Göl Kıyısı

"Buradakilerle aran nasıl Tonks?"

diye sormuştu Pelin:

"İyi yani hepsi çok iyi insanlar zaten çoğu akrabam , senin ?"

"İyi yani hepsi çok iyi insanlar zaten çoğu akrabam , senin ?"

dedi Tonks.Tonks çok şanslıydı bir sürü akrabası buradaydı.Pelin o yönden biraz şansızdı.

"Benimde çok iyi aram am ne yazık ki benim akrabam yok burada"

dedi.Tonks'un akrabalarıyla da tanışmak istiyordu.Sonra acaba sevgilisi var mıdır diye sorsam acaba bir şey olur mu diye geçirdi aklından.Ardından yok canım daha neler artık özel hayatı ile ilgili soru sormayayım diye aklından geçirirken , merakına dayanamayıp

"Yanlış anlama ama sevgilin var mı Tonks , yai ksura bakma çok meraklı biriyim"

dedi Pelin.Evet gerçekten çok meraklıydı.İşte bu yüzde bu huyunu da hiç sevmiyordu.

"Yanlış anlama ama sevgilin var mı Tonks , yai ksura bakma çok meraklı biriyim"

Tonks gülümseyerek:

Ne kusuru canım, sevgilim yok maalesef senin var mı?Bende meraklıyımdırda biraz....

"kusuru canım, sevgilim yok maalesef senin var mı?Bende meraklıyımdırda biraz...."

dedi Tonks.Pelin bunun üzerine güldü..

"Valla biz iki meraklı .."

dedi ve sözünün devamını gülmekten getiremedi.

"Malesef benimde yok canım"

dedi.Aslında kendi şeylerini paylaşabileceği güvenebileceği biriyle beraber olmayı çok istiyordu ama şuanlık boştu.Ama bir gün karşısına öyle birinin çıkacağına inanıyordu..

"Gerçek aşka inanır mısın?"

diye sordu Pelin.

"Evet yani inanırım ama insan gerçek aşka hayatında bir kez rastlar ve ben de daha rastlamış değilim ."

dedi Tonks.Ve hemen ardından aynı soruyu Pelin'e sordu.Pelin hiç düşünmeden cevap verdi çünkü bu sorunun cevabı Pelin için açık açık ortadaydı.

"Valla evet inanıyorum , ama henüz kendisiyle karşılaşamadım"

dedi espri yaparak.Bir yandan ise kıs kıs gülüyordu.Tonks'uda güldürmeyi başarmıştı.Pelin çok komik ve eğlenceli biriydi.Sonra sessiz bir ortam oluştu.Pelin yine her zaman ki gibi o sessiz ortamı bozmak için,cebinden bir bileklik çıkarttı.

"Bak bunu bana Hanna hediye etti güzel değil mi?"

"Bak bu kolye o bileklikle eminim çok yakışır .Bence senin olsun"

dedi Tonks.Pelin buna çok mutlu olmuştu.Şuan ne diyeceğini bile bilmiyordu mutluluktan.Böyle iyi arkadaşlarının olması gerçekten çok hoştu.Biraz duraksadıktan sonra,

"Ya vermek istediğinden emin misin?"

diye sordu.Aslında yeşil-beyaz bilekliğiyle çokta yakışıyordu.

"Ya vermek istediğinden emin misin?"

Tonks gülümseyerek:

"Tabiki eminim hem bak ne kadar güzel durdu."

"Tabiki eminim hem bak ne kadar güzel durdu."

dedi Tonks ..Pelin buna şaşırmamış değildi.Sonuçta güzele ne yakışmazdı ki..Bir anda mutluluktan uçacak gibi hissetti ama sonra duraksayıp;

"Bundan emin misin canım?"

dedi..

"Bundan emin misin canım?"

Tonks gülümseyerek:

"Tabi ki eminim canım"

"İnan bana bu iyiliğinin karşılığını bulucaksın"

demişti Pelin.Tonks gülümsedi:
"şaçmalama canım karşılık görmek için yapmadım ki"
dedi.

"Hava karardı istersen gidelim canım"

dedi Pellin.

"haklısın canım gitsek iyi olur."

Kalkarak beraber şatoya doğru yürümeye başladılar.Pelin yolda durup:

"Şeyy..Tonks ben sana teşekkür etmeyi unuttum ..pardon canım çok teşekkür ederim."

dedi.Boynuna sarıldı.Tonks'da ona sarıldı ve:

"Bir şey değil canım"

dedi.

Mischa iş için Hogwarts'a gelmişti ama kimseyle görüşmaden önce ne zamandır görmediği ve özlediği bir mekan olan göl kıyısına gelmişti. Üzerinde kısa bir kot etek ve siyah kolsuz bir bluz vardı gayet sade giyinmişti. Ama her zaman ki gibi sadeliği güzelliğini yansıtıyordu sarı saçları gene açıktı ve ruzgarla dans edermişçesine uçuşuyorladı. Mischa temiz havayı içine çekti ve son günlerde yaşadıklarını düşündü her şey ne kadar hızlı ve manâsız gelişmişti. Mischa aşık olmayı istemediği bir sırada belkide aşık olmuştu yada bu yalnızca bir etkilenmeydi ama olmuştu işte. Mischa bunları düşünürken güneş tam tepeden vuruyordu ve ışıkları gözlerinin içinde parıldıyordu. Bir kayanın üzerine oturdu ve bu okuldaki yıllarını düşündü Cedric'i düşündü yaşadıklarını ve acı bir olay olan Cedric'in ölümünü. Ardından tekrar bir kişi aklına geldi ama o ismi kendinden bile saklıyordu ama o kişi Mischanın hayatını kurtarmıştı...

Ignotus Mischa'nın Hogwarts'ta olduğunu biliyordu,onu görmeli ve evlenmek için başvurduğunu söylemeliydi biraz uzakta oturan Mischa hemen gözüne ilişmişti ona doğru gitti ve yanına geldi "Bak Mischa sana aşık olmuş olabilirim bir süre ama ben..." o kelimeler boğazına takılmıştı "...ama ben evleniyorum" dedi gerisini getiremiyordu.

Mischa neler olduğunu anlamamıştı Ignotus baktı her şey gibi buda çok hızlı olmuştu Evet bencede meraba dedi Mischa imalı bir şekilde ve gülümsedi Bana aşıkmı olabilirsin ilginç dedi ve yere bakıp tekrar başını kaldırdı o insanı içine çeken gözleri çok belli olmasada sulanmıştı ve her zamankinden daha parlak ve daha mavi duruyordu Hayılrlı olsun bay Peverell ne diyim dedi ve göle bakmaya devam etti nasıl gündü ama şimdi burda Cedric'i kaybetmenin acısını düşünürken üstüne hayatta olsa bile kaybedeceği birinin karşısına çıkması gerçekten sevindim bayım dedi Mischa ve Ignotus'un evleniceği kadının kim lucağını merak etti düşününce aslında Mischa'dan güzel olamazdı ya... Kot eteğinin altından çıkan uzun ve dikkat çeken o bacaklar ve her zaman dikkati çeken o yüz hatları ve gözleriyle ama belkide her şey güzellik değildi o şanssızdı hayatında hoşlandığı herkesi kaybetmek zorundaydı...

Ignotus gerçekten Mischa'nın neler düşündüğünü merak ediyordu en iyisi Zihinfend yeteneğini kullanmaktı asasını çekti ve Mischa'nın kendisine bakmasını sağladı "Zihinifended!" bir anda hafızalar nehrine dalmıştı duygu ve düşünceleri çok iyi görüyordu yaşanan olayları,hatta Mischa ile öpüşmeleri bile bir an geçti gözünün önünden evet istediği her düşünceyi okumuştu bu kadar yeter dedi ve kontrolü bıraktı Mischa sarsıntıyı atlatırken onun yanına gitti ve "Gerçekten çok güzel birisin senin de beni sevdiğini ancak kendi kendine reddettiğini biliyorum,dayanma bana bırak kendini" dedi bir yandan saçlarını okşuyordu diğer eli ise çekici bacaklarındaydı Mischa'nın

Mischa sinirlenmişti Benmi snamı dedi ve küçük bir kahkaha attı Niye sana aşık oluyum ki hem sen evleniyosun unuttun mu dedi ama gerçekten dayanamıyordu ama evleneceği bildiği halde ona dayanamazdı ve gözleri doldu ve ordan ayrılıp yasak ormanın içine doğru koştu herşeyden nefret ediyordu kendini tanıyamıyordu hayatı sıkıcı olmaya başlamıştı artık bu aşk muhabbetinden kurtulup yeni bir maceraya atılmak yeni kehanetler keşfetmek ve bakanlığa eklemek istiyordu ama bir yanıda yanında hep bir kişiyi istiyordu hayatını kurtaran o kişiyi ama ne yapabilirdi o kişi artk evleniyordu tek yapacağı kibarlık olsun diye düğünlerine uğramaktı...!!

Ignotus mantıklı düşünmeye çalıştı bir an mantığı üstün gelmişti ama Ignotud dayanamayıp duygularının peşinden gitmişti aslında duygu bile denemezdi ama neydi içindeki... Hızla yasak ormanın içine doğru koştu Mischa bir bayan ve etekli olduğu için daha yavaş koşuyordu Ignotus o kadar hızlı koşmuştuki aralarında santimetre ile ölçülecek farklar kalmıştı Ignotus kolunu kadırdı ve Mischa'yı tam ormanın girişinde tuttu ikinci kolu Mischa'nın diğer koluna yetiştiğinde ise Mischa'yı kendine doğru çekti ve onu ormanın girişindeki ağaca yasladı.

Vücutları resmen yapışmıştı tek ayrı oldukları nokta yüzleriydi ama yüzleri de o kadar yakındı ki "Yalan söyleme ben bir zihinifendar'ım bana yalan söyleyemezsin!"diye kükredi Mischa'nın çok hızlı bir şekilde nefes alıp verdiğini farkedecek kadar yakındı Mischa'nın nefesi Ignotus'un yüzünde resmen rüzgarlar estiriyordu.Ignotus neredeyse bedenleri birleşmiş olan bu kadına artık dayanamıyordu onu istiyordu ama Mabelle ne olacaktı Mabelle ile yakında evleneceklerdi şimdilik Mabelle'yi bir kenara bırakmalıydı onu daha sonra düşünürdü "Sen de beni istiyorsun,sen de beni arzuluyorsun bunu adım gibi biliyorum bırak bana kendini dök içindekileri bana" dedi ve dudaklarını onunkilere yaklaştırdı.

Ignotus'un dudakları Mischa'nın dudaklarını yavaşça aralıyordu.Ignotus o dudaklara bir kez daha kavuşmuştu Ignotus artık kendinden geçmişti farkında olmadan ve istemeden herşeyi yapabilirdi.Ignotus Mischa'yı belinden kavradı ve müthiş birsevgiyle öpmeye koyuldu artık iş işten geçmişti duygusal dakikalar mı yaşanacaktı artık bunu Mischa'nın tepkisi gösterecekti.Acaba Mischa ona karşılık verecekmiydi...

Tam o sırada Mabelle bir telaş içinde göl kıyısına cisimlendi. Ağlıyordu. Çünkü ölümyiyenlerin dönebileceği haberini almıştı. Temiz hava alabilmek için de buraya gelmişti.

Biraz rahatlamıştı. Ağlayarak içini dökmüştü. Ama tam rahatladığını düşünürken ileride birbirine sarmaş dolaş olan iki çift gördü. Onları birilerine benzetiyordu. Düşünürken bir anda "Ignotus!" diye bağırdı. Bu olamazdı, Ignotus asla yapmazdı.

out:E Can, Ignotus hiç uslanmıyor :lol:

Ignotus bir an öptüğü dudakları bıraktı uzun süredir onu öpüyordu zaten henüz ellerini Mischa'nın belinden indirmemişti ki biraz ileride gözü yaşlı Mabelle'yı gördü imkansızdı yakalanmıştı şimdi herşey sarpa sarmıştı ama buna Mischa karışmamalıydı asasını çekti ve "Petrificu Totalus" dedi Mischa daha nolduğunu anlayamadan tepki veremeden yere yığılmıştı şimdi Ignotus ve Mabelle göz gözelerdi...


Rp Out:Mischa bu rp'de olmayacağı için onu dondurdum ama donduramayacağımı bende biliyorum bu seferlik böle bu arada eft hiç uslanmıyor benim Ignotus denizcim

Ignotus Mabelle'nin kırıldığını biliyordu çabuk bir şekilde onun gönlünü almalıydı evet bir muziplik aklına gelmişti daha sonra da açıklama yapacaktı.Asasını yavaşça çekti ve arkasındaki Mischa'yı ofisindeki odaya cisimledi ardından asasını Mabelle'ye doğrultup "Sersemlet!" dedi kırmızı bir ışık gardını düşürmüş Mabelle'yi tam akrın boşluğundan vurmuştu.Mabelle büyününü etkisiyle yere düşerken Ignotus eliyle Mabelle'nin yavaşça yere düşmesi için büyü yaptı.Koşarak Mabelle'nin yanına gitti asasını çekti ve ortada sandalye yarattı sandalyeye baygın halde ki Mabelle'yi oturttu ve asasını Mabelle'ye tutarak önce gümüşi bir şekilde Mabelle'yi bağaldı ardından gümüşi şeritler birer halat ipi oldu ve Mabelle'yi bağladı daha sonra Ignotus asasıyla Mabelle'yi ayıltı Mabelle şaşkın ve öfkeli bir şekilde kendine bakarken Mabelle'yi çenesinden tuttu ve onu Mischa'yı öptüğünden daha tutkulu bir şekilde öpmeye başladı.Mabelle'yi bıraktığında ise artık Mabelle'nin ona tokat atacağını sanıyordu ama Ignotus'un daha muziplikleri bitmemişti...

Ama gidip Mischa'ya bakması gerekiyordu asasını çekti ve "Petrificus Totalus"dedi Mabelle kaskatı kesilmişti.Ignotus Mabelle'nin sandalyesini alıp Mischa'nın yanına cisimlendi

Not:Mabelle'nin bilgisi dahisinde ona olanları yazdım