Clémence Jamié Caliénte Beauxbatons/Snorlwolf 7.Sınıf Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 38 Yaş : 30 Nerden? : Fransa Savaş Tarafım : Death Eaters Yaşım(Rp\'de) : 17 Asam : Asanızı yazınız! Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Haris Kayıt tarihi : 26/04/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (10/100) Rp Gücü: (0/100)
| Konu: Tozlu Raflar Arasında Benlik Arayışı Ptsi Mayıs 19, 2008 11:59 pm | |
| Rp Out: Rp düzeyi iyi olan biri gelebilir...
^^ Yatakhane ^^
Gün daha ağarmamıştı. Jamié çığlık çığlığa uyandığı kabusun etkisiyle yorganını başına çekmişti. Ter içinde kalmış olması Jamié'yi ilgilendirmiyordu. Önemli olan kabusun etkisinden bir an önce kurtulmaktı. Kesik kesik aldığı nefesler, saatin tik tak sesleri, uyuyan öğrencilerin hırıltıları birbirine karışmıştı. Jamié ise kendisini saatin tik tak seslerini tekrar etmekten alıkoyamamıştı. "Tik tak, tik tak, tik tak..." Kendisine geldiğinde üzerindeki yorganı bir çırpıda fırlattı. Acelesi varmış gibi hızla resmi cüppesini giydi. Bir köşeye fırlatmış olduğu kitapları eline alarak hemen yatakhaneden çıktı.
^^ Snarlwolf Ortak Salonu ^^
Jamié hızla Ortak Salon'dan içeriye girdi. Kitaplarını Ortak Salon'un ortasındaki büyük masaya koydu. Koyar koymaz etrafına dikkatlica baktı. Burada olabilirdi belki İksir dersi ile ilgili topladığı bilgiler. Kaç gündür arıyordu ama bulamıyordu. Sonsuza kadar kaybetmişse buna çok üzülürdü çünkü topladığı bilgiler gerçekten önemliydi. Parşömen kağıtlarına tek tek yazmıştı oysa... Düşüncelerinden sıyrılıp Ortak Salon'da olduğunu bir kez daha hatırlayınca her tarafa bakındı. Neredeydi bu parşömen kağıtlar?
Aramaktan umudunu tam kesmişken yerde gördüğü birkaç parşömen kağıdı ile yerinde zıpladı. Tüm hızıyla parşömen kağıtlarını çekip aldığında İksir dersi ile topladığı tüm bilgilerin tam da elinde olduğunu kavradı. Pür sevinç kahkaha atarken kitaplarını almak için büyük masaya yöneldi. Kitaplarını alıp çıkarken arkasından gelen birtakım sesleri umursamadı. Korkuyordu ve arkasını dönecek kadar meraklı, cesaretli değildi. Sadece arkasından birtakım sesler gelmişti ve Jamié oradan ayrılacaktı. Sadece bu kadar... Ya arkasındaki ses Jamié'yi takip ederse? Yo, hayır. Böyle bir şey olamayacak ve Jamié sağ salim kütüphaneye gidecekti. Korkuyla karışık adımlarını hızlandırarak kütüphaneye doğru yola koyuldu.
^^ Kütüphane ^^
Jamié, kütüphanenin bu saate açık olmasına sevinirken bir yandan da biraz önce olanları hafızasından silmekle uğraşıyordu. Kütüphaneye sessiz adımlarla girerek kütüphaneye görevlisini selamladı. Daha sonra küçük bir masaya yerleşerek elindeki ağır kitapları ve parşomen kağıtlarını masaya bıraktı. Bir süre kitap okuyarak zamanın geçmesini bekledi. Kitabın son sayfasını okuyup kitabın kapağını kapattı. Başını kitaptan kaldırdığında günün ağardığını fark etti. Güneş ışınları, tavandan yere kadar inen büyük pencerelerden içeriye girmişti ve tüm kütüphaneyi aydınlatıyordu. Gülümseyerek ayağa kalktı. Tozlu raflar arasında bir geziye çıkmayalı uzun bir zaman olmuştu.
Tozlu raflar arasından dönerken gülümsüyordu; çünkü okuyacak birçok kitap bulmuştu kendisine. İki elinde tuttuğu dört kitapla beraber küçük masasına oturdu. Bir yandan da etrafı süzüyordu; tanıdık bir yüz görme umudu ile. Ama umduğu gibi olmadı. Kütüphanede bir tane bile tanıdık biri yoktu. Umutsuzlukla başını eğdi ve tozlu raflarda bulduğu kitaplardan birini eline aldı. Buradaydı işte dostları: Kitaplar...
"Yine başbaşa kaldık işte. Dostum olarak bir tek siz varsınız. Her ne kadar bu ban yetmese de..."
En son Clémence Jamié Caliénte tarafından Perş. Mayıs 22, 2008 8:59 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
|
Misafir Misafir
| Konu: Geri: Tozlu Raflar Arasında Benlik Arayışı Perş. Mayıs 22, 2008 8:56 pm | |
| Dulce her zaman ki saatinde öğrencilerin dosyalarını kontrol etmeye odasına gitmişti. Baktıkça daha da neşesi artıyordu. İyi sonuçlar görmek onu daha da mutlu ediyordu. Öğrencilerinin dosyalarında kendi geçmişini görüyordu. Hele Snarlwolf öğrencileri ile möyle uyumluydu ki, gelecekte Dulce gibi oalcakları büyük bir ihtimaldi. Bugün sadece taraf konularında sıkıntısı vardı. Onun haricinde her şey normaldi. Abisi ve okulda ki neredeyse tüm akrabaları Z.A.Y üyesiydi. Ama baba tarafı yani bakanlıktakiler Ö.Y'dü. Melez biri olarak Dulce'nin aklı çok karışıyordu. Annesi istediği tarafa geçmesini, vereceği karara hiç bir zaman karşı çıkıp kızmayacağını söylüyordu. Zaten biraz düşünse hangisinin doğru seçim olacağını bulabilirdi. Ama bu aralar öyle meşguldu ki buna bile fırsat bulamıyordu. Baba geni baskın gelmişti Dulce'de. Paul annesinin tarafını seçmişti. Dulce'nin kararsızlığı bu konuda iyice düşünmemektendi...
Gün daha yeni başlamıştı ama kafasında ki hesaplarda onu bir hayli rahatsız etmişti. Şimdiden kendini günün yarısını geçirmiş gibi hissediyordu. Dosyaların işi bittikten sonra asasıyla bir kahve yaptı ve onu yudumlarken karşısında ki eşsiz manzarayı izledi. Dinlenmek tam manasıyla buydu işte... Ayaklarını serbest bırakmak, sırtını yumuşak ve rahat koltuğuna yaslamak ve anın tadını çıkarmak... Bütün bunlar bir insanın yorgunluğunu almasına yeterdi. Çayı bittiğinde guguk kuşu ötmeye başlamıştı. Saat 12'yi gösteriyordu. Dulce yavaşça masasından kalktı ve onu düzenleyip odadan çıktı. Boş koridorda ilerlerken içinde yine bilmediği bir şair ruhu vardı. Acaba ne gibi bir acayiplik ya da bir gelişme olacaktı bugün?.. Belkide çok düşünmediği ama kendini seçmek sorunda hissettiği savaş tarafını belirleyecekti. Gerçekten bu beyninde gittikçe örümcekleniyordu. Daha da kafasını meşgul ediyordu.
Nereye gittiğini bilmeksizin koridor onu nereye götürüyorsa oraya gidiyordu. Aslında gideceği bir yer vardı. Ama tam olarak emin değildi gitmekte. Belki tanıdık birisi çıkar ve konuşmaya başlardı. Şuan tanıdık muhabbeti çekcek durumda olmadığını belli edemiyordu. Bu yüzden biraz çekindi gitmekte. Ama Daha sonra gidecek fazla bir yer olmadığını düşündü. Saat 12:15'i gösteriyordu. Bu saatte birini bulamazdı Kütüphanede. En iyisi kitaplarla biraz sohbet etmekti. Buna o sohbet etmek diyordu çünkü okurken zihninde canlandırıyor kitaba sorular bile soruyordu. Bu yöntemle daha iyi beynine kayıt oluyordu. Okuduğun şeyi bir şey anlamak ya da o şeyden faydalanmak için okursun... Böyle bir felsefeye sahipti Dulce. Yine bu onun zekasını ve zeka biçimini gösteriyordu. Kütüphaneye girdiğinde içeride 1-2 kişi vardı. Ortam loş olduğundan genelde burayı Ö.Y'ler mesken tutuyordu. Onların da bu huyu çekiyordu Dulce'yi. Sinsi ve sessiz olmaları... Bir masaya oturdu. Masa çok eski ve bir o kadarda sağlamdı. Bunu da seviyordu Dulce. Eski ve tarihi değeri olan şeyler... Zamanında burada annesi de bulunmuştu. Bundan dolayıda olabilirdi ilgisi... |
|