----> Paul ve Keira'nın Odası <----

Konu: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Salı Mayıs 20, 2008 5:49 pm

Lütfen odaya girmeden önce izin isteyiniz .
RP İN

----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Bedroom480x381xi3ec5

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Perş. Haz. 05, 2008 8:05 pm

Rp Out:Hani artık Keira ve Paul'ün odası olsa diyorum

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Perş. Haz. 05, 2008 9:24 pm

Out : Haklısın , öyle yapıyorum ...

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Salı Haz. 24, 2008 1:29 pm

MALİKENEDEYKEN~

Hala çok karanlıktı.. Keira içeri girer gitmez yavaş adımlarla yatak odasına çıkmıştı.. Eğer Paul odadaysa olanları öğrenmek isteyecekti.. Keira, içinden Paul’un odada olmamasını dileyerek yavaşça ve sessizce odaya girdi.. Paul yoktu.. Derin bir nefes aldı ve odanın içerisindeki banyoya doğru ilerledi Keira..

Aynaya bakar bakmaz düello anında önemsemediği burun kanamasının durduğunu fark etmişti.. Yüzünde birkaç sıyrık ve kan lekesi vardı.. Kafasının vurduğu yerde acil bir şey yok gibi görünüyordu.. Aynanın altındaki dolabın kapağını açtı ve içeriden pansuman için birkaç malzeme çıkardı Keira..

Batikonlu pamuğu yüzüne her deydirişinde canı çok acıyan Keira, çok şükür batikonla olan işini bitirmişti.. Bu sıyrıklar ve onun getirdiği kan lekeleri Cruciatus Lanetinin etkisiyle olmuştu büyük bir ihtimal.. Banyodaki işini bitiren Keira, banyodan çıktı..

Üzeride çok kirlenmişti Keira’nın.. Hemencecik üzerindekileri çıkardı ve yastığının altındaki geceliğini çıkartıp üzerine geçirdi.. Bu gece hiç uyumamış olmasına rağmen uyumak istemiyordu Keira.. Hala olayların etkisindeydi..

“Nerdeyse unutuyordum.. Yüzüm bu şekilde kalamaz.. Paul görürse olayları anlar ve çok üzülür.. En iyisi bir büyüyle bunlardan kurtulmak..”

Sonra asasına bişeyler fısıldadı.. Yüzündeki çizikler gitmişti..

Keira, çok uzun bir zaman diliminden beri bir ölüm yiyenler düello yapmamıştı.. Aslında bunun sebebi birazda kendisiydi.. Hatta sadece kendini değil Paul’u de bağlamıştı.. Sırf ona bişey olur korkusuyla sadece karargahta arkadaşlarıyla aralarında düellolara katılmıştı.. Ama artık olayların ciddiyete bindiğini fark etmişti.. Bugünden sonra her şeyini değiştirmeye karar vermişti..

Acaba çok mu ileri gitmişti?.. Sonuçta Psy, hala olgun davranışlar gösteremiyordu.. Hayır, hayır ileri gitmemişti.. Psy ona öldüren lanet yollarken elleri kolları bağlı kalıp kibarlık yapamazdı Keira.. Demek bu kadar dolmuştu Psy.. Yoksa Keira’nın tanıdığı korkak Psy, buna cesaret edemezdi..

Ölüm yiyen olmuştu ama sırf Orlando’yu elde etmek için.. Bunun da farkındaydı Keira.. Keira, hala Psy’ın bugünkü tavırlarına akıl erdiremiyordu.. Psy’ın, onun Paul ile evlendiğini bildiğine emindi.. Hatta Keira’ya göre düğünde bir yerlerde belki de birinin kılığında, büyük bir zevkle düğünü izlemişti..

Keira dün sabah evden çıkmıştı ve bu saate kadar da geri gelmemişti.. Kim bilir Paul onu ne kadar merak etmişti.. Paul, Keira’nın bu sorumsuz davranışlarından dolayı kızsa Keira sesini çıkarmazdı.. Çünkü bu sefer haksız olduğunun ve sorumsuzca davrandığının farkındaydı… İlk defa böyle bir şey yaşamıştı Keira, ilk defa bu kadar sorumsuzca davranmıştı Paul’e karşı.. Şuanda kendini gerçekten çok kötü hissediyordu..

Zaten kafası çok karışık olan Keira, sorumsuzca davranmasının getirdiği vicdan azabı ve stres yüzünden biraz olsun rahatlamak için yataklarının tam karşısındaki Keira’nın isteğiyle konulan makyaj masasının karşısındaki küçük tabureye oturdu ve düşünmeye başladı.. Bu onun düşündüğünün tam aksine sinirlerinin daha da artmasını sağlamıştı.. Keira’nın gözü bir an masanın üzerindeki, Paul ile evlendikleri gece çekindikleri fotoğrafa takılmıştı.. İşte o an gözlerinden bir damla yaş döküldü..

Bir damla, iki damla derken ciddi ciddi ağlamaya başlamıştı Keira, neden olduğunu biliyordu ama bilmek istemiyordu, kısacası kendini kandırmaya çalışıyordu.. Kim bilir Paul şuanda ne haldeydi?.. Kim bilir ne kadar merak etmişti Keira’yı?..

Kafasını öne doğru eğen Keira, kafasını tekrar yukarı kaldırdı ve aynaya baktı.. Karşısında kendisinden korkan aciz biri vardı.. Aynanın yansımasında bunları görüyordu.. Ne olmuştu peki eski Keira’ya?.. Artık kendine gelmeliydi.. Gözlerini sildi.. Çekmeceden makyaj malzemelerinin bulunduğu çekmeceden çıkardı ve makyaj yapmaya başladı.. Eskisinden daha hoş görünüyordu.. Makyaj malzemeleriyle işi bitince, onları tekrar yerine koydu ve Paris’ten aldığı parfümünden birazcık sıktı üzerine… İçeride iyice bunaldığını hisseden Keira, oturduğu yerden kalktı ve balkona çıktı.. Paul gelene kadar beklemeye niyetliydi…

Out:Dershanedeki rp'min devamıdır..

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Salı Haz. 24, 2008 3:00 pm

Paul yine okuldaki ihtişamlı odasında oturmuş dosyaları düzenliyormuş görüntüsü verse de Keira'yı düşünüyordu . Oda sessiz sayılmazdı . Dedikodu yapmakta üstüne olmayan eski müdirelerden Merien Blonce ikinci kattaki ihtişamlı tablolardan birinin sakini olan , Ferdi Kronch Sam'i çekiştirip duruyordu . Eskiden olsa bu onu eğlendirebilirdi ama şimdi ona güçlü bir lanet gönderip tamamen sesini kemek yönünde güçlü bir dürtü hissediyordu . Tabii odadaki sesler sadece bununla da sınırlı değildi . Herzaman olduğu gibi açık pencereden kuş cıvıltıları ve Karanlık Orman'daki ağaçların rüzgarın etkisiyle çıkardığı seslerde çalınıyordu Paul'un kulağına . Yani kafasını kemiren dürtüsü olmayan biri için mükemmel bir çalışma ortamı olabilirdi bu oda , ama şu an Paul'un kafası öyle büyük endişelerle doluydu ki ne yapacağını bilmez haldeydi .

Keira dün gece gelmemişti malikaneye . Paul gece boyunca onu aradığı için hem uykusuz hem de yorgundu . Gece boyunca aramasına rağmen hiçbir iz bulamamıştı Keira'dan . Okulda , malikanede , barda , Diyagon Yolu'nda hatta eski yaşadığı malikanede bile yoktu . Paul son çare olarak ZAY üyelerini seferber etmiş , onu bulmaları için bütün üyelere sıkı tembihlerde bulunmuştu . Tüm bunlara rağmen hala tek bir haber dahi yoktu . Paul , aklına kötü düşünceleri getirmek istemese de her geçen saniye bu düşünceler daha da kuvvetlenerek zorluyordu zihnini . Bunları düşündükçe nefes almakta zorlanmaya başlamıştı artık . Sanki hayat bedeninden çekiyordu sıcaklığını . Elleri titremeye başlamıştı artık . Burda oturup bekleyemezdi , bişeyler yapmalıydı . Sonra Karanlık Lord geldi aklına ve içinde birden büyük bir tiksinme duygusu oluştu ona karşı .

'' Mutlaka odur . Onu bulup yaptıklarına pişman edeceğim ! ''

O kadar yüksek sesle söylemişti ki bunu tablolardan gelen tüm fısıldaşmalar kesilmişti . Şimdi hepsi uyuyor numarası yapmaya başlamıştı . Paul o kadar sinirlenmişti ki oturduğu yerden kalkerken sandalyesini devirdi . Buna hiç aldırış etmeden kalktıktan sonra o anki sinirle bir de sandalyeyi tekmeleyek onun iki parçaya ayrılmasına neden oldu . Şimdi kinle kapıya doğru yürüyordu hatta koşuyordu . Karanlık Lord'u bulup doğduğu güne pişman ettirmek istiyordu şimdi . Tam kapıyı yerinden çıkarırcasına açmıştı ki pencereden süzülen gümüşi birşey çarptı gözüne . Bu dağ tavşanı biçiminde cismani bir patronustu . Hemen kapayı tekrar kapatıp ona doğru ilerledi .

'' Keira , şu anda malikaneye girdi . Bana emrettiğiniz gibi orda bekliyordum ve bunu bizzat kendim gördüm . ''

Patronus buharlaşıp giderken Paul'un içindeki birşeylerde buharlaşmıştı sanki . O rahatlamayla durduğu yere yığılıp kadı . Bir süre bedenindeki hareket etme kabiliyeti gidivermişti sanki . Hiçbirşey yapmamış olmasına rağmen terden sırılsıklam olmuştu . Son bir kuvvet kendini yığıldığı yerden kalkmaya zorladı . Hemen gidip neler olduğunu öğrenmeliydi . Koşar adımlarla kapıyı açtı ve okul arizsine çıkmak işin sağdaki koridora saptı . Birkaö saniye sonra cisimlenmek için yeteri kadar uzaklaşmıştı . 'şak' .. Malikane karşısında duruyordu şimdi . Hemen kapıya yönelip anhtar yerine asasını kullanarak açtı eski kapıyı . Salonda kimse yok gibiydi . Hemen merdivenleri koşaradım çıkmaya başladı . Mutlaka odada olmalıydı Keira ve tokmağı çevirip kapıyı açtı . Açmasıyla kalp atışları hızlandı , nefesi alışı ise kesilecek derecede yavaşladı . İşte karşısında duruyordu hayatının anlamı . Baştan aşağı süzdü öncelikle onu hiçbirşeyi yok gibiydi . Hemen ilerleyim sıkıca sarıldı ona , o kadar çok korkmuştu ki ... Ona sıkı sıkı sarılmaya devam eder vaziyette konuşmaya başladı . Bıraktığında tekrar yanından uçup gidecekmiş gibi hissediyordu çünkü .

'' Nerelerdeydin aşkım . Dün gece gelmeyince sabaha kadar seni aradım ama hiçbiryerde bulamadım . Sana bişey oldu diye o kadar çok korktum ki ? ''

Burda kesilip kalmıştı sesi . Konuşamayacak kadar bitkin hissediyordu kendisini . Aklına getirdiği o kötü şeyler gelince yeniden tüyleri diken diken olmuştu . Ama buradaydı işte hayatının anlamı , sapasağlam duruyordu karşısında ...

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Salı Haz. 24, 2008 3:39 pm

Zaman ilerledikçe Keira’nın bakışları da anlamsızlaşmaya başlıyordu.. Bir yandan elinde olmadan gözlerinden akan yaşları silmeye çalışıyordu bir yandan da dışarıya bakarak Paul’u arıyordu gözleri.. Geçen her dakika, onu daha da umutsuzlaştırıyordu..

Keira, umutsuzluğunun son noktaya geldiği zaman kapı tokmağının açıldığını fark etmişti.. Kafasını kapının olduğu yere doğru çevirdiğinde odaya gelen kişinin Paul olduğunu görmüştü.. İşte o an tekrar hayata bağlanmıştı sanki.. Paul ona doğru gelene kadar şaşkınlıktan ve heyecandan hiçbir şey söyleyemedi Keira.. Sonra aklına gene olanlar geldi ve başını bir suçlu gibi aşağıya eğip sustu.. Hiç beklemezken Paul ona doğru yaklaştı ve sıkıca sarıydı Keira’ya.. Keira’da Paul’e sarıldı.. İşte şimdi tam olarak hayata dönmüş hissediyordu kendini.. Hayatının sonuna kadar bu şekilde bekleyebilirdi..

'' Nerelerdeydin aşkım . Dün gece gelmeyince sabaha kadar seni aradım ama hiçbir yerde bulamadım . Sana bişey oldu diye o kadar çok korktum ki ? ''

Keira, hala Paul’e bakamıyordu.. Kendini yaramazlık yapmış ufak bir çocuk gibi hissediyordu.. İşte beklediği soru da gelmişti.. Şimdi ne açıklama yapacaktı?.. Korka korka başını yukarı doğru kaldırdı Keira.. Paul’un gözlerine bakarak konuşmaya başladı..

“Şey aslında ben.. Paul sana ne yalan söyleyebilirim ne de senden gerçeği saklayabilirim, bu yüzden doğruyu söyleyeceğim.. Dün gece bunaldığımı hissettim ve kendimi dışarı attım.. Karanlık ormana gitmek istedim ve gittim de.. Bütün gece boyunca oradaydım.. Orada Psyche ile karşılaştım.. Psyche bir ölüm yiyen ve aramızda hiç iyi değil.. Önce biraz laf attı bende kendimi karşılık vermek zorunda hissettim.. Sonra işler kızıştı ve düelloya döndü..Olaylar farklı boyuta taşınınca karşılık vermek zorunda kaldım.. Sorumsuzca davrandığımın farkındayım Paul.. Gerçekten çok özür dilerim, seni merakta bıraktığım için çok üzgünüm.. Ama şuanda iyiyim.. Lütfen artık benim için endişelenme…”

Bütün her şeyi anlatmanın verdiği cesaret ile Keira, Paul’un gözlerine dikti gözlerini.. Yorgun bir ifade vardı yüzünde Paul’un.. Keira bunu görünce bi an içinden bişeylerin koptuğunu hissetmişti.. Onu böyle görmeye alışkın değildi.. Bir de Paul’un bu bitkin halinin nedeni kendisi olunca daha da kötü olmuştu Keira.. Paul’u hak etmiyordu Keira.. Paul ona her zaman içtenlikle yaklaşıyordu sadece bu değil, onu her zaman anlıyordu.. Keira ise sorumsuzca davranıyordu.. Gözleri dolmuştu.. Dokunsalar ağlayacak resmen Keira, böylesine kahrolmuştu.. Hala Paul’e onu affetmesi için yalvarırmışçasına bakıyordu..

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Salı Haz. 24, 2008 4:09 pm

Paul Keira'yı omuzlarından kavrayıp doya doya baktı o güzel yüze . Şimdi yaşlar süzülüyordu güzel gözlerinden . Onu böyle görünce içinin paramparça olduğunu hissetti Paul . Şimdi soru yağmuruna tutup üstüne gitmemeliydi onun . Evet ! şimdi bunun zamanı değildi . Daha müsait bir zamanda herşeyi tüm ayrıntılarıyla öğrenebilirdi ; ama şimdi değil ...

'' Lütfen üzülme canım . Bir hatadır olmuş işte , unut gitsin tamam mı ? Kendini üzme lütfen . Ben o Ölüm Yiyen bozuntularına bunun hesabını fazlasıyla sorarım . Sana söz veriyorum , sana saldıran o Ölüm Yiyeni yakalayım özür dilettireceğim senden . Bakalım buna nasıl cüret edebiliyormuş . ''

Şimdi en azından ağlamıyordu Keira , bu iyiydi işte . Ama daha sonra olayın aslını ondan ayrıntısıyla dinlemeyi de kafasının bir köşesine yerleştirmişti Paul . Şimdi o güzel gözleriyle kendisine bakan karısının dudaklarına hafif bir öpücük kondurduktan sonra heyecenlı heyecenlı konuşmaya başladı yeniden Paul .

'' Bir yerlere çıkalım mı , nedersin canım ? Hem senin hem de benim kafam dağılmış olur hem . Artık atalım bu cenaze havasını üstümüzden değil mi ? ''

Bunları söyledikten sonra biraz zorlansada kocaman bir gülücük attı ve yatağa kendini bırakıveri . Şimdi içi rahattı işte , yaşam kaynağı yanındaydı , daha ne isteyebilirdi ki ...

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Salı Haz. 24, 2008 4:40 pm

Paul'un söyledikleri Keira'yı rahatlatmıştı her zamanki gibi.. Zaten Paul, her zaman Keira üzerinde çok etkili olmuştu.. Belki bu söylenenleri Keira Paul'den değilde başka birinden duysa, bu şekilde olmazdı ama Paul resmen güzel sözleriyle Keira'nın kalbini okşuyordu.. Romantizmi her zaman büyüleyici bulan Keira, Paul'un hayatında gördüğü en romantik erkek olduğuna emindi.. Paul her yönüyle Keira için doğru bir seçimdi.. Keira bunu onunla geçirdiği her saniye biraz daha hissediyordu..

Keira ve Paul bir süre bakıştılar.. Sonra ise Paul, Keira'nın dudağına küçük bir öpücük kondurdu.. keira'da bu ince hareketi karşılıksız bırakmadı..

'' Bir yerlere çıkalım mı , nedersin canım ? Hem senin hem de benim kafam dağılmış olur hem . Artık atalım bu cenaze havasını üstümüzden değil mi ? ''

"Mükemmel olur canım.. Ama gecelikle gelmek istemiyorum.."

diye karşılık verdi gülümseyerek... Sonra dolabının olduğu yere doğru ilerledi.. Dolabın içinden hızlıca uygun bişeyler çıkardı ve giyinmeye başladı.. Birkaç dakika sonra işi bitmişti Keira'nın.. Gözleri kötü görünüyor olmalıydı Keira'nın.. Yatağın tam karşısındaki küçük makyaj masasının yanına gitti ve pufa oturdu Keira.. Hafif bir makyaj yaptıktan sonra saçlarını da düzelti büyük bir dikkatle.. İşi bitmişti.. Oturduğu yerden kalktı ve Paul'un yanına oturdu yavaşça sonra heyecanla konuşmaya başladı

"Hazırım ben aşkım.. Söylesene nereye gideceğiz?.."

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Salı Haz. 24, 2008 9:59 pm

Paul bir süre yattığı yerden Keira'nın hazırlanmasını izledi . Artık kafası rahattı , o yüzden mantıklı düşünebiliyordu . Şimdi nereye gidecekleri konusunu kafasında tartıp biçiyordu . Biraz kafa dağıtacak bir yer olmalıydı ayrıca eğlenebilecekleri bişeyler de olmalıydı . Paul kafasından şöyle bir büyücü mekanlarını geçiriverdi . Domuz Kafası , Üç Süpürge , Çay Dükkanı ... Hayır bunların hiçbiri uygun değildi . Hepsi ya çok sakin ya da fazla iç karartıcıydı ... Neresi olabilirdi ki şu anki durumlarına uygun ? Biraz daha geniş düşünmeye çalıştı sonra ... Evet buydu işte , biraz büyücü aleminden çıkmak her ikisine de iyi gelebilirdi .

Paul tam bunları düşünürken Keira yine yanına oturuvermişti . Şimdi yine muhteşem güzellikte görünüyordu . Gerçi Paul için her haliyle muhteşemdi ama ... Paul bir süre doya doya baktı karısına . Sonra beklediği soru geldi ondan ...

"Hazırım ben aşkım.. Söylesene nereye gideceğiz?.."

'' Hımm ben sihir dünyasından biraz uzaklaşalım derim . Muggle Kent'e gidip biraz eğleniriz , nedersin ? Muggleların eğlenmek için çok iyi yöntemleri olduğunu duymuştum da bir arkadaşımdan ! ''

Paul hala yatağında uzanmış vaziyette karısına sırıttı . Sabah içini saran hüzün şimdi yerini sonsuz bir mutluluğa bırakmıştı . Demek ki bazen bazı şeyleri anlamak için ondan ayrı kalmak en iyi çözüm olabiliyordu ...

Out : Kankişim son RP'ni yaz ve muggle kentte devam edelim gerisine ...

Konu: Geri: ----> Paul ve Keira'nın Odası <---- Çarş. Haz. 25, 2008 8:20 am

Keira oturduğu yerde yatağın üzerine oturmuş olan Paul'u izlerken hala aklına çok değil üç dört saat önce yaşadığı o iğrenç olay geliyordu... Paul'e belli etmek istemese de Keira, bugünkü olaydan gerçekten çok etkilenmişti.. Gözlerini her kapattığında Psyche'ın ağlayış sahnesi geliyordu aklına.. Aslında bir bakıma o da haklıydı.. Keira, Orly'nın durumunu bile bile bu ilişkiye girmişti.. Keira, kafasını biraz daha bu konuya yorarsa Paul gelmeden önce olduğu hale döneceğini adı gibi biliyordu.. Bu yüzden düşüncelerini sadece bu gecelik olsun aklından sildi.. Ama başka bir gece Psyche ile buluşup olanları bütün yönleriyle konuşmayı da aklının bir kenarına yazdı..

Sonra Keira, beynindeki düşüncelerden kurtulmak tamamen pozitif enerji dolmak için Paul'e dikti gözlerini.. O gözler hala ilk günkü gibi bakıyorlardı Keira'ya.. Bir de evlilik aşkı bitirir derler.. Çoğu ilişkinin aksine evlilik Keira ve Paul'un arasındaki aşkı büyütmüştü.. Her geçen günde büyütmeye devam ediyordu..

' Hımm ben sihir dünyasından biraz uzaklaşalım derim . Muggle Kent'e gidip biraz eğleniriz , nedersin ? Muggleların eğlenmek için çok iyi yöntemleri olduğunu duymuştum da bir arkadaşımdan ! ''

Bu gerçekten iyi bir fikre benziyordu.. Keira, çok önceden de gerçek dünyadan ayrılması gereken durumlarda muggle kentte takılıyordu.. Bu gerçekten Keira üzerinde çok olumlu etki gösteriyordu..

"Süper fikir canım.. Uzun zamandan beri buna ihtiyacım vardı.."

Sonra Paul'de oturduğu yerden kalktı.. Artık gitmeye hazırlardı.. El ele bir şekilde odadan çıktılar.. Muggle kente cisimlenerek gitmek bir garip olurdu herhalde.. Zaten yağmur da yağmaya başlamıştı.. Keira, yağmurda yapılan yürüyüşleri çok severdi.. Keira'nın ısrarı üzerine yağmurun altında el ele yürüye yürüye Muggle kente gitmeye karar verdiler.. Artık malikaneden tamamen uzaklaşmışlardı...

» Paul Walker
» _-_ Paul Walker _-_