Rachel Hurd Wood Beauxbatons/1. Sınıf Unicornwit Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 21 Yaş : 29 Rp Sevgilim : Tom Voldemort Savaş Tarafım : Ölüm Yiyenler Yaşım(Rp\'de) : 11 Asam : Asanızı yazınız! Kan Saflığı : safkan En Belirgin Özelliği : Zeki Kayıt tarihi : 15/06/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (10/100) Rp Gücü: (95/100)
| Konu: Rachel Hurd Wood C.tesi Tem. 26, 2008 2:44 pm | |
| Sabahın erken saatleriydi şimdi; ama Rachel için gün çoktan başlamıştı. Bakması gereken dükkânı vardı. Ayrıca Karanlık Lady idi ve bu meslek gerçekten çok sorumluluk istiyordu. O, bu sorumluluklardan bazen oldukça sıkılsa da mesleğini çok seviyordu. Evet, o bir Ölüm Yiyendi, hatta başıydı onların…
Güneş, ilk ışıklarını Üç Süpürge’ye veriyordu sanki. Pencereden ışık demetleri kırılıyor; Rachel’in gözlerine yansıyordu. Maviye çalan gözlerini hafiften parlatan bu ışıklar, Rachel’in kolundaki metali de parlatıyordu. Rach, kolunu oynattıkça metal bileziğin gölgesi duvarda oynuyor; aynı zamanda Güneş ışıklarını her yana saçıyordu.
Dışarıda hiç ses seda yoktu; geceden kalan sarhoşlar ve onların kahkahaları hariç… Neden bu kadar içerlerdi ki? Hiç anlamazdı onları. Gerçi kendisi de kafasına esince yapardı bu aptallık diye düşündüğü işleri; ama kendine gelince de tekrardan nefret ederdi içkiden-daha doğrusu sonrasında getirdiklerinden-… Ondan nefret etmesinde bazı anıları etkili olmuyor değildi ve de rüyalarının- daha doğrusu kâbuslarının-. Çocukken bir arkadaşının babası içkiyi çok içiyor ve ailesine, çevresine, en önemlisi kendisine zarar veriyordu. Kızının psikolojisi bozulmuştu onun yüzünden. Arkadaşı çok kötü durumdaydı o anlar. Bir keresinde Rachel onlardaydı da, babası sarhoş sarhoş gelmişti; vitrinleri indirmiş, tabak çanak bırakmamıştı. Karısını ve çocuklarını da harap etmişti aynı zamanda. Sonra bir koltuğa bayılmış, ayıldığında ise Rachel’den ve ailesinden özür dilemişti tek tek. O, işte o gün anlamıştı içkinin ne pis şey olduğunu… Gerçi biliyordu, fazlasının zarar olduğunu ama yine de etkilenmişti bir kere. İçiyor; ama fazla kaçırmıyordu o yüzden.
Rachel, akşam acelece çıkmak zorunda kalmış; o yüzden dükkânı toparlayamamıştı. Bardaklar, masaya dökülen içecekler, etraftaki sandalyeler… İşte o yüzden bu kadar erken gelmişti bugün. Sabahın köründe kalkmıştı; aslında hiç uyumamıştı. Şimdi arada sırada gözleri gidiyor; açamıyordu. Zorlukla da olsa açıyordu; ama bu, onun için kendinin 5 misli ağırlığında bir yükü kaldırmaktan daha zor geliyordu.
Sokakların yavaş yavaş dolduğunu hissedince daha hızlı yapmaya başladı işlerini. Uykusuyla savaşmaktan ele gelir hiçbir iş yapamadığını şimdi fark etmişti. Buzlu bir soda içip, yüzünü soğuk bir suyla yıkayana kadar… Masaların üzerindeki bardakları ve diğer artıkları hızlı bir şekilde toparlıyor, mutfağa götürüyordu. En son bardağı da götürdükten sonra bulaşıkları yıkadı. Bu işleri yapmak ona çok ağır geliyordu; çünkü kendine yakışmadığını düşünüyordu. O, bir Lady idi ve kendisinin eski zamanlardaki kraliçeler, prensesler kadar narin olması gerektiğini düşünüyordu. Oysa bunlar doğru değildi.
Sandalyeleri de düzeltmişti sonunda… Saat de 9 olmuştu aynı zamanda. 3 saattir buradaydı Rachel. Bir sandalyeye oturdu ve dinlenmeye başladı. Bacak bacak üstüne attı.
“Oh… Bitti sonunda. Yorulmuşum valla. Bir yardımcı bulmanın zamanı çoktan geldi de geçiyor.”
Dedi ve mutfağa ilerledi. Kendisine bir meyve suyu hazırladı. İçerisine de o kadar buz koydu ki bardaktan taştı içecek. O kadar terlemişti ki… Sonra eski yerine geçip meyve suyundan yudumlamaya başladı. Aynı zamanda elinde bir önceki savaşın raporları duruyordu. Tabiî ki Ölüm Yiyenler yenmişti, ama bu sefer işleri bir hayli zor olmuştu savaşta. Zümrüdü Anka Yoldaşları büyük planlar yapmıştı anlaşılan. Ama Ölüm yiyenler de boş durmamıştı ki, onları yenebilsinler. Şimdi diğer savaşı düşünüyordu. Acaba kim kazanacaktı bir diğer taraf savaşını?
Meyve suyunun son damlasını da içmiş, içinde hala erimeyen buzlar kalmıştı bardakta. Onları da ağzına attı. Dişleri biraz sızlamıştı. Ama alışıktı ne de olsa. Sokaktan seslerin yükselmesiyle dışarıya çevirdi gözlerini. Diğer dükkân sahipleri de açmaya başlamıştı dükkânlarını. Bu saatte hiç müşteri gelmezdi; ama alışkanlık mı kural mı herkes bu saatte açardı dükkânlarını. Bacaklarının ağrıdığını hissetti ve ayaklarının altına bir sandalye koyarak uzattı bacaklarını. Neyse ki kimse görmüyordu onu böyle. Rachel’in başı yavaş yavaş yana kaydı, uyuyakalmıştı. Sonunda göz kapaklarının inadına dayanamayıp, onlara yenik düşmüştü.
Sokaklar iyice dolmuştu şimdi. Çocuklar, gençler, yaşlılar… Rachel halen uyuyordu. Neyse ki horlamıyor veya garip sesler çıkarmıyordu uyurken. Evet, şimdi kimse yoktu dükkânda; ama biri geldiğinde bari daha fazla rezil olmazdı. Neyse ki uyandı… Saatine baktı. Saat 11 olmuştu. En azından 1 saattir uyuyordu Rachel. Bütün geceki uykusunu bu bir saate sığdırmış gibiydi. Kalktı ve gerindi. Birisi gelip onu gördü mü diye merak ediyordu.
“Umarım kimse görmemiştir beni.”
Dedi sadece. Sonrasında da saçını başını düzeltmek için dükkânın tam ortasında duran büyük aynaya doğru yürüdü. Gözleri çok az şişmişti; ama güzelliğinden hiç bir şey götürmemişti neyse ki. Birbirine karışan saçlarını taradı. Artık eski haline dönmüştü.
“Bakalım neler olacak.”
Dedi ve daha sonra dükkâna girmek için kapıyı aralayan müşteriyi gördü. Ona doğru yürüyerek;
“Hoş geldiniz.”
Dedi. Sonra da onun isteğini gerçekleştirmek üzere oturduğu masaya doğru ilerledi. | |
|
A. Ramona Melanie Lavigne Admin& Hogwarts Müdiresi& Bitkibilim Profesörü& Gryffindor B.S
Mesaj Sayısı : 752 Nerden? : Londra ! Rp Sevgilim : Finrod Voldemort Savaş Tarafım : Tarafsız... Yaşım(Rp\'de) : 20 Asam : ~ Hayaller Çıkmazı ~ Kan Saflığı : ~Safkan~ En Belirgin Özelliği : Cesareti !! Kayıt tarihi : 19/04/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (100/100) Rp Gücü: (100/100)
| Konu: Geri: Rachel Hurd Wood C.tesi Tem. 26, 2008 2:53 pm | |
| ~ Uzunluk iyi.. ~ Yazı tipi hoş.. ~ Betimlemeler güzeL.. ~ Gözüme çarpan bariz bir yazım hatası yok. ~ Renk seçimi biraz daha iyi olabilir. Sonuç : % 95 | |
|