Victor Krum

Konu: Victor Krum Ptsi Tem. 28, 2008 10:56 am

Sabahın odasına vuran ilk ışıklarla uyanan Krum, büyük bir hışımla yatağından kalktı..Bugün her şeyini hazırlaması gerekiyordu.. Çünkü Durmstrang'a başlayacaktı.Bunun için gerçekten de çok heyecanlıydı. Ayrıca her yeri tir tir titriyordu. Her sabah yaptığı gibi ilk işi balkonuna çıkıp o temiz havayı içine çekmek olacaktı. Hemen balkona çıktı ve manzarayı gözleriyle şöyle bir süzüp ardından derin bir nefes alıp , kokuyu içine çekti.Mis gibi çiçek kokuyordu her taraf.. Krum,çiçek kokularına bayılırdı... Kendi kendine gülümsedi. Belkide bu onun en sevecen özelliklerinden biriydi. Hep doğayla iç içe olmak , onun için çok önemliydi. Çok vakit kaybetmeden balkondan ayrılıp , odasına geçti. Yatağını topladı ve hemen ılık bir duş aldı. İşte yepyeni bir güne zinde başlamıştı. Bu onun gizli formülüydü. Duştan çıktıktan sonra, üstünü temiz bir şekilde giyindi. Beyaz bir gömlek geçirmişti üstüne . Altına ise şık bir kot giymişti. Krum, her şeyi tamam olduktan sonra kardeşi Ryan'ın odasına girdi, ve yine kapıyı çalmayı unutmuştu..

" Ryan, hazır mısın? "

dedi onun yanına giderek.. Onu gözleriyle süzdüğünde gerçekten de en az kendisi kadar güzel göründüğünü anladı.. İkiside tam anlamıyla süperdiler. Ryan Krum'a ,

" Hadi, aşağıya inelim. "

dedikten sonra Krum ' tamam ' anlamında başını salladı ve beraber aşağı kata indiler. Anneleri ile babaları salonda oturmuş öylece onları bekliyorlardı.Onları Durmstrang'a babaları götürecekti..Krum hemen annesi ile babasının yanına gidip , ikisinide öptü.Sonra babasına döndü ve şu kelimeleri söyledi;

" Hadi baba biz hazırız. "

Babası bunun üzerine, yerinden yavaşca kalktı ve kapıya doğru yöneldi. Artık gitme vakti gelmişti. Krum'un heyecanı gittikte daha da artıyordu. Ryan'a baktı ve onun elini sıkarak konuştu,

" Çok heyecanlıyım. "

Ryan gülümsedi ve ' bende ' anlamında başının salladı.. İkiside annelerini son kez öptükten sonra limana doğru yola çıktılar.Durmstrang'a onları bir çeşit gemi götürecekti. Yolda giderken bütün her şeyi camdan izliyordu.. İnsanları, arbaları ve doğayı.. Her şey olması gereken kadar mükemmeldi.. Zaten Krum'da böyle olmasını istiyordu. Ve işte sonunda limana varmışlardı.Üçüde arabadan indiler ve limana doğru yürümeye başladılar. Krum yürürken yanından geçen bütün insanları süzüyor ve onlara ufak gülümseler fırlatıyordu. Babası onların her şeyini hazırlayıp onları gemiye bindirdi.İkiside gemide öylece oturmuş , suskun suskun bakınıyorlardı.O sırada Krum konuşmaya başladı,

" Artık Durmstrang'a gitmemize çok az kaldı Ryan. "

Ryan gülümsedi ve ona yanıt verdi,

" Evet . "

Krum derin bir nefes aldı.Gözü ayakkabılarına takılmıştı.Acaba çok mu basit giyinmişti.Etrafına baktığında çoğu kişi süslü şeyler giyip gelmişti. Bu yüzden biraz çekingenlik hisseden Krum durmadan kıpraşıp duruyordu.Gömleğini düzeltti . Artık gemi kalkmıştı...

Yavaş yavaş hava kararmaya başlamıştı. Krum saniyeler geçtikçe daha da heyecanlanıyordu. Çok geçmeden hemen kendine hayalindeki arkadaş grubunu kurmalıydı. Bu onun her zaman hayal ettiği bir şeydi. Kendine havalı bir grup kurup tüm ezikler ile uğraşmak. Ama bunu yapması biraz zaman alacağa benziyordu. Ryan'a baktı ve konuştu,

" Hadi gel, geminin dış kısmına çıkalım. "

Bu sözün üzerine biraz duraksadı. Şimdi ise hangi binaya seçileceği konusunda bir endişesi vardı. Ya Roaringthroat ya da Slithersnake'a seçilemezse. Aslında Krum Slithersnake'a seçilmek istiyordu. Bu belkide onun en büyük dileklerinden biriydi , diye düşünürken en sonunda kardeşi Ryan cevap verdi,

" Hadi gidelim , burası sıktı. "

İkiside kıkır kıkır gülmeye başladılar. Oturdukları koltuktan kalkışları bile o kadar çok havalıydı ki.. İnsanlara hava atmaya bayılıyorlardı. Geminin dış bölümüne doğru yürürken , yanından geçtiği ezik tiplere ilk önce havalı bir şekilde gülümsüyor sonra da Ryan'a bakıp bir şeyler söylüyormuş gibi yapıp dalga geçiyordu. Şimdiden başlamıştı haylazlığa.. Ve sonunda açık hava bölümüne çıkmışlardı. Krum temiz havayı derince içine çektikten sonra manzarayı seyretmeye koyuldu. Her şey o kadar çok mükemmeldi ki.. Gözlerini onları seyretmekten alıkoyamıyordu. Bütün her yer masmavi bir deniz ile kaplı , sağ tarafta yemyeşil dağlar vardı. İleriye baktığında ise , güneşin batışını gözlemleyebiliyordu. Bu mükemmelinde ötesindeydi. Krum güneşin batışını izlemeye bayılırdı. Kendi kendine hafifce gülümsedikten sonra Ryan'a baktı ve,

" Sustun birdenbire. "

diyerek cevap bekledi. Herhalde Ryan'da bu müthiş doğayı izlemeye koyulmuştu. Gerçektende insanı o kadar çok büyülüyordu ki, hep ona bakası geliyordu... Ryan derin bir iç çektikten sonra cevap verdi,

" Bu manzara karşısında konuşmak mümkün değil.. "

Krum sadece gülümsemek ile yetindi.. Vakit gittikçe azalıyordu, süre dolmak üzereydi. Kafasını arkaya doğru çevirdiğinde , bütün herkesin toplandığını gördü. Sonra Angelina'yı kolundan tutarak iç bölüme gitti. Profeförlerden birine ,

" Acaba vardık mı? "

diye sormaktan hiç çekinmemişti. Karşısında duran Profesör ise ' evet ' anlamında başını salladı. Krum Profesör'ün verdiği cevabı çok iyi anlamıştı. Bu yüzden de hemen kendi oturdukları bölüme gidip eşyalarını toplamaya başladılar. İkiside birbirlerinden heyecanlıydı. Durmstrang'a varmışlardı. Şimdi ise bütün öğrenciler sırayla gemiden indiriliyordu...

Bütün herkes gemiden indirildikten sonra son bir kez öğrencilerin tam olup olmadığını ölçmek için sayım yaptılar. Bütün herkes tam çıkınca , sırayla bütün öğrencileri Durmstrang Cadılık ve Büyücülük Okulu'na sokmaya başladılar. Girme sırası Krum ve Ryan' daydı. Krum , Durmstrang'ı gerçekten de çok merak ediyordu. Acaba nasıl bir yerdi? İşte bu sorunun cevabını birazdan alacaktı. Ve içeri girdiler.. Tek kelime ile süperdi.Işıklandırma adeta göz kamaştırıcı bir yapıya sahip , aynı zaman da çok güzel bir görünüme sahipti . Krum burada iyi vakit geçireceğinden çok emin hissetmişti kendini. Ryan'a döndükten sonra,

" Burası süper.! "

dedi kısık bir ses tonuyla. Gerçekten de en az dediği kadar güzeldi. Acaba Krum ve Ryan kim bilir ne anılar yaşayacaktılar bu okulda. Bütün öğrenciler bir Profesör eşliğinde yürüyorlardı. Herhalde bu Profesör onları Karanlık Salon'a götürüyordu. Krum bu salonu her zaman çok merak etmiştir. Aslında bu Karanlık Salon hakkında bir kaç bilgi kitabı okumuştu önceden ama görünce daha da etkileneceğinden emindi. İşte o kocaman büyüklükte olan Karanlık Salon'un kapıları açılmıştı. Krum, içeri girer girmez ' vay canına ' anlamınca bakışlar fırlattı etrafına.. Onları bu salona getiren Profesör bütün öğrencileri tek sıraya soktu. Şimdi ise bina seçimleri olacaktı. Krum tam olarak 23. sıradaydı. Sırayla bütün öğrenciler Parmağını Seçmen Yüzük'e sokuyorlardı ve binalarını yüzüğün ekranında görüyorlardı. Sıra Krum'da idi.. Krum ürkek bakışlarla , yavaş yavaş Seçmen Yüzük'e doğru yürümeye başladı. Bütün gözler adeta Krum'un üzerindeydi sanki... Krum yine yavaş bir hareketle sağ elini Seçmen Yüzük'e doğru götürdü ve gözlerini yumdu. Sadece Seçmen Yüzük'ün duyabileceği kısık bir ses tonu ile şu kelimeleri söyledi,

" Ne olur Firentoad olmasın.. "

Seçmen Yüzük ise konuşmuyordu. Zaten Krum Slithersnake binasına gönderileceğini hiç sanmıyordu.. Seçmen Yüzük'ün rengi bir anda değişmeye başladı. Sanırım yavaş yavaş cevabı verecekti. Krum' un kalbi hızla çarpmaya başlamıştı o anda. Ve sonunda beklediği yazı ekranda belirmişti.

" Slithersnake. "

Lily bu yazıyı okur okumaz sesli bir çığlık attı. Sonra fazla ileri gittiğini düşünüp hemen Ryan'ın yanına gitti. O kadar çok mutluydu ki... Her şey tamda istediği gibi gerçekleşmişti sonunda. Angelina ise Roaringthroat'a seçilmişti. Bu onlar için kötüydü.. Ayrı ayrı binalarda olmak.. Ama onları ayırmaya hiç bir güç yetmezdi. Bütün öğrencilerin bina seçimi bittikten sonra büyük şölen başladı. Yemekler gerçektende müthişti. Krum hepsini afiyetle yedi.. Ardından Slithersnake Bina Sorumlusu onları yatakhanelerine çıkardı..

Konu: Geri: Victor Krum Ptsi Tem. 28, 2008 11:54 am

Hım..

Konu basit , ama güzel.
Betimlemeler güzel.
Yazım yanlışı yok.
Renk seçimi iyi.
Uzunluk ideal.

%95

» Victor Krum
» Victor Krum
» Victor Krum
» Victor Krum
» Victor Krum