Aşk Kokusu

Konu: Aşk Kokusu Paz Haz. 15, 2008 9:44 pm

Paris Rupert'i çok özlemişti. Adeta o yokken kendini bir boşlukta hissediyordu. Onu görünce kendine geliyordu.Birden Rupert'i gördü sanki burnuna bir aşk kokusu gelmişti. Paris masum bir şekilde

- Merhaba hayatım

dedi.

- Nasılsın iyi misin birtanem ?

Konu: Geri: Aşk Kokusu Paz Haz. 15, 2008 10:12 pm

Herkes, herşey değişmişti aslında onyedi yaşından bu yana.Aynı kalmış olan sadece göl kenarıydı belki.Çünkü eskisi gibi ürkütücü ve karanlıktı.
Nereye gideceğini bilmiyordu aslında ama yürüyordu.Eski anılar sürekli onu duygusallığa zorluyordu ama ciddi olması gerekiyordu artık.Derken bir çalının içine girdiğini fakederek kendini yoparlamaya çalışıyordu ki, bir ses duydu.Bu sesi tanıyordu sanki...

''p-Paris''

Olamazdı.Hyaır bu imkansızdı.Yıllardır aradığı kadın karşısında dikiliyordu.Ama hiçbirşeyin eskisi gibi olamayacağını biliyordu.
''Paris burada ne işin var ?''

Doğru düzgün konuşamamıştı bile onun karşısında aslında.Nedne karşısına çıkmıştı sanki ? Rupert ne güzel unutmuştu onu.Ya da aptallığa kapılıp unuttuğunu sanmıştı.Oysa şimdi hisleri ani dönüş yapmak üzereydi.

Konu: Geri: Aşk Kokusu Ptsi Haz. 16, 2008 2:31 pm

Paris ' te Rupert kadar şaşırmıştı.

-Rupert.Senin beni unutup buraları terkettiğini sanıyordum.A ama bu mucize.

Paris'in dediği doğruydu.Bu bir mucize olmalıydı.Paris

-Ben başka birini bulduğunu sanıyordum.Peki burda ne işin var? Ben seni unutamadım.Seni hala çok ama çok seviyorum Rupert.Peki sen sen beni hala eskisi kadar seviyor musun? Beni unutabildin mi ? Ben bunu yapamadım Rupet.Seni unutmayı yapamadım.

Paris'in gözleri dolmuştu.Dokunsanız ağlayacaktı.Paris çok üzgündü.Ne yapacağını bilemiyordu.Çünkü sevdiği yıllardır görmediği unutamadığı kişi karşısında duruyordu.

Konu: Geri: Aşk Kokusu Ptsi Haz. 16, 2008 3:18 pm

Başını öne eğerken gözleri narin parmaklarında duran, ay ışığında parıldayan yüzüğe takıldı.Demek evlenmişti... ''Lanet olsun !'' diyordu içinden.''Bne yıllardır onunla yeniden...'' devam edememişti içindeki ses.Artık o bile ne kadar zayıf düştüğünün fakındaydı.Onu bu aptal savaşın içinde ayakta tutan tek şey Paris'e olan sevgisiydi.Ama artık ona başkası dokunacaktı.Başkası saçlarıyla oynayacak ve çocuklarına başkası babalık yapacaktı.Yıllar çok çabuk geçmişti.Şöyle bir baktığında Paris ile ağaçların altında kurdukları hayalleri hatırlayıp kendi kendin kahrediyordu.

''Evlendin demek.Bu kadar çabuk unutabildin demek beni... aslında bizi.Yıllarca sana ulaşmaya çalıştım ama olmadı.Hep bugünün hayalini kurdum.Ama benim hayalimdeki Paris'in parmağında o lanet olası yüzük yoktu.Bu kadar soğuk değildi ve beni unutmamaıştı.Ben eski Paris'i özlüyorum.''

Ela gözlerinia dalamyı bile öylesine özlemişti ki.Kiminle evlendiğini biliyordu aslında.Paris'in yaptıklarına inanmak istemiyordu.Çünkü hayattaki tek tesellisindne kopmak o kadar zordu ki...

Konu: Geri: Aşk Kokusu Perş. Haz. 19, 2008 10:30 pm

Paris ağlamaya başladı çünkü Rupert ' in sözleri ona ağır gelmişti.
-Ben evlenmedim sadece o bana ailemden kalan bir hediye.Rupert lütfen beni bırakma sensiz yapamayacağım beni bırakma Seni seviyorum aşkım.

Dedi Paris ardında hemen

-Galiba sensiz yapamayacağın bebğim beni bırakma.

Paris pembe oyalı mendilini çıkararak

-Ağlama Rupert o göz yaşların içime kor damlası gibi düşüyor.

Paris pembe oyalı mandili ile önce kendi gözyaşlarını ardından ise Rupert'in gözyaşlarını siliyordu.

Paris Rupert'in dudağına ufacık bir buse kondurdu.Paris çok utanmıştı :oops: :oops: .

-Rupert beni bırakma sen benim hayatımın anlamısın.Beni bırakamassın Rupert buna hakkın yok.Eski hallerimizi hatırla.Peki düşün bana bunu yapabilir misin?Buna hakkın var mı?

Paris bunları söylerken hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.