Sirius Black Obscurus Kitapçısı Sahibi/Seherbaz
Mesaj Sayısı : 1221 Yaş : 33 Nerden? : Londra Rp Sevgilim : Aranıyor... Savaş Tarafım : Z.A.Y. Yaşım(Rp\'de) : 21 Asam : Tek Boynuzlu At Dokunuşu Kan Saflığı : Half-Blood En Belirgin Özelliği : Cesur ve korkusuz, Azıcık ucundan duygusal xD Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 22/06/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (80/100) Rp Gücü: (95/100)
| Konu: Orlando Bloom Ptsi Haz. 30, 2008 12:39 pm | |
| Cesur ve Acımasız...
Saatler 12 yi gösteriyordu.Kilise çanları kulakları sağır eden bir çığlıkla birbirleriyle savaşıyorlardı. “Donn..Donn…”. Orlando’nun çan sesiyle dolan kulakları bu işkencenin bitmesi ile yeni bir sesle tanıştı. “Grrr..Grrrr…”.Orlando acıkmıştı ve acilen avlanmalıydı yoksa bu büyük ama bitkin vücudu karşısına çıkan ilk vampire yenilecekti.Orlando gecenin bu vaktinde bu semtte kimsenin olmayacağını biliyordu.Eğer karnını doyurmak istiyorsa Claudian Kasabası na gitmeliydi.Çünkü orada aptal insanlar için eğlence bu saatlerde başlıyordu.Tabii ki kurtadam ve vampirler içinde akşam yemeği vakti... Orlando düşündü düşündü ama bir karara varamadı.Eğer şanslı günündeyse kasabanın girişinde bir ayyaşa rastlar ve hiç kimseye görünmeden onu midesine indirip oradan uzaklaşabilirdi.Peki ya şanssız günüdeyse? O zaman avlanamadan bitkin bir şekilde bir vampir grubunun eline düşerdi.Tabiki bu da onun için ölüm demekti.Orlando hayatının kumarını oynamaya hazırlanıyordu.Ya bu kasabaya gidecek bi terslik olmadan karnını doyurup geri dönecek ya o kasabaya gidecek ve vampirler için oyuncak olacak ya da burada kalıp açlıktan ölecek ve leş yiyen hayvanlara bir ziyafet olacaktı.Orlandonun cesareti ve korkusuzluğu onu o lanet kasabaya gitmeye itti.Sonuçta o da hayvan ve bir yanı kurt.Karnını doyurmak onun ilk hedefi.Bir tarafıda insan olduğundan yani düşünebildiğinden dolayı oturup bir plan yapmaya karar verdi.Bunun için yakındaki evine gitti ve kütüphanesinden bir parşömen çıkarttı.Parşömen de Claudian Kasabası nın ayrıntılı haritası vardı.Kendince bir giriş , avlanma ve kaçış planı hazırladı.Planı hazırdı geriye kendisini hazırlamak kalmıştı.Her ne kadar bir vampir grubuyla karşılaşması onun için ölüm demek olsa da yinede bütün hazırlıklarını tam yaptı.Sonuçta onlarla karşılaşırsa kolay av olmamalıydı. Vampirlerin gümüş mermilerinden korunmak için özel bir pelerin giydi.Yanına yoğunlaştırılmış sarımsak özü, bu özü fırlatmaya yarayacak ufak bir düzenek (bunu kendi tarzını oluşturmak için kullanıyor böylece çevre vampirlerinin gözünde biraz daha korkulacak birisi oluyordu) aldı . Son olarakta büyük büyük babası Lucien den kalma haç kolyeyi boynuna taktı ve yola koyuldu.Aklında hayatının kumarı, kulaklarında midesinin gurultusu, kalbinde ise yine bir insan yiyecek olmanın verdiği ince acı (!) vardı.Sonunda kasaba göründü.Eğlence meraklısı insanların burayı ne hale soktuğunu gördüğünde Orlando mırıldandı.
"Asla..! asla ben bu insanlardan olamam.Ölene dek insanlarla beslenen bir kurtadam olmak pahasına böyle yağmacı bir ırkın mensubu olamam.Sanırım içimdeki az da olsa insan sevgisini çıkartıp yerine öfkeyi yerleştirmeliyim yoksa benim ufak kasabamda bu hale gelecek..."
Orlando nun içini bir anda mutluluk hissi sardı.Çünkü karşıdan sallana sallana ayyaş herifin teki geliyordu.Tam da planında olduğu gibi.Bundan sonrası Orlandonun taktiklerine kalmıştı.Genelde insanlara karşı olan merhametinden dolayı onları acısız bir biçimde öldürüp öyle yemeyi tercih eden Orlando bu sefer içindeki öfkenin esiri olmayı aklından geçirdi.İnsan iyice yaklaşmıştı ve sesleri geliyordu.
"Bla bla bla...Aşkııım Rosalindaaa nın ateşlii kollarınndaa birr geecee uluu tanrıımm lütfeenn... Hıck.. Hıck..."
Orlando çevik bir hareketle birden insanın karşısına çıktı ve
"Şanslı günündesin dostum.Ruhunu sonsuzluğa teslim etme vaktin geldi...Belki bedenin bu aç midemi dolduracak ama aziz ruhun (!) cehennemde kül olacak..."
Az önce şarkılar söyleyip sağa sola yalpalaya yalpalaya yürüyen adamdan eser yoktu.Bir anda durumun ciddiyetini anladı ve ağzından bir kaç ufak kelime döküldü.
"Canım yanacak mı..?"
Orlando cevap vermedi ve adamın üstüne atlayıp onu 5 dakika içinde midesine gönderdi.Adamdan geriye yalnızca işe yaramaz kemikler kalmıştı... Orlando açlığının giderilmesiyle kendini yeni doğmuş gibi hissetti .Bu bulutsuz gecede güneş gibi parlayan dolunaya biraz baktı ve "buraların hakimi benim" edasıyla ulumaya başladı.
Evet karnını doyuran Orlando için mesayi vakti gelmişti.Bölge halkı adi vampir saldırılarını önlemek ve bu gibi durumlarda yapanların cezalandırılması konusunda Orlando dan yardım alıyorlardı.Tabiki hiç bir şey karşılıksız değildi.Orlando nun bu yardımlarına karşılık köylüler Orlando nun ayyaşları yemesine göz yumuyorlardı...
Bu aralar Frenksonn Kasabasında vampir vakalarına çok rastlanıldığını duymuştu ve oradaki vaziyeti yerinde görmek için oraya hareketlendi...
| |
|
Keira K. Walker Admin&İksir Prof.&Ravenclaw Sorumlusu
Mesaj Sayısı : 3788 Yaş : 32 Nerden? : Paris Rp Sevgilim : Paul Walker Savaş Tarafım : Zümrüdüanka Yoldaşlığı Yaşım(Rp\'de) : 22 Asam : Kedi Pençesi Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Paranoyaklığı Ruh haliniz : Kayıt tarihi : 19/04/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (100/100) Rp Gücü: (100/100)
| Konu: Geri: Orlando Bloom Perş. Tem. 03, 2008 9:06 pm | |
| | |
|