Remus Umit Lupin

SONU ÖLÜMSE BU KÖTÜ TARAFTAN OLMALI

Günlerden perşembe , çok sıcak bir gün olduğu apaçık ortadaydı . Remus erken kalkmıştı . Zaten sıcaktan hiç uyuyamamıştı. El yüz yıkandıktan sonra ortak salona inip , hem gelecek postasını hemde sabah kahvaltısını yapıcaktı. Ortak salona inerken Sirius'la karşılaştı , o da ortak salona iniyordu kahvaltı için. Birlikte ortak salonda kahvaltı yapararken Sirius ;
- " Remus , sana ne kadar güvendiğimi biliyorsun değil mi ? " diye sorar. Remus buna anlam verememiştir. Arkadaşının kendisine güvendiğini çok iyi bilmesine rağmen cevap vermekte biraz çekinip , en sonunda ;
- " Evet biliyorum , fakat sen böyle bir soruyu durduk yere sormassın . Bir sorun yok ya dostum ? " der.
Sirius da biraz düşündükten sonra ;
- " Aslında tam yok denemez Remus , şu sıralarda karanlık ormanda bir olaylar dönüyor ve ben bunu araştırmaya gitmeliyim.Sana söylüyorum çünkü , eğer gerçekten bir şeyler oluyorsa ve ben bunu halledemessem benden sonra birinin bunu devam ettirmesi gerek. Bu kişi de sen olmalısın , senden başkasına zaten söyleyemem . " der Sirius ve tabağındaki yemeklere yumulur.
Remus anlam veremez halde ;
- " Bak Sirius her zaman yanındayım , ama yanındayım Sirius . Sana bir şey olduktan sonra arkadan o işi çeviren ben olamam . Karanlık ormanda ne işler dönüyorsa , bunu ikimiz halledicez ve gerekirse ... " evet Remus o cümleyi kuramamıştır . Nedenini anlamadığı bir şey gelip boğazına oturmuştur sanki . Çareyi tabağındaki yemeklerde bulur ve bir kaç bir şey yemeye başlar .
Sirius Remus'un böyle bir şeyle karşısına çıkarsa ne derim diye hiç düşünmemişti . Bu yüzden sadece ;
- " Remus seni de tehlikeye atmak istemem . " der.
Remus ;
- " Hayır Sirius bunun tehlikeye atmakla alakasının olmadığını sende biliyorsun. " der.
Evet gerçekten Sirius'da biliyordur bunu . Bunun adı dostluk , arkadaşlık ve birlikteliktir. Artık Sirius'a diyecek bir şey kalmamıştır.
O konuşmalardan 2 gün sonra Remus bahçede , Sirius'un dediği ağacın altında beklemeye başlamıştır. Sirius'da zaten dediği saatte gelmiştir. Havanın kararmasına çok az kaldığının farkında olmalarına rağmen karanlık ormana girmişlerdir artık . İki arkadaş zaten kararmaya yüz tutmuş havanın , ağaçlar sayesinde tamamen karanlık bölümüne doğru gitmeye başlamışlardır.
Yaklaşık yarım saat sonra bekledikleri şeyler olmaya başlamıştır . Sirius'un anlattıkları uydurma yada yanlış anlama değildir. Sirius gerçekten doğru bilgilerle kendilerini tehlikeye atmıştırlar. Ağaçların arkasında bir grup ölümyiyen ateş yakmış ve ayin gibi bir şey hazırlığı yapma içine girmişlerdir. Sirius ve Remus'un güçleri bunlara yetmeyecektir . İkiside bunun gayet farkındadırlar ama ne yapmaları gerektiğinin daha farkına varamamışlardır . En sonunda Remus ;
- " Sirius , bunlara bizim gücümüz yetmez , bizim okula dönüp Dumbledore'ye haber vermemiz gerekmektedir. " diye durumu açıklığa kavuşturur.
Sirius , her zaman dik başlı olmasına rağmen bu sefer Remus'a hak vermiştir ve ;
- " Evet okula dönmemiz ve haber vermemiz en iyisi olucak sanırım " der.
Ama tam o sırada önlerine bir ölüm yiyen cisimlenir . Bunlar ölüm yiyenin sağ tarafından hemen koşmaya başlarlar . Ölümyiyen bunları fark edip peşlerinden koşarken , Remus'un ayağı takılır ve yere düşer , bunu gören Sirius arkadaşına yardım etmek için döner fakat ölüm yiyenin " Expeliarmus" büyüsüne yakalanır. Remus , Sirius ' a ;
- " Hemen okula gitmelisin , yoksa bütün okulun hayatı tehlikede olucak " der.
Remus'da zaten çoktan ayaklanmıştır . Sirius Remus'a hak verir ve okula doğru yoluna devam eder. Remus asasını kaldırıp ;
- " expeliarmus !! " diye haykırır.
Ölümyiyen afallamış olucaktır ki büyüden sıyrılamaz . Ama Sirius'un asasını geri alan Remus ölümyiyenin diğer asasını alamamış ve tekrar ölümyiyene gitmiştir asa . Bu sefer asasını geri alan ölümyiyen ;
- " Crucio " diye haykırır .
Remus ise çoktan ağacın arkasına geçmiştir . Daha sonra Remus ;
- " Bombarda !! " der.
Bu büyüyüde D.O.'da çok çalışmalarından olacak ki , çok iyi bir biçimde Ölümyiyene isabet etmiştir . Ama fazla Hareket ettirmeden Remus ;
- " Avada KedavRa " diye bağırır .
Ölümyiyen yeşil ışıkla kendinden geçmiştir zaten . Hemen ardından da Sirius arkasında koca bir , İyi taraflı büyücülerle Ormanın içine ulaşmayı başarmışlardır . O ana kadar pek aldırış etmeyen büyücüler yerde yatan ölümyiyeni gördükten sonra hemen harekete geçmekte fayda görmüşlerdir . Ve ormanın içindeki ayin yerine vardıklarında , sayıları bizden az olan ölümyiyenlere Yeşil ışık bombardımanı yağdırıp , tek bir kayıp vermeden Ölümyiyen ordusunu hezimete uğratmışlardır . Sirius Remus'a şakayla karışık ;
- " Az daha ölüyorduk be olum . " der.
Remus da gülümseyerek ;
- " Sonu ölümse bu biz değil , kötü taraf olmalı dostum . " diyerek tekrar okullarına dönerler ..



OUT : Renk uyumuna fazla takılmassanız sevinirim . Bu benim tarzım ve alışkanlığım çünkü. Rp de 4 renk kullanırım . Konuşmaları AYrı tek bi renk , konuyu tek bi renk , başlık tek renk ve düşünceler bi renk .

" kullanırsan - kullanma ;)

80!