Helen Beatrice Tyler 3. Sınıf Gryffindor Öğrencisi
Mesaj Sayısı : 93 Yaş : 30 Nerden? : Floransa/ İtalya Savaş Tarafım : Zümrüdüanka yoldaşlığı Yaşım(Rp\'de) : 13 Asam : Cesaretin Gücü Kan Saflığı : Safkan En Belirgin Özelliği : Yardım severliği Kayıt tarihi : 28/05/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (10/100) Rp Gücü: (80/100)
| Konu: Mary Kate Ashley Olsen Perş. Haz. 19, 2008 1:30 pm | |
| Ad & Soyad : Mary Kate Ashley Olsen
Okul (Mezun) : Hogwarts
Rp Konusu (Başlığı) : Garip Başlayan Gün
Örnek RP :
Mary Kate irkilerek uyandı. Sanki biri onu uyandırmak için sarsmış gibi geliyordu kendisine ama yatağının perdeleri kapalıydı ve bir kıpırtıda yoktu. Demek ki kendisi uyanmıştı ama neden böyle hissetmişti ki... Kol saatine baktı. Annesi okula gelmeden önce almıştı Mary'e bu saati. Yeşil renkte bir kayışı ve akreple yekovanın üstünde de küçük birer kelebek vardı. Saat daha sabahın 4'üydü. Tekrar uyuyabilmek için gözlerini kapattı Mary fakat uyuyamıyordu. Göz kapaklarını daha sıkı kapatmayı denedi. Bu sadece gözlerinin kızarmasını sağlamıştı. Mary uyuyamayacağını anlayınca yatağında doğrularak oturdu. Sonra emekleyerek yatağın ucuna geldi ve perdeyi elleriyle yakalayıp hızla iki yana savurdu. Perdenin yumuşak ve kadife dokusu hoşuna gitmişti. Oysa o perdeleri ilk gördüğü zaman hiç hoşuna gitmemişti. Suratını asmıştı. Koyu kırmızı renkteydiler kan gibiydi. Yatağına her yatışında hep aklına kendi kanının perdeye bulaşmış olduğu hissine kapılıyor, kendisini boğuluyormuş gibi hissediyordu.Artık ona alışmıtı hatta evine gittiği zaman odasında ki perdeden şikayet ediyordu koyurenk olmadığı için. Ayaklarını yataktan aşağıya sarkıttı. Bu şekilde bakınca zaten küçük olan ayakları daha da minikmiş gibi gözüküyordu. Parmaklarını oynattı. Bu Mary'i hep neşelendirirdi.
Beyaz renkli, yumuşacık tüyleri olan terliğini ayaklarına geçirip yataktan aşağı hopladı. Sonrada kendi kendine söylendi askalsın arkadaşlarını uyandıracaktı. Çok ses çıkartmıştı. Çevresine bakınmaya başladı.ama gün ışımadığı için daha pek bir şey gözükmüyordu. Tavana kadar uzanan büyük ve geniş pencereye doğru gitti. Geniş kenarlığına oturdu geceliğini toplayarak, ayaklarınıda kendine çekti ve gövdesini cama yasladı. Dışarıyı izlerken başı ağırlaşmıştı. Başını dizlerine dayadı. Yasak ormana bakıyordu pencereden. Dışarda hafif bir rüzgar vardı sanırım çünkü ağaçların yapraklarında gelen hışırtı sesini duyuyordu Mary. Bu ses ona sanki ninni gibi gelmişti.
Yasak orman da yürüyordu üzerinde sadece geceliği vardı. Etraf çok sessizdi. Bu Mary'nin hoşuna gitmemişti hiç. Ne işi vardı burda, ne zaman gelmişti buraya hatırlayamıyordu bir türlü yürümeye devam etti. İlerde Hogwarts Kalesi'nin kuleleri gözüküyordu. Çok uzaklaşmıştı bir şekilde. Korkmaya başlamıştı. Tüyleri ürperdi. Kafasının içindeki ses ona çabuk olmasını söylüyordu. Burda olmamalıydı. Birden duyduğu bir çıtırtı kendisini burda yanlız olmadığını anlamasına yetmişti. Durdu ve başını yavaşça arkasına çevirdi. Çalılıkların arasında kendisine bakan iki parlak göz vardı. Geri geri yürümeye başladı. Ordaki şey her neyse pekte dost canlısı gibi bakmıyordu. Asasını aradı üzerinde ama yoktu. Nasıl olmuştu da yanına almamıştı asasın. Şimdi kendisini koruyacak hiç bir şey yoktu. Arkasını dönüp koşmaktan başka seçeneği kalmamıştı.
Tüm gücüyle koşuyordu Mary ama artık yorulmaya başlamıştı. Kasları yanıyordu. Ama arkasında ki şey hala onu takip etmeyi bırakmamıştı. Bir anda devrilmiş olan ağacı farkedemedi ve düştü her yeri acıyordu kolları çalılıklara çarpmaktan çiziklerle doluydu.Uçuk mavi renkteki geceliği düşmümesiden dolayı yırtılmıştı ve dizinde büyük bir kesik vardı. Kalkmaya çalıştı kaçması gerekiyordu ama bunu denediğinde çığlık atarak yere düşmüştü. Gözlerinde yaşlar gelmeye başladı nefesi kesik kesikti. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Siyah gözlü kurda benzeyen yaratık Mary'i yakalamıştı artık. Küçük adımlarla kendisine yaklaştıkça Mary takılıp düştüğü ağaca doğru sağlam olan bacağıyla kendini itiyordu. Artık kaçış yoktu gözlerini kapadı burda olmak istemiyordu kalan son gücüyle bağırmaya çalıştı. Boğazı kupkuruydu sesi sadaca fısıltı şeklinde çıkmıştı.
''İmdaaaat! Yardım ediiiinnn. Kimse yok muuuu? ''
Yaratık iyice yaklaşmıştı. Artık burnundan gelen soluma hissini teninde hissede biliyordu. Ağzından akan salyalar ve nefesinin yaydığı berbatt koku....
Mary ter içinde gözlerini açtı. Nefes nefese kalmıştı. Tüm vücudu korkudan titriyordu. Pencerenin kenarında uyuya kalmıştı. İndi ve yatağının kenarındaki masada duran sürahiden kendine su doldurmaya çalıştı. Ama elleri o kadar çok titriyordu ki suyun yarısın dökmüştü. Sürahiyi bıraktı ve elinde bardakla yatağa oturdu. Yarım araladığı dudaklarına yaklaştırdı bardağı. Bir kaç yudum su içe bilmişti sadece bardağı masaya bıraktı titremesi geçiyordu artık. Bir süre ne yapacağını bilmez şekilde boş gözlerle yatağının karşısındaki duvara baktı.
Kendine geldiği zaman saatin çok fazla ilerlemediğini anladı sadece yarım saat uyumuştu anlaşılan ama bu süre kabus görmesi için yeterliydi. Pencereden yasak ormana bakması etkilemişti herhalde. Gün ışıkları pencereden geçerek odayı aydınlatmaya başlamıştı. Mary üstünü değiştirdi ve resim yapmaya karar verdi bu şekilde rüyayı unutabilirdi.
Eşyalarını toplamış tam odadan çıkmak üzereydi ki bir an da asasını unutmuş olduğunu farketti. Şovalesini kapının yanındaki duvar kenarına yasladı. Boyalarını da kapının diğer tarafındaki masaya bırakacaktı ki masanın üstünün çok tozlu olduğunu gördü. Kendi kendine ev cinlerinin izin günü mü var ki dedi ama bunun olmadığını çok iyi biliyordu. Eliyle masanın üstündeki tozlu kısmın bir kısmın süpürdü ve eline yapışan tozları incelemeye başladı. Beyaz ve parlak renkli olduğunu gördü. Bunlar kendiliğinden buraya gelmiş olamazdı. Burnuna götürünce birden hapşurmasına neden olmuştu tozlar. Arkadaşlarını uyandıracağını anlayan Mary elindeki boyaları yere koydu ve ardından gidip hemen asasını aldı. Sonrada sandığından küçük bir tüp aldı ve masanın yanına gelip basit bir sihirle bütün tozları tüpün içine doldurdu ve şişeyi pantolonunun cebine sokuşturdu. Bütün eşyalarını da toplayarak odadan çıktı ve göl kenarına gitmeye karar verdi orda rahat rahat resim çizebilirdi. Gün doğumunun göle yansımalarıyla ilgili bir resim yapmak hoş olurdu. Daha sonra herkes uyandığında bu tozları profesörlerden birine gösterir ve ne olduklarını öğrene bilirdi. | |
|
A. Ramona Melanie Lavigne Admin& Hogwarts Müdiresi& Bitkibilim Profesörü& Gryffindor B.S
Mesaj Sayısı : 752 Nerden? : Londra ! Rp Sevgilim : Finrod Voldemort Savaş Tarafım : Tarafsız... Yaşım(Rp\'de) : 20 Asam : ~ Hayaller Çıkmazı ~ Kan Saflığı : ~Safkan~ En Belirgin Özelliği : Cesareti !! Kayıt tarihi : 19/04/08
Kişi sayfası Büyü Gücü: (100/100) Rp Gücü: (100/100)
| |