Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Finrod Voldemort
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Finrod Voldemort


Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 29
Nerden? : İstanbul/Ümraniye
Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne
Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn.
Yaşım(Rp\'de) : 30
Asam : Anka Dokunuşu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Savaşçı
Ruh haliniz : Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 28/06/08

Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Empty
MesajKonu: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-   Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 8:18 pm

NOT:Bundan sonra Ignotus Walker'ın yazdığı yazıları burada ben yayınlayacağım.Yani anlıyacağınız ben bir aracıyım.

~~XENETORİUM~~
Hikayenin Konusu Hakkında Kısa Bilgi




Hikayemiz
Voldemort'un ölümünden 19 yıl sonra başlamaktadır.19 yıldır kayıp olan
Alastor Moody'nin cesedi bulunur ve işler karışır.Ardı ardına gelen
ölümler Baş Seherbaz Harry,Ron,Ginny ve Hermonie'yi yeni maceralara
sürükler.Bu sefer sadece İngiltere değil tüm dünya tehlikededir.Harry
ve arkadaşları acaba bu yeni gizemi çözebilecekler mi?

Hikayenin Yazımı Hakkında Bilgi

25
bölümden oluşacak olan bu hikayede en ufak detaylara bile kendimce
çözüm getirmeye çalışacağım.Daha ilk bölümlerden Sirius'un öldüğü
kemerin sırrı Dumbledore'un bıraktığı yeni bir gizem ve bir muhbirin
idamıyla başlayacak olan hikayemde eskide kalmış karakterler ve olaylar
yeniden gündeme gelecek ve karakterlerimiz geçmişlerindeki karanlığı
öğrenecekler.Bunun yanında karakterlerimiz zamanda yolculuk ve
uluslararası yolculuk gibi seyahatlerde bulunarak hikayeye yeni bir tad
getirecekler.Umarım beğenirsiniz


..KARAKTER RESİMLERİ..

Xenetor
Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Thumb_494495317
Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Thumb_755719388

Gerard
Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Thumb_602216450

Takeru Morita
Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Thumb_467410164

İzel
Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Thumb_158494785



En son Finrod Voldemort tarafından Paz Ağus. 24, 2008 6:47 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 3 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finrod Voldemort
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Finrod Voldemort


Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 29
Nerden? : İstanbul/Ümraniye
Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne
Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn.
Yaşım(Rp\'de) : 30
Asam : Anka Dokunuşu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Savaşçı
Ruh haliniz : Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 28/06/08

Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Empty
MesajKonu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-   Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 8:19 pm

Bölüm-1
Kayıp Ceset

Karanlığın çöktüğü sırada sıra sıra dizili evlerle kaplıydı her zamanki
gibi Privet Drıve.Harry ve diğerleri çocukları trene bindirip
uğurladıktan sonra buraya gelmişlerdi.Bir iki gün önce gelen mektuba
göre Dursley'ler evlerine geri yerleşmek istiyorlardı bunun içinde ev
en baştan kontrol edilecekti.Harry için bu eski yere gelmek Voldemort
tarafından Harry'nin isteği ile öldürülmeye gitmesi gibiydi.Aynı
heyecan ve merak... Ama bu sefer ölümü değil orayı,yıllarının geçtiği
evi merak ediyordu.Evet ömrünün ilk 17 yılının yaz tatili orada
geçmişti uzun ya da kısa hiç farketmiyordu şuan onun için."10 numara,11
numara ve 12 numara... Burasıydı öyle değil mi Harry?" diye seslendi
Ron, Harry bir an gülmekten alı koyamadı kendisini aklına 24 sene önce
olan olaylar geliyordu.Nasıl unuturdu ki ikizler ve Ron'un üst katta
bulunan odasındaki demir parmaklıkları arabayla kopartıp alışlarını
yada eniştesinin havada asılı bir biçimde uçarak bahçeye
düşüşünü,Petunia Teyzenin begonyaları,Dudley'in kilime kusuşu ve
niceleri bu evin betonları ve tahtaları arasındaydı.
"Gelmeyi
düşünüyor musun canım yoksa orada mı sabahlayacaksın?" Harry anılar
sokağına öylesine dalmıştı ki Ginny ve diğerleri çoktan kapının önünde
onu bekliyorlardı."Geliyorum canım" diye seslendi Harry ve evin dar ve
küçük patikasını aldı.Bahçedeki begonyalar ve diğer tüm güzel çiçekler
19 yılda çürüyüp gitmişlerdi."Dursley'lerin gelmesine 1 saat var" dedi
Hermonie ince sesiyle, Ron'un hemen yanında duruyordu.Ginny ise onların
karşılarında ortada ise elinde evin anahtarları ile Harry
duruyordu."Asa ile neden açmıyorsun?" Ron meraklı gözlerle Harry'e
bakıyordu.Harry her zamankine göre heyecanlıydı şimdi "Eniştem
evlerinde sihir istemezdi,eminim şimdi de istemiyordur bu yüzden
evlerinin kapısını sihirle açmak biraz haksızlık olurdu ona" Harry'nin
kendisi bile ne dediğini anlamamıştı.Anahtarları kapının deliğine
soktu ve çevirdi "Tık" kapı ardına kadar serilmişti şimdi.Evin yer
döşemeleri üzerinde bir parmaktan fazla toz vardı şimdi."Ben
hallederim" Harry bir adım öne çıkıp asasını sallayacaktı ancak
Hermonie Ron'un büyü yapmasını engellemişti. "Senin en son temizleme
büyüsü yaptığın günü hatırlıyorum Tonks'tan beterdin" Ron arkalarından
gelen kıkırdamaları duyabiliyordu.Kesinlikle Harry ve Ginny ona
gülüyorlardı. "Bunu burada söylemenin anlamı yoktu Hermonie ve siz de
kesin sesinizi lütfen!" dedi Ron azarlayıcı bir ses tonuyla "Kızmana
gerek yoktu" dedi Harry ama halâ gülüyordu az da olsa, Ron gözlerini
devirdi ve "Ben yaparım güven bana,Akla Pakla!" dedi bir anda tüm
tozlar havaya kalktı ve göz gözü görmeyecek şekilde bir duman
oluşturdular.Tozların hortum etkisi yaratmasıyla ağlarındaki örümcekler
etrafa dağılıyordu.Harry ve Ginny kapıya varma yarışını ilk
tamamlayanlar olmuşlardı en son evden çıkan Ron'un yüzü tozdan
görünmüyordu Hermonie'nin saçları ise eski rengindeydi ama hepten ölmüş
gibi duruyorlardı "Eğer bir daha biz varken temizlik yapmaya kalkarsan
seni öldürürüm!" diye bağırıyor bir yandanda öksürüklere karışık küfür
ediyordu Harry."Tamam;ben hallederim" Ginny tozların uçuştuğu eve
tekrar girdi birkaç saniye içinde Ginny saçları parlak ve canlı bir
şekilde yeniden çıkmıştı "Tamamdır" dedi ve Harry'nin koluna girdi
beraber eve girdiklerinde Ron kardeşinin yarattığı harikaya gururla
bakıyordu,Harry zaten neredeyse hergün tanık oluyodu Hermonie ise biraz
şaşkındı "Aferin Ginny!" Ginny birkaç adım birden öne fırlamıştı.Ron
ise eli ileri savrulmuş bir şekilde Ginny'e bakıyordu.
"Ronald Weasley! Merlinin en sarkık donu adına sen ne yapıyorsun!"
"Kusura
bakma Ginny,istemeyerek oldu eski günler aklıma geldide!" Ron başını
hafif öne eğmişti "Vaktimiz kalmadı 40 dakika sonra buradalar!" dedi
Harry ve evin giriş koridorundan hızla ilerleyerek üst kata çıkmak için
hamle yaptı "Abi,şuna bak!" Ron o kadar hiddetli bağırmıştı ki
Harry'nin boyuna göre kısa kalan kirişe Harry kafasını çarpmıştı "Yine
ne var Ronald! Fare mi gördün?" Harry acıyla yara izini
sıvazlıyordu.Bir an acaba yara izim mi diye düşünmesine rağmen bu
imkansızdı Voldemort gitmişti."Ha-ha-hayır" dedi Hermonie titrek
sesiyle o kadar çok titriyordu ki asasıyla aydınlattığı bölgedeki yığın
zor görülüyordu.Harry merdivenden inince Ginny ellerini ağzına
kapatarak geriye doğru çekildi."İmkansız..." diyerek kafa sallıyordu
Ron.Harry,Ginny ve diğerlerinin yanından geçerek gölgedeki yığının
yanına geldi asasından çıkan ışık şimdi etrafı net bir şekilde
gösteriyordu Harry yutkunamıyordu aklında sürekli yön değiştiren
Zihinfend olmadığı halde onu delip geçen bir cisim ve sahibini
hatırladı "Deli-Göz...." diyebildi.Artık kelimeler yetersiz kalmıştı.19
yıl önce onun için ölen seherbazın cesedi ilk günü gibi karşısında
yatıyordu.Ama nasıl... "Siz-sizce ,na-nasıl buraya geldi ve
çü-çürümemiş" Hermonie korkudan Ron'a sarılmıştı ama Ron'da korku
konusunda Hermonie'den aşağı değildi Ginny ise sadece Harry'e
bakıyordu."İyiki çürümemiş belki anılarıda tazedir" Harry bunları
söylediğine inanamıyordu ama bu cesedin buraya nasıl geldiğini
öğrenmeliydi."Ben sanırım biliyorum bunun yardımıyla" Hermonie küçük
bir taşı işaret ediyordu.Kara cüppeli bir minyatür heykeliydi bu daha
çok Harry'e ölüm meleğini anımsatıyodu."O bir ö-ö ölüm meleği" dedi
Hermonie titrek bir sesle korkmuşa benziyen bir sesle demek ki Harry
yanılmamıştı."Ne işe yarıyor" Ginny de biraz korkmuş gibiydi.Yüzü
beyazlamıştı ve turuncu saçlarıyla pekde hoş durmayan bir görüntü
oluşturuyordu.
"Ölüm meleği minyatürü çağlardır ölenlerin bedenlerini çürümekten korur.Onları elleyemezsiniz bile,ne zamanki taş yok edilir..."
"İşte
o zaman beden çürümeye başlar ve onu elleyebilirsin" Harry'nin bunu
anlaması uzun sürmemişti.Cesedi ellemeye çalışıyordu ama eli belli bir
yerden ileriye gitmiyordu.Şu an Harry komik bir şekilde görünmez
birşeyi itiyormuş gibiydi."Aynen öyle" dedi Hermonie odaya sessizlik
çökmüştü,diğerleri birbirlerine Harry ise Deli-Göz'ün cansız bedenine
bakıyordu.
"O zaman kıralım Bombarda..."
"Hayır!" Hermonie'nin
feryadını Ron'un çığlıkları engelliyordu şimdi Ron acı bir şekilde
yerde kıvranıyordu heykelin parıltısında Moody'nin yüzü bembeyaz bir
şekilde ortaya çıkmıştı "Seni salak o öyle yok edilmez!" Hermonie
ağlamayla karışık bir sesle Ron'un yanına çökmüştü."Nasıl yok edilecek
söyle o zaman" Harry çok ciddi bir ses tonuna bürünmüştü Ginny ise bir
Harry'e bir abisine bakıyordu. Ron ise mosmor kesilmiş yerde acıyla
kıvranıyordu."Ben yaparım" dedi Hermonie ve göz yaşlarını silerek taşa
asasını tuttu Harry'nin ona müdahele edeceğini farkettiğinde "Geri
çekil!" diye bağırdı Harry bir kolun kendisini çektiği hissetmişti
"Karanlık Taş,sana bu ölünün bedenini bırakmanı ve sonsuz ateşin içinde
yanmanı emrediyorum yok ol!" taş alevler içerisinde yere düşmüştü şimdi
Harry bir an Hortkuluklar'ın çıkardığı çığlığı duyduğu yönde bir hisse
kapılmıştı.
"Potter! Bu kapı niye açık nerdesin kahrolasıca velet?
Ayrıca bu kokuda ne iğrenç bir koku var!" Harry hızla saatine baktı
vakit gelmişti.Dursley'ler evdeydi.Peki bu manzarayı nasıl
açıklayacaktı.Yerde kıvranan morarmış bir büyücü koltuklarında yatan
cesed ve yanan pis kokulu bir ölüm meleği minyatürü... Harry'nin kötü
bir duruma düştüğünü anlaması için Dumbledore veya Hermonie olması
gerekmiyordu şimdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finrod Voldemort
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Finrod Voldemort


Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 29
Nerden? : İstanbul/Ümraniye
Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne
Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn.
Yaşım(Rp\'de) : 30
Asam : Anka Dokunuşu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Savaşçı
Ruh haliniz : Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 28/06/08

Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Empty
MesajKonu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-   Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 8:20 pm

Bölüm-2
İdam ve Kabus

"Po...." Vernon Dudley elinde fenerle en önde belirmişti.Yüzü kireç
beyazıydı.Gözleri faltaşı gibi açılmış ve titriyordu."Petunia... Polisi
ara!Evimde adam öldürmüşler hem de iki tane! Şey... bir de
dezenfektancı çağır,burası koltuk altımdan daha beter kokuyor!"
Harry'nin gözü bir an en son bıraktığından daha da çökmüş,daha fazla
kır saça sahip olan eniştesinden hemen kapının orda duran teyzesine
kaydı.Yaşlılık her ne kadar onun bükülmesine yol açsada hala nefret
dolu bir at kafalık hakimdi bedenine "Po-potter bunlar da ne böyle
evimizi en son kontrol ettiğimde kapısında morg yazmıyordu" yaşlı ve
yorgun sesi her halinden belliydi."Anne,baba!" Harry'nin Koca D'nin
sesini tanıması uzun sürmemişti.Siyah bir pardüse giymiş ve saçları
hafif uzamıştı.Yeni haliyle Slughorn'u andıran bir fok tiplemesi
vardı."Üzgünüm Harry,öyle demelerini engel olamayacak kadar gerideydim"
dedi elindeki bavulları işaret ederek."Harry Ron'u St Mungo'ya
götürmeliyiz durumu kötüye gidiyor!" Harry Ron'u iki dakika içinde
unutuvermişti.Bir anda derin bir uykudan uyanmıştı. "Hermonie,Ginny ile
Ron'u götürün,Ginny benim adıma kayıt tuttsunlar ne kadar tutarsa ben
öderim ben burayı temizleyip St Mungo'ya gelirim,ama önce Alastor'un
cesedini bize götürmeliyim" Ginny tama işaretini verdikten sonra
Hermonie ile Ron'u kaldırıp St Mungo'ya cisimlenmeleri çok kısa bir an
sürmüştü.
"Petunia! Potter eşyalarını burada bırakmış,hey çocuk
eşyların çok kötü kokuyor!" Harry eniştesinin 19 yılda ne kadar
huysuzlaştığını çok rahat farketmişti.Teyzesi biraz çökmüştü ama
bıraktığı gibiydi tek farkı kırışıklıkları artmış ve saçları
ağarmıştı."Bizimkiler için üzgünüm Harry, bu arada o cesed nereden
çıktı" iri parmağıyla koltukta yatan Moody'i gösteriyordu."O,benim eski
bir arkadaşım" dedi Harry Moody'nin nasihatleri hala dün gibi
kulağındaydı."Eee Koca D,duyduğuma göre evlenmişsin Mar-Margeretta idi
sanırım ismi" Dudley evet anlamında başını sallıyordu ama gözünü de
cesetten ayıramıyordu.Harry'nin gözü ise yerde çürümüş olan ölüm
meleğindeydi."Çocuk!Evi biz temizleyemeyiz herhalde,işe koyul!" Harry
bir an yapması gerekeni hatırladı ve "İşe koyulma zamanı Koca D"
diyerek işine koyuldu.
Bir saatte tüm ev tertemizdi hatta bazen ona
Dudley bile yardım ediyordu,şimdi ise Moody'nin cesedini alıp eve
götürmekteydi sıra "Teşekkürler Harry" Harry, teyzesinin dudaklarının
kıpırdadığını görmesene buna inanamazdı."Önemli değil,Petunia Teyze..."
Harry kanepeden kaldırdığı cesedi evin dışına çıkardıktan sonra yüzünü
Dursley'lere döndü hoşçakalın anlamında kafasını hareket ettirdikten
sonra kendi etrafında dönerek karanlık ve dar tünele girdi.Gözleri
tekrar sokak lambalarının ışığına kavuştuğunda ise saat 12'yi geçmişti.
Birkaç
dakika içerisinde ise Harry ve normalinden ağır olan Moody'nin cesedi
evin önüne gelmişlerdi."Teddy!.." Harry'nin sesi o kadar yüksek
çıkıyordu ki evde olan birinin duymaması mümkün bile değildi."Kreacher!
Kreacher kapıyı..." kapı ardına kadar serilmişti ama evcini yoktu.Büyük
odanın ışıkları yanıyordu ama Teddy yoktu açıkta unutmamışlardı.Moody'i
kapının yanına yatırdıktan sonra kapıyı kapattı,asasıyla havada bir
şekilde büyük odanın kapısına geldi.Altın kaplamalı eşyaların bulunduğu
büyükçe odanın yarısı aydınlık yarısı ise karanlıktı odada kimse
yoktu."Evinize hoş geldiniz Mr Potter!" Harry hızla arkasını dönmüş
olmasına rağmen asası elinden uçmuştu.İnsan kemiğine benzeyen bir
kemikten yapıldığı anlaşılan siyah maskeli biri tam karşısında
duruyordu, göz yuvalarının içinde kırmızıyı andıran gözleri vardı
ağızının üstünde ise demir parmaklıkları andıran kemikler... Harry bir
an havalandığını hissetti asasızdı ve hiçbirşey yapamazdı,evine nasıl
girmiş olabilirdi ki... Harry daha dikkatli bakınca adamın elinde asası
olmadığını elinde ise siyah bir eldiven takılı olduğunu Harry'i eliyle
havada tuttuğunu farketti.Garip adam elini geriye çekip itti ve Harry
için o adam çok uzakta kalmıştı."Ahh!" Harry soluk alamıyordu.Duvara
yapışmış bir şekilde havada tutuluyordu,maskeli adam ne kadar
yaklaşırsa Harry'nin nefes alışverişi o kadar zorlaşıyor başı
dönüyordu."Mr Potter, bu gece niyetim sizi öldürmek değil sadece
Alastor Moody'nin cesedinden uzak durmanızı istemek için buraya
geldim.Hoşçakalın" adam arkasını döner dönmez Harry yere düşmüştü bir
anda oksijeni ciğerlerine almanın sebebiyle öksürüyordu.
Harry bir
an oksijene yeni kavuşmanın etkisiyle hayal gördüğünü sandı ama
görmüyordu asası kanepenenin altından yavaşça geliyordu "Alın,Efendi
Potter" Harry Kreacer'ın korkudan kanepenin altına saklanmış olduğunu
anladı asayı çekti ve "Hey,sen ucube!" maskeli adam hızla arkasını
dönmüştü ama pusudaki Harry daha çevik ve hızlı bir hamleyle adamın
maskesini çaprazlama bir şekilde yakmıştı."Hayır!" adam büyük bir
dehşetle bağırmıştı Harry ikinci hamleyi yapıp adamı etkisiz hale
getirmek için hamle yapacaktı ama asası akkor gibi kızarmıştı
tutamayacak kadar sıcaktı şimdi hızla elinden attı ve karşısındaki
adama baktı yüzünden siyah bir duman fışkırıyordu,Harry hayal gördüğünü
sanıyordu ama artan ve tüm vücudunu saran dumanın içinde beyaz birşey
can çekişiyordu "ruh" olabilirmiydi.Adamın iki eli yana savrulmuştu ve
eldivenleri şişiyordu,yırtılan eldivenlerden fışkıran pençeler ruh
emici eline benzer bir el halini almıştı çürümüş bir el sadece kemik ve
kararmış et parçası maskenin olduğu yerden garip uzun bir kafa
çıkıyordu cüppesinin uçlarında biriken kara duman saçak şeklini almıştı
Harry hareket etmek istiyordu ama edemiyordu sanki yere
yapışmıştı.Karşısındaki adam tamamiyle gitmiş onun yerine dehşet verici
bir şekilde ruh emicilere benzeyen uzun pençe şeklinde çürüyüp kararmış
et ve kemikten oluşan bir çift ele sahipti normal insan bedeninin
içinden çıkmaya çalışan yaratık ta ise elindeki gibi et ve kemikler
mevcuttu."Aaaaaa!" adamın bedeni tamamen dumanın etkisiyle yok olmuştu
Harry'nin karşısında kalan ise dumanla kaplı uzun zamandır mezarında
yatan bir kadavranın canlanmış versiyonuydu.Gövdesi ve ayakları tamamen
kararmış kemikten oluşuyordu,gövdesinde ise kemiklerinin dışında
göğsünün içinde bir parça çürümüş et vardı.Salkım saçak bir pelerin ve
salkım saçak bir kapişona sahipti karşısındaki yaratık çenesi tamamen
çökmüş ve aşağıya çekilmişti insan ağzı yerine yana kıvrılan dudaklar
direkman yemek borusuna bağlanıyordu.Karşısındaki yaratık ruh emici
değildi ama ondan daha beterdi.Tüm ev buz tutmuşa benziyordu tavandan
kar yağmaya başlamıştı."Maskenizi yerine taksam bay yaratık veya şeytan
her neyseniz evimden gider misiniz acaba?" Harry çok aptalca bir soru
sorduğunun farkındaydı ama başka şansıda yoktu asası hala akkor gibi
sıcak ve parlak gözüküyordu hatta o kadar sıcaktı ki bulunduğu yerden
buharlar çıkıyordu.Harry bir an kendinden geçtiğini hissetti kafasını
yaratığa çevirince aklından tek geçen "Bu bir yaratık değil,bu bir
şeytan..." Harry'nin son gördüğü de bu olmuştu.Hızla şeytandan farksız
yaratığın kıvrılmış dudaklarına oradanda içine çekildiğini hissetti ve
annesinin çığlığı...
Ayakları yere basıyordu,bunun anlamı bir yere
varmıştı ama nereye..."Potter! Gözlerini aç çabuk,yoksa yaşarken
yapamadığımı sen ölünce yaparım ve seni öldürürüm!" Harry sese kulak
verip gözlerini açtı "Burası... burası Esrar Dairesi" dedi Harry
Sirius'un içine çekildiği kemer karşısında duruyordu.Harry süzülerek
ona giderken "Çok cazip,öyle değil mi?" Harry sağ tarafında onunla
beraber yol alan Sirius'u farketmişti.19 yıl önce gördüğü gibi ne
hayaletti ne insandı genç ve güçlü gözüküyordu."Peh,ölümün neyi
cazip,Black!" Harry bir an irkilerek diğer tarafına döndü tıslama
şeklinde gelen sesin sahibi eğer yanında durmasaydı bunun o olduğuna
inanmazdı "Voldemort" genç ve yakışıklıydı burnunun yerinde olan iki
yarık yerine şimdi insan burnu ve insana benzeyen bir yüze sahipti.En
az Sirius kadar yakışıklıydı belki de ondan daha yakışıklı "Fazla
vaktimiz yok Potter,bazı gerçekleri bilmen gerekir.Seni içine alan
yaratık düşündüğün gibi bir şeytandı biz onlara "Xenetor" deriz ama
mugglelar karabasan demeyi tercih ederler başka isimlerlede andıkları
olur.Onlar insan bedenlerinde yaşayarak güçlenirler ve bir tanesi şuan
senin içinde" dedi Riddle Harry'i göstererek,Harry önce kendine sonra
kemere baktı.Kemere çok yaklaşmışlardı.Harry gitgide Sirius ve Riddle
gibi ne insan ne hayalet oluyordu,ortasında birşeye dönüşüyordu."Her
neyse Potter dediğim gibi fazla zaman yok,şimdi kemere gelelim.Kemer
ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgi,hatta kapı diyebiliriz.Senin
Dumbledore ile 19 yıl önce konuştuğun yer ise ölümle yaşam arasındaki
çizgiydi." Harry'e bunlar mantıksız geliyordu.Dumbledore ile
konuşmasını Voldemort nasıl bilirdi ayrıca Voldemort niye Harry'e
yardım ediyordu."Bunların cevabını veremem Harry ama yaşarsan eğer
ölümü değil de yaşamı seçersen bulursun Potter,ayrıca sana yardım etmem
dost olduğumuz anlamına gelmez,eğer Xenetor'lar kazanırsa kötülükte
iyilikte yok olur ben sadece kötülüğe yardım ediyorum." Voldemort
kibirli bir şekilde kafasını çevirmiş diğer tarafa bakıyordu.Harry ona
acıyabilirdi mızmız bir bebeğe hatta Mızmız Myrtle'a benziyordu."Vakit
yok Harry." Sirius Harry'i kollarından tutup kendine
çevirmişti."Yaşamak mı istiyorsun,bize katılmak mı? Kesin bir cevap
vermen gerekir tereddütte kalırsan bu şekilde burada kalırsın bedenini
o yaratık kullanamaz ama sen bedenine dönemezsin ne ölürsün ne
yaşarsın, şimdi cevap ver!" Harry ne cevap vereceğini
biliyordu.Dünya'nın kurtuluşu yine kendi ellerindeydi."Yaşamak
istiyorum!" Harry ağzından dökülen son harflerle olduğu yerde
kaldı.Acaba tereddüt mü etmişti,zihni temiz değil miydi "Hepimiz sana
güveniyoruz Harry,bedenine dön ve o yaratığı umudunla,inancınla yok et!
ve bu arada Remus ve Tonks,Teddy'e diyorlarki her akşam gece yarılarına
kadar mezarlarının başında kalmasın,biraz yanlız kalmak istiyorlarmış
ve Alastor'da sana sesleniyor Harry,senden Matthew Bones'u iyi takip
etmeni istiyor,işten kaytarıyormuş disiplin herşeymiş!" Sirius bunu
söylerken gözlerini yana devirmişti.Şimdi Voldemort'ta Sirius'da
kemerin önünde duruyorlardı."Tüm çapulcular ise diyorki;Asanı çapulcu
haritasına koy ve "Ikoriamus Muziplik!" de.Bu sayede çapulcu
haritasının gizli sırlarını gör.Diğerleri ise oğluna isimlerini
verdiğin için çok mutlu Fred..." dedi ve güldü "Fred ise sanırım öbür
taraftaki kızlardan birini tavlamaya çalışıyordu en son" dedi ve
gülümsedi Voldemort'un aksine "Yeter bu kadar çocuk bence dönsün biz de
kemere girelim" dedi Voldemort ve Harry'e el salladı "Hoşçakal Harry
Potter! Kötülüğün pardon Dünya'nın umudu sensin" dedi ve gülümsemeye
yakın bir ifadeyle Sirius'la beraber kemere girdiler.Kemer bir anda o
kadar parlak bir hal almıştı ki Harry içindeki mutlulukla "Yaşamak
istiyorum!" dedi, bir anda kemerden müthiş bir ışık patlaması yayıldı
ve Harry geriye doğru uçtuğunu hissetti.Çok uzaklarda kemer
görünmeyince etraf karardı ve uğultular dindi.
Harry uyandığında
yerin halâ buz tutmuş olduğunu farketti gözlerini açtığında gözlükleri
uzaktaydı.Bulanık bir şekilde üstündeki yaratığı görebiliyordu.Sol
elini kaldırdı ve "Xenetor,sana bedenimi bırakmanı ve sonsuz ateşin
içinde yanmanı emrediyorum,yok ol!" Harry birazda oılsa Hermonie'den
özentilik yapmıştı.Ama işe yarıyordu,korkunç yaratık alevler içinde
yanarak yok olmuştu.Zaten Harry'nin son gördüğü alevler içinde yanan
Xenetor,son duyduğu ise kafasınnı yere çarpmasıyla çıkan "Pat!"
sesiydi.Yine o boşluktaydı.
Uyandığının bilincindeydi Harry ama
neredeydi."Harry iyi misin?" Harry gözlerini daha net açtığında turuncu
parlak saçlarıyla Ginny'nin başında durduğunu gördü.Hafif doğrularak
etrafına baktı St Mungo'daydı.Teddy,Kreacher,Hermonie,baş ucundaki
Ginny,yanındaki yatakta yatmış bir şekilde Harry'e bakarak sırıtan Ron
ve ayakta Dumbledore'un Riddle'ı almaya gittiği zamanki haline aşırı
benzeyen ama gözlüklü ve düz bir buruna sahip olan daha genç gözüken
garip bir adam... "Harry,onu kim öldürdü?" Ginny dehşet verici bir
biçimde Harry'e bakıyordu.
"Kimi kim öldürdü Ginny?"
"Lucius
Malfoy,Harry evde bulduk ve ..." gerisini söyleyemiyordu boğazına bir
düğüm takılmıştı sanki "...ve idam edilmiş" Hermonie zor da olsa
söyleyebilmişti.Artık Harry büyük bir maceranın içinde olduğunu
biliyordu.Hem de Voldemort'tan daha tehlikeli bir macera...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finrod Voldemort
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Finrod Voldemort


Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 29
Nerden? : İstanbul/Ümraniye
Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne
Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn.
Yaşım(Rp\'de) : 30
Asam : Anka Dokunuşu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Savaşçı
Ruh haliniz : Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 28/06/08

Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Empty
MesajKonu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-   Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 8:21 pm

Bölüm-3
Anı

"Harry Lucius Malfoy nasıl öldü veya onu kim öldürdü?" Hermonie kendini
kaçak bir yaratığı ülkeye sokan birini sorguluyomuş gibi hissediyordu
ama bu daha ciddiydi.
"Bilmiyorum" dedi Harry çaresizce
"Harry
nasıl bilmezsin senin evinde boğazından iple sallandırılmış bir şekilde
duruyordu!"Hermonie olayın vermiş olduğu sinir bozukluğunu o kadar
fazla dışa vurmuştu ki Harry bile ne yapacağını şaşırmıştı.
"Onun üzerine bu kadar gitmemelisin beş gündür komadaydı Hermonie!" Ron yatağında diklenmiş bir şekilde Hermonie'ye bakıyordu.
"Beş
gündür komada mıyım ben?"Harry duyduklarına inanamıyordu,sanki
Xenetor'la dövüşü 5 dakika önceymiş gibi geliyordu.Harry'nin gözü bir
an tam yatağının karşısında duran Dumbledore'dan bozma adama
kaymıştı,adam da ona baktığını farketmiş olacak ki;
"Merhaba Mr
Potter" Harry karşısındaki adamın ismini nereden bildiğini bilmiyordu
ama gazeteden veya Dırdırcı'dan öğrenmiş olabileceğini düşündü ki bu
adam zaten mor cüppesi ve gözlükleriyle Dırdırcı okuruna yada daha çok
Profesör Trelawney'in erkek versiyonuna benziyordu.
"Merhaba
Bay...Bay... Adınızı ne demiştiniz acaba?" Harry adamın ismini
söylemediğini gayet iyi biliyordu ama öğrenmeye çalışmakta yarar vardı.
"Adımı söylemedim Mr Potter ve gerekte duymuyorum zaten boşuna öğrenmeye çalışmayın" dedi garip adam kapıdan dışarı bakarak.
"Harry
bu bay senin Xenetor'lar tarafından saldırıya uğradığını ve seninle bu
konuda konuşmak istediğini-" ama Hermonie cümlesini tamamlayamadan
garip adam hızla Harry'nin yatağının ucuna ellerini koymuş ve sesini
kısarak;
"Söylüyorum.Evet Mr Potter,size kim eşlik etti?" o odadaki
hiç kimse adamın ne dediğini anlamamıştı ama Harry gayet iyi anlamıştı.
"Sirius ve Lord Voldemort..." Harry bu adamla bu konuyu niye konuşmak istediğini bilmiyordu ama konuşmayada çok ihtiyacı vardı.
"Harry
bu adam neyden bahsediyor,ayrıca Sirius ve Voldemort sana nerede eşlik
ettiler daha doğrusu nasıl eşlik ettiler?" Ginny ses tonunu o kadar çok
yükseltmişti ki Ginny'nin Harry için endişelendiği çok
açıktı."İsterseniz olayları Mr Potter anlatsın" dedi garip adam
"Harry
sen Deli-Göz'ün bedenini bırakmaya gittiğinde ne oldu?" Harry ilk defa
Hermonie'nin bir soruyu bu kadar isteksiz sorduğunu farkediyordu.Ama
Harry'nin anlatacakları onu şaşırtacaktı.
"Eve gittiğimde büyük
odanın ışıkları açıktı,Teddy evde sandım,seslendim ama kimse bakmadı
sonra Kreacher'a seslendim oda kapıyı açmadı.Deli-Göz'ün bedenini yere
yatırdım ve kapıyı açtım-"
"Oraları geçer misiniz Mr
Potter,Xenetor'u anlatın"Harry garip adamın niye acele ettiğini
bilmiyordu ama hemen bitirmek onunda işine gelirdi ve öyle de yaptı bir
iki dakika içerisinde Sirius ve Voldemort'un onu kemere
götürüşünü,kemerin aslında ölüm ve yaşam arasındaki kapı
olduğunu,Xenetor'u nasıl yok ettiğini (ki bunu anlatırken Hermonie
kendi uyguladığı yöntemin kullanılmasından memnuniyet duymuş bir
şekilde sırıtıyordu) ve diğerlerinin Harry ile yoladığı mesajları
"Şimdi Mrs Weasley inandınız mı?"
"B-b-bence Sirius ve Voldemort kısmı rüya"diyebildi Hermonie
"O
zaman Mr Potter bize bir şov yapsın,Mr Poter lütfen gözlerinizi kapatın
ve kemerin içinden Fred Weasley'i çağırdığınızı hayal edin" Harry garip
adamın bu sefer saçmaladığına emindi ama yine de içinden gelen
dürtülerle dediğini yaptı "Fred!Fred!Fred Weasley!" Harry kemerin
önünde kemere doğru bağırıyordubir parıltı ve etraf bembeyazdı...
"Hey!
En sonunda birini tavlamıştım ki Harry'nin sesiyle irkildim ne oluyor
burada!" ses Harry'nin bedeninden çıkıyordu ama Fred'e
aitti."F-F-Fred..." diyebildi Ron,Ginny ve Hermonie birbirlerine
tutunarak ayakta duruyorlardı.
"Hey!Size diyorum merlinin en kirli pijaması adına....Bir dakika bu Harry'nin bedeni mi?"
"Evet
Harry yada Fred her kimsen" dedi Hermonie.Harry'nin suratını hafif bir
sırıtma almıştı ama oradaki herkes bunun Fred tarafından yapıldığını
biliyordu.
"Umarım Harry seni aldatmıyordur Ginny,tahminimce Harry
ile yer değiştirdik o isteyene kadarda gitmeyeceğim ve tavlamaya
çalıştığım kız çok güzeldi"
"Kapa çeneni Fred! Harry bana ihanet etmez" dedi Ginny saçlarını geriye atarak.
"Ben
bilmem.Bu arada küçük kız kardeşimin Harry'nin neresine aşık olduğunu
merak ederdim şimdi inceleme vaktim olacak sanırım" dedi Fred
sırıtarak,Harry'nin giydiği pijamanın düğmelerini açıp kafasını kuma
sokan deve kuşu misali Harry'nin vücuduna bakıyordu."Kafanı Harry'min
vücudundan çıkar Fred Weasley!"diye bağırdı Ginny,Fred her ne kadar onu
dinlemiş gibi gözükse de kafasını çıkardıktan sonra "Gitme
vakti,hoşçakalın!" Harry'nin elini kullanan Fred el salladıktan sonra
büyük bir beyaz ışık odayı kaplamıştı.Odada Fred'in ve Harry'nin sesi
acı bir feryat koyuyordu ve en sonunda ışıkta seslerde durulmuştu.
"Eee
Mrs Weasley inandınız mı bana?" garip adam haklı çıkmanın verdiği
sevinç bir yana paltosunun cebinden çıkardığı küçük bir şişeye
bakıyordu ve kendine gelen Harry bunun bir anı şişesi olduğuna emindi.
"Tek
ihtiyacınız bir düşünseli Mr Potter,ben gitmek zorundayım
hoşçakalın!"garip adam bastonunu omzuna vurdu ve saydamlaşarak kayboldu.
"Onu nasıl yaptı! O bir cisimlenme değildi Harry" Ron ağzı bir karış açık bir şekilde adamın az önce durduğu yere bakıyodu.
"Ronald ağzını kapa yoksa sinek kaçacak" dedi Ginny kıkırdayarak Ron ise ağzını kapatarak Ginny'e bakıyordu.
"Çok komik!" dedi Ron kulakları kıpkırmızı bir şekilde

Harry
ve Ron ertesi gün hastahaneden taburcu olmuşlardı ama o zamana kadar
kimse "şişedeki anı" veya garip adamla ilgili konuşmamıştı.
"Eee... Şimdi ne yapacaksın kovboy" dedi Ron
"Öncelikle bir düşünseli ve Ginny ile beraber kalacak bir yer bulmalıyım."
"Bizimle
kalabilirsiniz Harry hem kızımızı görmekte çok hoşumuza
gidecektir."Harry sesin geldiği tarafta çarpık gözlükleri,kahverengi
turuncu karışımı ceketi ve beyazlamaya başlamış saçları ile bu yüzün
bir melek gibi yetiştiğini düşünüyordu.
"Baba!" diye haykırarak Mr Weasley'in boynuna atlamıştı Ginny.
"Uzun
zamandır görüşemiyoduk Ginny,eğer kocanda isterse bizimle Kovuk'ta
kalabilirsiniz." Ginny büyük bir istekle Harry'e bakıyordu ve Harry
için de şu sıralar Kovuk en mükemmel evdi."Tabi ki Ginny"
Harry ve
Ginny diğerleriyle vedalaştıktan sonra Kovuk'a Mr Weasley'in uçan
arabasıyla gelmişlerdi."Molly sizi gördüğüne çok memnun olacak" dedi Mr
Weasley önden giderek mutfak kapısından geçmişti.
"Molly bak kimler
geldi"Harry koltuğuna oturmuş muggle yöntemleriyle örgü ören Mrs
Weasley'in yavaşça arkasına dönüşünü izledi.O yorgun yüz bir anda neşe
ve mutluluğa bürünmüştü "Harry,Ginny!" diye haykırdı Mrs Weasley,doğal
olarak ilk önce kızına ardındanda Harry'e sarılmıştı.
"Harry,oğlum iyi misin?Yemek yapayım mı yada uyumak mı istersin?"
"Hayır anne,teşekkür ederim ben gayet iyiyim ancak..." Harry durakladı ve gözlerini Mr Weasley'e çevirdi
"Baba,bana düşünseli bulabilir misin?"
"Tabi
ki Harry,ancak hemen bulamam yarını beklemelisin.Harry olur anlamında
başını salladı "Eh,hadi anlatın bakalım neler yaptınız haftalardır
görüşemiyoruz?" Ginny ve Mrs Weasley o akşam gece yarısına kadar
konuşmuşlardı.Mr Weasley ve Harry ise yemekten sonra Mr Weasley'in
muggle motorunu her ne kadar zor olsada tamir etmeye
girişmişlerdi,özellikle Mr Weasley'in sihir kullanmak istemeyişi bu işi
daha da zorlaştırıyordu ama gece yarısı bu işi bitirmişlerdi."İyi
geceler Harry" dedi Mr Weasley kendi odasına girerken Harry ise bir kat
yukarıdaki en geniş odada Ginny ile beraber uyuyacaktı günler sonra...
Harry
yavaşça odalarının kapısın araladı Ginny çoktan uyumuştu.Harry uzun
zaman sonra Ginny'e kavuşabileceğini düşünüyordu ama Ginny çoktan
uyumuştu.Harry altında shortu kalana kadar üstünü çıkardıktan sonra
yatağın kenarına oturmuş dışarı bakıyordu.
"Beni özlemedin
sanırsam,yoksa Fred'in dediği kıza mı aşık oldun cennette?"Harry
Ginny'i uyanık yakalamanın sevinciyle ona doğru yan döndü ve "Kız çok
güzeldi aslında ama sen daha güzelsin" dedi Harry ve Ginny'nin
dudaklarıyla kendi dudaklarını birleştirdi.Elleriyle bir yandan
Ginny'nin saçlarını okşuyor bir yandan Ginny'i öpüyordu.Harry her ne
kadar sıcaklasada uzun zamandır hasret çektiği Ginny'le en sonunda uzun
bir geceye doğru adım atmışlardı.

"Tak!Tak!Tak!" Harry yavaşça gözlerini açtığında Ginny'nin saçları ve bir eli Harry'nin göğsünde,kafası ise omzunda duruyordu.
"Harry
uyanık mısın?" Hary kapının önündekinin Mr Weasley olduğunu çok rahat
anlamıştı.Ginny'nin elini ve kafasını sakince vücudundan ayırdıktan
sonra alnına bir buse kondurdu Harry ve kapının önüne giderek
"Bir dakika bekler misin baba?" dedi Harry Ginny'i uyandırmamak için elinden geldiğince sessiz bir şekilde
"Tamam
oğlum" diye karşılık verdi Mr Weasley.Harry bir dakika içerisinde
tişörtünü ve pantolonunu giyip kapının önüne çıplak bir şekilde yatakta
yatan Ginny'i göstermeden çıkmıştı.
"İstediğin düşünselini buldum
oğlum,aşağıda mutfakta ve bence Molly uyanmadan işini bitir" dedi Mr
Weasley Harry olur anlamında kafasını salladıktan sonra aşağıdaki
cebindeki anıyla beraber mutfağa indi.Gümüşi kap karşısında duruyordu
"Teşekkürler baba" dedi ve cebindeki şişedeki sıvıyı kabın içine
boşalttıktan sonra asasıyla karıştırdı ve kafasını yavaşça bilmediği
bir anıda yolculuk yapacağı kaba soktu.


"Üzgünüm
Albus,elimden bu kadarı geldi."Harry'nin bu odaya girdiğinde genellikle
oturduğu yerde siyah saçlı,kahverengi gözlü biri oturuyordu.Acayip bir
şekilde hayattan bezmiş Lupin'in son görüntülerini anısmatıyordu,genç
birine benziyordu ama çökmüştü.
"Ben gidiyorum Dumbledore,sana dediğim gibi en kısa zamanda kaçmalısın bence."
"Ben
hiçbirşeyden kaçmam,ölümden bile..." Dumbledore o aşina bilgelik dolu
gülümseyişini gösteriyordu."Bu arada senden birşey daha isteyeceğim
gitmeden önce Dursley'leri alıp şu adreste yazan eve yerleştirir misin?
"Elbette
Dumbledore,bakalım hangi adresmiş? Little Whinging Privet Drive 12
Numara,tamamdır Dumbledore bu büyücü ailesini buraya yerleşmiş bil."
adam arkasını dönmüş kapıya gidiyordu ki "Bir isteğim daha var,bu
sandığı onlara vereceksin,zamanı geldiğinde "Harry Potter" adlı bir
çocuğa verilecek."
"Ne!Bu sandığın içindeki şey dünyanın yok
edilmesine yol açılabilir ve sen onları basit bir büyücü ailesine mi
emanet ediyorsun,ben bu yüzden mi canımı tehlikeye attım.Bu arada ben
Dragomir'in oğlunun adını James sanıyordum Harry değil"
"Harry,James'in oğlu olacak ama bunlar uzun işler Gerard sen geç kalmıyor musun?"
"Doğru
söylüyorsun Dumbledore ve tamam kutuyuda onlara emanet eder Harry
Potter adlı doğmamış ve belkide doğmasına-" hesaplarmış gibi
yaparak"Sence 10 yaşındaki bir çocuğun evlenmesine kaç sene vardır
Dumbledore?" Dumbledore yüzünü buruşturmuştu,Harry onun ilk defa bu
kadar sinirli gözüktüğünü farketmişti."Geç kalıyorsun Gerard!"
Dumbledore sesini aşırı yükselterek bağırmıştı Gerard adlı adama
"Tamam,Dumbledore" adam hızla dışarı çıkıp ardından kapıyı çarptı.Zaten
Harry ve diğerlerinin son gördüğü de Dumbledore'un koltuğuna yavaşça
oturuşuydu...

Harry tekrar ayaklarını yerden kesildiğini
hissetti ve tekrar kafsını kaptan çıkardığında Mr Weasley az ilerisinde
oturmuş ona bakıyordu.
"Sanırım Profesör Dumbledore'un bana
açıklaması gereken bazı şeyler var" dedi Harry şaşkın bir şekilde,eğer
doğru anladıysa anıya göre Dursleyler bir büyücüydü ve Dumbledore 10
küsür sene öncesinden Harry'nin doğacağını hatta Harry'nin bu sandığa
birgün ihtiyacı olacağını biliyordu.
"Eğer Dumbledore ile
konuşacaksan çatı katındaki gulyabaninin odasına gir,gulyabani gitti
ancak orada Dumbledore'un portresi var şimdi ve seni bekliyordu bu
sabah..." Harry yine ne türlü bir oyuna sokulmuştu acaba,bunu sadece
Profesör Dumbledore açıklayabilirdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finrod Voldemort
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Finrod Voldemort


Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 29
Nerden? : İstanbul/Ümraniye
Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne
Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn.
Yaşım(Rp\'de) : 30
Asam : Anka Dokunuşu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Savaşçı
Ruh haliniz : Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 28/06/08

Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Empty
MesajKonu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-   Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 8:22 pm

Bölüm-4
Sandık ve Katil

"Onunla konuşacak mısın oğlum?" Mr Weasley tek elini Harry'nin
omzuna koymuş,çaprazlama bir mesafeden Harry'nin yüzüne bakıyordu.Harry
ise sadece olur anlamında başını sallayabildi."Beni izle" dedi Mr
Weasley ve merdivenlerden yavaşça çıkmaya koyuldu,Harry'de peşinden...
Sadece bir dakika içerisinde gulyabaninin eski odasına gelmişti.Mr
Weasley asasıyla tavan arasının kapısını açtığında Harry'e sadece
yukarı tırmanmak kalıyordu.
"Kapıyı kapatırsan sevinirim baba ve
yalnız konuşmak istiyorum" Harry tavan arasından yorgun Mr Weasley'e
bakıyordu,eğer ayağı kaysa Mr Weasley'in üstüne bile düşebilirdi.Mr
Weasley "tamam" dercesine başını salladıktan sonra Harry yavaşça tavan
arasında ilerledi.Eski tavan arasının cam olmayan dibinde Dumbledore
onu tualinde bekliyordu.
"Bana açıklamanız gereken bazı konular var
Profesör Dumbledore"dedi Harry usulca.Mavi gözlü,ak sakallı bilge adam
ise gözlüklerini düzeltti ve;
"Sana ne açıklamamı istiyorsun Harry?"
"Mesela
o anıda gördüklerimin doğru olup olmadığını söyleyebilirsiniz yada
düşündüklerimin..."Harry sesini biraz sertleştirmişti ama sonuçta
Dumbledore'a kızamazdı.
"Harry gördüğün ve düşündüğün herşey doğru
Vernon Dursley'in babası büyücüydü ve senin alman gereken şey şuan
Vernon Dursley'de..."dedi Dumbledore
"Peki Vernon Dursley babasının büyücü olduğunu biliyor muydu?Harry belkide en çok bu sorunun cevabını merak ediyordu.
"Hayır bilmiyor" dedi Dumbledore.Harry arkasını döndü ve tavan arasından yavaşça çıktı.

"Ne oldu oğlum" Mr Weasley merdiven başına durmuş garip bir şekilde ona bakıyordu
"Şimdi
anlatamam baba,Dursley'lere gidiyorum bir emaneti alacağım eğer Ginny
uyanırsa ben gelmeden ona söylersiniz" Mr Weasley olur tamam anlamında
kafasını salladıktan sonra Harry'i bahçeye kadar uğurlamıştı.Harry
bahçecücelerinin yanına geldiğinde paltosunu yeni giymişti,arkasını
döndü ve Mr Weasley'e hafifçe gülümsedi,karşılığını aldıktan sonra ise
oradan cisimlendi.
"10...11..."Harry durakladı ve karşısındaki eve
baktı "ve 12 numara" dedi mis gibi kokan bahçenin içinden ilerleyerek
eniştesinin dönmek istemediği ama dönmek zorunda olduğu evinin kapısına
gelmişti "Pat!Pat!Pat!" Harry o kadar hırsla vurmuştu ki kapıya
eniştesinin dışarı kadar gelen küfürlerini duyabiliyordu "Patlama
geldim!" kapı ardına kadar savrulunca Harry'den epey kısa gözüken
eniştesinin yüzünü büyük bir şaşkınlığın yanında nefrette bürümüştü
"Ne
istiyorsun çocuk!Umarım bir 17 yıl daha Voldemzımbırtı adlı biri
yüzünden bizimle yaşamayacaksındır!" dedi Vernon Dursley öfkeyle
"Tabi ki hayır!Senin kokuşmuş evinde ifrit bile yaşamaz!" Harry o kadar sinirlenmişti ki amcasını bile öldürebilirdi.
"Ne rit?Potter,sen benle dalga mı geçiosun?"
"Tabiki
de hayır ama senin sandığını istiyorum,şu yıllar önce babandan
aldığını"Harry öylesine bir hızla söylemişti ki bu cümleyi
karşısındakinin ifadesi bile çok geç değişmişti.
"İnanamıyorum,Petunia,polisi
ara büyücülerden koruma derneği diye bi dernek varsa orayı
ara,büyücüler şimdide mirasımıza göz dikmişler!Hem o sandık açılmıyor
bile Potter,niye atmadığımı ben bile bilmiyorum!"
"Her zaman yanlış
anlarsın dimi,büyücülerin senin eşyana gereksinimleri yok!İsterlerse
sizin değersiz paranızdan Little Whinging genişliğinde yapabilirler
ayrıca o sandık büyük ihtimal efsunlu sadece ben açabilirim"
"Açta
görelim ve merak ediyorum o küçük sandıkta buraya dönmeni sağlayan ne
olabilir?" Harry sebebini anlatırsa eniştesinin kalp krizinden
öleceğini gayet iyi biliyordu.Aslında bu iyi olabilirdi ama şimdilik
tercihi değildi.
"Dumbledore bana söyledi Harry,işte sandık"Harry
eniştesinin arkasından uzanan kırışmış elin tuttuğu sandığa bir de
sandığı uzatana baktı,gözleri ona oyun oynuyordu sanki...
"Sandığı almayacak mısın Harry?" dedi Petunia Teyze,Harry'nin hiç görmediği merhamet dolu bir ifadeyle
"Şey...Tabi
ki alacağım,zaten onun için geldim" dedi Harry,teyzesinin elinden
sandığı alırken "Yoluna devam et,Harry" dedi Petunia Teyze Harry
kafasını "tamam" anlamına gelecek bir şekilde salladıktan sonra
teyzesini ve eniştesini başbaşa bırakarak Kovuk'a cisimlendi.

"Harry
elinde sandıkla Kovuk'un bahçesine cisimlendiğinde henüz öğlen
vaktiydi.Harry elindeki sandığın kilidini açtı,içinde ne olabilirdi ki
acaba...
"Sadece bir anahtar ve resim albümü!" Harry öyle bir küfür etmişti ki Kovuk'tan bile duyulmuştur diye düşünüyordu.
"Bence şimdiden küfür etme,küfürlerini az sonra duyacaklarına sakla!" diye seslendi Ron Kovuk'un kapısından
"Yine ne oldu?" dedi Harry büyük odaya girdiklerinde
"İşte
bu" dedi Hermonie ve gazeteyi Harry'e verdi.Manşette büyük
harflerle:POTTER MASUM MU KATİL Mİ? Harry ağza alınmayacak bir küfürle
odayı sallamıştı ama yaptığının yanlış olduğunu anlayarak kıpkırmızı
bir şekilde kafasını eğmişti.
"Di-Diğer 2 manşetide oku" dedi
Hermonie.Harry tekrar gazetenin ilk sayfasını kaldırdı:DRAGOMİR
POTROVİÇ HARRY POTTER'IN DEDESİ Mİ? ve MUNDUNGUS FLETCHER ADLI KAÇAKÇI
DELİ-GÖZ MOODY'NİN GERÇEK KATİLİ Mİ? Harry her iki başlığında neyi
kastettiğini pek anlamamıştı.
"3 manşetinde yazarı Eileen ve William Georgeviç" dedi Ginny merdivenlerin hemen kenarından
"Onlar kim?" Harry bu iki ismide ilk defa duymuştu,halbuki Gelecek Postası'nın tüm yazarlarını tanırdı.
"Bunları tanımaman doğal canım,abi ve kız kardeş ikisi de Rusya'dan gelme ve...
"Ve üç haberde yalan!" diye tamamladı Harry ama yanlış tamamladığının farkında değildi.
"Hayır diyecektim ki üçüde senin hayranların peşini bırakmazlar." dedi Ginny sırıtarak
"Ve
ne yazıkki Mundungus haberi doğru ilk okuduğun manşette sana dava
açılacağını anlatıyo ve o yüzden oda doğru" dedi Hermonie Harry ise o
sırada Mrs Weasley'in verdiği kabaksuyunu ağzından püskürterek
"Ne dediğinin farkında mısın Hermonie!" dedi Harry morarmayla kızarma arasında bir yüz rengi ile
"Evet
Harry ve işte mektup da geliyor."Hermonie parmağıyla uzaktaki bir
noktayı işaret etti.O siyah nokta hızla yanaştı ve odanın içinde
dolandıktan sonra mektubu yere attı ve gitti.Harry mektuba Privet
Drive'da ilk dava mektubundaki gibi yanaşmadı çünkü onun bir çığırtkan
olduğunu gayet iyi biliyordu ve yanılmamıştıda...

"Sayın Mr Potter
Lucius
Malfoy'un evinizde muggleların "idam" dediği yöntemle öldürülmüş
olmasından ve sizinde 11 seneden fazla süre mugglelarla yaşamanız göz
önüne alınarak ayrıca olay yerinde sizin de olmanız gerekçeleriyle
12/12/2016 tarihinde büyüceşura karşısında yargılanmanıza karar
verilmiştir.
Saygılarla Yasal Yaptırım Dairesi Baş Katibi Grant Mofflin"

"Eee Harry duruşmaya gidecek misin?"dedi Ron sırıtarak
"Elbette,yoksa
görevimi elimden alırlar ve tutuklama kararı çıkartırlar" dedi Harry
titrek bir sesle elindeki gazetenin ilk manşetine gözü takılmıştı.
"Hermonie,Dragomir Petroviç kim?"
"Ü-Ünlü
bir kahin" dedi Hermonie yüzünü iki elinin arasına almıştı.Harry
gazeteyi bir kenara koyarak Hermonie'nin önüne eğildi ve;
"Daha sorularım bitmedi,Mundungus nasıl Deli-Göz'ün katili oluyor?"
"Mundungus'unda,Deli-Göz'ünde
anıları incelendi Deli-Göz'ü öldüren Voldemort veya başka birinin
laneti değil Mundungus'un lanetiymiş.Mundungus bir kiralık katilmiş."
dedi Hermonie son iki kelimeyi zorlanarak söyleyebilmişti.Harry olduğu
yerde doğruldu ve masadaki sandığa baktı asasını yavaşiça cebinden
çıkardı ve "Reducto!" Harry'nin asasından çıkan büyü sandığı paramparça
etmişti.Harry sert adımlarla sandığın yığınlarında kalan küçük resim
albümünü ve anahtarı aldı resim albümünü öyle bir hırsla açmıştıki
resim albümü yırtılabilirdi ama Harry daha ilk sayfadan gördüğü resim
sayesinde dona kalmıştı.Hastahanede gördüğü garip adam,Profesör
Dumbledore ve Harry'nin tanımadığı biri...Harry'nin gözüne bir an garip
bir yazı ilişmişti.Seslice okudu:
"Sağdan sola; Takeru Morita-Albus
Percival Wulfric Brian Dumbledore-Dragomir Potroviç(Potter)" Harry'nin
aklındaki son soru işaretide gitmişti,ünlü bir kahinin torunuydu.Harry
hızla ikinci sayfayı açtı,karşısına çıkan ilk resimde adı Takeru olan
garip adam,babasının Snape'in anısında gördüğü 11 yaşındaki hali,dedesi
ve Gerard... Harry bu sefer açıklamayı okumadan hızla diğer sayfalara
geçti.Diğer sayfalarda hiç görmediği,ismini duymadığı başka
milletlerden insanlar bile vardı(hatta birtanesinin mısırlı olduğundan
şüphe ediyordu)
"Bu ne böyle en iyiler cd'si gibi" dedi Ron kafası karışmış bir şekilde sandalyeye otururken
"Ben
ne yapabilirim çocuk bu resimleri koyana söyle sen onları!" Harry'nin
elindeki kitap bir anda kapanmış ve havada uçuyordu,sadece bununla
kalmamış bir de ağza sahipti.
"Hey!Sana diyorum kızıl kafa" resim albümü Ron ile dip dibe gelmişti.
"Demek cevap vermiyorsun!"
"Ahhh!"
Ron sesinin yettiği kadar küfür ediyordu.Kitap ise kahkahalar içinde
Harry'nin etrafında uçuyordu."Seni kahrolasıca şerefsiz kitap!Sana
burnumu ısırmayı göstereceğim" dedi Ron avına saldırmayı bekleyen aslan
misali dikkatle kitabı inceleyerek
"Her neyse Mr Potter'a mesajım
var,benim Takeru! Şuan bu kitapla trans halindeyim bu yüzden fazla
kalamayacağım beni bulursan sevinirim duruşma günü görüşelim.Hoşçakal!"
kitabın sonradan eklenen ağız yok olmuştu ve "Pat!" sesi çıkartarak
yere düşmüştü.Harry yavaşça kitabı yerden aldı ve masaya koydu.
"Onu o gün nasıl bulacaksın?" dedi Ginny,Hermonie'nin Ron'la ilgilenmesinden fırsat bilerek sormuştu.
"O beni bulacak" dedi Harry ve tekrar sessizliğe büründü...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finrod Voldemort
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Finrod Voldemort


Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 29
Nerden? : İstanbul/Ümraniye
Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne
Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn.
Yaşım(Rp\'de) : 30
Asam : Anka Dokunuşu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Savaşçı
Ruh haliniz : Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 28/06/08

Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Empty
MesajKonu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-   Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 8:23 pm

Bölüm-5
Duruşma

Sonraki birkaç gün sadece Harry için değil tüm ev halkı için
diken üstünde geçiyordu.Ron garip bir şekilde duruşmadan bir iki gün
önce büyü çalışmaya başlamıştı.Her ne kadar açıkta çalışsa da Harry onu
bazen Hermonie ile bir süreliğine kalacakları odada büyü yaparken kapı
aralığından görüyordu.
"Seni suçlu bulamazlar Harry,Kingsley'in
getirdiği yeni kararnameye göre Düşünseli'den anılarını incelemek
zorundalar." dedi Hermonie tabağındaki keçi böbreğini yerken.Harry her
ne kadar Hermonie'ye katılmak istesede davada bulunacak yargıçların ve
jürinin neredeyse tamamı Harry ile hayatında en az bir defa tartışmış
hatta bazıları istifanın eşiğine gelmişlerdi.
"Umbridge,Grant,Jack,Andru ve Peter... İşin gerçekten zor" dedi Ron önündeki pudingten büyük bir kaşık alırken
"Eh
gitme vakti" dedi Harry ve diğerleriyle beraber ayağa kalktı.Sadece
birkaç dakika içerisinde Mrs Weasley hariç tüm ev halkı hazırlanmıştı.
"Seninle
gelmeyi çok isterdim Harry ama Muriel gelecek ve ne yazık ki onunla
ilgilenmek zorundayım." dedi Mrs Weasley.Harry ve diğerlerini kapıya
çıkartırken.
"Önemli değil,gerçekten anne" dedi Harry ve Mrs
Weasley'e sarıldı.Artık hazırdılar ve evden çıktılar.Harry Kovuk'tan
çıktığında gözlerine inanamamıştı,devasa bir pankart ve pankartın
üzerinde de "Harry'e Tam Destek!" yazıyordu.
"Hiç çıkmayacaksın
sandık Harry" dedi George.Harry'nin omzuna bir şaplak atarak.Harry evin
her iki tarafından çıkan dostlarına
baktı.Luna,Neville,Seamus,Dean,Angelina,Hagrid,Cho,Bill,Teddy ve Fleur
"Eeeğ...Nasıl issediosun Arry?" diye sordu Fleur her zamanki bozuk aksanıyla.
"İyi
hissediyorum ama biraz daha burada oyalanırsak gittiğimizde çoktan
mahkum edilmiş olacağım" dedi Harry gülümseyerek ve yürümeye
başladılar,Harry'nin kaderine doğru.
Hava soğuk olmasına rağmen hiç
yağmur yoktu,Atriyum tamamiyle boştu Harry ve yandaşları
dışında.Asansör Esrar Dairesi'ne ulaştığında artık çok az kalmıştı,dava
en büyük mahkeme salonu olan Yüce Salon'da yapılacaktı.
"Üzgünüm Harry,bende dava jürisi arasındayım" dedi Hermonie başı eğik bir şekilde,Harry onun her an ağlayabileceğini biliyordu.
"Önemli
değil Hermonie,senin elinde değildi." dedi Harry ve Hermonie'nin
omzundan tuttu.O anlar,o saniyeler paha biçilmez gibiydi.Luna dünya
seyahatini yarıda kesip dönmüştü,Neville ve Hagrid Hogwarts'taki
işlerini yarım bırakıp gelmişlerdi.Dean Hollanda'dan,Seamus ise
Finlandiya'dan gelmişti dava için.
"Gitmek zorundayız Mr Potter"
dedi iki seherbaz grubun en arkasından,Harry arkasında gözü yaşlı bir
Ginny ve üzgün bir kalabalık bırakarak iki seherbazın eşliğinde yavaşça
ilerledi onu bekleyene doğru...

"Mahkeme salonunda sessizlik!"
dedi Kingsley gür sesiyle.Harry 15 yaşında ruh emiciler yüzünden
oturduğu yerde duruyordu.Ancak bu sefer zincirler onu bağlamıştı ve
salon geçen seferkinin 50 katı büyüklüğünde olan Yüce Salondu.
"Savcı
Kingsley Shacklebolt,Savunma..." Kingsley bir an durakladı ve etrafa
bakındı.Harry niçin bakındığını biliyordu,Harry'i geçen sefer ki gibi
savunacak ak sakallı mavi gözlü bir Dumbledore yoktu.
"Harry James
Potter!" dedi Harry gür bir sesle,kendi savunması kabul edilecek mi
bilmiyordu ama görünüşe göre Kingsley kabul etmişti ki konuşmaya devam
etti;
"Diğer suçluyu getirin!" dedi Kingsley seherbazlara
seslenerek.Seherbazlardan biri kenardaki bir kolu çekti ve Harry'nin
tahmin ettiği gibi Ödlek Fletcher tıpkı dördüncü sınıftayken
Dumbledore'un Düşünseli'nde gördüğü bir kafesle yukarı yükselmişti.
"Mr Potter,Mr Fletcher'ı da siz mi savunacaksınız?" dedi Kingsley koltuğundan
"Hayır asla!" dedi Harry bağlandığı koltuktan Mundungus'a pis bir bakış atarak.
"Eh,öyleyse
başlayalım savunması olmadığı için Mr Fletcher'dan başlamayı tercih
ediyorum.Mr Fletcher,veritaserum ve Zihinfend ile yapılmış
sorgulamalarda Alastor Moody'i öldüren laneti bilerek ve isteyerek
yaptığınız,ayrıca kiralık katil ve zehirleyici olarak da çalıştığınız
tespit edilmiştir.İtiraz ediyor musunuz?"dedi Kingsley dik ve heybetli
bir pozisyon almıştı.
"Yemin ederim isteyerek olmadı,İmperius Laneti'nin etkisi altındaydım!"
"Kes
sesini Fletcher,sanık yeterli delil sunmamıştır.Mundungus Fletcher için
masumdur diyenler" dedi Kingsley ancak Harry'nin beklediği gibi hiçbir
el kalkmamıştı.
"Pekâla suçludur diyenler" dedi Kingsley ve yavaşça elini kaldırdı.Onunla beraber neredeyse salondaki herkes elini kaldırmıştı.
"Yooo!"
diye bağırdı Mundungus,ama artık onun için çok geçti.Kingsley kafasını
hafifçe öne eğdi ve kafes Mundungus'un haykırışlarıyla beraber yer
altına götürüldü oradan da Azkaban Hapishanesi'ne götürülecekti.
"Şimdi
sizde Mr Potter lütfen kendinizi savununuz."dedi Kingsley ve geriye
yaslandı,salonda birden flashlar patlamaya başlamıştı.Herkes nefesini
tutmuştu.
"Ben suçlu değilim,ben Lucius Malfoy'u öldürmedim o
zorladı yardım etmem için!" dedi Harry.Kendisinin bile ne dediğinin
farkında değildi bir gidip bir geliyordu "İmperius Laneti" diye
aklından geçirdi Harry bir an ;
"O yaptı!Weasley,Ronald Weasley!"
dedi Harry zincirlere kendini tamamen teslim ederek Hermonie elini
ağzına getirmişti.Salonda büyük bir gürültü yığını
başlamıştı,seherbazlar hızla Ron'a doğru yönelmişti ;
"Seni pislik Potter!Elimdeyken seni de öldürmeliydim" dedi Ron,Harry'nin üstüne atlayarak
"Bumbardie!"
Ron büyük bir sarsıntı geçirip salonun ortasına yığılmıştı.Harry ne
olduğunu anlamıştı.Ron birkaç gündür İmperius Laneti'ni çalışıyordu ve
onu İmperius Laneti altına alanda Ron'du.Ron,Harry'nin gözlerinin içine
bakıyordu beni affet dercesine iki koluna da seherbaz girmişti salondan
kapısından çıkartılmaya götürülüyordu,asasız ve savunmasızdı.
"Mr
Weasley'i cesareti için öncelikle tebrik ediyorum" dedi uzaklardan
gelen bir ses,salondaki herkes anlaşmış gibi çığlık
atıyordu.Voldemort'un sesini andıran bir ses
"Ve şimdi Bombarda
Maxima!" uzaklardan gelen sesin kayboluşuyla beraber Yüce Salon'un
arkasındaki duvar patlayarak tuzla buz olmuştu.Tüm salon moloz
yığınlarıyla kaplıydı,salondaki panik havası yüzünden herkes çıkışlara
doğru kaçmaya başlamıştı.Yüce Salon'un duvarında açılan gedikten
süpürgeli 10 kadar kişi salonun içine dalmıştı.Aynı anda kırmızı ve
yeşil ışıklar havada uçmaya başlamıştı.Harry yanına düşen bir lanetin
etkisiyle koltukla beraber havada uçuyordu,moloz yığınları her yeri
kaplamıştı ve sol taraftaki izleyici balkonu tamamiyle çökmüştü.
"Ginny,Ron,Hermonie
neredesiniz!" diye bağırdı Harry yattığı yerden.Tepesinden geçen
lanetler Harry'nin bedeninde çiziklere yol açıyordu.
"Gitmeye hazır mısınız Mr Potter?" dedi maskeli bir adam Harry'nin tepesinden bakarak.
"Kurtar
beni şu lanet olasıca zincirlerden Takeru!" diye bağırdı Harry
karşısındaki adama onun Takeru olduğundan bile emin değildi.
"Nasıl
tanıdın?" dedi Takeru gülerek,hiçte yaşlı bir adamı andırmıyordu.Takeru
tek bir asa hareketiyle Harry'nin zincirlerini eritmişti.
"Sersemlet!" dedi dumanların arasındaki tiz bir ses
"Dikkat
et!" Harry,Takeru'nun üstüne atlayıp onu eğmişti ama onlara doğru koşan
Peter o kadar şanslı değildi.Harry,Peter'ın dumana karışarak havada
uçtuğunu görebilmişti ama şimdilik onu bırakması gerekiyordu.Harry
hızla kafasını lanetin geldiği tarafa çevirdi kurbağa gözleri ve cüce
boyuyla Umbridge ona ve maskesi yüzünden tanıyamadığı belki de maskesi
olmasa da tanıyamayacağı Takeru'ya bakıyordu.
"İşin bitti Potter!
Cru- Aaah!" Umbridge daha sözlerini tamamlayamadan sivri bir diş
tarafından havaya kaldırılmıştı.Harry biraz kendini toparlayıp sivri
dişli yaratığa yaklaşınca bir an Cedric'in öldüğü dakikalar ve Macar
Boynuzkuyruk aklında canlandı.
"Sihir Bakanlığı'na bir Macar Boynuzkuyruğu nasıl soktunuz!" diye seslendi Harry Takeru'ya
"Çok
kolay oldu ama planın gerisinde kalıyoruz beni izle!" dedi Takeru ve
Harry görkemli ejderhanın havalanışını birazda olsun izleyerek
Takeru'nun peşinden duman ve feryatların arasına daldı.

"Ron!
Neredesin seni kahrolasıca!" dedi Hermonie elinde asası dört bir yana
dönüyordu.Moloz yığınları ve etrafaki yaralılar gerçekten midesini
bulandırıyordu.Kulağının yanından geçen lanetlere hiç aldırmadan
sevdiği adamı arıyordu.
"Dikkat et Hermonie!" dedi Ginny hızla
Hermonie'yi yere yatırarak.Hermonie her ne kadar sebebini ilk
saniyelerde anlayamasada birkaç saniye içinde Sihir Bakanlığı
ambleminin Yüce Salon'un duvarından büyük bir delik açarak düşmesi
Hermonie için yeterli bir gerekçeydi.
"Abimle Harry'i gördün mü?" diye sordu Ginny,Hermonie ile Yüce Salon'da koşuştururken
"Hayır,bende o iki salağı arıyorum!" dedi Hermonie üstü başı yırtılmıştı ve göğsünden kan akıyordu.
"Hayır!" diye bağırdı Ginny olduğu yere çökerek
"Ne
oldu Gi-" Hermonie ne olduğunu görebiliyordu,Aberforth yerde kanlar
içerisinde yatıyordu ve kesinlikle ölmüştü çünkü beyninden göğsüne
kadar olan kısım ikiye yarılmıştı.
"Bombarda! Hahaha!" diye kükredi
gür bir ses ve iki dost,hatta dosttanda öte iki cadı arasında kara büyü
girmişti... Hermonie büyük bir acıyla yerde sürünüyordu.Ginny
neredeydi,yaşıyor muydu hiçbirşeyden haberi yoktu.Tek bildiği göğsünden
gelen kanın dışında başından ve dizindende yoğun miktarda kan
geldiğiydi zaten son hissettikleri de bunlardı.Hermonie beyaz bir ışığa
doğru yol alıyordu şimdi beyaz bir pelerin ile...

"Bırakın beni!Ben Hermonie'yi bulmalıyım!" dedi Ron onu sürükleyen iki maskeli büyücüye direnerek.
"Kapa çeneni Weasley!Bize verilen emirler bunlar"dedi maskeli uzun adam
"Sersemletin şunu eğer direniyorsa!" dedi Takeru dumanların arasından Harry ile beraber öksürerek çıkarken
"Sersemlet!"
dedi maskeli uzun kadın.Harry onu sanki bir yerden tanıyordu ama
nereden...Ron büyünün etkisiyle başını yere çarpmıştı ve kan
geliyordu.Kızıl olan saçları kanın etkisiyle kırmızıya dönmeye
başlamıştı ki uzun adam onu omzuna koydu.
"Gitmeye hazır mıyız?" dedi Takeru yüzündeki tozları silerek
"Bekleyin!" diye seslendi toz yığınlarının içinden sarı saçlı bir genç çocuk
"Ah! Harry adaşınla tanış onun ismide Harry!" dedi Takeru sabırsız bir edayla.Havada uçuşan lanetlere hiçte aldırmıyor gibiydi.
"Merhaba
Harry Potter!" dedi sarı saçlı çocuk ve devam etti "Kusura bakma patron
Mrs Weasley ve Mrs Potter yaralıydılar onları güvenli bir alana
taşıdım.Özellikle Mrs Weasley gerçekten harika taşınıyor."
"Ne dedin sen!" diye bağırdı Harry asasını adaşının boğazına tutarak
"Gerçekler
Potter!Aslında eşine de bakacaktım ama eşin yarı uyanıktı onu sadece
güvenli bölgeye taşıdım.Mrs Weasley ise baygın bir şekilde beni
bekliyordu,onun çıplak tenine ellerimi sürdüm vücudunda ellenmedik yer
bırakmayana kadar..." dedi genç sarı saçlı çocuk.Harry orada her an bir
sara krizi geçirebilirdi.O kadar öfkelenmişti ki ettiği küfürlerin
farkında bile değildi.
"Seni elime geçirirsem öldüreceğim!" dedi Harry onu tutan kolların arasında
"Demek çok güzel bir teni ve vücudu vardı Mrs Weasley'in" dedi Takeru bir elini genç sarı saçlı çocuğun omzuna koyarak.
"Sen
de görmeliydin patron göğsünden kan geliyordu ve ben orayı tamamen açıp
pansuman yaptım.Çok ateşi vardı." dedi gen sarı saçlı çocuk elleriyle
birşeyi yoğururmuş gibi yaparak.
"Demek öyle çok ateşi vardı.Bakalım
hanginizin daha fazla ateşi var." diye bağırdı Takeru ve asasını sarı
saçlı çocuğun bel altına tutarak "İncendio!" dedi.Çocuk alevler içinde
yerde yuvarlanıyor bir yandan da acı içinde bağırıyordu.Harry o büyünün
ne amaçla yapıldığını bildiği için biraz rahatlamıştı ama siniri
dinmemişti.Sarı saçlı genç üstündeki ateşleri söndürdüğünde yavaşça
ayağa kalktı ve Takeru'ya hamle yaptı ama yaşlı keçi Takeru daha
hızlıydı "Alazra!" diye bağırdı ve sarı saçlı gencin başıyla gövdesini
bağlayan yeri tamamiyle kesti.Gencin havaya fırlayan başından ve yere
yığılan gövdesinden inanılmaz bir şekilde kan geliyordu.
"Seni
pislik!" dedi Takeru ve yerde yatan gencin gövdesine tükürdükten sonra
yere düşen kafasını aldı ve diğerlerine döndü."Şimdi gidelim mi?"
Herkes kafasını olur anlamında salladıktan sonra "Accio sipürgeler!"
diye bağırdı Takeru.Bir dakika içerisinde 10 kadar süpürge
ellerindeydi."Şimdi uçuş yerine" dedi Takeru ve yürümeye başladılar en
arkada Harry yürüyordu,isteksizdi ama başka çaresi yoktu.Gözü bir an
Ron'a kaymıştıki pelerinini yerdeki bir şey tuttu.
"Potter,lütfen
yardım et!"dedi yerdeki yaralı kadın.Harry onun yüzüne daha iyi
baktığında kendisine bakan kurbağa gözleri çok rahat tanımıştı.
"Umbridge..."dedi Harry tok bir sesle ve devam etti "Sana neden yardım edeyim,onca yaptıklarından sonra?"
"Lütfen..."dedi
Umbridge ağlamaklı bir sesle.Harry'nin gözü bir an Umbridge'nin ayağını
ezen kayaya çarptı.Asasını kullanacaktı ama asası yoktu.
"Sanırım bunu istiyorsun" dedi Takeru ve asasını Harry'e geri verdi.
"Wingardium
Leviosa" dedi Harry ve kaya Umbridge'in ayağından kalktı.Harry onu
başka bir tarafa doğru fırlattıktan sonra arkasını döndü ve bir adım
attı.
"Harry,yaptıklarım için beni affeder misin?" dedi Umbridge
yattığı yerden.Harry arkasını döndüğünde Umbridge ona elini uzatmıştı
ve ağlıyordu.Harry yere eğildi ve Umbridge'in elini tuttu
"Affediyorum" dedi Harry.Kurbağa suratlı Umbridge'in yaptıklarını bir kalemde silebilmişti,tıpkı Snape gibi...
"Teşekkürler
Harry...Teşekkürler.Git ve kurtul Harry ama lütfen beni affet" dedi
Umbridge.Artık gözyaşları sel olmuştu,resmen hıçkırarak ağlıyordu.Harry
Umbridge'i yerde yaralı bir şekilde bırakarak Takeru ve çetesinde
katıldı.
"Gidiyoruz!Herkes süpürgelerine" dedi Takeru.Herkes
süpürgesine bindi ve havalandı.Harry arkasında büyük bir kaos bırakarak
saldırının Esrar Dairesi'ne açılan deliğe doğru uçtu.Tam çıkarken
salona döndü ve "Seni seviyorum Ginny" dedi ve delikten uçarak Esrar
Dairesi'nden başlayacak olan firar harekâtına başladı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Finrod Voldemort
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Eski Yazılar Prof./Tüy Kalem Dük. Sahibi/Slithersnake Sorumlusu
Finrod Voldemort


Erkek
Mesaj Sayısı : 170
Yaş : 29
Nerden? : İstanbul/Ümraniye
Rp Sevgilim : A. Ramona Melanie Lavigne
Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenn.
Yaşım(Rp\'de) : 30
Asam : Anka Dokunuşu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Savaşçı
Ruh haliniz : Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 28/06/08

Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Empty
MesajKonu: Geri: Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-   Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..- Icon_minitimeC.tesi Ağus. 23, 2008 8:25 pm

Bölüm-6
Sığınak


"Gidelim çocuk!" diye bağırdı Takeru gür bir sesle.Harry "tamam"
anlamında kafasını salladıktan sonra sağa doğru dönüp deliğin içine
uçmuştu.Harry,Esrar Dairesi'nde onları durdurmaya çalışan kimsenin
olmadığını farketmişti.Uzun ve siyah tüneller artık Harry'nin özgürlük
yolu olmuştu.Harry grubun önden ikinci sırasında yer alıyordu.Birinci
sıradaki Takeru onlara rehber görevini görüyor olmalıydı.Önce
sağa,sonra sola ve uzun bir mesafe düz gittikten sonra Harry'nin içini
büyük bir panik kaplamıştı.Asansörün üstüne doğru uçuyorlardı.Takeru
hızlı ve çevik bir hamleyle asasını asansör kapılarına tuttu ve
"Bombarda Maxima!" diye bağırdı.Asansör kabini ve giriş aynı
saniyelerde büyük bir gümbürtüyle yok olmuştu,görüş mesafesi 5 metrenin
altına düşmüştü.
"Süpürgeni yukarı doğru sür Potter!" diye bağırdı
Takeru ve Harry keskin bir hamleyle süpürgeyi yukarı doğrulttu,hızla
yukarı doğru uçuyorlardı.
"Geriye!" diye bağırdı Takeru.Harry'de
onunla beraber süpürgesini havada geri çevirdi ve asansör boşluğundan
Atriyum koridoruna çıktı.Havada düzeldikten sonra devasa Kardeşlik
Çeşmesi'nin bulunduğu büyük Atriyum'daydı ama Atriyum onları hiç iyi
karşılamamıştı.Harry ve diğerlerinin arasına kırmızılı yeşilli ışık
süzmeleri giriyordu.
"Çıkış zamanı!" diye bağırdı Takeru ve
süpürgeler kendi başlarına hareket ederek şöminelerin üstüne yol
aldılar.Harry engelsiz bir şekilde şömineye uçuyordu ta ki Kingsley
önnüe fırlayıp asasını ona çekene kadar.
"İmpedimenta!"
"Expelliarmus!"
Harry'nin büyüsü galip gelmişti Kingsley ise silahsız ve zavallı bir
şekilde sadece kendini yana savurabilmişti.Harry özgürlüğüne
kavuşuyordu zümrüt yeşili alevler içinde dönerek.
Harry alevler dağılır dağılmaz kendini erkekler tuvaleti kabininde bulmuştu.
"Potter!Hangi
kabindeysen süpürgeni yere at ve çık!" diye bağırdı Takeru
koridordan.Harry süpürgeyi arkasındaki klozetin içine soktu bu en
azından arkasından gelenleri oyalayacaktı.Kabinden dışarı çıktığında
Takeru ve diğerleri erkekler tuvaletinden çıkmış metro merdivenlerine
koşuyorlardı.Harry onları yakaladıktan sonra birkaç sokak boyunca
koşmuşlardı.
"Burada dinlenelim" dedi Takeru ara sokaklardan birinde.Harry'nin aklı bir an kontrol etmediği Ron'a gitmişti.
"Ron nerede!" diye bağırdı Harry etrafa göz gezdirerek.
"Kapa
çeneni yoksa yakalanacağız Potter!İşte arkadaşın burada"dedi maskeli
adamlardan biri ve dediği gibi Ron hemen yanında yerde yatıyordu.
"Anahtar zamanı...Potter,Swich,Cattermole ve Krum ilk siz gideceksiniz.Anlaştık mı?" dedi Takeru
"Ya
Ron ne olacak,onu ben götürürüm" dedi Harry.Her ne kadar Takeru'ya
güvense de Ron için endişeleniyordu.Bir saate yakın süredir baygın bir
şekilde yatıyordu.
"Endişelenecek bir konu yok Potter,git!" dedi
Takeru gür ve keskin bir sesle.Harry her ne kadar isteksiz olsa da az
önceki gruba katıldı.
"Sanırım beni..." dedi maskeli uzun saçlı bir adam
"Ve
beni tanımadınız" diye bitirdi diğer bir adam.Harry ile beraber
dar,tahta bir koridordan geçerken.Harry o kadar çok bunalmıştı ki
gerçektende bu iki kişiyi tanımamıştı.
"Ben Reg Cattermole'un oğlu Ken Cattermole"
"Ve
bende Viktor Krum'ın oğlu İvan Krum" dedi iki genç peş peşe.Harry şimdi
tanımıştı az önce soyadlarını duyduğu ama telaştan hatırlayamadığı iki
kişinin oğullarını.
"Tanıştığımıza memnun oldum" dedi Harry iki çocuğun teker teker elini sıkarak.
"Mr
Potter lütfen önden buyrun" dedi ismi Swich olan adam.Harry bir an onun
İsviçreli olabileceğini düşünmüştü.Başını Swich'ten çevirdiğinde ise
yuvarlak şeklindeki odanın ortasında parlayan bir yağ bidonu
vardı.Harry gitti ve yağ bidonunu temiz olan bir kenarından tuttu.
"3...2...1...
Gidiyoruz!" dedi Swich.Oda bir anda etraflarında dönmeye
başlamıştı,yerde açılan bir delik mavi tonlarda bir renk girdabının
içine çekiyordu onları.Saniyeler boyunca döndüler.Belki de Harry'nin en
uzun anahtar yolculuğu bu olmuştu ama daha bir dakika dolmadan
Harry'nin önce ayakları sonra
dizleri kuru bir yere
çarpmıştı.Herkes kendini toparlayıp ayağa kalktıktan sonra "Büyük
Oda'ya geçiyoruz." dedi Swich.Harry,Ken ve İvan'da onun ardından tahta
bir koridora çıkmışlardı.Sihir
Bakanlığı'nı andıran bir mimari ve
duvarlarda değerli taşlarla yılların yıpratamadığı bir ahşap esere
benziyordu bu yer.Harry ve diğerleri daire çizen merdivenlerden
indikten sonra altın döşemeli koltuklar,zümrütle süslenmiş bir
şömine,televizyon ve kilise camına benzer motiflerle yapılmış
pencereler odanın görkemini oluşturuyordu.Harry bir süre bu efsanevi
yere baktıktan sonra tülü yavaşça araladı.Swich ve diğerlerinden tepki
gelmeyince evin Fidelius Laneti ile korunduğu hissine kapılıp tülü
aralamaya devam etti.Müthiş bir manzara vardı ama burası kesinlikle
İngiltere ve yöresi değildi belki de Avrupa bile değildi.Uzakta bir
köprü,deniz,ve hiç kilise gözükmüyordu.Daha çok camiye benzeri mimari
yapılar vardı.....
"Potter şu arkadaşını al ve kanepeye yatır" dedi
yukarıdan gelen bir ses.Harry güzel deniz manzarasını bırakıp
merdivenlere yol aldı.Ron'un uzun zamandır baygın olan bedenini kendine
yasladı ve altın kaplı kanepelerden birine yatırdı.
"Tatil evimi nasıl buldun Harry" dedi Takeru merdivenlerden yavaşça inerken
"Çok..." dedi Harry gerisini getiremiyordu.Çünkü bu ev çok güzel ama züppe eviydi.
"Çok güzel ama kusura bakmazsan züppe evi" dedi Harry kızararak.
"Hahaha!Haklısın
evlat bu ev gerçekten züppe evi.Gençliğimde tam bir züppeydim o
zamanlar yaptım bu evi" dedi ve evine baktı,sadece baktı...
"Burası
neresi?Eğer yanlış görmediysem şu aşağı tarafta cami var öyleyse İslam
Devletleri'nden birindeyiz yanılıyor muyum?" dedi Harry meraklı bir
şekilde.Gerçekten bu güzel manzara Ginny'ninde istediği gibi bir
manzaraydı.Evet eğer herşey düzelirse Ginny ile buraya bir ev
yapabilirlerdi.
"Burası Türkiye,benim en sevdiğim
ülkedir.İnsanlarıyla,doğasıyla bence en güzel ülkelerden biri." dedi
Takeru pencerelerin başına gidip sonuna kadar tülleri açmış köprü ve
köprünün geçtiği denize bakıyordu.
"Burası tam olarak hangi şehir ve bu deniz hangi deniz?"dedi Harry bir gözü arkadaki maskeli adamlardaydı.
"Burası
İstanbul,Türkiye'nin en kültürel ve lüks şehirlerindendir.Ayrıca
Türkiye Sihir Bakanlığı'da burada şurada gördüğün Marmara Denizi'nin
altında 6 katlı bir saraydır." dedi Takeru gururlu bir şekilde İstanbul
semalarına bakarken.
"Siz kimsiniz ve Hermonie nerede?" dedi Ron
yattığı yerden hızla sıçrayarak.O kadar hızlı sıçramıştı ki beyninin
sarsıntı geçirdiğine Harry emindi.
"İnsan önce beni sorar?" dedi Harry kıkırdayarak.Ron'un önünde ellerini birbirlerine bağlayamış bekliyordu.
"Harry!Seni
ahmak,ben senin için kendimi riske atıyorum sen,beni ve kendini
adamlarınla kaçırıyorsun hemde Yüce Salon'da savaş çıkararak!" dedi Ron
gözlerinde büyük bir ateşle Harry'e bakıyordu.
"Sakin ol Ronald,bunlar benim adamlarım değil bir nevi beni de kaçırdılar."dedi Harry Ron'un üstüne yürüyerek.
"O
zaman kimin adam-" dedi Ron ama boğazına bir şey takılmış gibi nefessiz
bir şekilde Takeru'ya bakmaya başladı.Tüm olayların onun başının
altından çıktığını biliyordu.Önce bir adım attı ardından iki eli kıskaç
şeklini alarak Takeru'nun üstüne atılmıştı ama Harry'nin dakikliği
sayesinde Ron Takeru'ya ulaşamadan durdurulmuştu.
"Seni pis moruk,bırakın beni onu öldürecem" diye böğürdü Ron.Sinirden kıpkırmızı kesilmişti ve durdurulamaz gibiydi.
"Potter
arkadaşının uyumasını sağla.Onun odası ikinci katta soldan üçüncü
kapı,seninki ise sağdan üçüncü kapı ayrıca banyo üçüncü katta soldan
beşinci kapı.Sen bir güzel duş yap sonra da arkadaşın yapsın yarın
sabaha kadar evde bir tek siz varsınız.Diğerleri beni izleyin" dedi
Takeru ve Ron ile Harry dışındaki herkes büyük bir kapıdan çıkıp gözden
kayboldular.
"Burada otur ben duş alıp geleceğim." dedi Harry ve
Takeru'nun tarif ettiği yoldan arkasında sinirli bir Ron bırakarak
üçüncü kat soldan beş numaralı kapıya doğru gitti.Harry banyonun kapı
tokmağını tuttuğunda onun dahi altından olduğunu farketti."Ne gösteriş
meraklısı" diye düşündükten sonra tamamen lüks bir banyoya
girdi.Yavaşça üstündeki kanlı ve yırtık giysileri çıkardı taki
çırılçıplak kalana kadar.Küvet köpüklü ve güzel kokulu bir suyla
dolduktan sonra Harry yavaşça kendini suyun rahatlığına
bıraktı.Boynundan başlayıp bacaklarına ve topuklarına varana kadar
temizlendikten sonra yine aynı şekilde yavaşça altın kaplamalı küvetten
çıktı ve küvetin suyunu boşalttı.Beline,asılı havlulardan sarı olanı
sardıktan sonra omzuna da diğer tarafta asılı duran mor havluyu
aldı,kıyafetlerini topladıktan sonra Ron'un yanına odaya geri dönmek
için banyodan çıkıyordu ki mavi gözlü sarı saçlı biriyle burun buruna
gelmişlerdi.
"Özür dilerim efendim" dedi mavi gözlü kız ve
kıpkırmızı bir şekilde Harry'den geriye doğru bir iki adım attı.Harry
kızın utancından bir iki adım geriye attığını anlamıştı sonuçta eğer
Harry biraz daha hızlı çıksaydı kızla dudak dudağa bile kalabilirlerdi
ama Harry kızın ne dediğini anlayamamıştı,kız da bunu farkedecek olacak
ki boğazını temizleyip saçlarını geriye attıktan sonra
"Özür
dilerim efendim.Ben bu evin hizmetçisi İzel,Mr Morita ile çalışıyorum
sizin geleceğinizi haber vermişti ama unutmuşum bazı sesler duyunca da
buraya geldim ve banyo aralığından baktım şeyy..." dedi ve kız
duraksadı.Harry kızın şimdi dediklerini anlayabiliyordu kesinlikle az
önce Türkçe konuştuğu için anlayamamıştı.
"Ve sen ne?" dedi Harry kızın devamını getirmesini istiyordu sözünün ama Harry diyeceklerini tahmin edebiliyordu.
"Ve ben sizi uygunsuz bir şekilde gördüm çok özür dilerim efendim lütfen Mr Morita'ya söylemeyin." dedi İzel
"Tamam
söylemem ama birazdan diğer arkadaşım banyo yapacak ona da bakma" dedi
Harry ve kıza gülümsedi kızdan da karşılık alınca "Görüşürüz" dedi ve
merdivenlerden aşağıya doğru inmeye başladı ama aklında sadece o kız
vardı inanılmaz derecede Ginny'e benziyordu.Onun bir tanesi Ginny.....

"En sonunda inebildin abi!" dedi Ron sinirli bir şekilde ama Harry'i gördükten sonra kıkırdayarak;
"Keşke üstünü giyseydin ben Ginny değilim" dedi ve kıkırdamaları kahkahaya dönüştü.
"Çok
komiksin Ron her neyse üçüncü kat soldan beşinci kapı banyonun yeri
sanırım biliyorsundur.Git banyo yap ve konuşalım ben odamdayım" dedi ve
Ron'la beraber ikinci kata kadar çıktı oradanda koridorda biraz mesafe
katedip kendi odasına girdi.Harry'nin kalacağı oda belki de bu evin en
lüks odalarındandı inanılmaz geniş ve ferahtı ama tek camı vardı oda
hem bahçeyi hemde boğazı gördüğü için mükemmeldi.Harry havluyu belinden
almadan camın kenarına gitti ve aşağı bahçeye baktı.Gerçekten çok güzel
ve şık bir bahçeydi.Harry kendisine verilen yatağın üstüne tek hamlede
atladı ve yatağına belinde havlusuyla uzandı.Aklında sadece Ginny ve
İzel vardı daha doğrusu Ginny ve Türk Modeli Ginny....

Harry
vücudunda müthiş bir donma hissiyle uyanmıştı.Yanı başına koyulan
gözlüğü taktıktan sonra dün akşam üstünden beri havluyla ve çırılçıplak
bir şekilde yatağında uyuduğunu farketti."Umarım üşütmem" diye düşündü
bir an ama eğer böyle düşünmeye devam ederse üşüteceğinin farkına varıp
odadaki koltuklardan birine konulan temiz kot ve penyesini
giydi.Asasını arka cebine koyduktan sonra büyük bir telaşla
merdivenlerden Büyük Odaya geçti.
"Günaydın Harry!"
"Günaydın
abi" dedi Takeru ve Ron peş peşe.Takeru sıcacık çay içip gazetesini
okurken Ron ise önündeki garip bir yemeği iştahla yiyordu.
"Harry
bene sende bundan yemelisin adı Adam Kebapmış!" dedi Ron parmaklarını
yalarken.Takeru'nun hemen yanında yemeğini yiyen İzel ise Ron'a
gülmemeye çalışıyordu ama zor dayanıyordu.
"Adam Kebap değil
efendim,Adana Kebap" dedi İzel anadili gibi konuştuğu İngilizcesi
ile.Harry de hafifçe güldükten sonra gözü Takeru'nun elindeki gazeteye
kaydı.Üzerinde Türkçe kelimeler vardı ama Harry hiçbirini okuyamıyordu.
"Gelecek Postası almıyor musunuz?" dedi Harry dün olan savaş kesinlikle gazetede olmalıydı.
"Hayır"
dedi Takeru ve Harry'nin sorusunu kestirip attı ama İzel aynı
saniyelerde ayağa kalkıp Harry'nin yanından geçerek merdivenlerin ilk
basamağına çıkmıştı.Harry ise onu garip bir şekilde gözleriyle
izliyordu,İzel eli ile Harry'e gelmesini işaret etti.Harry ne olduğunu
gayet iyi biliyordu.Gelecek Postası
alınıyordu fakat Hermonie'nin
tacize uğradığı büyük ihtimal anlaşılmıştı ve Ron görmesin diye
saklanıyordu.Harry,İzel'in ardından birinci katın en dibindeki odaya
kadar hızlıca yürümüştü.İzel odaya önden girip kapıyı açık bırakmıştı
ama Harry hiçte girmeye niyetli değildi çünkü bir bayanın odasında
bulunması gerçekten kötü bir durum olurdu.Özellikle Ron tetikteyken çok
riskliydi.
"İşte efendim buyrun" dedi İzel ve rulo şeklindeki
Gelecek Postası'nı Harry'e uzattı.Harry Gelecek Postası'nın ilk
sayfasını açtığında büyük harflerle manşette
-POTTER VE WEASLEY
BAKANLIKTA 77 ÖLÜ 111 YARALI BIRAKARAK KAYIPLARA KARIŞTI-Harry bir an
kendini boşlukta hissetti ya arkadaşlarıda içindeyse...Manşetin hemen
altındaki küçük bir başlıkta ise şöyle yazıyordu:
"Ölü Listesi için
sayfa ikiye Yaralı Listesi için sayfa üçe bakınız" Harry sert bir
şekilde ikinci sayfayı açtı.Listenin başında doğal olarak ölen bakanlık
çalışanları vardı.Harry'nin gözünü ilk olarak altın yaldızlı harflerle "Dolores Jane Umbridge ve Peter Janic"
yazıyordu.Umbridge ölürken Harry görmüştü onu ama Peter'ı ölürken
görmemişti ve Peter'ı öldüren büyük ihtimal Umbridge'nin Peter'a çarpan
lanetiydi.Harry gözünü biraz daha aşağıya kaydırdığında ise ayakta
duracak gücü yoktu.Bilinçsiz bir şekilde İzel'e tutunmuştu."Seamus Finnigan ve hemen altındaki Dean Thomas" onlarda
ölmüşlerdi.Harry büyük bir yıkım yaşıyordu o dakikalarda,daha aşağılara
inmek istemedi çünkü başka sevdiklerini görmekten korkuyordu ve
korktuğuda olmuştu.Dean ve Seamus'un üç-dört kişi altında "Aberforth Dumbledore" onun yaklaşık 8 kişi altında ise peşpeşe Griphook,Mr Ollivander ve Xenophilius Lovegood'un
isimleri yazıyordu.Harry gözünü diğer ölenlerin üzerinde gezdirdi hiç
tanıdığı kalmamıştı ama oradaki diğer ölüler de onu üzmek için
yeterliydi "77 ölü" diye düşündü Harry ve ardından yaralı listesini açtı.En başta yine bakanlık çalışanları vardı:
Kingsley Shacklebolt(Atriyum'da girdiği mücadele sonucu kolunu kırdı,durumu iyi taburcu edildi.)
Hermonie
Granger(Göğsünde,dizinde ve vücudunun bazı yerlerinde yoğun kanamalar
yüzünden kan kaybı,ayrıca aşşağılık bir şekilde tecavüze uğradığı
tespit edilmiştir.Bulunduğunda üstündeki kıyafetleri belden altına
örtülmüş bir şekilde girişe yakın bir yerde yatıyordu.)


Harry,Hermonie'nin başına gelenleri okuduğunda sinirden ölmek üzereydi ama listeyi bitirmeliydi.Listenin dokuzuncu sırasında Ginny Weasley(Vücudundaki hafif yarıklar dışında durumu iyi taburcu edildi) yazıyordu,demek Ginny'de iyiydi.Ginny'nin hemen peşinden;

Neville Longbottom(Yüzünün yarısı yandı durumu iyi St Mungo'da tedavi altında)
Teddy Lupin(Derin şekilde yaralanmaları var durumu orta derecede St Mungo'da tedavi altında)
Rubeus
Hagrid(Vücudundaki yaralanmalar ve çürükler dışında yürüyebiliyor ve
ilk söylediği şey "Harry Potter'a Tam Destek!" oldu.Akli dengesini
kaybettiği sanılıyor.)

Harry listenin geri kalanında
tanıdıklarından hiçbirinin ismini görmemişti demek durumları iyiydi ama
Griphook,Aberforth,Xenophilius Lovegood ve Mr Ollivander için aynı şeyi
söyleyemezdi.Bu kurtarma ve firar harekatı tam bir katliama dönüşmüştü.
77 Ölü 111 Yaralı.......
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Xenetorium (1.Bölümden 7.Blüme kadar (Yeni))-Yeni bölüm Eklenmiştir..-
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: |>Rp Out :: Kulüpler :: Hayran Hikayeleri-
Buraya geçin: