungus'un haykırışlarıyla beraber yer altına götürüldü oradan da Azkaban Hapishanesi'ne götürülecekti. "Şimdi sizde Mr Potter lütfen kendinizi savununuz."dedi Kingsley ve geriye yaslandı,salonda birden flashlar patlamaya başlamıştı.Herkes nefesini tutmuştu. "Ben suçlu değilim,ben Lucius Malfoy'u öldürmedim o zorladı yardım etmem için!" dedi Harry.Kendisinin bile ne dediğinin farkında değildi bir gidip bir geliyordu "İmperius Laneti" diye aklından geçirdi Harry bir an ; "O yaptı!Weasley,Ronald Weasley!" dedi Harry zincirlere kendini tamamen teslim ederek Hermonie elini ağzına getirmişti.Salonda büyük bir gürültü yığını başlamıştı,seherbazlar hızla Ron'a doğru yönelmişti ; "Seni pislik Potter!Elimdeyken seni de öldürmeliydim" dedi Ron,Harry'nin üstüne atlayarak "Bumbardie!" Ron büyük bir sarsıntı geçirip salonun ortasına yığılmıştı.Harry ne olduğunu anlamıştı.Ron birkaç gündür İmperius Laneti'ni çalışıyordu ve onu İmperius Laneti altına alanda Ron'du.Ron,Harry'nin gözlerinin içine bakıyordu beni affet dercesine iki koluna da seherbaz girmişti salondan kapısından çıkartılmaya götürülüyordu,asasız ve savunmasızdı. "Mr Weasley'i cesareti için öncelikle tebrik ediyorum" dedi uzaklardan gelen bir ses,salondaki herkes anlaşmış gibi çığlık atıyordu.Voldemort'un sesini andıran bir ses "Ve şimdi Bombarda Maxima!" uzaklardan gelen sesin kayboluşuyla beraber Yüce Salon'un arkasındaki duvar patlayarak tuzla buz olmuştu.Tüm salon moloz yığınlarıyla kaplıydı,salondaki panik havası yüzünden herkes çıkışlara doğru kaçmaya başlamıştı.Yüce Salon'un duvarında açılan gedikten süpürgeli 10 kadar kişi salonun içine dalmıştı.Aynı anda kırmızı ve yeşil ışıklar havada uçmaya başlamıştı.Harry yanına düşen bir lanetin etkisiyle koltukla beraber havada uçuyordu,moloz yığınları her yeri kaplamıştı ve sol taraftaki izleyici balkonu tamamiyle çökmüştü. "Ginny,Ron,Hermonie neredesiniz!" diye bağırdı Harry yattığı yerden.Tepesinden geçen lanetler Harry'nin bedeninde çiziklere yol açıyordu. "Gitmeye hazır mısınız Mr Potter?" dedi maskeli bir adam Harry'nin tepesinden bakarak. "Kurtar beni şu lanet olasıca zincirlerden Takeru!" diye bağırdı Harry karşısındaki adama onun Takeru olduğundan bile emin değildi. "Nasıl tanıdın?" dedi Takeru gülerek,hiçte yaşlı bir adamı andırmıyordu.Takeru tek bir asa hareketiyle Harry'nin zincirlerini eritmişti. "Sersemlet!" dedi dumanların arasındaki tiz bir ses "Dikkat et!" Harry,Takeru'nun üstüne atlayıp onu eğmişti ama onlara doğru koşan Peter o kadar şanslı değildi.Harry,Peter'ın dumana karışarak havada uçtuğunu görebilmişti ama şimdilik onu bırakması gerekiyordu.Harry hızla kafasını lanetin geldiği tarafa çevirdi kurbağa gözleri ve cüce boyuyla Umbridge ona ve maskesi yüzünden tanıyamadığı belki de maskesi olmasa da tanıyamayacağı Takeru'ya bakıyordu. "İşin bitti Potter! Cru- Aaah!" Umbridge daha sözlerini tamamlayamadan sivri bir diş tarafından havaya kaldırılmıştı.Harry biraz kendini toparlayıp sivri dişli yaratığa yaklaşınca bir an Cedric'in öldüğü dakikalar ve Macar Boynuzkuyruk aklında canlandı. "Sihir Bakanlığı'na bir Macar Boynuzkuyruğu nasıl soktunuz!" diye seslendi Harry Takeru'ya "Çok kolay oldu ama planın gerisinde kalıyoruz beni izle!" dedi Takeru ve Harry görkemli ejderhanın havalanışını birazda olsun izleyerek Takeru'nun peşinden duman ve feryatların arasına daldı.
"Ron! Neredesin seni kahrolasıca!" dedi Hermonie elinde asası dört bir yana dönüyordu.Moloz yığınları ve etrafaki yaralılar gerçekten midesini bulandırıyordu.Kulağının yanından geçen lanetlere hiç aldırmadan sevdiği adamı arıyordu. "Dikkat et Hermonie!" dedi Ginny hızla Hermonie'yi yere yatırarak.Hermonie her ne kadar sebebini ilk saniyelerde anlayamasada birkaç saniye içinde Sihir Bakanlığı ambleminin Yüce Salon'un duvarından büyük bir delik açarak düşmesi Hermonie için yeterli bir gerekçeydi. "Abimle Harry'i gördün mü?" diye sordu Ginny,Hermonie ile Yüce Salon'da koşuştururken "Hayır,bende o iki salağı arıyorum!" dedi Hermonie üstü başı yırtılmıştı ve göğsünden kan akıyordu. "Hayır!" diye bağırdı Ginny olduğu yere çökerek "Ne oldu Gi-" Hermonie ne olduğunu görebiliyordu,Aberforth yerde kanlar içerisinde yatıyordu ve kesinlikle ölmüştü çünkü beyninden göğsüne kadar olan kısım ikiye yarılmıştı. "Bombarda! Hahaha!" diye kükredi gür bir ses ve iki dost,hatta dosttanda öte iki cadı arasında kara büyü girmişti... Hermonie büyük bir acıyla yerde sürünüyordu.Ginny neredeydi,yaşıyor muydu hiçbirşeyden haberi yoktu.Tek bildiği göğsünden gelen kanın dışında başından ve dizindende yoğun miktarda kan geldiğiydi zaten son hissettikleri de bunlardı.Hermonie beyaz bir ışığa doğru yol alıyordu şimdi beyaz bir pelerin ile...
"Bırakın beni!Ben Hermonie'yi bulmalıyım!" dedi Ron onu sürükleyen iki maskeli büyücüye direnerek. "Kapa çeneni Weasley!Bize verilen emirler bunlar"dedi maskeli uzun adam "Sersemletin şunu eğer direniyorsa!" dedi Takeru dumanların arasından Harry ile beraber öksürerek çıkarken "Sersemlet!" dedi maskeli uzun kadın.Harry onu sanki bir yerden tanıyordu ama nereden...Ron büyünün etkisiyle başını yere çarpmıştı ve kan geliyordu.Kızıl olan saçları kanın etkisiyle kırmızıya dönmeye başlamıştı ki uzun adam onu omzuna koydu. "Gitmeye hazır mıyız?" dedi Takeru yüzündeki tozları silerek "Bekleyin!" diye seslendi toz yığınlarının içinden sarı saçlı bir genç çocuk "Ah! Harry adaşınla tanış onun ismide Harry!" dedi Takeru sabırsız bir edayla.Havada uçuşan lanetlere hiçte aldırmıyor gibiydi. "Merhaba Harry Potter!" dedi sarı saçlı çocuk ve devam etti "Kusura bakma patron Mrs Weasley ve Mrs Potter yaralıydılar onları güvenli bir alana taşıdım.Özellikle Mrs Weasley gerçekten harika taşınıyor." "Ne dedin sen!" diye bağırdı Harry asasını adaşının boğazına tutarak "Gerçekler Potter!Aslında eşine de bakacaktım ama eşin yarı uyanıktı onu sadece güvenli bölgeye taşıdım.Mrs Weasley ise baygın bir şekilde beni bekliyordu,onun çıplak tenine ellerimi sürdüm vücudunda ellenmedik yer bırakmayana kadar..." dedi genç sarı saçlı çocuk.Harry orada her an bir sara krizi geçirebilirdi.O kadar öfkelenmişti ki ettiği küfürlerin farkında bile değildi. "Seni elime geçirirsem öldüreceğim!" dedi Harry onu tutan kolların arasında "Demek çok güzel bir teni ve vücudu vardı Mrs Weasley'in" dedi Takeru bir elini genç sarı saçlı çocuğun omzuna koyarak. "Sen de görmeliydin patron göğsünden kan geliyordu ve ben orayı tamamen açıp pansuman yaptım.Çok ateşi vardı." dedi gen sarı saçlı çocuk elleriyle birşeyi yoğururmuş gibi yaparak. "Demek öyle çok ateşi vardı.Bakalım hanginizin daha fazla ateşi var." diye bağırdı Takeru ve asasını sarı saçlı çocuğun bel altına tutarak "İncendio!" dedi.Çocuk alevler içinde yerde yuvarlanıyor bir yandan da acı içinde bağırıyordu.Harry o büyünün ne amaçla yapıldığını bildiği için biraz rahatlamıştı ama siniri dinmemişti.Sarı saçlı genç üstündeki ateşleri söndürdüğünde yavaşça ayağa kalktı ve Takeru'ya hamle yaptı ama yaşlı keçi Takeru daha hızlıydı "Alazra!" diye bağırdı ve sarı saçlı gencin başıyla gövdesini bağlayan yeri tamamiyle kesti.Gencin havaya fırlayan başından ve yere yığılan gövdesinden inanılmaz bir şekilde kan geliyordu. "Seni pislik!" dedi Takeru ve yerde yatan gencin gövdesine tükürdükten sonra yere düşen kafasını aldı ve diğerlerine döndü."Şimdi gidelim mi?" Herkes kafasını olur anlamında salladıktan sonra "Accio sipürgeler!" diye bağırdı Takeru.Bir dakika içerisinde 10 kadar süpürge ellerindeydi."Şimdi uçuş yerine" dedi Takeru ve yürümeye başladılar en arkada Harry yürüyordu,isteksizdi ama başka çaresi yoktu.Gözü bir an Ron'a kaymıştıki pelerinini yerdeki bir şey tuttu. "Potter,lütfen yardım et!"dedi yerdeki yaralı kadın.Harry onun yüzüne daha iyi baktığında kendisine bakan kurbağa gözleri çok rahat tanımıştı. "Umbridge..."dedi Harry tok bir sesle ve devam etti "Sana neden yardım edeyim,onca yaptıklarından sonra?" "Lütfen..."dedi Umbridge ağlamaklı bir sesle.Harry'nin gözü bir an Umbridge'nin ayağını ezen kayaya çarptı.Asasını kullanacaktı ama asası yoktu. "Sanırım bunu istiyorsun" dedi Takeru ve asasını Harry'e geri verdi. "Wingardium Leviosa" dedi Harry ve kaya Umbridge'in ayağından kalktı.Harry onu başka bir tarafa doğru fırlattıktan sonra arkasını döndü ve bir adım attı. "Harry,yaptıklarım için beni affeder misin?" dedi Umbridge yattığı yerden.Harry arkasını döndüğünde Umbridge ona elini uzatmıştı ve ağlıyordu.Harry yere eğildi ve Umbridge'in elini tuttu "Affediyorum" dedi Harry.Kurbağa suratlı Umbridge'in yaptıklarını bir kalemde silebilmişti,tıpkı Snape gibi... "Teşekkürler Harry...Teşekkürler.Git ve kurtul Harry ama lütfen beni affet" dedi Umbridge.Artık gözyaşları sel olmuştu,resmen hıçkırarak ağlıyordu.Harry Umbridge'i yerde yaralı bir şekilde bırakarak Takeru ve çetesinde katıldı. "Gidiyoruz!Herkes süpürgelerine" dedi Takeru.Herkes süpürgesine bindi ve havalandı.Harry arkasında büyük bir kaos bırakarak saldırının Esrar Dairesi'ne açılan deliğe doğru uçtu.Tam çıkarken salona döndü ve "Seni seviyorum Ginny" dedi ve delikten uçarak Esrar Dairesi'nden başlayacak olan firar harekâtına başladı... | |
| | | Finrod Voldemort Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 170 Yaş : 29 Nerden? : İstanbul/Ümraniye Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn. Yaşım(Rp\'de) : 30 Asam : Anka Dokunuşu Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Savaşçı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 28/06/08
| Konu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- C.tesi Ağus. 23, 2008 8:25 pm | |
| Bölüm-6 Sığınak
"Gidelim çocuk!" diye bağırdı Takeru gür bir sesle.Harry "tamam" anlamında kafasını salladıktan sonra sağa doğru dönüp deliğin içine uçmuştu.Harry,Esrar Dairesi'nde onları durdurmaya çalışan kimsenin olmadığını farketmişti.Uzun ve siyah tüneller artık Harry'nin özgürlük yolu olmuştu.Harry grubun önden ikinci sırasında yer alıyordu.Birinci sıradaki Takeru onlara rehber görevini görüyor olmalıydı.Önce sağa,sonra sola ve uzun bir mesafe düz gittikten sonra Harry'nin içini büyük bir panik kaplamıştı.Asansörün üstüne doğru uçuyorlardı.Takeru hızlı ve çevik bir hamleyle asasını asansör kapılarına tuttu ve "Bombarda Maxima!" diye bağırdı.Asansör kabini ve giriş aynı saniyelerde büyük bir gümbürtüyle yok olmuştu,görüş mesafesi 5 metrenin altına düşmüştü. "Süpürgeni yukarı doğru sür Potter!" diye bağırdı Takeru ve Harry keskin bir hamleyle süpürgeyi yukarı doğrulttu,hızla yukarı doğru uçuyorlardı. "Geriye!" diye bağırdı Takeru.Harry'de onunla beraber süpürgesini havada geri çevirdi ve asansör boşluğundan Atriyum koridoruna çıktı.Havada düzeldikten sonra devasa Kardeşlik Çeşmesi'nin bulunduğu büyük Atriyum'daydı ama Atriyum onları hiç iyi karşılamamıştı.Harry ve diğerlerinin arasına kırmızılı yeşilli ışık süzmeleri giriyordu. "Çıkış zamanı!" diye bağırdı Takeru ve süpürgeler kendi başlarına hareket ederek şöminelerin üstüne yol aldılar.Harry engelsiz bir şekilde şömineye uçuyordu ta ki Kingsley önnüe fırlayıp asasını ona çekene kadar. "İmpedimenta!" "Expelliarmus!" Harry'nin büyüsü galip gelmişti Kingsley ise silahsız ve zavallı bir şekilde sadece kendini yana savurabilmişti.Harry özgürlüğüne kavuşuyordu zümrüt yeşili alevler içinde dönerek. Harry alevler dağılır dağılmaz kendini erkekler tuvaleti kabininde bulmuştu. "Potter!Hangi kabindeysen süpürgeni yere at ve çık!" diye bağırdı Takeru koridordan.Harry süpürgeyi arkasındaki klozetin içine soktu bu en azından arkasından gelenleri oyalayacaktı.Kabinden dışarı çıktığında Takeru ve diğerleri erkekler tuvaletinden çıkmış metro merdivenlerine koşuyorlardı.Harry onları yakaladıktan sonra birkaç sokak boyunca koşmuşlardı. "Burada dinlenelim" dedi Takeru ara sokaklardan birinde.Harry'nin aklı bir an kontrol etmediği Ron'a gitmişti. "Ron nerede!" diye bağırdı Harry etrafa göz gezdirerek. "Kapa çeneni yoksa yakalanacağız Potter!İşte arkadaşın burada"dedi maskeli adamlardan biri ve dediği gibi Ron hemen yanında yerde yatıyordu. "Anahtar zamanı...Potter,Swich,Cattermole ve Krum ilk siz gideceksiniz.Anlaştık mı?" dedi Takeru "Ya Ron ne olacak,onu ben götürürüm" dedi Harry.Her ne kadar Takeru'ya güvense de Ron için endişeleniyordu.Bir saate yakın süredir baygın bir şekilde yatıyordu. "Endişelenecek bir konu yok Potter,git!" dedi Takeru gür ve keskin bir sesle.Harry her ne kadar isteksiz olsa da az önceki gruba katıldı. "Sanırım beni..." dedi maskeli uzun saçlı bir adam "Ve beni tanımadınız" diye bitirdi diğer bir adam.Harry ile beraber dar,tahta bir koridordan geçerken.Harry o kadar çok bunalmıştı ki gerçektende bu iki kişiyi tanımamıştı. "Ben Reg Cattermole'un oğlu Ken Cattermole" "Ve bende Viktor Krum'ın oğlu İvan Krum" dedi iki genç peş peşe.Harry şimdi tanımıştı az önce soyadlarını duyduğu ama telaştan hatırlayamadığı iki kişinin oğullarını. "Tanıştığımıza memnun oldum" dedi Harry iki çocuğun teker teker elini sıkarak. "Mr Potter lütfen önden buyrun" dedi ismi Swich olan adam.Harry bir an onun İsviçreli olabileceğini düşünmüştü.Başını Swich'ten çevirdiğinde ise yuvarlak şeklindeki odanın ortasında parlayan bir yağ bidonu vardı.Harry gitti ve yağ bidonunu temiz olan bir kenarından tuttu. "3...2...1... Gidiyoruz!" dedi Swich.Oda bir anda etraflarında dönmeye başlamıştı,yerde açılan bir delik mavi tonlarda bir renk girdabının içine çekiyordu onları.Saniyeler boyunca döndüler.Belki de Harry'nin en uzun anahtar yolculuğu bu olmuştu ama daha bir dakika dolmadan Harry'nin önce ayakları sonra dizleri kuru bir yere çarpmıştı.Herkes kendini toparlayıp ayağa kalktıktan sonra "Büyük Oda'ya geçiyoruz." dedi Swich.Harry,Ken ve İvan'da onun ardından tahta bir koridora çıkmışlardı.Sihir Bakanlığı'nı andıran bir mimari ve duvarlarda değerli taşlarla yılların yıpratamadığı bir ahşap esere benziyordu bu yer.Harry ve diğerleri daire çizen merdivenlerden indikten sonra altın döşemeli koltuklar,zümrütle süslenmiş bir şömine,televizyon ve kilise camına benzer motiflerle yapılmış pencereler odanın görkemini oluşturuyordu.Harry bir süre bu efsanevi yere baktıktan sonra tülü yavaşça araladı.Swich ve diğerlerinden tepki gelmeyince evin Fidelius Laneti ile korunduğu hissine kapılıp tülü aralamaya devam etti.Müthiş bir manzara vardı ama burası kesinlikle İngiltere ve yöresi değildi belki de Avrupa bile değildi.Uzakta bir köprü,deniz,ve hiç kilise gözükmüyordu.Daha çok camiye benzeri mimari yapılar vardı..... "Potter şu arkadaşını al ve kanepeye yatır" dedi yukarıdan gelen bir ses.Harry güzel deniz manzarasını bırakıp merdivenlere yol aldı.Ron'un uzun zamandır baygın olan bedenini kendine yasladı ve altın kaplı kanepelerden birine yatırdı. "Tatil evimi nasıl buldun Harry" dedi Takeru merdivenlerden yavaşça inerken "Çok..." dedi Harry gerisini getiremiyordu.Çünkü bu ev çok güzel ama züppe eviydi. "Çok güzel ama kusura bakmazsan züppe evi" dedi Harry kızararak. "Hahaha!Haklısın evlat bu ev gerçekten züppe evi.Gençliğimde tam bir züppeydim o zamanlar yaptım bu evi" dedi ve evine baktı,sadece baktı... "Burası neresi?Eğer yanlış görmediysem şu aşağı tarafta cami var öyleyse İslam Devletleri'nden birindeyiz yanılıyor muyum?" dedi Harry meraklı bir şekilde.Gerçekten bu güzel manzara Ginny'ninde istediği gibi bir manzaraydı.Evet eğer herşey düzelirse Ginny ile buraya bir ev yapabilirlerdi. "Burası Türkiye,benim en sevdiğim ülkedir.İnsanlarıyla,doğasıyla bence en güzel ülkelerden biri." dedi Takeru pencerelerin başına gidip sonuna kadar tülleri açmış köprü ve köprünün geçtiği denize bakıyordu. "Burası tam olarak hangi şehir ve bu deniz hangi deniz?"dedi Harry bir gözü arkadaki maskeli adamlardaydı. "Burası İstanbul,Türkiye'nin en kültürel ve lüks şehirlerindendir.Ayrıca Türkiye Sihir Bakanlığı'da burada şurada gördüğün Marmara Denizi'nin altında 6 katlı bir saraydır." dedi Takeru gururlu bir şekilde İstanbul semalarına bakarken. "Siz kimsiniz ve Hermonie nerede?" dedi Ron yattığı yerden hızla sıçrayarak.O kadar hızlı sıçramıştı ki beyninin sarsıntı geçirdiğine Harry emindi. "İnsan önce beni sorar?" dedi Harry kıkırdayarak.Ron'un önünde ellerini birbirlerine bağlayamış bekliyordu. "Harry!Seni ahmak,ben senin için kendimi riske atıyorum sen,beni ve kendini adamlarınla kaçırıyorsun hemde Yüce Salon'da savaş çıkararak!" dedi Ron gözlerinde büyük bir ateşle Harry'e bakıyordu. "Sakin ol Ronald,bunlar benim adamlarım değil bir nevi beni de kaçırdılar."dedi Harry Ron'un üstüne yürüyerek. "O zaman kimin adam-" dedi Ron ama boğazına bir şey takılmış gibi nefessiz bir şekilde Takeru'ya bakmaya başladı.Tüm olayların onun başının altından çıktığını biliyordu.Önce bir adım attı ardından iki eli kıskaç şeklini alarak Takeru'nun üstüne atılmıştı ama Harry'nin dakikliği sayesinde Ron Takeru'ya ulaşamadan durdurulmuştu. "Seni pis moruk,bırakın beni onu öldürecem" diye böğürdü Ron.Sinirden kıpkırmızı kesilmişti ve durdurulamaz gibiydi. "Potter arkadaşının uyumasını sağla.Onun odası ikinci katta soldan üçüncü kapı,seninki ise sağdan üçüncü kapı ayrıca banyo üçüncü katta soldan beşinci kapı.Sen bir güzel duş yap sonra da arkadaşın yapsın yarın sabaha kadar evde bir tek siz varsınız.Diğerleri beni izleyin" dedi Takeru ve Ron ile Harry dışındaki herkes büyük bir kapıdan çıkıp gözden kayboldular. "Burada otur ben duş alıp geleceğim." dedi Harry ve Takeru'nun tarif ettiği yoldan arkasında sinirli bir Ron bırakarak üçüncü kat soldan beş numaralı kapıya doğru gitti.Harry banyonun kapı tokmağını tuttuğunda onun dahi altından olduğunu farketti."Ne gösteriş meraklısı" diye düşündükten sonra tamamen lüks bir banyoya girdi.Yavaşça üstündeki kanlı ve yırtık giysileri çıkardı taki çırılçıplak kalana kadar.Küvet köpüklü ve güzel kokulu bir suyla dolduktan sonra Harry yavaşça kendini suyun rahatlığına bıraktı.Boynundan başlayıp bacaklarına ve topuklarına varana kadar temizlendikten sonra yine aynı şekilde yavaşça altın kaplamalı küvetten çıktı ve küvetin suyunu boşalttı.Beline,asılı havlulardan sarı olanı sardıktan sonra omzuna da diğer tarafta asılı duran mor havluyu aldı,kıyafetlerini topladıktan sonra Ron'un yanına odaya geri dönmek için banyodan çıkıyordu ki mavi gözlü sarı saçlı biriyle burun buruna gelmişlerdi. "Özür dilerim efendim" dedi mavi gözlü kız ve kıpkırmızı bir şekilde Harry'den geriye doğru bir iki adım attı.Harry kızın utancından bir iki adım geriye attığını anlamıştı sonuçta eğer Harry biraz daha hızlı çıksaydı kızla dudak dudağa bile kalabilirlerdi ama Harry kızın ne dediğini anlayamamıştı,kız da bunu farkedecek olacak ki boğazını temizleyip saçlarını geriye attıktan sonra "Özür dilerim efendim.Ben bu evin hizmetçisi İzel,Mr Morita ile çalışıyorum sizin geleceğinizi haber vermişti ama unutmuşum bazı sesler duyunca da buraya geldim ve banyo aralığından baktım şeyy..." dedi ve kız duraksadı.Harry kızın şimdi dediklerini anlayabiliyordu kesinlikle az önce Türkçe konuştuğu için anlayamamıştı. "Ve sen ne?" dedi Harry kızın devamını getirmesini istiyordu sözünün ama Harry diyeceklerini tahmin edebiliyordu. "Ve ben sizi uygunsuz bir şekilde gördüm çok özür dilerim efendim lütfen Mr Morita'ya söylemeyin." dedi İzel "Tamam söylemem ama birazdan diğer arkadaşım banyo yapacak ona da bakma" dedi Harry ve kıza gülümsedi kızdan da karşılık alınca "Görüşürüz" dedi ve merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladı ama aklında sadece o kız vardı inanılmaz derecede Ginny'e benziyordu.Onun bir tanesi Ginny.....
"En sonunda inebildin abi!" dedi Ron sinirli bir şekilde ama Harry'i gördükten sonra kıkırdayarak; "Keşke üstünü giyseydin ben Ginny değilim" dedi ve kıkırdamaları kahkahaya dönüştü. "Çok komiksin Ron her neyse üçüncü kat soldan beşinci kapı banyonun yeri sanırım biliyorsundur.Git banyo yap ve konuşalım ben odamdayım" dedi ve Ron'la beraber ikinci kata kadar çıktı oradanda koridorda biraz mesafe katedip kendi odasına girdi.Harry'nin kalacağı oda belki de bu evin en lüks odalarındandı inanılmaz geniş ve ferahtı ama tek camı vardı oda hem bahçeyi hemde boğazı gördüğü için mükemmeldi.Harry havluyu belinden almadan camın kenarına gitti ve aşağı bahçeye baktı.Gerçekten çok güzel ve şık bir bahçeydi.Harry kendisine verilen yatağın üstüne tek hamlede atladı ve yatağına belinde havlusuyla uzandı.Aklında sadece Ginny ve İzel vardı daha doğrusu Ginny ve Türk Modeli Ginny....
Harry vücudunda müthiş bir donma hissiyle uyanmıştı.Yanı başına koyulan gözlüğü taktıktan sonra dün akşam üstünden beri havluyla ve çırılçıplak bir şekilde yatağında uyuduğunu farketti."Umarım üşütmem" diye düşündü bir an ama eğer böyle düşünmeye devam ederse üşüteceğinin farkına varıp odadaki koltuklardan birine konulan temiz kot ve penyesini giydi.Asasını arka cebine koyduktan sonra büyük bir telaşla merdivenlerden Büyük Odaya geçti. "Günaydın Harry!" "Günaydın abi" dedi Takeru ve Ron peş peşe.Takeru sıcacık çay içip gazetesini okurken Ron ise önündeki garip bir yemeği iştahla yiyordu. "Harry bene sende bundan yemelisin adı Adam Kebapmış!" dedi Ron parmaklarını yalarken.Takeru'nun hemen yanında yemeğini yiyen İzel ise Ron'a gülmemeye çalışıyordu ama zor dayanıyordu. "Adam Kebap değil efendim,Adana Kebap" dedi İzel anadili gibi konuştuğu İngilizcesi ile.Harry de hafifçe güldükten sonra gözü Takeru'nun elindeki gazeteye kaydı.Üzerinde Türkçe kelimeler vardı ama Harry hiçbirini okuyamıyordu. "Gelecek Postası almıyor musunuz?" dedi Harry dün olan savaş kesinlikle gazetede olmalıydı. "Hayır" dedi Takeru ve Harry'nin sorusunu kestirip attı ama İzel aynı saniyelerde ayağa kalkıp Harry'nin yanından geçerek merdivenlerin ilk basamağına çıkmıştı.Harry ise onu garip bir şekilde gözleriyle izliyordu,İzel eli ile Harry'e gelmesini işaret etti.Harry ne olduğunu gayet iyi biliyordu.Gelecek Postası alınıyordu fakat Hermonie'nin tacize uğradığı büyük ihtimal anlaşılmıştı ve Ron görmesin diye saklanıyordu.Harry,İzel'in ardından birinci katın en dibindeki odaya kadar hızlıca yürümüştü.İzel odaya önden girip kapıyı açık bırakmıştı ama Harry hiçte girmeye niyetli değildi çünkü bir bayanın odasında bulunması gerçekten kötü bir durum olurdu.Özellikle Ron tetikteyken çok riskliydi. "İşte efendim buyrun" dedi İzel ve rulo şeklindeki Gelecek Postası'nı Harry'e uzattı.Harry Gelecek Postası'nın ilk sayfasını açtığında büyük harflerle manşette -POTTER VE WEASLEY BAKANLIKTA 77 ÖLÜ 111 YARALI BIRAKARAK KAYIPLARA KARIŞTI-Harry bir an kendini boşlukta hissetti ya arkadaşlarıda içindeyse...Manşetin hemen altındaki küçük bir başlıkta ise şöyle yazıyordu: "Ölü Listesi için sayfa ikiye Yaralı Listesi için sayfa üçe bakınız" Harry sert bir şekilde ikinci sayfayı açtı.Listenin başında doğal olarak ölen bakanlık çalışanları vardı.Harry'nin gözünü ilk olarak altın yaldızlı harflerle "Dolores Jane Umbridge ve Peter Janic" yazıyordu.Umbridge ölürken Harry görmüştü onu ama Peter'ı ölürken görmemişti ve Peter'ı öldüren büyük ihtimal Umbridge'nin Peter'a çarpan lanetiydi.Harry gözünü biraz daha aşağıya kaydırdığında ise ayakta duracak gücü yoktu.Bilinçsiz bir şekilde İzel'e tutunmuştu."Seamus Finnigan ve hemen altındaki Dean Thomas" onlarda ölmüşlerdi.Harry büyük bir yıkım yaşıyordu o dakikalarda,daha aşağılara inmek istemedi çünkü başka sevdiklerini görmekten korkuyordu ve korktuğuda olmuştu.Dean ve Seamus'un üç-dört kişi altında "Aberforth Dumbledore" onun yaklaşık 8 kişi altında ise peşpeşe Griphook,Mr Ollivander ve Xenophilius Lovegood'un isimleri yazıyordu.Harry gözünü diğer ölenlerin üzerinde gezdirdi hiç tanıdığı kalmamıştı ama oradaki diğer ölüler de onu üzmek için yeterliydi "77 ölü" diye düşündü Harry ve ardından yaralı listesini açtı.En başta yine bakanlık çalışanları vardı: Kingsley Shacklebolt(Atriyum'da girdiği mücadele sonucu kolunu kırdı,durumu iyi taburcu edildi.) Hermonie Granger(Göğsünde,dizinde ve vücudunun bazı yerlerinde yoğun kanamalar yüzünden kan kaybı,ayrıca aşşağılık bir şekilde tecavüze uğradığı tespit edilmiştir.Bulunduğunda üstündeki kıyafetleri belden altına örtülmüş bir şekilde girişe yakın bir yerde yatıyordu.)
Harry,Hermonie'nin başına gelenleri okuduğunda sinirden ölmek üzereydi ama listeyi bitirmeliydi.Listenin dokuzuncu sırasında Ginny Weasley(Vücudundaki hafif yarıklar dışında durumu iyi taburcu edildi) yazıyordu,demek Ginny'de iyiydi.Ginny'nin hemen peşinden;
Neville Longbottom(Yüzünün yarısı yandı durumu iyi St Mungo'da tedavi altında) Teddy Lupin(Derin şekilde yaralanmaları var durumu orta derecede St Mungo'da tedavi altında) Rubeus Hagrid(Vücudundaki yaralanmalar ve çürükler dışında yürüyebiliyor ve ilk söylediği şey "Harry Potter'a Tam Destek!" oldu.Akli dengesini kaybettiği sanılıyor.) Harry listenin geri kalanında tanıdıklarından hiçbirinin ismini görmemişti demek durumları iyiydi ama Griphook,Aberforth,Xenophilius Lovegood ve Mr Ollivander için aynı şeyi söyleyemezdi.Bu kurtarma ve firar harekatı tam bir katliama dönüşmüştü. 77 Ölü 111 Yaralı....... | |
| | | | Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- | |
|
Similar topics | |
|
Similar topics | |
| |
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|