Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.



 
AnasayfaKapıAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^

Aşağa gitmek 
5 posters
YazarMesaj
Rachel Summer Bilson
Muggle
Rachel Summer Bilson


Kadın
Mesaj Sayısı : 501
Yaş : 31
Nerden? : Los Angeles
Rp Sevgilim : ♥Adam Seth Armstrong♥
Savaş Tarafım : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Yaşım(Rp\'de) : 20
Asam : KéDî PéNÇéSî
Kan Saflığı : Safkan!
En Belirgin Özelliği : Sert Çıkışları
Ruh haliniz : ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Boupi31rp5of8
Kayıt tarihi : 28/06/08

Kişi sayfası
Büyü Gücü Büyü Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Imgleft50/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Emptybarbleue  (50/100)
Rp Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Left_bar_bleue100/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty_bar_bleue  (100/100)

^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty
MesajKonu: ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^   ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Icon_minitimePaz Ağus. 10, 2008 11:08 pm

~ 11–21 Ağustos Dersi ~

Bakanlıktan profesörlüğe terfi etmek onu biraz olsun kırıyordu. Bakanlığı profesörlükten daha ileri görmesiydi belki bunu hissetmesini sağlayan. Ufacık bir hata ile görevinden alınması üzüyordu artık onu... KSKS önemli bir dersti tabii ki. Hem de derslerin başı gibiydi. Temel ders... Elindekilerle yetinmeyi öğreniyordu yavaş yavaş. Hiç bir şey için üzülmeye değmeyeceğini biliyordu. Manevide olsa aklını kurcalayan bu şeyleri silmeyi başarmıştı.

Sabah güneşin tekrar açmasıyla gözlerini aralıyordu. Gözüne vuran güneşten el yordamıyla kurtuluyordu. Kendine tamamen geldiğinde bir süre odasının tavanını izledi Rachel. Ellerini başının altına koymuş bir noktaya bakıyordu. Tavanı bembeyaz ve desensizdi. Gözlerini oradan ayırmayı başardı ve yumuşak yorganı üstünde attı. Bacaklarını yatağından sarkıtıp iki elini yatağa yaslayarak yere baktı. Ne kadar duygusuz, kötü bir gündü. Hiç bir şey hissetmeyecek kadar kötü. Bunun ilerleyen zamanlarda geçmesini ümit ederek yatağından kalktı ve peltek bir şekilde lavaboya yürüdü. Aynada yüzüyle uğraşırken arkasında beliren bir şey dikkatini çekmişti. Aynada bir süre baktı ama o kadar puslu görüyordu ki ne olduğunu anlaması mümkün olmuyordu. Elleriyle gözünü ovaladıktan sonra tekrar aynı yere baktı şimdi daha iyi görebilirdi. Ama yoktu! Gözlerini ovalamasını fırsat bilerek gitmiş olmalıydı. Rachel arkasına baktığında hiç bir şey görünmüyordu.

"Bu da mükemmel sabahımın sürprizi işte... "

Olanlara aldırmadan yüzünü yıkadı ve soğuk suyun yüzüne temas etmesiyle sıcaktan biraz olsun kurtulmayı başardı. Aklını kurcalayan bir plan sorunu da yoktu. Bütün planlar çoktan yapılmıştı ve Rachel, bunun verdiği huzurla içini de serinletmeyi başarmıştı. Bugün en çok ihtiyacı olacak şeylerden biriydi buda. Aynadan ayrıldıktan sonra gözlerinin karardığını fark etmişti. Oldukça karanlık gelmişti bir an her şey ama daha sonra yavaşça düzeldi görüntü. Elini başından çekip dolabı açtı ve önüne gelen ilk ciddi elbiseyi alıp üstüne geçirdi. Ne giyeceğini bile kestirememişti. Saçlarının önüne gelen kısmını üstten kabartıp, yanaklarına değen saçlarını arkasına minik bir toka ile tutturdu. Şimdi onu rahatsız edecek bir adımı daha geçmişti. Bugün hafta boyunca, daha doğrusu 10 gün boyunca tempolu geçecek bir günün başlangıcıydı. Bu onu endişelendirmiyor değildi, hem de kendini rahatsız hissediyorken…

Evden çıkarken tek lokma bir şey atmamıştı ağzına. Aç olduğunu hissetmesi geç olmamıştı. Loş sokakta sakince yürürken yeni açılan restoranlar dikkatini çekiyordu. Biri dikkatini hem görüntüsü, hem de kokularıyla çekmişti Rachel’ın. Yemek yemeyi unutan ilk insandı belkide.

Bu saatte de gerçekten soğuk oluyor buralar…

Üstüne bir şeyde almamıştı. Yeni yeni anlıyordu ne giydiğini. Umurunda da değildi ya… İnatçılığı bırakıp içeriye girdiğinde birden ısının değiştiğini fark edebiliyordu. Artık ceketine sıkıca sarılmayı kesmiş bir masa bulup oturmuştu. Kitaplarını ve çantasını cam kenarına koyduktan sonra garsona bir işaret ile gelmesini anlatmıştı. Saatine baktığında gerçekten erken olduğuna kanaat getirmişti artık. Aklıyla zoru mu vardı –ki sabah sabah okula gidiyordu. Aklında ki düşünceleri bir bulut gibi yok eden sese döndü daha sonra. Garsondu bu sese sahip olan kişi ve Rachel’ı tanıyormuş gibi bir ifade ile gülümsüyordu. Rachel’da güzel bir tebessüm ile garsona baktı ve onun konuşmasını bekledi. Garson bunu geç fark edince kafasını iki yana salladı ve :

Evet, Bayan Bilson. Ne alırsınız. Sizi burada görmek onur verici. Ablanız, Bayan Keira Bilson, pardon Keira Walker nasıllar?

İyidir sanırım. Ben bir yeşil çay ve bir… Kakaolu kek alabilir miyim?

İlgiden rahatsız olmuş bir biçimde garsona bakıyordu ve onun anlamasını bekliyordu. Saf bir insandı bu garson ve sık sık buraya geldiğinden tanıyordu Bilsopn ailesini. Ama şuan başı ağrımaya başlamıştı ve muhabbetin sırası olmadığını düşünüyordu. Garson kısa bir afallamadan sonra gülümseyerek birkaç daha şey söylemişti. Ama Rachel sadece gülümsemekle yetiniyordu. İçinden de bir an önce şu şeyleri yiyip gitmek için dua ediyordu.

10 dakikalık bir bekleyişten sonra getirmişti geveze garson istekleri. Rachel onu bir gülümseme, bir kafa sallama ile tekrar yollamayı başarmıştı. Kekini yerken hala değişmemiş olduğunu anlıyordu. Değişen tek şey Keira’nın gitmesiydi… Buna alışıyor gibiydi ama, o kadar da kolay değildi bu alışma faslı. Bir annenin neler yaşadığını şimdi daha iyi anlıyordu. Ne kadar garip bir duyguydu… Manzaraya dalmışken aklından önceki günler geçiyordu. Garsonun gelip söylediği şeyleri bile aklında tutmuyordu. Sadece düşünüyordu… Eğer şuan bir Ölüm Yiyen olsaydı, Lord’un en güvenilir casusu olabilirdi. Ama bu iyi bir şey değildi. Bunun bilincinde olması çoğu insana bahşedilmeyen bir özellikti. Paul olmasa oda bir Ölüm Yiyen’di belki… Ve tabii ki Keira…

Saatine baktığında düşüncelerden arınmıştı ve 30 dakika kaldığını fark etmişti. Dersine geç kalmaması gerekiyordu. Acele etmeden yerinden kalktı ve girişte ki bayanın yanına giderek çantasını açtı. Cüzdanını ararken birden anahtarı yere düşüvermişti. Hem de bir bayın ayaklarına. İkisi de aynı anda eğilmişlerdi ki o an… Donakalmıştı. Bu gün yolunda gidebilecek her şeyi sıfırlamıştı birden bu dehşet olay. Karşısında ki hala hayran olduğu mavi gözleriyle ona bakan Michael’di. Hemen başını iki yana sallayıp parayı ödedi ve aynı hızla da oradan çıktı. Michael’de şoka uğramıştı. Bunu gözlerinden anlamak mümkündü. Rachel gözlerine söz geçirememişti yine. Loş ve ıslak sokakta hızlı adımlarla ilerlerken arkasından gelen sesle irkilmişti.

Rachel!

Bu ses Michael’e aitti. Bu yüzden bir süre durmuştu ama hızını bozmamaya özen gösterip hızlı yürümeye devam ediyordu. İzini kaybettirmesi gerekiyordu. Takip edildiğini anlayabiliyordu. Ama onunla bir kez daha konuşursa neler olacağını kimse tahmin edemezdi. Konuşacak bir şeyde yoktu hani… Gözlerinden süzülen yaşlar sert taşlara düşerken bir yağmuru andırıyordu. Sonunda sesler kesilmişti. İzini kaybettirmeyi başarmıştı. Artık okulun avlusundaydı. Buraya kadar nasıl geldiği hakkında hiçbir fikri yoktu üstelik. Öğretmenler odasında biraz dinlendikten sonra kendini derse aynanın karşısında hazırlamaya başlamıştı. Önce derin bir nefes alıp olanları yüzünden silmeye çalışmıştı. Rimeli de akmıştı… En nefret ettiği şeylerden biriydi buda. Ama aldırmayarak kendini toparladı ve makyajını düzenleyip dersliğe yürüdü.

Kapıyı açamadan bir daha derin nefes aldı ve dersliğin kapısını açtı. Ciddi bir hava ile masasına doğru ilerledi. Amacı disiplinli bir tavır sergilemekti. Çünkü moralinin bozuk olmasını göstermek istemiyordu. Cana yakın ve güler yüzlü olamazdı böyle bir durumda… Öğrencilere bakarak kürsüsünden indi ve bir süre onları süzdü. Hepsi birbirlerine bakarak bir şeyler fısıldıyorlardı. Rachel iki el çırpışıyla sessizliği sağlamıştı. Alan oldukça büyüktü ve öğrencilerin hepsini görebilmesi mümkün oluyordu. Olduğu yer daha yüksekti. Herkes bir tanışma faslı bekliyor gibiydi.

Sihirli Günler! 1. , 2. ve 3. sınıf olmayan biri varsa şuan çıkabilir ve benim cezamdan tek sefere mahsus olmak üzere kurtulabilir.

Bir süre kollarını bağlayarak bekledi ve hareket olmadığını gördü. Tekrar konuşmaya başladı.

Öyleyse dersimize başlayabiliriz. 1. ve 2. sınıflar sağa, 3. sınıflar sola geçsinler lütfen. Aranıza ses geçirmez bir cam koyacağım. Sadece beni duyabileceksiniz, ben istersem…

Öğrencileri ayırdıktan sonra önce 3. sınıflara geldi ve öğrenmeleri gereken büyüyü uygulamaya koyuldu. Asasını masanın üstünden alarak bir öğrenci seçti. Bu en başlardan bir öğrenciydi ve onunla uygulamayı planlıyordu.

Bugün öğreneceğiniz büyü basit. Expelliarmus. Sadece konsantre olup büyünün adını düzgün söylemelisiniz. Ve tabii ki hedefinizi şaşırmamak. Ne kadar uzağa fırlatırsanız o kadar iyidir.

Karşısında ki çocuk biraz tedirgin görünüyordu. Kendisine bir şey olacağını falan düşünüyordu herhalde. Ona biraz cesaret kazandırmak için göz kırpıp korkmaması gerektiğini belli etmişti Rachel. İyice konsantre olup çocuğun elinde ki asaya odaklandı ve:

Expelliarmus!

Çocuğun asası düşmüştü. Herkesi 2’şerli gruplara ayırdıktan sonra onları çalışmaları için alanda bırakmıştı ve 1. ve 2. sınıflara gelmişti. Onların ki daha kolay gelebilirdi. Rachel’a göre her büyü kolaydı. Her profesöre göre bu böyleydi belkide. Bu sınıflardan da birini seçtikten sonra karşısına aldı ve onlara da yapacakları büyüyü uygulamalı göstermeye başladı.

Sizin yapacağınız büyü kolay. Dikkatlice beni izleyin ve dinleyin. Bu büyü bir objeyi küçültme büyüsü. Aslında bir insanı da küçültebilir ama bunu yaparsanız ceza alırsınız! Şimdilik önünüzde ki fareciklere uygulayacaksınız. Onlara odaklanıp ‘Reducio!’ diye bağırmanız yeterlidir. Bu benim farem. Beni dikkatlice izleyin... "

Minik fareye odaklanmakta biraz güçlük çekmişti. Gözleri kararmıştı, sabahki gibi. Ama biraz başını sallaması gidermişti bu sıkıntısını. Fareye tekrar gözlerini dikerek :

" Reducio! "

Fare kibrit kutusu boyutuna gelmişti ve Rachel dudaklarını aralayarak tekrar konuşmaya başlamıştı.

" Asanızı da doğru yere tuttuğunuzdan emin olun. Fareleri kibrit kutusu kadar küçültün. Yardım için bana seslenmeniz yeterli. Sizleri izleyeceğim.

Herkesi kendi haline bıraktıktan sonra masasına geçti ve iki tarafı da izledi. Bir öğrencinin asası havaya fırlayıp cama çarpmıştı. Bu güzel bir şeydi. Ne kadar uzağa giderse o kadar iyiydi. Bunu yapan öğrenciye gülümseyerek güzel olduğunu belirtti. Bazı öğrenciler biraz fazla küçültmüşlerdi farelerini. Onlara da yardım ettikten sonra dersi bitirmek için son konuşmasını yaptı.

İyiydiniz… Bazılarınız biraz daha çalışmalı. Ödevlerinizi ve notlarınızı Mantar Pano’ya asacağım. Sihirli günler…


En son Rachel Summer Bilson tarafından Ptsi Ağus. 11, 2008 1:48 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://karanlik-okul.niceboard.net/
William Ravenous
3. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
3. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
William Ravenous


Erkek
Mesaj Sayısı : 1260
Yaş : 29
Nerden? : Bilgisayarın başından..
Rp Sevgilim : Tanışma sürecindeyik.. :D
Yaşım(Rp\'de) : 13
Asam : Zekanın Buğusu
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Trip,Espri,Ezik Hissetme.. Yetmezmi :D
Ruh haliniz : ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Boupi31rp5of8
Kayıt tarihi : 26/04/08

Kişi sayfası
Büyü Gücü Büyü Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Imgleft10/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Emptybarbleue  (10/100)
Rp Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Left_bar_bleue55/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty_bar_bleue  (55/100)

^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty
MesajKonu: Geri: ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^   ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Icon_minitimePtsi Ağus. 11, 2008 4:58 am

Sirius o gün Karanlık Sanatlara Karşı Savunma dersi ve onun dışındaki 3 dersi için de endişeleniyordu.Bu endişeyi 4 yıl daha çekmesi gerekecekti.Şimdi kendinden daha büyüklere imreniyordu.

''Olsun,ben öğrenciliğin tadını çıkaracağım.Onlar ise hemen mezun olacaklar.Hem burada bana hiçbir şey olmaz.Dışarısı cidden tehlikeli.'' diye içinden geçirdi bir an Sirius.

Üstünü giyerken gözü asasına erişti.Onunla ne işler çevirmişlerdi.''Ayrılmaz ikili'' diye düşündü ve gülümsedi Sirius.Alelacele giyinip kahvaltısını yaptıktan sonra sınıfa ulaştı.Sınıfa girdiğinde bir kaç küçükten başka kimse yoktu.Sirius bir sıra buldu ve oturdu.Ama Profesör herkes gelir gelmez ayağa kaldırdı.Sirius ''Ayrılmaz İkili''yi yeniden kurdu ve yere bakarak ofladı.Sonra Profesör konuşunca Sirius kafayı kaldırıp ona baktı.




Bugün öğreneceğiniz büyü basit. Expelliarmus. Sadece konsantre olup büyünün adını düzgün söylemelisiniz. Ve tabii ki hedefinizi şaşırmamak. Ne kadar uzağa fırlatırsanız o kadar iyidir.dedi Profesör.Sirius ilk başta olduğu için biraz paniklemişti.Sonra Profesör onu çağırdı.Sirius da gitti.Biraz tedirgin görünüyordu Sirius.Ama Profesör onu biraz cesaretlendirmek için göz kırpmıştı.Ya da başka bir anlamda kırpmıştı ama Sirius o hareketi böyle anlamıştı.Sirius da iyi de olsa kötü de olsa gülümsedi.Profesör derin bir nefes aldı ve Expelliarmus!dedi.Sirius'un asası uçtu.Sonra Profesör onları ikişerli gruplara ayırdı.Sirius gözlerini kapadı ve yoğunlaşmaya çalıştı.Biraz çalıştıktan sonra dersin bittiğini söyleyen o acı ve gürültücü metal zil çaldı.Sirius burun bükerek çantasını sırtlandı ve Profesöre gidip



'' Teşekkürler Profesör.Sihirli günler.'' dedi.

Sirius sınıftan çıkarken birkaç kişiye çarptı ama bu onun umrnda değildi.Çarptığı kişilerden özür üstüne özür diliyordu.Sınıfa hala neden baktığını anlamıyordu.Hani ilginç bir şey de yoktu ki.Kafasını salladı kendine gelebilmek için ama bunun pek faydası olmadı.Gözleri dalmıştı.Düşünüyordu.

''Keşke hep böyle dersler işlense.Şimdi burada büyü yap sonra Tılsım-Muska'da da yap.Harika.'' diye içinden geçirdi Sirius kapıdan çıkarken.O sarmal merdivenleri inip çıkarken camlardaki resimlere bakmayı oldu olası severdi Sirius.Hadi hepsini anlamıştı ama bir tanesi hariç : Elinde ucu kurukafalı bir sopa taşıyan orta yaşlı görünümlü kadının resmi.Ama onu özellikle onu yağmur yağdığında severdi.Sanki ağlıyor gibi olurdu.Zaten normal zamanda bile üzüntülü görünürdü.Bunları düşünürken sarmal merdivenleri bitirip Tılsım-Muska'ya doğru yol almaya başlamıştı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Regulus Dearborn
Beauxbatons/Snorlwolf 3.Sınıf Öğrencisi
Regulus Dearborn


Erkek
Mesaj Sayısı : 99
Yaş : 28
Nerden? : Fransa
Savaş Tarafım : Zümrüdüanka Yoldaşlığı
Yaşım(Rp\'de) : 13
Asam : Karanlık Panzer
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : İyilik sever olması ve zır deli
Ruh haliniz : ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Utangga71ak5kh3
Kayıt tarihi : 29/07/08

Kişi sayfası
Büyü Gücü Büyü Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Imgleft10/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Emptybarbleue  (10/100)
Rp Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Left_bar_bleue85/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty_bar_bleue  (85/100)

^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty
MesajKonu: Geri: ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^   ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Icon_minitimePerş. Ağus. 14, 2008 10:16 am

Regulus erken uyanmıştı.Sınıftaydı ve profösörü beklemeye koyuldu.Etrafı izliyordu.Aniden kapı açıldı.İçeri giren profösör dü.Etrafa bakmayı kesti.Ve profesörü dinlemeye koyuldu.Profösör bir el çırptı ve konuşmaya başlamıştı.

-
Sihirli
Günler! 1. , 2. ve 3. sınıf olmayan biri varsa şuan çıkabilir ve benim
cezamdan tek sefere mahsus olmak üzere kurtulabilir.


Regulus 3. sınıftı bundan dolayı kıpırdamadı.Profösör kollarını bağladı ve konuşmasına devam etti.

-
Öyleyse
dersimize başlayabiliriz. 1. ve 2. sınıflar sağa, 3. sınıflar sola
geçsinler lütfen. Aranıza ses geçirmez bir cam koyacağım. Sadece beni
duyabileceksiniz, ben istersem…


Bunu duyan Regulus şaşırdı.Ama kısa kesip sola geçti.Aranıza ses geçirmez cam koyucam kelimesi onu biraz şaşırttı.Sola geçti ve profösör konuşmasını bekledi.Profösör asasını masaya koydu.3. sınıflardan bir çocuk seçti ve yanına geterdi.Ve konuşmaya başladı.

-
Bugün
öğreneceğiniz büyü basit. Expelliarmus. Sadece konsantre olup büyünün
adını düzgün söylemelisiniz. Ve tabii ki hedefinizi şaşırmamak. Ne
kadar uzağa fırlatırsanız o kadar iyidir.


Dedikten sonra Regulus profösörün yanındaki çocuğa bakmaya başladı.Çocuk çok tedirgindi.Profösör ona bir göz kırptı.Regulus şaşırmıştı.Ama hemen büyüyü yapmaya koyuldu.Konsantire olup şunları söylemeye başladı.

-
Expelliarmus.

Diye birkaç defa daha söyledi ve biraz ileri fırlatmayı başarmıştı.Bunu biraz daha tekrarladı.
1. ve 2. sınıflara baktığında profösör onlara da bir şeyler anlatıyordu.Ama Regulus bunların hiçbirini duymuyordu.Profösörün bir fareyi kibrit boyuna getirdiğini gördü.Ama şaşırmadı.Burda bunun gibi büssürü şey oluyordu.


Profösör bizi sonra kendi halimize bıraktı.Ve dersi bitirmek için şunları söylemişti.


-
İyiydiniz… Bazılarınız biraz daha çalışmalı. Ödevlerinizi ve notlarınızı Mantar Pano’ya asacağım. Sihirli günler…

Kitap gibi eşyalarını toplayıp profösöre

-Sihirli günler.Dedi.

Ve Regulus sınıftan çıktı.


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Helen Beatrice Tyler
3. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
3. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
Helen Beatrice Tyler


Kadın
Mesaj Sayısı : 93
Yaş : 30
Nerden? : Floransa/ İtalya
Savaş Tarafım : Zümrüdüanka yoldaşlığı
Yaşım(Rp\'de) : 13
Asam : Cesaretin Gücü
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Yardım severliği
Kayıt tarihi : 28/05/08

Kişi sayfası
Büyü Gücü Büyü Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Imgleft10/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Emptybarbleue  (10/100)
Rp Gücü:
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Left_bar_bleue80/100^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty_bar_bleue  (80/100)

^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty
MesajKonu: Geri: ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^   ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Icon_minitimeÇarş. Ağus. 20, 2008 1:33 am

Helen gözlerini ovuştura ovuştura yatağında hafifçe doğruldu. Yatağının perdeleri koyu renkli olduğundan hiçbir şey göremiyordu. Eliyle perdeyi yavaşça çekti ve yatağının karşısındaki büyük pencereden içeri sızan cılız gün ışığında kolundaki saate baktı. Bakmasıyla yataktan zıplaması arasında hemen hemen hiç zaman yoktu sanki. Odanın diğer ucunda bulunan giysi dolabına doğru hızlı adımlarla ilerledi. Bir yandanda kendi kendine söyleniyordu.

'' Nasıl uyuya kaldım ben, nasıl nasıl nass.. ''

Heycandan dolabını bile karıştırmıştı. Oysaki dolabı aralarında bulunan en açık renkli dolaptı. Camdan yansıyan güneş ışınları dolabın rengini soldurduğu için kahverenginden sarıya doğru renk değiştirmişti zamanla dolabı. Yanına yaklaşınca elini uzatıp hızla kapağı kendine doğru çekmişti.

'' Ahhh.. Bugün nekadar şanssızım. Hem geç kaldım hemde anlımda bir şişlik olacak şimdi. ''

Dolabın kapağının alnına çarpmasıyla çıkardığı ses diğer arkadaşlarının uyanmasına sebep olmuştu. Ama onların ne söylediklerini dinleyecek zamanıda yoktu. Yetişmesi gereken bir dersi vardı. Bir eliyle anlını ovalarken diğer eliylede dolabının içinde giyeceklerini çıkartıyordu. Dolapla cebelleşirken yanına arkadaşlarından biri geldi. Elini yavaşça omzuna atıp kendisine doğru bakması için Helen'i biraz çekti.

'' Canım bu saatte neden gürültü çıkartıyorsun. Sayende hepimiz uyandık. ''

Helen yanaklarının kızardığını hissediyordu ama diye bileceği hiçbir şeyide yoktu. Uzun yatakhaneyi gözlerini kaydırarak süzdü. Nerdeyse herkesi uyandırmıştı. Hepsi gözlerini dikmiş birazda öfkeli bir şekilde kendine bakıyordu. Suçluluk duygusu kaplamıştı tüm vücudunu. Ama hiç bozuntuya vermemişti.

'' Şeyy.. derse geç kaldım. Gürültü için özür dilerim acele etmeye çalışıyordum. ''

Kızların kendine şaşkın şaşkın bakmasına sırt çevirip kıyafetlerini giymeye devam etti. Ama birden herkes gülmeye başlamıştı. Ne olduğuna bakmak için kafasını kaldırdığında yanındaki arkadaşı duvarda asılı duran oymalı geniş saati gösterdi. Helen ağzı açık kala kalmıştı. Neden sonra aklına kolundaki saate baktığında durmuş olduğunu gördü. Daha güneş yeni doğmaya başlamıştı. Kızların kahkahalarına kendi kahkahalarıyla eşlik etti ve tekrar yatağa özür dileyip yatağına girdi. Yeniden uykuya dalana dek arasıra kıkırdıyordu. Kendi şaşkınlığına gülüyordu.

Tekrar uyandığında yatakhanenin bir kısmının boşalmış olduğunu gördü. Tekrar panikleyeceğini sanan kızlar

'' Merak etme daha zamanın var. ''

Diye uyarıp kıkırdıyorlardı. Üstünü değiştirip tekrar hazırlandı. Dün gece okuduğu ve yatağının ayak ucunda açık şekilde bıraktığı Karanlık Sanatlara Karşı Savunma kitabını alıp çantasına koydu ve sınıfa doğru yürümeye başladı. Daha acıkmamıştı. Dersten sonra yemek yiyecek vakti vardı nasılsa. Kendi kendine bu sabah yaptıklarını mırıldanıp kıkırdıyordu. Koridorda onu gören diğer öğrenciler delirdiğini düşünüyor olmalıydılar. Üstüne toplanan garip bakışlar böyle hissetmesine neden olmuştu. Kendine çeki düzen verdi. Zaten sınıfada gelmişti. Dar kapıdan .çeri girince geniş sınıfın kapıyla tezatlık yarattığını gördü. Daha önce gelmiş olan öğrenciler sıralarına oturmuşlardı. Kendine kalan en ön taraftaki sıraya oturdu.

Çok bir zaman geçmeden profesör sınıftan içeri girmişti. Biraz gergin bir hali vardı üzerinde sanki ya da kendisi öyle sanmıştı.

Sihirli Günler! 1. , 2. ve 3. sınıf olmayan biri varsa şuan çıkabilir ve benim cezamdan tek sefere mahsus olmak üzere kurtulabilir.

Ses tonu karalı bir şekilde çıkmıştı profesörün ve ciddi bir tavırla sınıfta göz gezdiriyordu. Ama kimse yerinden kımıldamadı. Yabancı bir öğrenci olmadığına kanaat getirince konuşmasına devam etti profesör.


Öyleyse dersimize başlayabiliriz. 1. ve 2. sınıflar sağa, 3. sınıflar sola geçsinler lütfen. Aranıza ses geçirmez bir cam koyacağım. Sadece beni duyabileceksiniz, ben istersem…

Profesörün sözlerini tamamlamasıyla sınıfta bir kaos ortamı oluştu. Herkes yer değiştirmeye başlamıştı.Zaten sol tarafta oturan helen sadece sınıfta oluşan kargaşayı izledi. Biraz sonra herkes yerine oturunca profesör bir şeyler mırıldandı ve sınıf cam bir perdeyle ikiye bölündü. Meraklı bakışlara aldırmamıştı. Profesör hemen işlenecek oln konuya geçmek istemişti.

Bugün öğreneceğiniz büyü basit. Expelliarmus. Sadece konsantre olup büyünün adını düzgün söylemelisiniz. Ve tabii ki hedefinizi şaşırmamak. Ne kadar uzağa fırlatırsanız o kadar iyidir.

Cümlesini bitirincede bir öğrenciyi işaret edip yanına çağırdı ve uygulanışını bizzat kendisi gösterdi. Dikkatli bir şekilde yapılanları izleyen Helen zaten çok iyi bir şekilde yaptığı bu büyünün tekrar üstünden geçilip hatırlatılmasıyla daha iyi yapacağından emin bir şekilde boş alana doğru yürüdü. Profesör kendilerini ikişerli gruplara ayırmıştı, uygulayabilmeleri için. Profesör cam bölmenin öteki tarafına geçince hemen asasıyla büyüyü denemeye başladı. Karşısında duran kız asasını pekte sıkı tutmuyor gibiydi. Bunu farkedince konsantrasyonunu kendi asasına yöneltti ve bağırdı.

' Expelliarmus ''

Kızın asası havalanmış ve cam bölmeye çarpmıştı. Kız şaşkın bir şekilde gidip yere düşen asasını alırken yüzünde başarmanın verdiği hafif bir tebessüm oluştu. Dudak kıvrımları yukarı kıvrılmıştı. Daha sonraki denemelerinde de başarılı olmuştu. Dersin bittiğini ancak uygulama arkadaşı söyleyince anlamıştı. Eşyalarını toplamaya giderken profesörün sınıftan ayrıldığını gördü. Ardındanda kendisi çıktı. Karnı bayağı acıkmıştı. O yüzden Büyük Salona doğru yürümeye devam etti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
John Rosier
Durmstrang/1.Sınıf Slithersnake Öğrencisi
Durmstrang/1.Sınıf Slithersnake Öğrencisi
John Rosier


Erkek
Mesaj Sayısı : 7
Yaş : 30
Yaşım(Rp\'de) : 14
Asam : At-Adam Kanı
Kan Saflığı : Safkan
En Belirgin Özelliği : Acımasız
Ruh haliniz : ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Snrrn81wa8ry4
Kayıt tarihi : 25/08/08

^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Empty
MesajKonu: Geri: ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^   ^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^ Icon_minitimePtsi Ağus. 25, 2008 11:37 pm

John kimsesiz büyüdüğü için erken kalkmaya alışkındı.O gün de herkesten erken uyandı.Yatağında doğruldu ve uzun uzun düşündü.Ona ilk kez büyücü olduğunu söylendiği günü.Ama sonra arakadaşları da uyandığı için çabucak toparlandı.

İlk dersi KSKS ydi.Hemen hazırlanıp yola koyuldu.Sınıfa ilk giden oydu.Ne öğreneceklerini bilmediği için meraktan çatlıyordu.

Çok bir zaman geçmeden profesör sınıftan içeri girmişti. Biraz gergin bir hali vardı üzerinde sanki ya da kendisi öyle sanmıştı.

Sihirli Günler! 1. , 2. ve 3. sınıf olmayan biri varsa şuan çıkabilir ve benim cezamdan tek sefere mahsus olmak üzere kurtulabilir.

Ses tonu karalı bir şekilde çıkmıştı profesörün ve ciddi bir tavırla sınıfta göz gezdiriyordu. Ama kimse yerinden kımıldamadı. Yabancı bir öğrenci olmadığına kanaat getirince konuşmasına devam etti profesör.


Öyleyse dersimize başlayabiliriz. 1. ve 2. sınıflar sağa, 3. sınıflar sola geçsinler lütfen. Aranıza ses geçirmez bir cam koyacağım. Sadece beni duyabileceksiniz, ben istersem…

Profesörün sözlerini tamamlamasıyla sınıfta bir kaos ortamı oluştu. Herkes yer değiştirmeye başlamıştı.Zaten sol tarafta oturan helen sadece sınıfta oluşan kargaşayı izledi. Biraz sonra herkes yerine oturunca profesör bir şeyler mırıldandı ve sınıf cam bir perdeyle ikiye bölündü. Meraklı bakışlara aldırmamıştı. Profesör hemen işlenecek oln konuya geçmek istemişti.

Bugün öğreneceğiniz büyü basit. Expelliarmus. Sadece konsantre olup büyünün adını düzgün söylemelisiniz. Ve tabii ki hedefinizi şaşırmamak. Ne kadar uzağa fırlatırsanız o kadar iyidir.


Cümlesini bitirincede bir öğrenciyi işaret edip yanına çağırdı ve uygulanışını bizzat kendisi gösterdi.

Kendini eskiden muggfle zannettiği için John her işi zor olarak yapmaktan bıkmıştı.Bu nedenle prof.n her dediğini beynine kazıyordu.

Herkes ikili grup oluşturdu.John çok dikkatliydi.Muggle olmanın avantajı reflexleri aşırı hızlıydı.Diğeri daha elini cebine attığında John çoktan asasını çıkartmış doğrultmuştu bile.Ama bekledi yinede.O asasını çıkarır çıkartmaz daha doğrultmadan böğürdü:

' Expelliarmus ''

Karşısındakini asası elinden uçtu.Bir an herkes onlara baktı.Sonra devam ettiler her seferinde John karşısındakini asasız bırakıyordu.Sonra ders zili çaldı.Mutlulkla Büyük Salon'a yöneldi...


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
^1. , 2. ve 3. Sınıfların Dersi^
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: |>Yönetim&Derslikler :: Dersler&Derslikler :: Karanlık Sanatlara Karşı Savunma Dersliği-
Buraya geçin: