>03 - 09 Temmuz 1. Ders< {Ortak}

Jennifer sinirle tabloya baktı. Koridorun yanısıra uzanan tablolar Jenny'le dalga geçiyorlerdı hep. Jennifer tabloya saldırmamak için kendisini zor tuttu. Koridorda olan diğer öğrencilere kötü örnek olmak istemiyordu.Ama öğrenciler de doğru durmuyordu zaten. Jennifer her koridordan geçişinde tablolarla kavga eder , yanındaki öğrenciler de ellerini ağızlarına bastırıp kıkır kıkır gülerlerdi ona. Jenny eskiden fitil olurdu bu duruma. Ama artık önemsemiyor , geçip gidiyordu önlerinden.

Jenny kulaklarını tıkadı.

''NANE NANEEEE!! Sizi duymuyorum!''

Koşarcasına geçti tabloların önünden.Gözlerini sıkı sıkı yummuş , herşeyi -tabloların haykırışlarını , öğrencilerin kıkırtılarını- duymazdan geliyordu. Koridorda döndü ve kendisini Biçim Değiştirme Dersliğine attı.

Henüz kimse gelmemişti sınıfa. Jenny ağır ağır ellerini kulaklarından çekti. Deli gibi göründüğünü biliyordu -kendisi de tam bir deliydi zaten- ama onların kendisiyle dalga geçişini duymak istemiyordu. Jenny ağır adımlarla kendi masasına yürüdü.Öğrencilerin gelmesini beklemeye başladı. İlk ders tanışma olacaktı. Ona kalsa ilk ders birsürü büyü öğretip öğrencilerin canına okurdu ama , yönetmelik böyleydi. Hiçbir zaman anlamamıştı bu yönetmelikleri. Onların ilk Biçim Değiştirme Dersinde tanışma falan olmamış , direk derse geçmişlerdi. Profesörlerin hiçbiri onlara hoşgörü göstermezdi. Fazla şımartıyorlardı şimdiki çocukları. Halbuki yönetim Jenny'de olsaydı , iki hafta geçmeden üç okulu da muma çevirirdi! Ama böyle bir hakkı yoktu malesef...

Jenny ayağa kalkıp asasını çıkardı. Tahtaya doğrultup birşeyler mırıldandı. Tahtada sözcükler belirdi:

''İlk Ders Konusu --> Tanışma:
Teker teker ayağa kalkıp Adınızı , Soyadınızı , Bina/Sınıfınızı ve Aile Özgeçmişinizi anlatın.''

"İkinci Ders Konusu --> Belli başlı Biçim Değiştirme Büyüleri.
Neler işleyeceğim de sır olsun artık!"

Jenny içini çekti ve gerisingeri masasına oturarak öğrencileri beklemeye başladı. Geç kalmayacaklarını umuyordu. Öyle olursa eline bahane vermiş olurlardı. Hafifçe içini çekti ve asasını kaldırıp saçma sapan şeyler mırıldanarak havada döndürmeye başladı.

Out: İlk ders sadece tanışma rp'i yazın , kıymetimi de bilin , ilk dersten ödev vermedim! Zuhahahaha!

Tom en sevdiği profesörün dersi olan Biçim Değiştirme Dersi'ne hazırlık yapıyordu. Derste şimdilik sadece tanışacaklarını bildiği için fazla birşey yapmaya gerek yoktu zaten. Ama o yinede hazırlık yapıyordu. Cübbesini giyip üstünü güzelce düzelttikten sonra dersliğin yolunu tuttu. Koridorlardan koşarak geçerek sınıfın kapısına ulaştı. Üstüne son bir kez daha baktıktan sonra sınıfın kapısını çalıp içeri girdi. Sıralar bomboştu. Fakat profesör masasında oturuyordu. Profesöre selam verip ortalarda bir sıraya oturdu. Profesörle biraz sohbet ettikten sonra diğer öğrencilerde sınıfa girmeye başladı. Bütün öğrenciler geldikten sonra herkes sırayla kendini tanıtmaya başladı. Sıra Tom'a geldi :

"Tom Voldemort, Slytherin 3. Sınıf"

Bu kadarı yeterdi Tom için. Zaten herkes Tom'u tanıyordu. Herkes kendini tanıttıktan sonra derslik boşaldı.

Sirius ileride Seherbaz olabilmek için bu dersin gerekliliğini biliyordu.Uzunbir yürüyüşten sonra nihayet ahşap ve parlak kapılı Biçim Değiştirme dersliğinin önüne geldi ve tabloyu okudu:

''İlk Ders Konusu --> Tanışma:
Teker teker ayağa kalkıp Adınızı , Soyadınızı , Bina/Sınıfınızı ve Aile Özgeçmişinizi anlatın.''

"İkinci Ders Konusu --> Belli başlı Biçim Değiştirme Büyüleri.
Neler işleyeceğim de sır olsun artık!"

'İyi.En azından ilk ders tanışmaymış' dedi Sirius ve ahşap kapıyı 3 kere çaldı.Kapıyı açıp içeri girdiğinde sadece Tom Voldemort ve Profesör vardı.
'Günaydın Profesör!' deyip yakın bir yerlerdeki sıraya oturdu.Sonra aklına ilk dersin konusu geldi ve ayağa kalktı.

'Sirius Black,2.sınıf Gryffindor.Aile geçmişim biraz karmaşık.' dedi ve oturdu.

Melody sabahın ılık rüzgarıyla uyandı. Etraf yeni aydınlanıyordu. Slytherin ortak salonundaki kızlar yatakhanesi neredeyse bomboştu. Melody Yatağından sessizce kalktı. Yatağının yanındaki eski komidinin üzeri yazılarla doluydu , fakat biri yanıp sönüyordu. Melody yazıya eğilip dikkatlice baktı. Yazıda; Bugün biçim değiştirme dersi! yazıyordu. MeLL içinden ; Uppss... Bunu tamamen unutmuştum. Ama ilk hogwartsta gireceğim ilk ders ve bu ilk dersinde en sevdiklerimden biri olması beni mutlu etti... diye geçirdi. Yatağından kalktı. Yatak fazla gıcırdıyordu. Dolabına doğru gitti. Üstüne en temiz cübbelerinden birini giyerek kahvaltı yapmaya gitti. Kahvaltısını abucak bitirmişti çünkü canı hiçbir şey istemiyordu. Bu onun ilk dersiydi bu yüzden karnında minik kelebeklerin uçtuğunu hissediyordu. Bu duygu o çok heyecanlanınca yada çok utandığında başlardı. Bu günde öyle bir gündü. Melody masadan kalkarak biçim değiştirme dersinin yapılacağı yere doğru yol aldı. Hızını biraz arttırarak koşmaya başladı. Dersin işleneceği yere geldiğinde bir çok öğrencinin içeriye girdiğini gördü. Melody kapı boşaldığı gibi içeriye girdi. Profesör masada oturuyordu. MeLL profesöre bakarak en içten duygularıyla sırıttı ve başıyla selam verdi. Profesörde ona gülümsemişti. Melody bu sırada tahtada yazanları içinden okudu;
''İlk Ders Konusu --> Tanışma:
Teker teker ayağa kalkıp Adınızı , Soyadınızı , Bina/Sınıfınızı ve Aile Özgeçmişinizi anlatın.''

"İkinci Ders Konusu --> Belli başlı Biçim Değiştirme Büyüleri.
Neler işleyeceğim de sır olsun artık!"
İlk dersin tanışma için ayrılacağını düşünmüyordu. Bu onun beklemediği bir şeydi. Cebinden boş bir parşömen çıkararak ikinci derste yapılacak olanları not etti ve arka taraflara doğru ilerledi. Duvar kenarındaki eski dolabın yanındaki masa boştu. Melody masaya oturarak sandalyesini masaya biraz yaklaştırdı. Herkes tek tek kendini tanıttı. Sıra Melodye geldiğinde Melody ayağa kalkarak;
Melody Krum, 3. Sınıf Slytherin öğrencisiyim ailem ise biraz karışık çünkü ben 6 yaşındayken öldüler onlar hakkında pek bir bilgim yok. Diyerek işin içinden sıyrıldı aslında biliyordu ama her şeyi uluorta söylemek istemiyordu. Herkes kendini tanıttıktan sonra Melody dersin bittiğinin kanıtına varmıştı çünkü herkes bir bir kapıya doğru ilerliyordu. Melody uzun tahta kapıda çıkarken son bir kez profesöre baktı ve uzun geniş kapının karanlığı içinde kayboldu.

Mary kate bütün gün bir derseten çıkıp diğerine yetişmek için sürekli yer değiştirmekten artık yorgun düşmüştü. Karşısında tekrar merdivenleri görünce gözlerini devirerek bir kaplumbağa gibi yavaşça çıkmaya başladı. İçinden keşke muggleların ki gibi kendiliğinden yürüyen merdiven olsaydı bunlarda diye geçirdi. O zaman belki bu kadar yorulmazdı. Son bir kaç basamak kalmıştıki burnuna nefis yiyecek kokuları gelmeye başladı. Kokuyu alır almaz midesi yasak ormandaki kurtadamlar gibi garip sesler çıkararak acıktığını hissettiriyordu Mary Kate.

Kalan bir kaç basamağı hızlıca çıkıp büyük salonun ardına kadar açık dev kapılarına doğru gitti. İçeri girdiğinde pek fazla öğrencinin olmadığını farketti. Profesörler masasıda boştu. Parmakla sayılabilecek kadar az öğrenci vardı her masada. Cebinden kolunu koparttığı saatini çıkartıp baktı. Biraz dinlenmek ve yemek yemek için vakti vardı daha. Hızlıca Gryffindor masasına doğru gitti. Boş sandalyelerden birine kitaplarını ve omzunda asılı duran kırmızı çantasını bıraktı. Yanındakinide çekip sanki çuval koyuyormuşçasına bedenini sandalyeye bıraktı. Kendiside farkındaydı, deminki harekete oturmak denmeyeceğinin.

Önündeki kirli ve yemek artıklarıyla dolu tabaklar bir anda yok oldu. Onun yerine şimdi. Önünde boş ama tertemiz bir altın tabak vardı. Önündeki diğer tabaklarda da çeşit çeşit harika yemekler duruyordu. Kızarmaktan nar gibi olmuş tavuk butlarında karar kıldı ve beş altı parça budu tabağın servis etti. Bir anda çatal, bıçakla uğraşamayacakmış gibi gelince kendine önündeki peçeteliğe uzanıp bir kağıt peçete aldı ve elleriyle butlara girişti. Son parçayı yerken birden kendini tekrar zinde hissettiğini farketti. Bardağındaki meyve suyunuda bitirip. Temiz bir peçete daha aldı ve ellerini güzelce sildi. Artık yeni derse girmeye hazır hatta hevesliydi bile.

Sınıfa vardığında sınıfın büyük tahta kapılarının kapalı olduğunu farketti. Saatini tekrar kontrol edince hala vakti olduğunu gördü ve kapıyı açıp içeri girdi. Ama profesör sınıfa gelmişti bile. Yaptığı davranıştan ötürü utanmıştı. Yüzünün giderek pembeleştiğini hissetti. Utangaç bir sesle.

'' Özür dilerim profesör. Sizin sınıfta olduğunuzu bilseydim kaıyı çalmadan girmezdim. '' dedi.

Profesör umusamaz bir şekilde elini sallayarak yerine geçmesini söyledi. Sonrada tahtada yazı yazmaya devam etti. Mary Kate usulca sınıfa doğru döndü. Gayet ferah bir sınıftı. Ön sırlardan birinde kendisi gibi Gryffindorlu olan Sirius'u gördü. Yanından geçerken ona selam verdi ve Tom'un oturduğu sıranın hemen önündeki sıraya gelip eşyalarını yerleştirdi. Sonrada Tom'a

'' Merhaba '' dedi.

Bu esnada sınıf tamamlanmıştı. Profesör ilk dersi tanışmaya ayırmıştı. Diğer öğrenciler kendilerini tanıtırken Mary Kate hemen diğer dersin konusunu parşomenine not etti.

"İkinci Ders Konusu --> Belli başlı Biçim Değiştirme Büyüleri.
Neler işleyeceğim de sır olsun artık!"

Böylece diğer derse hazırlıklı gelebilecekti. Sıra kendisine gelince oturduğu yerden kalktı ve kendini tanıttı.

'' Ben Mary Kate Ashley Olsen. Üçüncü sınıf Gryffindor öğrencisiyim. Ailem İtalya'nın Floransa şehrinde yaşamaktadır. Safkandırlar. Çevre halkı tarafından tanınırlar ve sevilirler. ''

Profesörün yeter anlamında başını sallamasından sonra yerine oturdu. Diğer arkadaşlarıda kendilerini tanıttıktan sonra eşyalarını topladı. Profesöre iyi günler diledikten sonra diğer derse yetişmek için sınıftan çıktı.

Gabriella sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Çok uykusu vardı. Kendi kendine birşeyler mırıldanıyordu.Yatakhanedeki herkes daha kalkmamıştı bile. Ama onun bugün biçim değiştirme dersi vardı ve hazırlanmalıydı. Gabriella'nın biçim değiştirmedeki ilk dersi olacaktı bu. Çok heyecanlıydı. Hazırlandıktan sonra hemen biçim değiştirme dersliğine gitti. Daha herkes gelmemişti bile. Ama o yinede önlemini almalıydı. Profesöre:

- Günaydın Profesör !!

dedikten sonra yerine oturdu. Kafasını tahtaya doğrulttu. Tahtada:

''İlk Ders Konusu --> Tanışma:
Teker teker ayağa kalkıp Adınızı , Soyadınızı , Bina/Sınıfınızı ve Aile Özgeçmişinizi anlatın.''

"İkinci Ders Konusu --> Belli başlı Biçim Değiştirme Büyüleri.
Neler işleyeceğim de sır olsun artık!"

yazıyordu. Gabriella tanışma faslından nefret ettiği için içinden:

Puffff !!!! Yine herzamanki gibi tanışma faslı !!!!

dedi. Profesörde istemiyordu bunu ama yönetmelik böyleydi. Sonra herkes sınıfa teker teker girmeye başladı. Sınıf dolduktan sonra tanışma faslına geçildi.Herkes profesörün tahtaya yazdıklarına cevap veriyordu. Sonunda herkes sölemişti gerekeni ve ders bitmişti. Gabriella bir dersin daha sonuna gelmişti ve eşyalarını topladı. Sınıftan ayrılırken Profesöre:

- İyi günler Profesör !!!

dedi ve sınıftan çıktı.

Hermione bütün gece uyumamıştı. Elindeki 'Biçim Değiştirme Kitabı' elinden kayarken uykusunun en derin yerindeydi. Sabaha karşı uyuyakalmıştı. Bütün gece ertesi günkü Biçim Değiştirme için çalışmıştı. Sonunda oturacak takati kalmamış yatağa uzanarak devam etmişti ve direncinin haddini doldurup uyuya kalmıştı.
Güneş yükselirken Hermione elinde asası Güneş'e doğru yavaşça ilerliyordu. Bürden Güneş'in ortası karardı, bir süliet yakınlaştı. Yaklaştıkça saçları arasında Güneş parıldıyordu. turuncu gölgeler sarıya dönüyor, süliet aha belirgin bir hal alıyordu. Hermione içinde merakla karışık bir heyecam duydu. Eline baktığında asası elinden kaybolmuştu. Ama hiç bir zaman kendini bu kadar güven içinde hissettiğini hatırlamıyordu. Kendini hiç olmadığı kadar güvende hissediyordu. İlerleyen süliet gderek yaklaşıyordu, Hermione olduğu yerde durdu. Sülietin üzerinde bir Hogwarts cüppesi vardı fakat yüzü hala seçilemiyordu. Ne olursa olsun Hermione onu tanıdığını hissediyordu. Gelen, daha çok yaklaştı... Yaklaştı... "Hermione! Hermione.." diyordu.

"Hermione, uyan! Uyansana haydi..." dedi yumuşak bir ses.
Hermione gözünü araladığında başında bir kız duruyordu ve Hermione'yi uyandırmaya çabalıyordu. "Haydi ama, kahvaltıya geç kalacaksın!" dedi aynı ses. Hermione büyük bir hayal kırıklığıyla doğruldu. Gözlerini ovaladı. Sırt üstü, ellerini yastığa yaslayıp, başını arkaya attı. Kabarık saçları yatağa dökülüyordu. Düşündü. Hâlâ gördüğü rüyanın etkisi altındaydı. gözlerini kapadı ve düşündü. Kimdi o..? Bunu adı gibi biliyordu. Yüzüne yayılan gülümsemeyle gözlerini açtı. Kendini son derece dinç hissediyordu. Sabahları hiç olmadığı kadar mutluydu. Yataktan hızla kalktı. Ayağını yere atmasıyla yüz üstü çakılması bir oldu.
"Aaaaaaahhh!"
Sırt üstü döndü elleri burnunda dövünüyordu. "Mer-li-nin- SAKALII!!! Bu ne?" Sinirle ve zorlukla doğruldu. Baştığı şeye baktı. Biçim Değiştirme Kitabı'ydı...
"Hiiiih!" diye iç çekti ve burnunun sancısını unutarak telaşla kitaba sarıldı. Kitap ayağından kayarken parçalanmıştı. "Olamaz ama yaa..." Asasını komidinin üstünden aldı. Telaşla kitaba yöneltti ve "Reparo" dedi. Kitap zamanı sarmış gibi toparlandı ve kitap eski tertemiz, yepyeni haline geri döndü.
"Bu daha iyi."

Yüzünü yıkayıp Gryffindor cüppesini giymiş, saçlarını at kuyruğu yapıp zapt etmişti. Saate bakmak aklının ucundan geçmemişti şimdiye dek... Sonunda Güneş'in ne kadar parlak olduğunun farkına vardı ve koluna baktı. Saati yerinde yoktu. Geçen hafta onu bozmuştu, aynı alışkanlıkla koluna bakıp da hayal kırıklığına uğramayı alışkanlık haline getirmişti. "Neyse.." diye geçirdi içinden ve çantasını sırtına alıp Ortak Salon'a indi. Ortak Salon'daki büyük saate baktığında ayaklarının ateşlendiğini hissetti ve bir koşturma kopardı. Saatin akrebi 7'ye geliyordu. Hermione her zamanki gibi bir telaşla kahveltısını edip kimseyi göremeyecek bir halde dersliğe çıktı.

Derse girdiğinde içeride henüz birkaç kişi vardı. En önce Hermione'nin baş düşmanı gıcık kişilik Tom Voldemort duruyordu. Hermione içeri girince pis bir sırıtışla alaycı alaycı el salladı. Hermione yamuk bir gülümseyişle yüzünü çevirdi. Profesöre iyi gün dileklerini sundu ve Tom'a en uzak sıraya oturdu. En arkada olmak pek hoşuna gitmediği için ortalardan bir yer seçti kendine. Profesör herkesin kendini tanıtmasını istedi. Hermione'nin içinde bir sinir kabardı.
"Ne? Tanışma mı..? Ben o kadar sayfayı boşuna mı okudum ööfff..!" Profesör tanışmada ne söyleyeceklerini anlatınca
"Aile geçmişim senin neyine ki..?" diye geçirdi içinden.
Sıra Hermione'ye gelince, usulca ayağa kalkıp
"Hermione Granger," dedi. "... yedinci sınıf GRYFFİNDOR öğrencisiyim." İşte bunu söylerken gururlanıyordu. "Aileemm...-" bu kelimeler onu gerçekten zorluyordu. Derin bir nefes alıp tek solukta anlatıverdi. "... ailem muggle efendim. Ben muggle doğumluyum." yanaklarının kızardığını hissediyoru. Yedi yıl olmuştu ama hâlâ alışamamıştı. "Annem de babam da Londra'da dişçiler." deyip olduğu yere yığıldı. Gözü onu dikkatle izleyen Tom'a kaydığında pis sırıtışının yüzüne yayıldığını ve dudaklarının 'Bulanık' der gibi kıvrıldığını farketti. İçinde durdurulamaz bir öfke kabarmıştı...

Koridorlarda Biçim Değiştirme Dersliği' ne doğru yavaşça ve her zamanki gibi salınarak yürüyen biri vardı. Bu özellikleri bile onun Jack olduğunu belli ediyordu. Jack her zamanki farklı görünüşü ve tavırlarıyla sınıfa girdiğinde Profesör He masasında oturuyordu. İçeri girerken :

'' Günaydın ... Profesör. '' dedi her zamanki ses tonuyla ve cümlelerini kesen konuşmasıyla.

İlerlerken tahtaya göz attı. İlk ders tanışmaydı. Jack, Profesör' ün kendisi gibi yarı - deli olduğunu duymuştu. Eğer öyleyse ilk dersin eğlenceli bile geçebileceğini ancak ikinci derste canlarına okunabileceğini düşünüyordu. Bütün sıraları taradı ve Hermione' nin oturduğu sıraya en yakın sıraya oturdu. kısa bir bekleyişin ardından sadece Hermione ve ikisi kalmıştı. Hermione ailesine kadarki bölümü gururla söylemiş; ancak ailesinin muggle olduğunu söylerken biraz zorlandığını fark etmişti.Sıra Jack' e gelince; Jack ayağa kalktı ve :

''Adım Jack Sparrow. Beşinci sınıf Roaringthroat öğrencisiyim. Ailem sizin de tanıyor olabileceğiniz Profesör Radcliffe' in kuzeniyim. Safkan olsak da bunu hiçbir zaman üstünlük olarak kabul etmedik. Ailemizin Profesör Radcliffe gibi bir kısmı İspanya' da yaşarken diğer kısmı gemilerle daha çok Karayipler' de bulunur. '' dedi.

Belki biraz fazla konuşmuştu ancak ailesinin geçmişi uzun ve karışıktı. Daha sonra Hermione' nin öfkeli göründüğünü fark etti. O an anlamıştı Tom ona ''Bulanık'' dercesine bakıyordu. Zaten Tom ve ailesi karanlık taraftaki kişiler olduğu için bu tür şeyleri doğal karşılamalıydı. Yine de ona karşı öfkelendi. Çünkü ona da ailesinin safkanlığı önemsemediğini duyduğunda ''Aptal'' dercesine baktığını görmüştü.

Claire sabah güneşle birlikte uyanıp hemen kütüphaneye gitti. Artık dersler başlamış Profesörler bi yığın ödev veriyorlardı. Claire her zamanki gibi başka işlerle uğraşmış, sabah uykusunu ziyan etmeyi göze almıştı. Gitmeden önce yengesi Mrs Weasley tarafından gönderilen kıymalı böreklerden yemeyi ihmal etmedi tabi.

Kütüphanede aradığını hemen buldu. Kolay ama etkili iksirler kitabını açtı tüy kalemini siyah mürekkebe batırıp başladı. Son cümlelerinide bir mırıltıyla tamamladı. "A-ma çoook et-ki-li-dir-leer. Bu yüz-den..." Bütün yazdıklarını gözden geçirdikten sonra parşömeni taplayıp mürekkeple birlikte çantasına koydu. Kendisine ters ters bakan Madam Pince'e son derece tatlı bir sesle "İyi günler Madam Pince" dedi. Bu kelimeler başka kimseleri her ne kadar yatıştırırsa Madam Pince'e tam tersi etki yapıyordu. Bunları düşündükten sonra burnundan soluyan kadına koca bir gülümseme yolladı ve lanet yağmuruna tutulmamak için hızla dışarı çıktı.

Hermione'nin kütüphanede olmayışına biraz şaşırarak hemen Gryffindor ortak salonunun kapısına gitti. Pembe kıyafetli olan şişman bir kadının yanında başka bir kadın daha durmuş hararetli hararetli dedikodu ediyorlardı. İkisinide çok iyi tanıyan Claire "Merhaba bayanlar" dedi. Ardından onlara gülümseyerek "Violet hanım kendi tablonuza da uğramayı hiç düşündünüz mü?" dedi. Kadınlardan birinin yüzü kızardı ve saldırgan bir tavırla "Ben hep oradayım, sen dikkat etmemişindir." dedikten sonra Claire'nin kuşku dolu bakışlarıyla karşılaşınca "Sen orayı nereden biliyorsun?" diyerek karşı atağa geçti. Açıklama yapmaya pek hevesli olmayan Claire "Hermione'yi gördünüz mü?" diyerek lafı değiştirmeye çalıştı. Şişman Hanım'ın kıkırtıyı kesip "Evet o çıkalı baya oldu" demesi üzerine Claire teşekkür ederek hemen uzaklaştı.
Kütüphanede vaktin bu kadar hızlı geçeceğini tahmin etmemişti. Koşarak biçim değiştirme dersliğine ulaştı ve soluyarak sınıfa girdi. Sınıf dolmuş Profesör gelmişti.
"Özür dilerim Profesör" dedikten sonra sınıfa göz attı. Ters ters önde oturan oğlana bakan Hermione'yi gördü ve gidip yanına oturdu. "Hmm arka sıralara kalmışız" dedikten sonra lafı Hermione'nin pis bakışıyla kesildi.
Fazla vakit geçmeden Profesör herkesin kendini tanıtmasını istedi. İlk olarak Tom ayağa kalktı. Claire hemen gözlerini Hermione'ye çevirdi ve onun sinirden kıpkırmızı kesilmiş olduğunu gördü. Herkes bir bir kalkıp kendini tanıtırken sıra sıkıntıdan patlamak üzere olan Claire'e geldi.
Claire ayağa kalktı ve "Ben Claire Weasley. 7. sınıf Ravenclaw öğrencisiyim. Babam seherbaz. Annem eee oda seherbaz" dedi ve gülümseyerek "Onların izinden gidicem" diyerek devam etti. Sonra başka birşey demesi gerekiyormu diye düşündü ve hemen oturdu.

Alicia erken uyanmaya alışmıştı artık. Gözlerini açtığında tavanında bulunan desenleri ilk önce inceledi. Kendine geldiği vakit yan başını yana doğru çevirerek yakın arkadaşının yatakta olmadığını fark etti. Yavaşça doğrulup bütün yataklara göz gezdirdi. Hepside kalkmıştı ve kimse onu uyandırmamıştı. Gözünü saate çevirdiğinde ‘tık tak’ sesleri beyninde yankılanıyordu. Geç kalmıştı.

“ Olamaz.”

Feryadı içinde yankılanmıştı. Cüppesini ve okul kıyafetlerini hızlıca giymeye çalıştı. Aksilik bu ya her şey birbirine dolanıyordu. Koşar adımlarla merdivenlerden inmeye başladı. Dersleri geç olanlar rahatça okulda geziniyordu ama Alicia önüne çıkan herkese çarparak ilerliyordu. Fark edemediği bir şekilde aniden birine çarptı.

“ Hey yavaş olsana!”

İçinden beddua edeceği sırada çarptığı çocuğu hoşlandığı kişi olduğunu görünce dondu kaldı. Böyle bir karşılaşmayı hayal etmiyordu. Soluk soluğa kekelemeye başladı.

“ Beeen, öz özür dil dile dilerim.”

İki kelimeyi bir araya getirememişti. Çocuktan gözlerin ayıramıyordu. Derse geç kaldığını unutmuştu. Birden aklına geldiğinde çocuğa gülümseyerek koşmaya devam etti. Arkasından gelen ses ile bir daha gülümsedi.

“ Önemli değil.”

Sınıfa vardığında nefes nefeseydi. Profesör söze başlamak için masadan kalkmıştı. Onu fark etmemesi için sessizce arka sıralardan bir yere oturdu. Ön sırada ki en yakın arkadaşını onu görmüş nerdeydin diye el işareti yaptı. Alicia ona cevap vermeden profesörün tahtaya yazdıklarına göz attı. Herkes bu derste kendini tanıtacaktı. Sırf böyle bir ders olmasına biraz üzüldü ama yinede yorgunluğunu atacağı bir dersti. Koşarken bayağı yorulmuştu ve aklı çocuktaydı. Sıra kendine gelene kadar kimseyi dinlemedi. Arkadaşının onu dürtmesi ile kendini gelip yavaşça ayağa kalktı.

“ Ben Ivy Alicia Demonio. Snorlwolf 7.Sınıf öğrencisiyim. Amerika’da yaşayan safkan Fransız ailedenim. Anne ve babam bakanlıkta farklı bölümlerde çalışıyor.”

Aklına gelen tüm söz bu kadardı. Geri kalan sınıftakiler ondan sonra tekrar konuşmaya başlamışlardı. Öğrencilerin çoğunu nasılsa tanıyordu ve artık son senesiydi. Ders bittiği vakit çarptığı çocuğa özür bahanesi ile tekrar konuşmayı düşünüyordu.

Alden uyandığında saat daha çok erkendi.Bu yüzden biraz daha uyumaya karar verdi.Hava soğuktu ve bu onun uyumasına yardımcı oluyordu.Alden soğuk havaları herzaman severdi.Bu sefer bir arkadaşı tarafından uyandırıldı ve biçim değiştirme dersinin olduğunu hatırladı.Kalktı en iyi cüppesini giydi ve en iyi şekilde hazırlandı.İlk izlenimi iyi olmalıydı.Soğuk ve ürkütücü koridorlardan tek başına geçerken en iyi arkadaşı Gabrielle birlikte buluşacağı yerdeydi.Saatine baktı ve tam zamanında gelmişti.Bir şey mi olmuştu acaba.Gabriel 6.sınıf öğrencisiydi.Onunla birlikte tanışmaları ve iyi arkadaşlık kurmaları sanki bir senaryo gibiydi.Beş dakika olmuştu ve Gabriel hala ortalıklarda yoktu.Alden gittikçe endişelenmeye başlıyordu ve en kötüsü derse geç kalmaktan korkuyordu.Gabriel'e bir şey olmayacağındn adı gibi emindi.Neyse diyerek yoluna devam etti.Koridorlardaki tablolar sanki hayalet görmüş gibi ona bakıyorlardı.Alden işkillenmeye başladı.Ve koridorlarda hızlı hızlı yürüyordu.Merdivenlerden aşağıya inerken ayakları cüppesine dolandı ve üç,beş merdivenden yuvarlandı.Bu sırada karşısından birkaç 6.sınıf öğrencisi geçti.Ve ardından Gabriel onu görmüş ve Alden'e doğru koşuyordu.Alden onu gördüğüne sevindi ve Gabriel'in yardımıyla ayağa kalktı.Yavaş yavaş biçim değiştirme sınıfına sessizce yürüyorlardı.Alden Gabriel'e ne olduğunu ders çıkışı sormaya karar verdi.Sınıfa girdiklerinde profesör tahtaya bu dersin sadece tanışmaya dayalı olduğu bir not yazmıştı.Alden sevindi çünkü ayağı hala sızlıyordu.Bunu profesöre yansıtmamaya çalıştı.Gabrielle birlikte arkalardan bir sıraya oturdular ve tanışma sırası Alden'e gelmişti.Alden tahtaya baktığında herkesin ailesini de tanıtacağını okudu ve hüzünlendi.Küçüklüğünü hatırladı...Gabriel'in ona sessizce hadi Alden deyişiyle uyandı.Ve o and krşısında profesörü gördü hemen ayağa kalkıp Alden Flora Alesia Hogwarts Hufflepuff binası ailem hakkınd birşey söyleyemiyeceğim dedi ve yerine oturdu.Neden hep böyle olmak zorunda diye içinden geçiriyordu.Gabriel'in de kendisini tanıtmasıyla ders bitmişti.Alden ve Gabriel herkes çıktıktan sonra çıkmışlardı derslikten.Soğuk koridorlarda hiç konuşmadan şimdiki dersliklerine yürümeye başladılar...