Ronald Bilius Weasley 5. Sınıf Hufflepuff Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 96 Yaş : 33 Nerden? : Londra Rp Sevgilim : Seni Hep Seveceğim [O Kendini Biliyor xS] Savaş Tarafım : ~Dumbledore's Army~ Yaşım(Rp\'de) : 15 Asam : Sadık Baykuşun Nankörlüğü Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Komik =) Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 20/06/08
| Konu: ~Ronald Bilius Weasley~ Cuma Haz. 20, 2008 2:25 pm | |
| Ad: Ronald Bilius Soyad: Weasley Bina: Hufflepuff Okul: Hogwarts Kaçıncı sınıfı istiyorum neden?: 7.Sınıf çünkü bu sınıfı seviyorum. RP :
Henüz yeni kalkmış olan Ron ortak salona indiğinde gözleri bir süre Harry'i aradı. Fakat dedikodu yapan insan topluluğundan farklı pek birşey görememişti. Lavender'ın ortalıkta görünmemesi içine büyük bir huzur katarken ilk defa kahvaltıdan önce öpülmeyeceğini hissetti. Portre deliğinden dışarı tırmanırken ona doğru yaklaşan Hermione'yi gördü. Fakat bakışlarını gayet dik tutma çabasını görünce hala küs olduklarını anlayarak yoluna devam etmeyi seçti. Neden ona anlamsız kapris yaptığını anlamakta güçlük çekiyordu. Lavender'la çıkmaya başladığından beri suratına bakmaz olmuştu. Aslında Ron'un da Lavender konusunda düşündükleri çok farklı değildi. Büyük bir yılan balığı gibi boynuna dolanıp herkesin içinde onu öpmediği sürece zararsız biri olarak görünebilirdi.
Büyük salona girdiğinde Harry'nin iştahsız iştshsız salataları ağzına atmaya çalıştığını gördü. Hemen yanında ise Gelecek Postası'nı büyük bir dikkatle okuyan Seamus vardı. Her ne okuyorsa da epey etkilenmiş gibi bakıyordu. Ron onun son zamanlarda Gelecek Postası'yla fazla ilgilendiğini düşünüyordu. Gryffindor masasına doğru yürürken etrafa şöyle bir gözatmak istemişti ki, Luna'nın büyük bir cadı şapkası giydiğini ve hekresin ona bakarak kıkırdadığını gördü. Gülmesine engel olmaya çalışırken Harry'nin yanındaki boş yere oturdu. "Günaydın Harry, günaydın Seamus. Ne o çok şaşırmış gibisin." fakat Seamus bir açıklama yapmak yerine elinde tuttuğu büyük gazeteyi Ron'a uzattı.
"Azkabandan Toplu Kaçış; dün gecenin ilerleyen saatlerinde yirmiye yakın ölüm yiyenin Azkaban'dan kaçtığı tespit edildi. Bu büyük saldırıyla ilgili soruşturmalar devam ediyor. Bakanlık'a göre bu saldırı daha önceden planlanarak yapılmış olsa da bu işlerde deneyimi olan birinin yaptığı düşünülüyor. Bakanlık en kısa sürede kaçakları yakalayacağını açıkladı."
Ron'un epey az olan iştahı güneşin çıkışıyla yokolan bir sis bulutu gibi kaybolup gitmişti. Şimdi Harry'nin salataları neden iştahsız yediğini daha iyi anlayabiliyordu. "Sizce kimi kastetmek istediler?" diye sordu Ron tereddüt ederek. Fakat kimi suçlamaya çalıştıklarını anlayamamıştı. Sirius'u sıçlamaya çalışmaları artık imkansızdı. Çünkü Bellatrix Lestrange tarafından acımasızca öldürülmüştü. O anı hatırladıkça midesine keskin bir bıçak saplanıyordu. Ortalığa koyu bir sessizlik çökerken Ron rahatsız edici bir gıcırtıdan farksız bir ciyaklama duymuştu. Yana doğru döndüğünde Lavender Brown'un ona doğru koştuğunu görerek derin bir iç çekti. Bütün boş vakitlerini onunla harcamaktan bıkmıştı artık. Yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu hissediyordu ve Lavender yanında olmasını istediği en son kişi bile değildi. "Ben de seni arıyordum Von Von." suratına yumruk geçirme isteği içinde öyle büyümeye başlamıştı ki, herkesin içinde Lavender'ı pataklamaktan korkar olmuştu. "Evet ben de," dedi isteksiz isteksiz "sana ölüyordum ya zaten." diye tamamladı içinden.
Bütün bir öğleden sonrasını Lavender'a harcamanın bitkinliği çökmüştü üzerine. Neyse ki kütüphaneye gidip ders çalışma bahanesiyle ondan kurtulmuştu ve kütüphanede ders çalışmanın bile Lavender'la öpüşüp koklaşmaktan daha zevkli olduğunu düşünmeye başlıyordu. Biçim Değiştirme sınıfını geçtikten sonra kütüphaneye nihayet gelmeyi başarabilmişti. Fakat kitaba epey bir gömülmüş olan Hermione'ye farkedince geri dönme isteği birden içinde belirivermişti. Bir de onun somurtup surat yapmasını çekmek istemiyordu. Aslında bunu neden yaptığını dahi doğru düzgün anlayamamıştı. Hermione'nin yanına doğru ilerlerken "Ne yapıyorsun sen bu delilik" diye tekrar ediyordu içinden. Beyni onu çıkılması zor bir savaşa sokmuşken Hermione'nin onu gördüğünü farketti. "Hermione ben- Biraz vaktik varsa beraber çalışalım diyordum." Fakat bu Hermione'nin yumuşayıp onu onaylamasından çok laf sokma sanatının ilerlediğini göstermesine sebep olmuştu. "Neden, yoksa Lav Lav sana yardımcı olmuyor mu?" Ron bıkkınlıkla iç çekerken sinirlenmeye başladığını hissediyordu. Suratına o sayamadığı kuş sürüsünü gönderdiğinden beri Hermione'den korkar olmuştu. Bu sefer karga topluluğu göndermesine izin verme gibi bir eğilimde bulnmamak adına asasına yakın tutuyordu elini. "Ne alakası var Hermione? Neden böyle davrandığını anlayamıyorum." Fakat Hermione ona öldürücü bir bakış atıp kitapları kaptığı gibi hızla oradan uzaklaştı. Her geçen gün Ron'un Hermione'yle iletişim kurma olasılığı en alt seviyeye düşüyordu. Anlamsız küslüklerinden birini ilerletmekte bu kadar ısrarcı olacağını Harry bile tahmin etmediğini söylemişti Ron'a. Kendi kendine söylenerek ortak salonun yolunu tuttu. Belki Harry'i görüp günün nasıl geçtiğine dair birkaç soru sorabilirdi. Kafasından Lavender ve Hermione ikilemini uzaklaştırmaya en iyi çözüm yolu çoğu zaman Harry'le konuşmaktı.
Bu düşünceler arasında öyle bir kaybolmuştu ki, portrenin önünde durduğunu yeni farkediyordu. Geçiştirmek istermişcesine parolayı söyledikten sonra içeri girdi ve tanıdık bir yüz görememenin verdiği buruklukla yatakhaneye doğru yola koyuldu.
"Ne o altın günü falan yapıyorsunuz da benim mi haberim yok ?"dedi Ron yatakhanenin kapısını örtmeye çalışırken. Dean, Seamus ve Neville bir araya gelmiş epey hararetli bir konuşma yapıyorlardı.
"Kızları alt etmenin binbir çeşitli yöntemleri." dedi Seamus elindeki kalın kitabı Ron'a atarak. Öyle bir hızlı atmıştı ki, Ron bir an onu tutmasa kafasının yarılacağını dahi düşünmeye başlamıştı.
"Bu saçmalıkta neyin nesi?" diye tekrarladı Ron kitaba bakıp Seamus'a dönerken.
"Eğer bir kızı kendine aşık etmek istiyorsan içindekileri okuman yeterli. Mesela son zamanlarda sana dargın olan bir kız-"
"Kapa çeneni Seamus." dedi Ron kitabı ona geri atarken. Dean ve Seamus gülerken Neville sessiz kalamyı seçmişti. Belki de bu yüzden Ron aralarında en çok Neville'i seviyordu. "Ben yatıyorum, size iyi geceler." dedi Ron pervasız görünerek. Bavulunun içinden pijamaları çıkarırken düşündüğü tek şey "Acaba o kitabı okusam Hermione benimle barışır mı ?" olmuştu.
| |
|
Paul Walker Admin/Durmstrang Okulu Müdürü/Düello Sanatları Profesörü
Mesaj Sayısı : 4137 Yaş : 33 Nerden? : Londra Rp Sevgilim : Keira Knightley Savaş Tarafım : Zümrüdüanka Yoldaşlığı Yaşım(Rp\'de) : 25 Asam : Hipogrif Pençesi Kan Saflığı : Melez En Belirgin Özelliği : Aşırı İyimserimdir Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 18/04/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (100/100) Rp Gücü: (100/100)
| Konu: Geri: ~Ronald Bilius Weasley~ Cuma Haz. 20, 2008 3:38 pm | |
| | |
|