Bakanlık Çalışanı Alımları

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Ağus. 23, 2008 1:26 pm

seherbaz olmak istiyorum
rpmide en yakın zamanda yazacağım

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Ağus. 23, 2008 1:28 pm

Profesörsün olamassın ve zaten seherbazlık dolu ...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Paz Ağus. 24, 2008 12:05 am

İstediği Bölüm : Sihirli Yaratıkların Düzeni ve Denetimi Dairesi Başkanlığı
Örnek RP :

Drake koşuyordu. Süpürgesini kırmıştı ve tek başına yaşadığı için kimseden süpürgesini alamamıştı. Çok az zamanı vardı. Bir Ölüm Yiyen'in nerede olduğunu öğrenmişti. Onu yakalayıp yapacağı saldırıyı engellemeliydi.Eli cebine gitti. Cebindeki buruşmuş kağıdı çıkardı ve açtı kağıt cebinde buruşarak yumuşamıştı. Sarımsı kağıdı açtı. Üzerinde :

''Drake , acil olarak muggle kentine gitmelisin. Antonin Dolohov adlı ölüm yiyen saldırmak üzere yola çıkmış. Metro İstasyonu denilen yere saldıracağı düşünülüyor. Onu gördüğünde tanırsın sararmış ve solgun bir yüzü ve zayıf bir vücudu var. Hızla yola çık.

Albus Percival Wulfric Brian Dumbledore''

Drake mugglelar arasında büyüdüğü için bir büyücüyü aralarından ayırt edebilirdi. Yetişmesi için onun da iki saati vardı.Hızla önüne çıkan muggleları geçiyordu. Havanın soğukluğu içinde koşmak onu
ısıtarak bir avantaj daha sağlıyordu. Büyük camları buharlanmış ve
hatta bazıları buz tutmuş bir binanın yanından döndü ve metro
istasyonunu görmüştü. Hızla içeri girdi. Etrafta ne Dumbledore'un
dediği gibi ne de garip davranan biri vardı. Mugglelar her zamanki gibi
dolaşıyordu. Ansızın yanından bir adam geçti. Kendi kendine fısıldarken :

''Yine bir muggle katliamı yapacağım. Ama bugün eskisi gibi kalabalık değiller. '' dedi.

Drake bunları duyunca bunun aradığı adam olduğunu anladı. Peşine takıldı. Adam kimsenin olmadığı ve kimsenin onu göremeyeceği bir köşeye girmişti. Belki de saldırıdan yara almamak için yapmıştı bunu. Ancak bu Drake ' in beklediği fırsattı. Hızlıca asasını çekti. Adam bunu görünce :

''Sen de kimsin. Bir seherbaz mı? Bir yoldaşlık üyesi mi? Ama beni yakalayamazsın.'' dedi.

Amacı sadece zaman kazanmaktı. Drake ' in boş bir anını yakalayıp saldıracaktı. Drake bunu bildiği için son derece dikkatle adamın ellerine bakıyordu.Asası zaten elindeydi. Bir elinin sürekli ceketinin içinde olması bu yüzdendi demek. Drake adamın konuşurken bir an gözlerini kapattığını gördü. Hızlıca sesinin alçak olmasına da dikkat ederek -çünkü etraftaki muggleların duymasını istemiyordu - sözleri söyledi:

''Bumbardie''

Asanın ucundan çıkan ışık adamı sararken adam bir fare gibi kurtulmaya çalışıyordu ancak sadece kısık sesi geliyordu. Drake adamın bağırmasını da engellemek için tekrar büyü yaptı :

''Dilkilit''

Adamın son bağırmasına gelen muggleları gördü ve aniden adamı da alarak Z.A.Y. Karargahı olan Kovuk ' a cisimlendi. Kolay bir mücadele olmuştu. Drake ' in şansına Dumbledore arka bahçeden çıkmak üzereydi ve Drake ona :

''Efendim onu yakaladım , burada yanımda.'' dedi.

Dumbledore onu da alarak gitti ve Drake da ailesi Weasleylerin davetlerine rağmen evine cisimlenerek gitti.

Out: Bu rp Profesörlük başvurumdaki rpnin aynı sadece eski adım John Rambo Yerine yeni adım Drake Bell'i kullandım

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Paz Ağus. 24, 2008 12:24 am

Tamamdır ...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Ağus. 25, 2008 5:32 pm

şimdi olmak istiyorum neresi olursa farketmez bu arada rpmi yakında yazacağım

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Ağus. 25, 2008 5:38 pm

Yazınca mesaj atarsın ...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Eyl. 04, 2008 3:14 am

Sihirli Yaratıkların Düzenlenmesi Ve Denetimi Dairesi Başkanı olmak istiyorum.

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Eyl. 04, 2008 11:39 am

İmkansız... Hep öğrenci hemde bakanlık çalışanı olamayacağınız gibi Rp seviyesi başta olmak üzere isminiz bile uygun değil...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Perş. Eyl. 04, 2008 12:03 pm

Ayrıca o rütbe benim

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 1:44 pm

İstediği bölüm : Sihirsel Ulaşım Dairesi Başkanı

Örnek Rp: {Başka sitede yaptığım bir rpdir...}

FizyoGüç sınıfına giden karanlık koridorda tok adım sesleri yankılanıyordu. Phil erkekler yatakhanesinden çoktan ayrılmıştı. Fizyo Güç dersi bu sene ilk defa verilecekti. Phil'in bu dersi sevmesinin nedeni istediği her hareketi smilasyonda yapabilmesiydi. Eğitmen bir tuşa basardı bütün sanal eşyalarla ve objelerle donatılırdı. Böylece hiç birşeye zarar vermeden stres atabiliyorlardı. Caleb'le birlikte yaptıkları haylazlıkları aklına getirmeye çalışıyordu. Bir keresinde birbirlerini sakatlayacak duruma gelmişlerdi. Phil'in yüzü mutlulukla kıvrıldı. Ne kadar güzel günler geçirmişlerdi. Şimdi ise kimsenin eğlenmeye vakti yoktu.Bu arada Tom'da ortadan kaybolmuştu.Kuşku,Phil'in bütün bedenini hapsetmişti.Phil Tom'u bir gün Su Perisiyle birlikte yakalamıştı.Buna karşılık Tom'u bir kenara çekerek tarafını seçmesini söylemişti. Tom tarafını Phil'in yanından kullanmıştı. Artık aralarında birşey yoktu.Ya da Tom, Phil'in böyle düşünmesini istiyordu. Ne halt karıştırıyorsa Phil onu bulmaya çalışacaktı. Tom'un hayatına karışamazdı. Ama kendi iyiliği için tarafını seçmeliydi. Phil sadakate önem veren birisi olarak ihaneti asla affetmezdi. Phil dost gördüğü kişiler ona ihanet ederse neler yapabileceğini düşünmek istemiyordu. Eğer Tom ona yalanlar söyleyerek uyutmaya çalışıyorsa boşuna su üstünde çırpınıyordu o zaman. Sonunda gizlediği şey yavaş yavaş ortaya çıkacaktı. En iyisi bekleyip görmekti.

Koridorun sonuna gelmişti artık. Fizyo Güç sınıfının kapısına bir iki adım daha attı ve içeri daldı. Sınıf geçen seneki gibiydi. Yalnızca birkaç şey üstünde oynanmıştı. İçerideki tüm öğrenciler ayakta duruyordu. Bu sınıfta sıra ve onun gibi şeyler olmazdı. Phil içeri yavaşça girdi ve kalabalık öğrenci grubunun arasına karıştı. Sınıfın kapasitesinden daha fazla öğrenci alınmıştı sanki içeri. Phil yüksek gürültüden oluşan uğultudan dolayı kulaklarını elleriyle kapattı. Bir an buradaki bütün öğrencilerin çok konuşma gibi bir özellikleri olduğunu düşünmeye başladı. Bu öğrenciler bu kadar konuşacak şeyi nereden buluyorlardı bir türlü anlamıyordu. Kendisi konuşmayı hiç sevmediğinden böyle iki saat çenesi kapanmayan insanlara da hayret ediyordu. Artık Phil'in canına tak demişti bu gürültü. Çevredekilere iğneleyici bakışlar atıyor ve işaret parmağını dudak hizasına getirerek susmaları için ikaz ediyordu. Ama nafileydi. Tam birilerini orada pataklamayı düşünürken Slash Stone dimdik bir şekilde yürüyerek sınıfa girdi. Kısa bir selam, ön konuşmadan sonra smilasyon düğmesine bastı. Sınıf birden ferahlamaya,genişlemeye başladı. Smilasyon hazırlanıyordu belli ki. Sınıfın her köşesinde mavi renkli küp şekilleri çıkmıştı. Bir süre böyle kaldıktan sonra gerçek görüntü Phil'in gözüne ulaştı. Yıkık dökük, terk edilmiş beş katlı bir ev vardı şimdi karşısında. Evin dışını kaplayan muazzam bir ateş çemberi. Bay Stone onlardan ne isteyecekti acaba? Ateşi söndürmelerini mi? Bu aptal düşünceyi kafasından hemen çıkardı. Onlar kahraman olacaklardı itfaiyeci değil. Gülümseyerek Bay Stone'u dinlemeye başladı. Kendilerinden beşinci katta bulunan rehineyi kurtarmalarını istiyordu. Ayrıca içeride robotların olduğunu da söylemişti. Phil'in şimdi tek yapması gereken hazır pozisyonunda durmaktı.

Kısa bir süre sonra Bay Stone onlara şans diledikten sonra herkes gibi Phil de harabe binaya doğru koşmaya başladı. Alevler binanın penceresinden içeri sıçramıştı. Alevler harabe binaya da geçmişti şimdi. Çabuk olmalıydı. Rehineyi kurtarmayı başarmalıydı. Ama önce önünde belirgin bir şekilde yanan alevli çemberi geçmesi lazımdı. Onun yüksekliğini aşarak geçebilirdi. Diğer öğrencilerden yalnızca birkaç tanesi geçebilmişti kendi yerlerinden. Phil ayaklarını sertçe sanal toprağa vurdu. Kendini ileri doğru ittirerek alevleri aştı ve tekrar yere indi. Şimdi içeri girip rehineyi kurtarmak kalmıştı. İçerideki robotlar ne kadar güçlü olabilirlerdi ki? Hızla yıkık binadan içeri girdi. İçerisi yalnızca ateşin yarattığı ışıkla aydınlanıyordu. Çevreye göz gezdirmeye başlamıştı. Acaba merdiven neredeydi? Onu bulması lazımdı. Bilmediği kapılardan geçiyordu. Nasıl bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu bilmiyordu daha. Uzunca bir koridordan daha koşarak geçti. En sonunda ikinci katın merdivenini bulmuştu. Merdivene ilk adımını tam atmıştı ki kolları iki metal pençe tarafından sıkıştırılmıştı. Phil önce neye uğradığını anlayamadı. Bay Stone'un söylediği robotlar bunlardı demek. Oldukça kuvvetliydiler. Phil soğuk metali kollarında hissediyordu. Gözü bir an robotun göğsündeki koca yuvarlağa ilişti. Oraya bir vurabilse kollardan kurtulacaktı. Kendini kollardan kurtarmayı bırakıp robotun göğsüne vurmak için hamle yapmaya başladı.Robot,Phil'i kendine yaklaştırmadığı gibi bir de aynı güçte Phil'in kollarını öldüresiye sıkıyordu.Bu smilasyonun güç denemek için olduğu belliydi.Phil en sonunda ona tekmeyi vurmayı başarmıştı.Phil'in kolları büyük bir işkenceden kurtulmuştu.Robot olduğu yerde donakalmıştı.Kırmızı gözleri artık parlamıyordu.Işıkları sönmüştü.Phil ona kısa bir süre baktıktan sonra merdivenleri üçer beşer çıkmaya başladı.

Gözlerini yavaşça tavana doğrulttu Phil.Çıtırtı sesi yaratan ateşin ışığında parlayan''2'' sayısına baktı.Daha sonra tekrar ard ardına konmuş kapılardan geçmeye başladı.Kulakları mekanik seslerden dolayı uğulduyordu.O robotları karşısına almalıydı.Yoksa tekrar kollarını tutarlar ve bu sefer hiç kurtulamazdı.En sonunda onları görmeyi başardı.Ancak bu sefer dört çift göz ona bakıyordu.Her katta robot sayısı artıyordu anlaşılan.Kendini güvence altına almalıydı.Eğer kaçarsa onlardan.Üst kattaki robotlarla birlikte daha fazla güçlenirler ve Phil robotlardan kurtulamaz,rehineyi de kurtaramazdı.Ayaklarını sertçe zemine vurdu.En iyisi havadan saldırmaktı.Uçarak tepelerinde süzülmeye başladı.Robotların pençe kıstırma sesleri kulakları tırmalıyordu.Biraz kendini zemine yaklaştırarak uçmaya başladı.Onların bir açığını bulup göğüslerindeki o kırmızı daireye vurmalıydı.Ve işte beklediği an gelmişti.İki robot da kollarını Phil'i yakalamak için uzattı.Phil,hızlıca yana doğru kaydı ve pençelerden kurtularak iki robota da ayrı ayrı yumruk salladı.Robotlar kafalarını öne eğmiş bir biçimde durmuşlardı.Şimdi geriye şu lanet merdivenlerden çıkmak kalmıştı.Uçmayı bıraktı ve zemine yumuşak bir iniş yaparak merdivenleri tetikte gözlerle çıkmaya başladı.

Üçüncü kata varabilmişti.Ayağını zemine bastığı anda robotlar da devreye girmişti anlaşılan.Sanki onu bekleyen akbabalar gibi Phil'in üstüne doğru hamle yapmaya başladılar.Ateş,şimdi yıkık binayı iyice yıkıyordu.Dördüncü katın açık zemininden tahtalar düşüyordu Phil'in bulunduğu kata.Herşey yıkılıyordu.Ama bu robotlar hâlâ Phil'i yoketmeyi amaçlıyordu.Phil'in aklına bir plan gelmişti.Bu çöküp kata inmiş tahtalardan bir tanesini alacaktı ve robotların göğsüne tahtayla vuracaktı.Umduğu gibi olursa bu lanet yerden kurtulacaktı ve yatakhanesinde mışıl mışıl uyuyacaktı.Tek hayâli buydu.Robotların Phil'i bir köşede kıstırmasına izin verdi.Eline yerde ucunda ateşi tüten tahtayı aldı ve robotlara doğru salladı.O kadar fazla metalle başa çıkabilir miydi?Artık tecrübe kazanmıştı.Onlar saldırıyor Phil kendini savunuyordu.Kendi tahtayı kendisinin etrafında tam bir tur döndürdükten sonra robotların hepsinin göğsüne birer tane indirerek aralarından sıyrıldı.Başarabilmiş miydi?Bilmiyordu.Ama onların kendisini takip etmediklerini umuyordu.Hızla merdivenin bulunduğu kapıdan içeri girdi ve merdivenlerden hızla yukarı çıktı.

Zaferine ulaşmasına yalnızca bir kat kalmıştı.Tetikte kısa bir süre bekledi.Bir çift göz karşısından ona doğru gelmeye başladı.Bu sefer bir taneydi.Peki neden iki katta birden fazla robot vardı?Smilasyonun bir parçası olduğunu düşünerek gelen robota karşı gardını alarak bekledi.O kulak tırmalayıcı metal sesi tekrar kulağına gelmeye başlamıştı.Robotun pençeler açıp kapanıyor,Phil de bu saldırılara karşı kıvrak reflekslerle sıyrılıyordu.Bu kattaki robot nedense hiç açık vermiyordu.Sürekli saldırılarıyla Phil'i usandırmıştı.Ne yapması gerektiğini bilmiyordu?Mantığını kullanmalıydı ama düşünmeye bile fırsat bulamıyordu.Phil gittikçe yoruluyordu.Hızla pençesini atan robota en sonunda hamle yapmayı başarmıştı.Nasıl yaptığını bile anlayamamıştı.Kolunu sıkmak için gelen iki demir pençesinin arasından sıyrılarak robotun karın kısımına sağlam bir yumruk vurmuştu.Yeni bir katta yeni bir robota geçmeden önce dinlenmeliydi.Ama dinlenirse de alevler tamamiyle binayı içine alacaktı.Dinlenecek vakit yoktu.Rehineyi kurtarmalıydı.Kahramanlığını göstermesi gerekiyordu.Hızla son merdivenleri çıkmak için atıldı.

İşte en sonunda smilasyonun en üst seviyesine gelmişti.Başı zonlamaya başlamıştı.Ayrıca çok hızlı nefes almaya başlamıştı.Ciğerleri çatlayacaktı sanki.Merdivenden bir iki adım uzaklaştı ve hazır şekilde beklemeye başladı.Bu kat diğer katlardan daha aydınlıktı.Alevler her yeri sarmıştı.Bir yer hariç.Bir odada hiç ışık yoktu.Karanlıktı.Ve büyük ihtimal rehinenin bulunduğu oda orasıydı.Ortada robot yok gibiydi.Bir iki adım atmıştı ki kat mekanik seslerle birden büründü.Diğerlerinden çok daha büyük bir robot vardı karşısında.Koyu renk bir zırh kaplaması vardı.Bu diğer robotların efendisi gibiydi.Ona doğru geniş adımlar atıyordu.Phil acaba robot onu kıstırmadan smilasyonu bitirebilir miydi?İmkânsız değildi.Phil hızla karanlık odaya doğru koşmaya başladı.Yakınlarına bir sürü yanan tahta parçaları düşüyordu.Ellerini kafasına siper ederek koşturmaya devam etti.Ancak bu koşuşturma uzun sürmedi.Hafif bir inlemeyle Phil bir anda yere düştü.Robot arkasından onun kolalrını yakalamış ancak daha sonra kaymıştı.Phil'in kolları yine serbestti.Zaman kaybetmeden tekrar ayağa kalktı ve hızla havaya uçtu.Şimdi olabilecek tavan hizasında uçuyordu.Eline ucu tüten bir tane tahta aldı ve robotun karnına fırlattı.Hızla giden tahta robotu tam yuvarlak çemberden vurmuştu.Phil elini yumruk haline getirip zafer işareti yaptı.Artık o inleyen mekanik seslerinden kurtulmuştu.Şimdi geriye rehineye dokunup bu iğrenç yerden çıkmak kalmıştı.Eline bir başka ateşli tahta aldı ve karanlık odaya girdi.Tahtanın ucundaki ateşin ışığında gözlerini odada gezdirdi.Başıdnan kan akan,gözleri yere dönük bezgin bir şekilde elleri bağlı bir dam gördü.Artık bitecekti.Phil rehinenin yanına yavaşça gitti.Derin bir nefes aldı ve ona dokundu.Kolu birden sıcak bir iple bağlanmış gibi hisse kapıldı.Gözlerini kısa süreliğine kapattıktan sonra yeniden açtı.Artık ne robot vardı,ne yıkık bina ne de elini ısıtan tahta.Herşey bitmişti.Son bir kez sağlam geldiğine emin olmak için kendine baktı.Kendine gelmesi uzun sürmemişti.Herşey bitmişti artık.Bay Stone'un son bir konuşma yapmayacağını umuyordu.Umduğu gibi de olmuştu.Tüm bitiren öğrenciler serbest bir şekilde çıkıyorlardı.Phil,başıyla Bay Stone'a selam verdi ve diğer bitiren her öğrenci gibi sınıftan ayrıldı.Aksiyon dolu bir dersti.Yorgunluğu tamamen gitmişti.Şimdi tekrar boş zamanı olmuştu.Yapmak istediği şey yatakhaneye gidip biraz uyumaktı.Öyle de yapacaktı...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 3:23 pm

Hp- Rp istiyorum...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 6:51 pm

A. Ramona Melanie Lavigne demiş ki:: Hp- Rp istiyorum...

Ne fark eder? Sizlerin rplerde ilk arayacağınız şey konu değil; rp içindeki anlatım, betimleme, imla kuralları ve uzunluk olmalı. Sizdeki durum farklı mı emin değilim tabii...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 7:50 pm

Andrei Boris Grzeskiewicz demiş ki:

A. Ramona Melanie Lavigne demiş ki:: Hp- Rp istiyorum...

Ne fark eder? Sizlerin rplerde ilk arayacağınız şey konu değil; rp içindeki anlatım, betimleme, imla kuralları ve uzunluk olmalı. Sizdeki durum farklı mı emin değilim tabii...

Onlarda önemli ama burası Hp-Rp sitesi

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 8:04 pm

Tonks Walker demiş ki:: Onlarda önemli ama burası Hp-Rp sitesi

Ben aksini iddia etmedim. Seçilme rpsi başka site içinde yapılacak rp başka. Bu siteye Hp konusu dışında bir rp yapmak için gelinmez zaten. Bu sadece yaptığım rplerden bir örnek. Örnek rpnin amacı zaten üyenin hple ilgili rplerini görmek değil, rp deneyimini öğrenmektir.

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 9:57 pm

Tamam kardeş , RP'n her ne kadar içerikman bize uymasa da kapasiten var . Üç gün içerisinde yeni sitemize geçeceğimiz için rütbe verme konusunda ikilemdeyim . İstersen vereyim ?

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 10:40 pm

Yeni siteye geçilecekse şu an için farketmez. Ama öbür sitede de rütbem garanti olur mu? Olursa bu sitede rütbe verilmesine gerek yok...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 10:46 pm

Tekrar alımlar açılacak , belki daha iyi rütbeyi bile alabilirsin ...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 11:43 pm

Tamam o zaman...

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları Ptsi Eyl. 08, 2008 11:50 pm

Yalnız.. Muggle'sın ya.. Asanın adını yazman gereken kutuyu boş bırakmalısın..

Konu: Geri: Bakanlık Çalışanı Alımları C.tesi Eyl. 13, 2008 10:22 pm

İstediği Bölüm :Bakanlık Müsteşarı
Örnek RP :Şimdi yasdım kesinlikle benim eserim

Kristin Japon Restoranını merak etmişti.
~Acaba bir akşam yemeğine gitsem mi?

diye düşünüyordu.Sonunda kendisi için güzel bir akşam bulmuştu.Taksiye binip gidecekken yolda birisine rastladı.Bu hoş giyimli adam sanki Kristin'e bir şey diyecekmiş gibi bakıyordu.
~Oraya gitmemelisin.

diyen bakışları Kristin'i ürkütüyordu.Adam sanki yokmuş gibi bir anda kayboldu.Muggle şehrinde büyü yada herhangi bir şey yapmak çok büyük yasaktı.Bu olay azkabana kadar gidebilirdi.Ya bu adam olacakları bilmiyor yada ben yanlış gördüm diye düşündü Taksiye bindikten sonra:
~Londra/kafe ve yemek sokağındaki Japon restorantına lütfen.

dedi.Şöför büyük bir saygıyla

~Peki hanımefendi.

dedi.Yolda Kristin cama bakıp

~Bu adam kimin nesidir genç olsaydı kuralları biliyor derdim ama benim yaşımın yaklaşık 2 katıydı.Sanki kim-olduğunu bilirsin-sen benziyordu.Ama nasıl olur o çoktan yok oldu. Ya tekrar çıkmışsa...Bana ne demek istedi.Niçin ben restorana gitmemeliymişim ki? Belkide karanlıkta ben yanlış görmüşümdür.

Şöförün:

~ Geldik hanımefendi taksimetreye göre 3.2 dolar.

diye seslenişiyle irkildi.Parayı uzattıktan sonra taksiden çıkıp restorana doğru ilerledi.Restorana girdikten sonra masasına oturdu.Suşi ısmarlattı.Yemeği geldikten sonra O adamı yeniden gördü.Işık yeterli olduğu için adamın yüzünü rahatlıkla seçebildi.Adam

~Buraya gelmemeni söylemiştim sana!

der gibi baktı.Birden elektrikler kesilip geri geldi.Geldiğinde adam ortada yoktu.Kristin korkarak yosun kokan yemeğini yemeğe çalışıyordu[/i]