Bakanlık Çalışanı Alımları

Konu: Bakanlık Çalışanı Alımları Paz Nis. 20, 2008 4:16 pm

AD :
SOYAD :
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV :
ÖRNEK RP (En az 5 satır) :

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Nis. 21, 2008 6:23 pm

AD : Mabelle Nerissa
SOYAD : Potter
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV : Sihir Bakanlığı
ÖRNEK RP (En az 5 satır) : (Rp başka bir sitede yazdığım bir rp ;) İnanmazsanız araştırabilirsiniz )

[size:14]Sementa hissizliğin içinde uçuyor ve hiç ummadığı bir anda, süpürgesinden düşüp karanlığın için yok oluyordu ki tam o sırada PAT! Gözlerini açtı. Ama etraf hala karanlıktı.

Sementa asasını çıkardı ve “Lumos!” diye fısıldadı. Asasından bir anda ışık süzülmeye başladı. Işığın süzülmeye başlaması ile birlikte etraftaki cesetler de meydana çıktı. Cesetlerin hepsi birbirinden anlamsız ve soğuk bakıyorlardı.

Kalp atışları gittikçe hızlanmaya başlamıştı. Hızlandıkça da elleri terliyordu. Sementa nerede olduğunu anlamıştı. Sihir Bakanlığı’ndaydı. Asasını önünde tutarak bir koridorda hızla ilerledi.

Etrafta cesetlerden başka hiçbir şey yoktu. Fakat Sementa omzunda bir anda bir el hissetti. Sakin olması gerekiyordu ve bu yüzden dileri ile dudağını ısırarak çığlık atmasını engelledi. Yavaş yavaş arkasına döndü ve “Baba!” diye bağırdı. Karşısındaki babasıydı. Sementa’ya eliyle sus işareti yaptı.

Ufak bir sessizlik oldu. Sementa neler olup bittiğini bilmiyordu. Babasına sormaya karar verdi ama tam Sementa soru soracakken adam konuşmaya başladı. “Oscar Olsen!” dedi ve hemen ardından “Bul onu ve bulduğun yerde öldür!” diye bağırdı. Sementa, babası konuşmasını bitirir bitirmez “Kim bu, Oscar Olsen, baba?” diye sordu. Babası sırıtarak “Şu halimi görüyor musun? Bir parazit gibiyim. İşte buna sebep olan lanet olası seherbaz Oscar Olsen!”dedi.

Aklına bir şey gelmiş gibi düşünceli düşünceli baktı ve bir çırpıda “Dışarı çıkabildiğinde aklındaki tüm soru işaretleri senin için birer ipucu olacaklar.”dedi. Sementa’ya eliyle gel işareti yaptı. Kız babasına doğru yaklaştı. Çok umutsuz görünen adam kızına yavaşça ve sakince “Beni sakın unutma Zarema(İkinci adım). Beni hep bir kahramanmış gibi hatırla. Soran herkese soğukkanlılığıyla ve cesaretiyle öldü de. Çünkü herkesin beni böyle tanımasına her zaman engel olmuşumdur. Neden mi? Ölüm yiyenlik imajımı karalatmamak için elbette. Ama sen benim yaptığımı yapma. İnsanlara kendini olduğun gibi tanıt ve veda vakti geldiğinde benim gibi, yaşadığın hayat için pişman olma. Son olarak, hoşça kal güzel kızım.”dedi. Hemen ardından gülümseyerek gözlerini yumdu.

Sementa bekledi, bekledi belki gözlerini açar diye ama adam gözlerini açmadı. Kız, gözyaşlarını silerek hızla asansöre koştu. Sanki hiç büyüsü kalmamış gibiydi asansör. Çünkü çalışmıyordu. Sementa, asansörden umudunu kesip hızla babasının bakanlıktaki odasına gitti. Orada şömine vardı.

Hızla sırt çantasından bir kavanoz çıkardı. İçinden bir avuç dolusu uç uç tozu aldı. “Radcliffe Malikanesi!” diye bağırdı ve son hatırladığı şeyler sadece ızgaralar oldu.

Kendini toz içinde evinde buldu. Hemen odasına koştu. Merdivenleri hızla ve öfkeyle çıktı. Odasına geldiğinde kapısı kilitliydi. “Alohomora!” dedi ama kapı açılmadı. Geriye tek çare kalmıştı. “Bombarda!” diye haykırdı. Odanın duvarı yıkıldı. Aceleyle çekmecesini açtı. İçinden yedek asasını, pusulasını ve hortkuluğunu aldı. Yani S şeklinde, yılan motifli, gümüş kolyesini aldı.

Koşarak iksir dolabının kapağını açtı. En üst raftan bir şişe çok özlü iksir ve şans iksiri aldı. Daha sonra odasından çıktı ve hızla merdivenlerden indi. En rahat spor ayakkabılarını giydi ve derin bir nefes alarak evden çıktı. Çıkar çıkmaz kendine doğru gelen bir büyü fark etti. Hemen sağ tarafına yuvarlandı. Gözlerini açtığı anda babasının demek istediklerini anladı. Çünkü bir çatışma vardı ve insanlar acımasızca birbirlerine saldırıyorlardı.

Sementa hemen asasını çekti ve kendisine büyü yollayan kişiye doğrultarak “Reducto!”diye haykırdı. Büyü şans eseri isabet etti. Yerden kalktı ve bir seherbazla Sersemlet!” diye bağırdı. Ama büyü isabet etmedi. Sementa içinden bir sürü lanet yağdırdı. Tüm gücünü topladı ve “Expelliarmus!” diye haykırdı. Büyü bu sefer isabet etti. Isabell’i kolundan yakaladı ve en sakin köşeye çekti. “Bana ne oldu Bell? Neden bakanlıkta cesetlerin arasında baygın bir halde yatıyorum da burada değildim?” diye sorular sormaya başladı.

Isabell umutsuzca baktı ve eveleye geveleye “Oscar Olsen, sen ve ben Diagon Yolu’ndayken babanı kaçırmış. Ve tabi Karanlık Lord babanın kaçırıldığını duyunca çok sinirlenmiş. Çünkü baban onun, hiç bilinmeyen sırlarını saklayan kişilerden biriymiş. Olsen’ın işkence ile babanın ağzından laf alabileceğinden korkmuş. Ama baban hiçbir şey söylemeyince Olsen umudunu yitirmiş. Babanın peşini bırakmış ama seni koz olarak kullanmaya karar vermiş. İşte bu yüzden baban seni de aldı ve bakanlıkta saklanmaya karar verdi. En iyi kamuflaj da cesetlerin arasında saklanmaktı. Çünkü Olsen seni orada asla tanıyamazdı.” Dedi.

Sementa şok olmuştu. “Olsen nerede? Onu bulmam gerek Bell. Eğer onu bulursam önce babama yaptıklarının hesabını soracağım ve sonra da elbette ki öldüreceğim.”dedi. Tam o sırada kulağının yanından bir büyü geçti. Hemen asasını çekti ve büyünün geldiği yöne döndü. Isabell bir anda “Bu o Zarema, bu Olsen!” diye bağırdı. Seherbaz sırıtarak “Sanırım her şey planladığın gibi gitmeyecek Radcliffe!” dedi.

Sementa asasını sıkıca kavradı, gücünü topladı ve Olsen’a doğru koşmaya başladı. Seherbaz hemen ”Expelliarmus!” diye haykırdı. Sementa’nın asası elinden fırladı. Vakit kaybetmeden sırt çantasındaki asasını aldı ve “Zihnifendet!” diye bağırdı. Kendini bir anda Oscar Olsen’ın zihninde buldu. Olsen Sementa’ya engel olamıyordu. Belli ki iyi bir Zihinbendar değildi.

Sementa Bell’in anlattığı her şeyi gördü ama bu kadar olamazdı. Seherbazların saklandıkları yeri bulmalıydı. Evet işte görmüştü. Olsen’ın zihninden hemen çıktı. Olsen bağırmaya başladı. “Seni pis-“ ama lafını bitiremeden Sementa seherbazın yüzüne bir yumruk indirdi. Asasını Olsen’ın boynuna dayadı ve “Bana hemen yerinizin ismini söyle, yoksa be istesen de istemesen de öğreneceğim.”dedi. Seherbaz sırıtarak “Bunu rüyanda görürsün güzelim.” Dedi. Sementa asasını iyice bastırdı ve “Pekala sen istedin,Ama işte bulmuştu. Diggory ve Olsen konuşuyorlardı. “Stan Packel meydanı 13 numara. En güvenlisi bence orası Diggory!”…

Sementa hemen Olsen’ın zihninden çıktı ve asasını seherbaza doğrultarak “Avada Kedavra!” diye haykırdı. Oscar Olsen ifadesizce kaldı, ölmüştü. Sementa Isabell’i kolundan yakaladı ve Stan Packel Meydanı 13 Numara’ya cisimlendiler. Kapı asla açılmıyordu. Sementa şimdi ne yapacağını düşünürken aklına bir fikir geldi.

Aceleyle çantasındaki çok özlü iksir şişesini çıkardı. İçine Olsen ile boğuşurken üstüne dökülen saçları ekledi. Karıştırdı ve bir dikişte içti. Kapıyı tekrar çaldı. Sesini rahmetlinin( ) sesine benzeterek “Kapıyı açın, benim.”dedi ama nafile. Sementa çözümü bulmuştu. Bir parola olmalıydı. Zihnini biraz kurcaladı. Olsen’ın zihninde gördüklerini hatırladı. Parolayı bulmuştu. Diggory Olsen’a fısıldıyordu.

Hemen sözleri mırıldandı. “Kahraman ve cesuruz, isterse Karanlık Lord gelsin, yine de dimdik dururuz!” Kapı yavaşça açıldı. Sementa hemen kapıyı itti ve asasını sıkıca kavradı. İçinden “Bombarda Maxima!” büyüsünü yaptı. Karşısındaki duvar yıkıldı. İçeride toplantı yapan seherbazlar, dostları Oscar’ı böyle görünce şaşırdılar. Zarema sırıtarak “Ben Olsen değilim.”dedi ve “Ben cesur ve soğukkanlı Sementa Zarema Tiffany Phoenix Radcliffe’im.”dedi gururla.

Seherbazların hamle yapmalarına izin vermeden Isabell ile aynı anda ”Incarceraus!”diye bağırdılar. Seherbazla kalın iplerle bağlandılar. Sementa hemen ardından diğer Ölüm Yiyenlere haber verdi.

Sementa başka birini daha öldürmek istemiyordu. Bu yüzden işkencelere ve çatışmalara katılmadı. Aslında çatışma sayılmazdı çünkü seherbazlar bağlıydı ve hiçbir şey yapamıyorlardı. Sementa en sonunda dayanamayıp “Yeter! Bu yaptığımız düpedüz haksızlık. Ateşkes ilan edelim, çünkü hiç kimse iple bağlanarak savunmasız öldürülmek istemez!” dedi. Arkadaşları da onaylar gibiydiler. Karanlık Lord da insaflı davranıp onaylayınca ateşkes ilan ettiler. Ölüm Yiyenler malikanelerine cisimlendiler. Seherbazlar ise daha çok kin ve güçle doldular. Sementa bunu hissedebiliyordu. Ama yine de daha fazla insanın ölmesini istemiyordu. Çünkü içlerinde hem kuzeni hem de dostu olan Daniel’ı görmüştü.

Misafir

Alınıdınız!

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Çarş. Nis. 23, 2008 10:43 am

AD :Boyd
SOYAD :Holbrook
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV :Uluslararası Sihirsel İşbirliği Dairesi Başkanlığı
ÖRNEK RP (En az 5 satır) :Boyd az önce Transilvanya Daire Başkanı'yla toplantıdaydı. İnsanlar bu kadar genç bir Bakanlık Çalışanı beklemiyor, toplantının yarısı bu konuya gidiyordu. Boyd artık sıkılmıştı bu sohbetlerden. Bir an önce eve gitmek istiyordu ama önce Bakan'a toplantının raporunu vermesi gerekiyordu. Raporunu hazırladı ve Bakan'ın odasına doğru yol aldı.

Oda'ya geldiğinde üstüne çeki düzen verip kapıyı tıklattı. İçeriden "Gel." diye bir ses elince derin bir nefes alıp odaya girdi.

"Buyrun Bakan'ım, Transilvanya'lılarla olan toplantının raporu." diyerek elindeki dosyayı uzattı. Bakan dosyayı incelerken, "Nasıl geçti?" diye sordu.

Boyd gülümseyerek, "İyiydi Bakan'ım olumlu gelişmeler var ama Bu Transilvanya'lılara birşey anlatmak deveye hendek atlatmaktan daha zor." dedi.

Bakan gülümsedi. "Tamam Boyd iyi iş çıkarmışsın. Gidebilirsin."

Boyd, "Sağolun." diye gülümsedi. Hızla odadan çıktı ve Eve doğru cisimlendi.

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Çarş. Nis. 23, 2008 10:55 am

Tamam canım alındın lütfen avatarını koyar mısın?

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Nis. 24, 2008 8:13 pm

AD : Chris
SOYAD : Evans
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV : Seherbaz ( Başlık Açılmadığı için buraya yazıyorum...Nasılsa oda bakanlıkta...)

ÖRNEK RP (En az 5 satır) :

Bu rp bir yerde yaptığım rp isterseniz değiştiririm..

Lydia ile birlikte güneş doğmadan biraz önce dönmüşlerdi. Çok yorulduğunu hissederek kendini yatağa attı ve gece yaşadıkları aklından hızlıca geçmeye başladı.

Ortalık zifiri karanlığa büründüğünde Lady'i uyandırmıştı. Lady'in hazırlanmasıyla birlikte karagahtan çıkmışlardı. Karargahtan ilerde ki ağaçların arasına ilerlemişler ve Lady'in elinden tutup Marcos'un saklandığını düşündüğü yere cisimlenmişlerdi.

Cisimlendikleri yer çok harabe bir yerdi. Tek katı bulunan ahşap bir evdi. Hiçbir Muggle buraya uğramak istemeyecek kadar kötü bir görünümü vardı. Kimsenin yaşamadığını gösteren örümcek ağlarının sihirle yapıldığı çok belliydi.

Örümcekleri uzaklaştırmak için 'Arania Exumai' diye fısıldadı. Kapıyı yavaşça aralamış ve içeri sessizce süzülmüşlerdi. İçerde ne kadar kalacaklarını kestiremiyordu. Evin kapısına geldiğinde zaten açıktı. Ama Lord içeride olduğundan emindi. İçinde duyduğu korku ile nefes alışı evin derinliklerinden hissediyordu. Lady arkasından gelerek içeri girmişlerdi.

Aniden Lady haykırdı.

"Expelliarmus"

Lady'nin hızlı oluşu Karanlık Lordu bir kere daha memnun etmişti. Lord;

" Otursana Marcus kendi evinde hisset " demişti. Karşısında duran saçları ağarmış büyücü arka arka giderek koltuğa oturmak zorunda kalmıştı. Lord;

" Canını yakmak istemem, Ne istediğimi gayet iyi biliyorsun. Hemen verirsen özgürsün." dedi alaycı bir şekilde. Marcusun gözleri ile teması kaybetmemeye çalışıyordu. Aklından bir sürü olay geçiyordu. Lord "Korkunca insanlar niye bu kadar hızlı düşünür ." diye içinden geçirdi. Marcus gözlerini kaçırmak için elinen gelei yapıyordu. Marcus;

" Sana söylemeyeceğimi gayet iyi biliyorsun. " dedi. Lady o an bir kahkaha attı ve;

" Bir meydan okuma öyle mi?" dedi. Lord da buna güldü ve Marcos'un yüzünde daha da bir korku belirdi. Lord asasını kaldırıp 'Occlumency' diye fısıldadı. Marcusun düşünceleri bir an daha da netleşti. Aradığına ulaşmak için kötü anılar canlandırmaya başladı. Marcus düşüncelerinde neyin gerçek neyin sahte olduğunu ayırt edemiyormuş gibi başını sallamıştı.

Marcus yorgunluktan kafası aşağıya düşünce Lord da gereken bilgiye ulaşmıştı. Lady 'a doğru dönerek istediklerini aldığını belirtti. Konuşmadan anlaşabildiği tek kişi Lady'di. Lady asasını kaldırarak;

"Avada Kedavra" dedi ve Marcus gözleri korku dolu açılmış bir şekilde ölmüştü. Evdev çıkarken Lady 'Morsmordre' ile karanlık işareti göklere salmıştı ve kapını önünde Lordun elini tutup tekrar karargaha cisimlenmişlerdi. Karargahtan içeri girince Lady asasındaki yaptığı son büyüleri 'Deletrius' ile silmişti.

Şimdi ikiside yorgunluktan yatağa yığılmışlardı.

Misafir

Alındınız!.. En kısa zaman da Seherbazlık açılacaktır.

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Nis. 24, 2008 8:23 pm

Ad:Rachel Clara
Soyad:Barrymore
Almak İstediği Görev:Seherbaz (profesörlük ve ikisini aynı anda yütürebilirim!)
Örnek RP:Başka bir site RP si..

Angel odasında oturuyordu.Masasının başında,öğrencilerin sınavlarına bakıyordu..

''Aferin benim Mia'ma!Çok güzel cevaplar vermiş...Bir tek Veritaserum da şaşırmış..Güzel..GEÇTİ.''

Mia'nın karnesine,

''GEÇTİ.''

diye bir not düştü ve Boyd'a bakmaya başladı.

''Mmm..Derslerde kötü olmasına rağmen sınavda iyi iş çıkarmış..Olağanüstü!''

Boyd'un karnesine de

''GEÇTİ.''

diye bir not düştü.Sonra da diğerlerine baktı.Hepsi sınavdan iyi notlar almışlardı.Kimse İksir'den kalmamıştı!

''Bu büyük başarı!Ah,binalarından puan kırdığım için öyle üzgünüm ki..''

dedi kendi kendine.Sonra yanında ki küçük masadan bir parşömen kağıdı alıp büyüyle çoğalttı.Bunların hepsine teker teker,

''İKİNCİ SINIFLAR DERS BAŞVURUSU

Ad:
Soyad:
Yaş:
Sınıf'Bina:
Daha Önce İksir Dersi Aldın Mı?:''

yazdı ve odasının kapısını açıp panoya birini astı.Ve yaına bir not düştü:

''Yeniden İksir Dersi almak isteyen ikinci sınıflar odama gelip bu forumu doldurabilirler!''

Angel,hafif bir tebessüm ile odasına tekrar girdi ve çiçeklerine su vermeye başladı..

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Nis. 24, 2008 8:27 pm

Rachel alınmadın . Yeterince rütben var zaten ...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Nis. 24, 2008 8:29 pm

sanırım haklısınız Mr Walker..başkalarının iş hakkının elinden almamalıyım..

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Nis. 24, 2008 11:05 pm

AD : Harry
SOYAD : Potter
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV : Seherbaz
ÖRNEK RP (En az 5 satır) :

O gün Harry göl kenarına gidip gezmek yerine ortak salonda oturmayı tercih etmişti.Aslında Neville gelip bitkilerden söz etmeye başlayınca dışarı neden çıkmadığını soruyordu kendi kendine.

"... inanabiliyor musun Harry ? İrlandada bu bitkinin zor-"

"Neville," dedi Harry zorlanarak."Bak, darılma ama benim şu an için aptal bir kaktüsten daha önemli-"

"Sorun değil Harry." dedi Neville suratını ekşiterek. "Ben de gidiyordum zaten."

Portre deliğinden dışarı tırmanan Neville'i bir süre izledi.Etraf fazla kalabalık değildi.Elinde tuttuğu, kendine sadece okuyor süsü verdiği kitabı açıp birşeyler okumaya çalıştı.Bir ara Hermione'yi düşündü.Bu sıkıcı işe nasıl katlanıyordu, Harry anlamamıştı.Bir de Hermione bunu zevk alarak yapıyordu.

Birden portre deliği açıldı ve kızıl saçları havada dalgalanan, güzel gözlerine güneş ışığının çarptığı Ginny içeri girdi.Harry'nin yanına otururken yüzünde kocaman bir gülümseme belirdi.

"Hey, ben de seni göl kenarında arıyordum." dedi kitabı Harry'den çekip alırken. "Cidden bunu okuyor muydun sen ?"

"Hayır." dedi Harry gülümseyerek. "Sadece öyle görünüyordum.Ron ve Hermione'yi gördün mü hiç ?" en son kahvaltıda görmüştü onları.Yanından pek ayrılmayan Ron'un nereye gittiğini merak etmişti aslında.

"Muhtemelen ihtiyaç odasında falan takılıyorlardır." dedi Ginny gülerek."Hem boşver, zaten Ron olduğunda hiçbirşey yapamıyoruz."

İkisi de muzipçe gülümseyerek birbirine yaklaştı.Harry onun yüzündeki çilleri sayabiliyordu.Dudakları Ginny'ninkilere temas etmek üzereydi ki, portre deliği savrularak açıldı ve içeri kıpkırmızı suratıyle domates tarlasını andıran Ron girdi.

"Ron..." dedi birden kendini geri çeken Harry."Kötü görünüyorsun bir sorun mu var ?"

"Evet var !" diye bağırdı Ron, ayağa fırlamış ikilinin arasına geçerken."Farkında mısınız ama, sürekli öpüşüp koklaşmanızdan hiç hoşlanmıyorum.Herkes size bakarken nasıl-"

"Hey..." diye lafını böldü Ginny."Sen ve Lavender ikilisini unutmadım Ron.Yoksa unutmadık mı demeliydim ? Bütün gün öpüşüp koklaşıyordunuz.Biz Harry'le doğru düzgün görüşemiyoruz bile-"

"O beni alakadar etmez Ginny.Birbirinize bu kadar yakın olmanızı istemiyorum !"

"Sen kim oluyorsun da bana emir veriyorsun ?"

İşler iyice kızışmaya başlamıştı.Portre deliği tekrar açıldı ve içeri elinde kocaman bir kitap tutan Hermione girdi.

"Söyler misiniz burada neler oluyor ?" kitabı masanın üstüne bırakırken göz ucuyla Ron'a baktı."Yoksa birine birşey mi oldu ?"

"Sevgili ağabeyimin kıskançlıklarıyla uğraşıyoruz." diye çıkıştı Ginny.Hermione olayı anlamış gibi görünüyordu."Artık senden bıktım Ron, gerçekten çok oluyorsun." dedikte sonra hızla portre deliğinden çıktı.

Ginny'nin arkasından giden Hermione'nin şaşkınlığı hala geçmemiş gibiydi.İyice gerilmiş olan Harry, Ron'un sesini hayal meyal duyuyordu.Hiçbirşey demeden sessizce yukarı çıkmayı seçen Ron, dargın olup olmadığını belli etmemişti.Kafası karışan Harry'de Ginn ve Hermione'yi bulmak umuduyla portre deliğinden çıktı.

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Nis. 24, 2008 11:11 pm

Tamam alındın ...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Cuma Nis. 25, 2008 2:17 pm

AD : Angelique
SOYAD : BOYER
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV : Seherbazlık
ÖRNEK RP (En az 5 satır) : Angelique'yi uzun zamandır bir ses rahatsız ediyordu. Pisilikolojik bir halisülasyon diye düşündü en başta, ama daha sonra Kehanet Profesörü tarafından karanlık güç olarak tanımlanınca dayanamayıp bu sırrı çözmeye gelmişti. Tam burayı, yani Bağıran Barakayı belirlemişti karanlık güç buluşma yeri olarak. Kendini hiç olmadğı kadar cesur ve atılgan hissediyordu bugün. Moralinin bozuk olmamasında bunun payı vardı elbet.

Hilary, Holly, Katie ve Hayden'e hiç bir şey söylememişti. Eğer söylerse onu bırakmayıp mutlaka korumak için geleceklerini biliyordu. Kapıyı tıkladığında birden kendiliğinden açılmıştı. Biraz ürksede belli etmeyip içeri girdi. Etraf hem kötü kokuluydu, hemde karanlık ve ürkütücü... Ama bu onu pekte alakadar etmiyordu. Onun hoş kokulu parfümü klubeyi boydan boya kaplamıştı. Sonunda aylardır beklediği buluşma gerçekleşiyordu. Kim ya da ne olduğunu bilmiyordu belki, ama yüzleşmek için bunları bilmesi gerekmezdi.

Biraz etrafı izledikten sonra bir takım tıkırtılar duyuldu. Hemem arkasından geliyordu bu sesler. Arkasına döndüğünde hiç bir şey görememişti. Etraf çok karanlıktı. Yeterince ışık olmaması karanlık güç tarafından avantaj yaratıyordu. "Eee. Nerdesin? Bu kadar korkak olma! Çıksana hadi! Bakalım dediğin kadar kolay bir av mıyım?" Birden sanki yanından roket hızıyla siyah bir şey geçti. Ama soğukkanlılığını kaybedeceğe benzemiyordu Angel. "Hahahaha! Tüm numaran bu mu? Seni sersem! Çok korktum!" Bir yandan da: "Fazla mı kaşınıyorum acaba? Eğer Voldemord ise... Saçmalama o değildir!" diye içinden geçiriyordu.

Birden kolunu bir şey tuttu. Yapışkan gibi bir şeydi. "Sıra sende!" diyordu. Sesi çok kalındı ve sertti. Oldukça gürültü yaratıyordu. S'leri yılan gibi tıslıyordu. Bir yandan güçlü kollarıyla Angel'ın kollarını kavramışken, bir yandan da saçlarından geriye doğru çekiyordu. Kulağıan bir şeyler fısıldıyordu. Yabancıydı bu sözler Angel'a. Anlayamıyordu. Tek yaptığı şey kurtulma çabasıydı. "Bırak beni pis sülük! Neden benimle düello yapıp eşit bir savaşa evet demiyorsun? Korkuyorsun değil mi? Seni yeneceğimden!"

Yapışkan yaratık birden kaybolmuştu. Etrafına bakındı, bakındı, bakındı... Evet! Tam karşısında duruyordu. Yüzünü göremiyodu. Sadece kırmızı gözleri ve kılıç gibi keskin dişleri ay ışığında parlıyordu. Siyah uzun bir cübbesi vardı. Ya da karanlıkta öyle görünüyordu. "Evet başla bakalım sersem!" dedi. Asasını çantasından çıkarıp beklemeye başladı. En küçük hareketinde indirmeyi planlıyordu. Birden Karanlık gücün asasını oynattığını gördü ve hemen : "Expelliarmus!" diye bağırdı. Evet, ondan önce davranmıştı ve asasını fırlatmıştı. Daha sonra tekrar : "Sersemlet!" diye bağırdı. Bu sefer Karanlık Güç çok hızlı nefes alıyordu. Yere yığılmıştı. "Bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim... Üzgünüm sersem!" dedi. Bir süre sonra ayılması gerekirken yerinden kımıldamamıştı bile. Angel şaşırıp yanına gitti. Biraz daha yaklaşmıştı. Daha iyi görebilmek için.

Karanlık güç birden yeriden kalkmıştı. Belli ki Angel çok kötü oyuna gelmişti. "Incarcerous!" diye bağırmıştı Karanlık Güç. Angel'ın kollarını bağlamıştı. Bir sandalyeye bağlıydı şimdi. Kıpırdayamıyordu. Her hareketinde iplerin küçük iğneleri batıyordu narin ellerine. Çok canı yanıyordu. Elinde olmadan ağlamaya başlamıştı. Yenilgiyi kabul edemiyordu çünkü. Narin bedeni bu işkenceye ne kadar dayanır bilmiyordu. "Bu adil değil! Sen pisliğin tekisin! Benimle gerçek bir düello yapmaya cesaretin yok! Sen lanet olası korkak kedinin tekisin!" Yine o gürültülü katı ses vaaz veriyordu. "Annen gibisin. Annende böyleydi. Hep baş kaldırırdı ama aslında hep korkardı. Annenin yanına gidiyorsun küçük kız." Angel'ın annesi ölmüştü. Nasıl olurda bu yaratık biliyordu olanları? Belki de bu... Bu Voldemord'du! "Benim annem çok önemli, cesur ve zeki bir savaşçıydı!"

Sürekli Angel'ın etrafında daireler çiziyordu. Sinsi sinsi gülüyor, pis nefesini Angel'ın burnuna kadar getiriyordu. Bir çığlıkla daire çizmeler bitmişti. Yok olmuştu. Angel bağırmaya devam ediyordu hala. "Yardım edin!" Belki iğneler eline batıp ona acıvermese kurtulabilirdi. Ama lanet olasıca iğneler çok canını yakıyordu. Sinirden ne yapacağını bilemiyordu. Telefonu çalmaya başlamıştı. Ayağıyla açık olan çantasını yanına çekti ve kimin aradığına bakmak için kendine sürükledi. Arayan Hayden'di. Açamıyordu ki. Tuşuna basmaya çalışırken taa köşeye itmişti yanlışlıkla. Buradan kurtuluş yoktu anlaşılan...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Cuma Nis. 25, 2008 2:39 pm

Tamam canım alındın!

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Cuma Nis. 25, 2008 4:26 pm

AD :Ignotus
SOYAD :Peverell
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV :Yasal Yaptırım Dairesi
ÖRNEK RP (En az 5 satır) :

Ay ışığının aydınlattığı ormanda yavaşça ilerliyordu.İlerliyordu ama nereye kadar sonsuzluğa mı,vahşete mi,cehenneme mi?.. Hayır sadece ormanın dibine gidiyordu.Bir cincüceyle buluşacaktı.

Yaklaşık beş dakika kadar geçmişti ki buluşacakları yere geldi.Ağaçlar bu bölgede daire çember şeklinde sıralanmıştı."Sen mi geldin Ignotus?" dedi karanlık içinden bir ses önce "Lumos" etrafa yayılan ışık devasa bir gölgeyi ortaya çıkarmıştı.Belki de Ignotus'un 10 katıydı ama giderek kısalıyordu gölge, en sonunda Ignotus'un bel altına gelen bir cincüce çıka geldi, yüzü o kadar buruşmuş ve çirkindi ki alışmamış biri görse kusabilirdi.Yüzünün her tarafı yanıklarla kaplıydı cincücenin...Ignotus normalde uzun boylu biriydi ama karanlığın arasından ışık olmasına rağmen o cincüceyi görmesi için eğilmesi gerekiyordu.

Yere doğru yavaşça çömelmeye başladı.Cincüce'nin yüzünü net görebildiği bir anda çömelmeyi kesti."Ne var cincüce beni en son 3 yıl önce çağırmıştın ve sanırım son geldiğimde senin pantolonunu yakmıştım sinirimden şimdi nereni yakmam için çağırdın konuş!" dedi Ignotus sert bir sesle, "Konuşacağım Ignotus, ancak önce şunu oku dedi ve kanatlıbir aslan resmiyle mühürlenmiş mektubu Ignotus'a uzattı.Ignotus sert bir şekilde kağıdı açarak okumaya başladı okudu... okudu... okudu...

Not:Acelem var gitmem gerekiyor isterseniz daha sonra uzatabilirim.Yeter derseniz o ayrı

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Cuma Nis. 25, 2008 4:28 pm

En az 5 satır olacağı için kabul..! Ama Rplerini biraz daha uzatarak yazarsan iyi olur..!

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Cuma Nis. 25, 2008 8:33 pm

Ad: Mischa
Soyad:Barton
Almak istediğim görev: Esrar Dairesi Başkanı
Örnek Rp:
Güneş batmaktaydı. Güneşin son ışıltıları yasak ormanın kıyısındaki berrak gölün üzerine yansıyordu. Mischa yasak ormanın içinden gelen hayvan seslerine kulak vermiş bir kayanın üzerinde güneşin batışını seyrediyordu. Oturduğu yerden Hogwarts'ın her zamankinden daha ihtişamlı gözüktüğünü farketti ve göle bir taş fırlattı. Tam eski anılarını düşünmeye başladığı sırada ormanın derinliklerinden acı bir feryat ve AVADA KEDAVRA sesi duydu. Yüregi ağzına gelmiş bir şekilde asasını kaldırdı ve sesin geldiği yöne doğru yürümeye koyuldu. Hızla ormanın içinde koştu ve bir kadın cesetiyle karşılaştı ceset yüz üstü olduğu için kim olduğunu anlayamadı ve önünü çevirdiğinde kadının annesi olduğunu görünce büyük bir şok yaşadı ancak cesedin elinde olan bir şey Mischa'nın dikkatini çekti eğilip baktığında gördüğü şey bir kehanetti...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Cuma Nis. 25, 2008 8:34 pm

Alındın ama rplerini biraz daha uzun tutmalısın..

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Nis. 26, 2008 8:34 pm

AD :Cameron
SOYAD :Diaz
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV :Sihirli Oyun ve Sporlar Dairesi
ÖRNEK RP (En az 5 satır) :

Cameron sabah kalmıştı.Kuşların sesiyle uyanmıştı.Yatağından kalktı ve esnedi.Terliklerini giydi ve balkona çıktı.Çok güzel bir gündü.Mutfağa doğru ilerlemeye başladı.Mutfağa gitti ve çay koydu.Sabah çay-peynir-ekmek yemek en büyük zevkiydi.Hele güneş geliyorsa,sabah güneşi.Çok mutlu oluyordu.Kahvaltısını hazırladı.Sanki hayatının dönüm noktasıymış gibi zevkle kahvaltısına başladı.

Daha sonra öğlene doğru süslendi ve evden çıktı.Alışveriş merkezine gitti.En büyük zevklerinden biri de alışveriş yapmaktı.Çanta,ayakkabı,toka,t-shirt,etek,pantolon...Tüm beğendiklerini deniyor üşenmeden çıkarıyor yeniden deniyor,alıyordu...

Eve geldiğinde her alışveriş sonrası gibi yorgundu.Bu seferde güneşin batışı için balkonunda çay içiyordu...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Nis. 26, 2008 8:35 pm

Alındın canım!

Misafir

Alımlar kapanmıştır!

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Haz. 21, 2008 3:58 pm

AD :Angelina
SOYAD :Jolie
ALMAK İSTEDİĞİ GÖREV :Sihir Bakanlığı
ÖRNEK RP (En az 5 satır) :
Ayın havadaki sise karışıp bir görünüp bir kaybolduğu soğuk sisli bir geceydi.Baykuşlar henüz uykusundan uyanmış avlanmak için yol alıyordu karanlık gökyüzünde...Omzunda seyahat pelerini rüzgarda dalgalanan düz saçları ve elinde sıkıca tuttuğu asasıyla yürüyen Angelina'nın aklında tek şey vardı o gece durmadan taraf değiştiren ruh emiciler....Kimi zaman bakanlık yandaşları gibi görüseler de aslında birer Woldemort yandaşı olan Ruh emiciler insanların sağlını gittikçe tehtid eder bir hal almışlardı.Bu nedenle artık ülkeyle pek ilgisi kalmayan sihir bakanının icabına bakılması gerekiyordu ve bu görev de Angelina'ya almıştı.O gece gidip onu uyaracak,olmazsa da onu oradan kaçırıp Zay üyelerinin bulunduğu yere getirecekti...Soğuk hava tenini üşütse de aldırmayarak yürümeye devam etti.
not:Kusura bakmayın biraz kısa oldu amja rpg'yi acele olarak yazdım rpglerim kaliteli yoksa Ginny bilir...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Haz. 21, 2008 4:02 pm

Tamam biliyorum canım alındın...Ve artık daha çok online olmalısın...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Haz. 21, 2008 4:26 pm

Ginny , o sihir bakanı olamaz çünkü sihir bakanımız var , başka bir rütbe ver ...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Haz. 21, 2008 6:05 pm

Sihir Bakanımız olduğunu biliyorum ama hiç online olmadığını söylüyordunuz...Herneyse eğer varsa değiştirsene:)