11-25 ağustos dersi [tüm sınıflar ortak]

Konu: 11-25 ağustos dersi [tüm sınıflar ortak] Paz Ağus. 10, 2008 6:08 pm

Aberforth bu yıl ki ilk dersi için sabırsızlanıyordu.Bunun için çok hazırlanmıştı.Yeni aldığı uzun siyah cüppesi sadece bugün içindi.Biraz yorgundu, çünkü Diagon Yolu’yla okul arasında cisimlenmekten bıkmıştı.Kahvaltıya inerken oldukça mutlu hissediyordu kendini.Balkabağı suyuyla pastırmalı yumurtasını yerken,bir yandan da profesörlerle sohbet ediyordu.Yavaş yavaş yerinden kalktı ve giriş salonundan bahçeye geçti.Çoğu öğrenci dersin işleneceği yere gelmişti.Aberforth hızını artırdı.Bir-iki dakika sonra oradaydı.Sonra konuşmaya başladı.

-Merhaba!Ben uçuş profesörünüz Aberforth Dumbledore.Şimdilik hepsi bu kadar.Zaman geçtikçe birbirimizle sıkı bağlar kuracağımıza eminim. Şimdi 1.sınıflar kendinizi tanıtın.

Kendilerini tanıttılar.Her zaman ürkek olan 1.sınıflar yine aynıydı.Yalnız Slytherin öğrencileri biraz daha dikbaşlılardı ve kendilerine güvenleri tamdı.Aberforth konuşmaya devam etti.

-Şimdi derse geçelim.Elinizi süpürgenizin üzerine doğrultun ve yukarı diyerek süpürgenizin elinize oturmasını sağlayın.Karalı ve yeterince istekli söylemezseniz olmaz.Onu sıkıca kavradıktan sonra üstüne binin ve yere sertçe vurarak havalanın. 10 dakika sonra düdük çaldığım zaman yere inin.Alacağınız puanlar ne kadar iyi uçtuğunuza bağlı.

Aberforth oraya buraya koşuşturarak öğrencilerin hatalarını düzeltiyordu.Büyük sınıflar hiçte fena değildi şimdiye kadar eline hiç süpürge almamış insanlar için fazlaydı bile.Büyük sınıflarda aynı istikrarı koruyorlardı.Aberforth biraz şakındı şimdi.Daha önce hiç bu kadar sorunsuz bir ders olmamıştı.Sadece birkaç birinci sınıf ufak çaplı çığlıklar atıyordu.10 dakika işte böyle geçmişti.Düdüğünü çaldı ve herkes yere indi.

-Evet!Hepiniz oldukça iyiydiniz bir hafta sonra puanları alacaksınız.Ders bitmiştir.İyi günler!

Out:Uçarken ki hislerinizi ayrıntılı olarak görmek istiyorum.

Not:Ödevlenizide ödev panosundan görebilirsiniz.

Tabağındaki börek ve balkabağı suyuyla gayet meşgul bir şekilde kahvatısını yapıyordu Tom.Balkabağı suyunu içmek için başını kaldırdığında etrafına toplanan bir sürü çömezinde onunla aynı şeyi yediklerini farketti.Masadakilere hırıltıya benzer bir ses çıkardı ve peşimden geleni lanetlerim şeklinde bir bakış fırlatıp hızla karanlık salondan çıktı.Giriş salonundan ilk sonbahar yağmuru düşmüş ıslak bahçeye çıktı.Temiz hava ona her zaman iyi gelirdi.Çektiği nefesle içine mutluluk dolu hava doluyordu.Uçuş dersi için quidditch sahasını yanındaki boş araziye gidiyordu.Dersin açık havada olması bile Tom'un bu dersi seçmesine bir nedendi.Gerçi iyi uçmak içinde seçmişti aslında.Çünkü bu O'nun için önemliydi.Sonunda dersin yapılacağı yere geldi onula beraber bir kaç öğrenci vardı, ama profesör ortalarda yoktu.Silsüpürünü özenle sağ tarafına koydu.Önünde boş araziden başka bir şey yoktu.Sol tarafındaki şatonun görkemli kulelerinin tepelerini ve büyük giriş kapısı görüyordu sadece. Derken profesör gelmişti.Neşeli ve dersine yakışır şekilde güven verici sesiyle konuşmaya başladı.

-Merhaba!Ben uçuş profesörünüz Aberforth Dumbledore.Şimdilik hepsi bu kadar.Zaman geçtikçe birbirimizle sıkı bağlar kuracağımıza eminim. Şimdi 1.sınıflar kendinizi tanıtın.

Tanışma faslının bitmesini sabırsızlıkla bekliyordu.Bir dakikadan kısa sürede bitti bu fasıl.Tekrar o güven verici ses konuştu.

-Şimdi derse geçelim.Elinizi süpürgenizin üzerine doğrultun ve yukarı diyerek süpürgenizin elinize oturmasını sağlayın.Karalı ve yeterince istekli söylemezseniz olmaz.Onu sıkıca kavradıktan sonra üstüne binin ve yere sertçe vurarak havalanın. 10 dakika sonra düdük çaldığım zaman yere inin.Alacağınız puanlar ne kadar iyi uçtuğunuza bağlı.

Tom gür ve tok bir sesle;

-Yukarı!

diye böğürdü.Süpürge tak diye oturdu eline.Süpürgesinin üzerine oturdu ve yere yine bir tak sesi çıkaracak kadar vurarak havalandı.Herkesten yüksekte uçmaya çalışıyordu.Küçük alanda yavaş yavaş daireler çiziyordu.Bir kaç saniye durup Karanlık gölün üstünde uçuşan kuşları seyretti.Sonra daire çizmeye devam etti.İlerideki küçük köylerin ve kasabaların irili ufaklı evleri vardı.Bir diğer köşede karanlık ormandaki yaratıkların seslerini kulağını dolduruyordu.Düdük sonunda çalmıştı.Herkes yere indi.Profesör son bir şeyler söyleyeceği belli şekilde ağızını açtı.

-Evet!Hepiniz oldukça iyiydiniz bir hafta sonra puanları alacaksınız.Ders bitmiştir.İyi günler!

Tom şimdi bu güzel anlarını düşüne düşüne bir sonraki dersine gidiyordu...

NELER HİSSETTİĞİNİZİ ÖZELLİKLE VUGULAYIN DİYE TÜYO VERDİM AMA YAPMAMIŞSIN.45 PUAN

Jack süpürgesini kapmış hızla koşuyordu. Az kalsın geç kalacaktı ki zaten içten içe '' Geç kalıyorum, geç kalıyorum. '' diyordu.Uçuş dersinin yapılacağı yere ulaştığında profesör dersi başlatma konuşmasını yapıyordu :

''Merhaba!Ben
uçuş profesörünüz Aberforth Dumbledore.Şimdilik hepsi bu kadar.Zaman
geçtikçe birbirimizle sıkı bağlar kuracağımıza eminim. Şimdi 1.sınıflar
kendinizi tanıtın.''

Jack birkaç birinci sınıfın kendini tanıtmasını izledi. Hepsi kendini tanıtıyor ama slytherin ve slithersnake öğrencileri biraz daha dikbaşlı duruyordu. Jack onların safkanlıklarını övüşünü anlamıyordu. Jack de safkandı ama bunu abartmadan yaşıyor. Hatta neredeyse hiç kafaya takmıyordu. Profesör hepsinin kendini tanıtmasından sonra konuşmasına başladı :

''Şimdi
derse geçelim.Elinizi süpürgenizin üzerine doğrultun ve yukarı diyerek
süpürgenizin elinize oturmasını sağlayın.Karalı ve yeterince istekli
söylemezseniz olmaz.Onu sıkıca kavradıktan sonra üstüne binin ve yere
sertçe vurarak havalanın. 10 dakika sonra düdük çaldığım zaman yere
inin.Alacağınız puanlar ne kadar iyi uçtuğunuza bağlı.''

Jack bu anı bekliyordu. Quidditch oyuncusu olarak bu ona kolay bile geliyordu. Otomatik bir hareketle süpürgesini yere atıp

''Yukarı!!!'' dedi.

Süpürge hızla Jack'in eline uçtu. Harika bir hareketle süpürgenin üstüne çıkan Jack her zamanki gibi ayağını yere sertçe vurarak havalandı. Süpürgenin üstünde çok rahattı. Hızla uçuyor, arada yavaşlayıp diğerlerine bakıyor ve daha sonra tekrar uçmaya başlıyordu. Süpürgeye binmenin ustalarındandı Jack. Onun için süpürgede olmakla yerde yürümek arasında fark yoktu.On dakika sonra profesör düdüğünü çaldı ve herkesle beraber Jack de aşağı inmişti. Profesör dersi şu sözleriyle bitirdi :

''Evet!Hepiniz oldukça iyiydiniz bir hafta sonra puanları alacaksınız.Ders bitmiştir.İyi günler! ''

Jack sınıftan çıkarken Profesör'e :

''Sihirli günler Profesör'' demeyi de unutmamıştı.

KENDİ CÜMLELERİNE NEREDEYSE HİÇ YER VERMEMİŞSİN.BETİMLEME YOK...25 PUAN

Regulus'un uçuş dersine doğru gitmeye başlamıştı.Süpürgesi yanında şarkı mırıldana mırıldana gidiyordu.Bir de etrafa bakıyordu.Öğretmenin ders işleyeceği yere vaktinde gelmişti.Proföserün siyah uzun cübbesi onu çok şaşırtmıştı.Bu ona değişiklik yapmış gibiydi.Profesör sonra konuşmaya başladı.

-Merhaba!Ben uçuş
profesörünüz Aberforth Dumbledore.Şimdilik hepsi bu kadar.Zaman
geçtikçe birbirimizle sıkı bağlar kuracağımıza eminim. Şimdi 1.sınıflar
kendinizi tanıtın.

Regulus 1.sınıf değildi ondan çevreye boş boş baktı.Tanışma fastı bitince Profösör şunları dedi.

-Şimdi derse
geçelim.Elinizi süpürgenizin üzerine doğrultun ve yukarı diyerek
süpürgenizin elinize oturmasını sağlayın.Karalı ve yeterince istekli
söylemezseniz olmaz.Onu sıkıca kavradıktan sonra üstüne binin ve yere
sertçe vurarak havalanın. 10 dakika sonra düdük çaldığım zaman yere
inin.Alacağınız puanlar ne kadar iyi uçtuğunuza bağlı.

Regulus bunları duyduktan sonra

-Yukarı.Diye seslendi

Süpürgeyi sıkıca tutup.Üstüne bündi.Ve yere vurmaya başladı.Ayaklarının yerden yavaşça yükseldiğini görünce çok heycanlandı.Ve aniden yukarı fırladı.Ve gökyüzünü izlemeye koyuldu.Her yere bakıyordu.Üstten herkes karınca gibi gözüküyordu.Bu duygu Arkasında kanat varmış hissini uyandırıyordu.Rüzgar yüzüne yavaşça çarparcasına esiyordu.Düdük çaldığında aşağı indi.Proföserün son söyledikleri onu biraz üzmüştü.

-Evet!Hepiniz oldukça iyiydiniz bir hafta sonra puanları alacaksınız.Ders bitmiştir.İyi günler!

Regulus biraz daha uçmak istiyordu.Ama izinsiz uçmak kötü olabilirdi.

NELER HİSSETTİĞİNİ GÜZEL ANLATMIŞSIN AMA EKSİKLER VAR.40 PUAN

Claire bu yılın en heyecanlı günlerinden birini yaşıyordu. Uçuş dersi en sevdiği ve en çok başarılı olduğu derslerdendi. Çok küçük yaşından beri uçtuğu için en iyilerdendi. Büyük salona inmedi, Hermione'yi çağırmak için Gryffindor ortak salonuna doğru giderken sıklıkla yaptığı şeyi yapıp sağa döndü ve mutfaktan birşeyler alıp kocaman gözler arasında kayboldu. Hermione'yi herzamanki yerinde bekledi. Geldiğinde ise ters ters Claire'in elindeki çöreğe bakıyordu. Claire aldırmadan diğer elini cebine soktu ve bir tane daha çıkarıp Hermione'ye uzattı. Beklediği tepkiyi almamıştı bu sefer. Claire büyük bir şaşkınlıkla "Hermione kafana Hırgür boynuzu mu düştü?" dedi ve sırıttı. Yolda konuşarak Uçuş dersinin işleneceği yere geldiler.
Profesör söyleyeceklerini söylemişti. Claire her zaman yaptığı şeyleri yapacağı için hiç telaşlı değildi. Sadece on dakika uçacağı için hiç vakit kaybetmeden elini uzatıp "yukarı" dedi. Süpürge avuvunun içinde duruyordu şimdi. Hemen üzerine bindi ve ayağını yere vurup havalandı. Yükseldikçe kendini daha çok rahatlamış hissediyordu. Sanki yükseldikçe bütün dertler ve sıkıntılar yer yüzünde kalıyor onlardan uzaklaşıyordu. Sarı saçları ve cüppesi arkasında havalanırken yüzüne vuran rüzgarın eşliğinde ilerlemeye devam etti. Hermione'nin yanından hızla geçerken "Hadi yarışalıııım" diye bağırdı. Sesinin son heceleri rüzgarın boşluğunda kaybolmuştu adeta. Arkasına döndüğünde yüzüne gelen saçlarından hiç birşey göremediği için kafasını geriye savurdu ve sonunda kendisini büyük bir azimle takip eden Hermione'yi gördü. Tekrar önüne bakıp daha çok hızlandığında ise Claire'in dünyası karadı adeta. Nefret ettiği o tiz ses geliyordu Profesörün dudakları arasındaki düdükten. "Hıh dütmüş" dedi Claire ve yavaşlayarak süpürgesinin yönünü aşağı çevirdi. Profesör dersin bittiğini söyledikten sonra Claire bu haftanın en güzel dersini işlediğini düşünerek Hermione ile birlikte oradan ayrıldı.

50 PUAN.

Cho o günkü ilk dersi olan uçuş dersi için erkenden kalkmış ve giyinmişti.Güzelce saçlarınıda yaptıktan sonra kahvaltısını yapmak için kristal salona indi.Salon hayli kalabalık gözüküyordu.Ayrıca öğretmenlerin hepside masalarında oturuyorlar ve kahvaltılarını yapıyorlardı.Cho da arkadaşlarının arasına karışıp kahvaltısını yaptı.Karnını iyice doyurduktan sonra Quidditch sahasına gitmeye başladı.Bahçeye çıktığında havanın gayet iyi olduğunu görünce çok sevindi ve ilerlemeye devam etti.Sahaya varınca süpürgelikten kendi süpürgesini alıp arkadaşlarının yanına koştu.Birkaç dakika sonra ise profesör gelmiş ve konuşmaya başlamıştı.

"Merhaba!Ben uçuş profesörünüz Aberforth Dumbledore.Şimdilik hepsi bu kadar.Zaman geçtikçe birbirimizle sıkı bağlar kuracağımıza eminim. Şimdi 1.sınıflar kendinizi tanıtın."dedi.

Cho birinci sınıfla kendini tanıtırken onları dikkatle dinledi.Gerçekten çok şirin gözüküyorlardı.Ve çok heyecanlı.Ama Cho heyecanlı değildi.Sonuçta o binasının takımında yer alyordu.Bu heyecanı atlatmıştı.Küçükler kendini tanıttıktan sonra profesör tekrar konuşmaya başladı.Cho bu konuşmayı birçok kez dinlese de yinede profesörünün hiçbir sözünü kaçırmamaya dikkat ediyordu.

"Şimdi derse geçelim.Elinizi süpürgenizin üzerine doğrultun ve yukarı diyerek süpürgenizin elinize oturmasını sağlayın.Karalı ve yeterince istekli söylemezseniz olmaz.Onu sıkıca kavradıktan sonra üstüne binin ve yere sertçe vurarak havalanın. 10 dakika sonra düdük çaldığım zaman yere inin.Alacağınız puanlar ne kadar iyi uçtuğunuza bağlı."dedi.

Cho süpürgesinin daha yakınına gelmek için bir adım öne geçti ve elini üstüne tutup iyice yoğunlaştıktan sonra "Yukarı" dedi.Süpürge hızlı bir biçimde eline geldi.Hemen bacağını süpürgesinin üstüne atıp ayağını sertçe vuran Cho havalndı.Süpürgesinin ucunu biraz havaya kaldırarak yükseğe çıkarken bu duygunun ne zaman olursa olsun çok güzel bir duygu olduğunu düşündü.Ve bir o yana bir bu yana dönmeye yükseklere çıkıp aşağaya inmeye başladı.Cho süpürgesiyle uçarken yüzüne doğru gelen rüzgar yumuşak bir el gibiydi.Ve atkuyruğu yapılmış saçlarının uçuşturuyor yüzüne gelmesini sağlıyordu.Bu 10 dakika çabucak geçmiş profesör Dumbledoro düdüğünü çalmıştı.Cho düdüğü duyar duymaz olduğu gibi durup aşağı inmeye başladı.Ayaklarını yere değer değmez süpürgesinden atlayan Cho profesörün konuşmaya başladığını gördü ve daha iyi duymak için biraz yaklaştı.

"Evet!Hepiniz oldukça iyiydiniz bir hafta sonra puanları alacaksınız.Ders bitmiştir.İyi günler!"dedi.Cho süpürgesini yerden hemen alıp süpürgeliğe koştu.Süpürgesini bıraktıktan sonra diğer dersleri için çantasını almaya gitti.

45 PUAN.

Will, çok heyecanlıydı ve bu yüzden erkenden kalkmıştı.Yılın en sevdiği dersi yani Uçuş dersi vardı bugün.Hemen cübbesini giydi ve kahvaltıya indi.O kadar heyecanlıydı ki canı hiçbir şey istemiyordu.Çabucak balkabağı suyunu kafasına dikti ve süpürgesiyle birlikte Uçuş sahasına doğru yürüdü.Her zamanki gibi yalnızdı fakat bu sefer pek umursamıyordu.Küçüklüğünden beri oynardı Quidditch'i.Ve Unicornwit'in hem Arayıcısı, hem de Kaptanıydı.Bundan gurur duyardı ve her fırsatta hava atardı.Profesörün yeni bir şeyler göstermesini umuyordu.Böyle düşünürken sahaya geldiğini fark etti ve Profesörün karşısında yerini aldı ve Profesör konuşmaya başladı:

-Merhaba!Ben uçuş profesörünüz Aberforth Dumbledore.Şimdilik hepsi bu kadar.Zaman geçtikçe birbirimizle sıkı bağlar kuracağımıza eminim. Şimdi 1.sınıflar kendinizi tanıtın.

Hmm.Tanışma faslından nefret ederdi.Profesörün kendisini bu kadar kısa tanıtmasına da çok şaşırmıştı açıkçası.Genelde Profesörler bir dersini buna ayırırdı ama bu iş Profesörün biraz daha sevmesine yol açmıştı Will'in.Bütün birinci sınıflar kendini tanıttıktan sonra Profesör tekrar konuşmaya başladı:

-Şimdi derse geçelim.Elinizi süpürgenizin üzerine doğrultun ve yukarı diyerek süpürgenizin elinize oturmasını sağlayın.Karalı ve yeterince istekli söylemezseniz olmaz.Onu sıkıca kavradıktan sonra üstüne binin ve yere sertçe vurarak havalanın. 10 dakika sonra düdük çaldığım zaman yere inin.Alacağınız puanlar ne kadar iyi uçtuğunuza bağlı.

Hah, şaka falan mıydı bu?Will,söylene söylene süpürgesine elini attı ve "Yukarı!" diye mırıldandı.Süpürge hemen eline gelmişti.Will, bacağını süpürgeye attı ve süpürgeyle birlikte havalanmaya başladı.Dünyanın en güzel duygusu buydu.Kendisini tamamen özgür hissediyordu şu anda.Uzun saçlarını atkuyruğu yapmasına rağmen dağılıyor ve Will'in yüzüne geliyordu.Will, ilk önce hızlanarak sahayı baştan aşağı turladı.Daha sonra biraz pike yaptı ve yavaşladı.Ona ne kadar iyi gelmişti.Yüzündeki gülümseme giderek artıyordu.Etrafına baktı.Birinci sınıflrın çoğu çığlık atarak sağa sola uçuyordu.Çığlık atanlardan oldu olası nefret eden Will, kulaklarını tıkadı.O sırada Profesörün düdüğünü duydu ve Cumartesi gününe kadar binemeyeceği süpürgesiyle yavaşça aşağı indi.Neden bütün gün sürmüyordu ki ders?Oflaya puflaya Profesörün söylediklerini dinledi:

-Evet!Hepiniz oldukça iyiydiniz bir hafta sonra puanları alacaksınız.Ders bitmiştir.İyi günler!

Süpürgesini eline aldı ve Profesöre:

-İyi günler Profesör, diyerek oradan ayrıldı.

50 PUAN.

Ortak Salon her zamanki gibi doluydu. Orda, burda ödevlerini ilk derse yetiştirmeye çalışanlarla tıklım tıklımdı. Hermione sıcaktan bunalmış, serin köşedenki bir koltuya mayışmış, elinde de bir kitap oturuyordu. Kitaba dalmış olacak ki satin ne kadar çabuk geçtiğini fark edememişti. Bir anlığına gözü karşısındaki büyük saate ilişti.
"Hiih!"
Apar topar kitabı çantasına koyup Ortak Salon'dan çıkışı sağlayan delikten geçerek Claire'in onu beklediği köşeye gitti. Claire her zamanki gibi ordaydı. Ama elinde bir çörek vardı. Ron edasıyla sarılmıştı çöreğine. Hermione ters ters bakarak yaklaştı. Claire elini cebine atıp bir çörek de onun için çıkardı. Hermione saçını savurup umursamadığını belirtmekle yetindi. Claire,
"Hermione kafana Hırgür boynuzu mu düştü?" dedi. Şaşırmış ile pek bir memnun arasında bir hâldeydi. Umursamazca davranmaya devam ederek koridorda ilerledi.
Bu sıralar hiçbirşeyi kafasına takmamak hoşuna gidiyordu. Keyfi de pek yerindeydi. Ron peşinden ayrılmıyordu, dersler hariç... Üstelik uzun zamandır yapılmayan Noel Balosu kapıda bekliyordu. Ron Jack'den önce davranmazsa ki bu pek imkanlı birşey değildi, Ron'un son hâli gerçekten de içler acısıydı. Jack'ten önce Hermione'yi partiye davet edeceği kesinde. Yoksa Hermione kendini Astronomi Kulesinden atabilirdi... Orası da Hogwarts'ın en yüksek kulesiydi...
Uçuş dersi Hermione -en sevdiğim dersler- listesinin en başına yazdığı derlserdendi. Karşı sırada birinci sınıftan, -ilk kez süpürgeye binecek olan- ufaklıklar da vardı. Hermione beş sene önce hissettiklerini hatırladı. Yüzünde gerçek bir gülümseme belirdi.
Profesör süpürgelerine on dakika binebileceklerini açıkladığında sınıfta moraller biraz gerilmiş gibiydi. Hemrione de pek memnun olmasa da karşı gelmek istemiyordu. "Hiç yoktan iyidir..."

Elinin altından süpürgesine "Yukarı!" emrini veripüzerine atladığında ayaklarını çim zemine öyle sert verdu ki, arkasına eğreti bağladığı tokası fırladı.
"Vuuuuuv!" diye bir ses çıkardı. Her Quidditch maçında aynı şeyi yaptığı için alışmıştı ama bu sefer kalkıştan dolayı çarpan alkışlar yoktu. Hermione saçlarını zapetmekte zorlanıyordu. Quidditch sahasında şöyle bir tura çıktığı anda, Ravenclaw'ın en hızlı oyuncusu arkasından ona ulaşıp
"Hadi yarışalıııım" diye selendi, sonu hızdan kaybolan bir sesle. Claire hemen atağa geçip Hermione'yi solladı.
"Hey! Bu hile ama!" diye bağırsa da Claire'in duyduğu yoktu.
"İşte bunu sen istedin!" Hermione süpürgesinin önüne dayanarak hızlandı. Hızı kontrollü de olsa biraz sonra Claire'e ulaşacak ve onu geçecekti.
Ama o da ne!? Profesör pek sabırsızdı. Hermione oflaya puflaya düdüğe uyarak süpürgesini yavaşça inişe geçirdi. Herkeste aynı sıkkınlık hissediliyordu.
Sonunda ders bitip çıkarlarken Claire'le dersin haftanın en güzel dersi olduğunu konuşuyorlardı...

50 PUAN.