Aberforth Dumbledore Uçuş Profesörü/Asa Dükkanı Sahibi
Mesaj Sayısı : 424 Yaş : 29 Yaşım(Rp\'de) : ll Asam : ll Kan Saflığı : lll En Belirgin Özelliği : ll Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 16/07/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (50/100) Rp Gücü: (98/100)
| Konu: aberforth dumbledore Paz Ağus. 17, 2008 4:12 pm | |
| O gün Aberforth için güzel bir daha başlamıştı.En azından O öyle sanıyordu.Öğle saatine kadar sıradan yaşamını sürdürmüştü.Yemek için karanlık salondaydı.Sandalyesine tam zamanında oturmuştu.Bir anda önünde ev cinlerinin muhteşem parmaklarından çıkan güzel yemekler belirdi.Açlık duygusu daha da kabarmış olacak,hemen yemeğe başladı.Diğer profesörler daha gelmemişti.Bu yüzden tamamen yemeğe odaklandı.Arada bir kafasını kaldırıp görkemli karanlık salona bakıyor,öğrencilerin yemek yiyişini seyrediyordu.Küçükler bol bol çikolata ve abur cubur yiyordu.Büyük sınıflarsa formlarını korumaya çalışıyordu.Bu biraz komiğine gitmişti.Gençler muggleda olsa büyücüde olsa hep aynıydı.
Yemeğine tekrar yumulacak gibi oldu ama bitiğini fark etti.Masadan kalktı.Karanlık salondan ağır adımlarla çıkıyordu.Koşarak gelen bir 1.sınıf öğrencisi O’na çarptı,asası ve şapkası yere düştü.çocuğun suratı kıpkırmızı olmuştu,korkmuş görünüyordu,nefesini tutmuş neredeyse patlayacak gibi gözünü bile kırpmadan Aberforth’a bakıyordu.Aberforth sadece gülümseyerek;
-Lütfen biraz daha dikkatli hareket et,dedi.
Çocuk biraz rahatlamış görünüyordu.Oldukça büyük bir güç sarf ederek ağzından şu kelimeleri döktü;
-Peki efendim.
-İstersen şimdi asamı ve şapkamı ver.
-Tabi efendim.
Çocuk ürkek birkaç adım sonra önce asaya sonra şapkaya elini uzattı,yavaşça eğilip yerden aldı.Aynı yavaşlıkla kalktı Aberforth’a asasını ve şapkasını uzattı.
-Teşekkürler,dedi Aberforth.
-Sanırım bir de özür dilemen gerekiyor.
Çocuk çok utanmış görünüyordu.Kafasını önüne eğdi.Boğuk bir sesle;
-Özür diledim,dedi.
-Tamam,gidebilirsin.
Kısa kısa adımlarla yürüyerek gitti çocuk.Aberforth’un bu günündeki uzun olaylar silsilesi başlamıştı bile.Karanlık salondan çıktı.Koridorda yürüyordu.Herkes yemekte olduğu için koridorlar bomboştu.
Etrafı koridor boyu bir duman kaplamıştı.Dışarıdaki büyük kasvetli hava olduğu gibi içeri girmişti sanki.Aberforth dumanı takip etmeye başladı.Zindana kadar indi. Dumanlar git gide artmıştı.Yoğun bir sisi bulutunun içine girmişti.Hiç bir şey göremiyordu.Kendini boğuldu boğulacak gibi hissediyordu.Gözlerinden yavaşça yaşlar akmaya başladı.Giderek daha da kötü oluyordu bedeni bu dertlerle uğraşırken ağır adımlarla yürümeye de çalışıyordu.Sonunda yavaş ,yavaş bittiğini hissettiği hava ciğerlerine dolmaya başladı,gözlerinin önündeki sis perdesi kalktı her şey normal gibiydi.Bir kapıdan hala dumanların sızdığını gördü bu kapı her gün en az 3-4 kere uğrayıp bir şeyler atıştırdığı büyük ve heybetli mutfak kapısıydı.Zehirlenmemek için cüppesinden bir parça kesip burnunu ve ağzını kapadı.Bir kaç adım sonra kapının tam önünde duruyordu.Hızla açıp içeri kısık gözlerle baktı.Yemek kazanları yere saçılmıştı.Akşam yemeği için yemek tarifi parşomenleri parçalanmıştı.Yemek tabakları yere saçılmıştı.Ancak bu vahşete Aberfoth’un aldıracak zamanı yoktu.Dumanın kaynağını bulmalıydı.Birden gözüne yemeğin pişirildiği odun ateşi ilişti.Tamamen kül olmuştu.Bu görüntüyü zar zor seçiyordu ama dumanın kaynağının o olduğunu anlamıştı.Asasının bir hareketiyle dumanın kaynağını tamamen söndürdü.İnsanı kısa zaman içinde zehirleyecek kadar güçlü duman yok olmuştu.Suratındaki bez parçasını çıkardı.Peki ev cinlerine ne olmuştu? Kafasındaki bu sorunun cevabını ararken baş aşçı ev cini içeri daldı.Ani bir hamleyle arkasına döndü Aberforth.
Zeki ev cini
“Sizi bulduğum iyi oldu profesör,Mundungus efendim Durmstrang armalı bardakları çaldı.Durduramadık efendim,”diye cikledi.
Aberforth karşılık verdi
“Önemli değil. Peki bu duman nasıl oluştu,”
Mundungus Z.a.y. üyesi olduğu için okulu korumayla görevli bu yüzden okula girip çıkıyordu.Denetleme memuru gibi içeri daldı ve birden asasını çekti.Diğer ev cinleri kaçmaya başladı bu kargaşada bir şekilde olmuş olmalı,”dedi.yeniyetme çocukların suçlu ifadeleri gibi bir ifadeyle.
“Kimseye haber vermediniz mi? Baş Yöneticiye falan,”dedi Aberforth.
“Verdik ama geldiğimizde çoktan gitmişti.Karışıklıkta yangını söndürmeyi unutmuşuz,”diyerek yine cikledi.
Aberforth dedektif edasıyla konuştu;
“Peki bu olay olduğunda saat kaçtı?”
Ev cini tekrar karşılık verdi.
“1:30”
Aberforth kafasını çevirdi dışarı bakıyordu. Gözlerindeki ifadeden derin düşüncelere daldığı belliydi.Cincüceyse ağzı beş karış açık Aberforth’a bakıyordu.Aberforth’un kafasında tek bir düşünce vardı.Animagusluk…Tekrar animagusa dönüşüp dönüşemeyeceğinden emin değildi.Çünkü iki senedir buna hiç ihtiyaç duymamıştı.Mutfak kapısından ok gibi fırladı.Bir kaç adım sonra durdu.Zihnini boşaltmaya çalışıyordu.Üstünde değişik bir duygu hissetti.Bir anda öne doğru zıpladı veee…Aberforth yoktu şimdi. Onun yerine simsiyah,pörtlek sarı gözlü,bir hamlede her şeyi parçalayacak kadar uzun ve büyük pençeleri olan bir puma duruyordu.Ağzından yere oluk gibi salyalar akıyordu. Ani bir hamleyle koşmaya başladı.Mundungus’un hogsmade’de olduğunu biliyordu.Son hızıyla Durmstrang’tan çıkmıştı bile…
*
Hogsmade’de yavaşlamaya başladı.Hava açık ve dinlendiriciydi.Her yer tıklım tıklım doluydu.Zonko’nun şaka dükkanının önü ateşlendiren şekerler ve pigme pofidikleri ilgiyle seyreden insanlarla dolup taşmıştı.Balyumrukta bir o kadar hareketliydi.Bir kaç yağmur damlasından hafifçe ıslanan toprakta bile karınca otobanları oluşmuştu.Aberforth hala pumaydı.Kimseye fark ettirmeden.Boş bir köşede tekrar büyücü oldu.Sokakta yürümeye başladı.Tıklım tıkış Balyumruk ve Zonko’nun önünden geçtikten sonra Her Renge Uygun Cüppe Dükkanı’nın önünden geçiyordu şimdi.Bu arada gözleri dükkanları tarayıp mundungus’u arıyordu.Şimdi Dervish ve Banges’ten içeriye bakıyordu.Gözleri hızla içeriyi taradı.Orası burası tuhaf şekilde şişik, kirli krem renkli montlu,kirli sakallı,saçları gereğinden önce ağarmış,kısa bodur adamı gördü.Tam giriş kapısının önüde duruyordu.Belli ki daha Aberforth’u fark etmemişti.Aralarında 5-6 metre vardı.Aberforth asasını çekti.Mundungus’a doğru ani bir refleksle b uğursuzluk büyüsü yolladı.Mundungus sendeleyerek yere kapaklanmıştı.Aberforth ok gibi fırlayıp onun yanında bitti.Hemen boğazına yapıştı ve “Bardaklar nerde,”diye inledi.Mundungus donakaldığı 1-2 saniyenin ardından sadece “Bende yok,” diye tıslamayla inleme arası bir ses çıkardı.Aberforth Mundungus’un montunun orası burası şişen yerlerine elini daldırdı ve bir parça parşomen kağıdına sarılı 10 kadar bardak çıkardı.Bardakların üstüne bir büyü mırıldandı.Şimdi havada asılı duruyorlardı.Mundungus’a döndü.Onu sıkıca sarsıp duvara yasladı.”EĞER BİR DAHA DURMSTRANG’TA OLURSAN BU SEFER DOĞDUĞUNA PİŞMAN EDERİM!”diye kükredi.Şimdi bütün Hogsmade onları izliyordu.Herkes sus pus olmuştu.Bir cadı korkudan elindeki pigmeleri öldüresiye sıkıyordu.Bir diğeriyse kopan büyük gürültünün etkisiyle elindeki mürekkepleri yere saçmıştı.Aberforth’sa sinirinden kıpkırmızı kesilmişti.Mundungus doldurulmuş hayvan edasıyla Aberforth’a bakıyordu sadece.Aberforth ellerini hışımla çekti ve birkaç adım attı.Sonra hırsını alamamış olacak bir uğursuzluk büyüsü daha savurdu.Hızlı adımlarla ilerliyordu.Bardaklar da arkasından şangır şungur ederek ilerliyordu.Köydekiler O’nun arkasından büyük fısıltılar koparıyordu.Kafası biraz karışıktı Mundungus’a saldırdığı için kendini pişman hissediyordu.İçinden bir sesse ona
“Baban hediye onları okul müdürüne hediye etmiş olmasa yapmazdın!” diyordu… | |
|
Jennifer Love Dearborn Biçim Değiştirme Profesörü/Slytherin Bina Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 728 Yaş : 31 Nerden? : California xP Rp Sevgilim : ARIYORUM xD Savaş Tarafım : Z.A.Y. Yaşım(Rp\'de) : 20 Asam : ~Karanlığın Gücü~ Kan Saflığı : safkan En Belirgin Özelliği : İnatçı | Çılgın | Duygusal(bensel xP) | Haa bi de alınganım bee | Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 06/06/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (100/100) Rp Gücü: (100/100)
| Konu: Geri: aberforth dumbledore Ptsi Ağus. 18, 2008 11:15 am | |
| Konu güzel , Renkleri beğendim , Betimleme var , Uzunluk iyi , Yazım yanlışı yok . %98 | |
|